enerjiraporu2012

April 5, 2018 | Author: Anonymous | Category: Documents
Report this link


Description

ISSN : 1301-6318 ENERJİ RAPORU 2011 Aralık 2011, Ankara Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 I ISSN : 1301-6318 DEK-TMK YAYIN NO : 0019/2011 Baskı : Poyraz Ofset - (0312) 384 19 42 Bu kitap Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi’ne ait olup kitapdan kaynak gösterilmek şartı ile alıntı yapılabilir. Kitabın tamamı ya da bir kısmı izinsiz yayınlanamaz. Bu kitapda yer alan görüşler DEK-TMK’nın resmi görüşünü ifade etmesini gerektirmez. II Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi YÖNETİM KURULU Başkan Genel Sekreter Sayman Üye Üye Üye Üye Üye Üye Üye Üye Üye : Süreyya Yücel Özden : Ömer Ünver : Ülker Aydın : Mustafa Çetin : Mustafa Aktaş : Halil Alış : Ali Oğuz Türkyılmaz : Prof. Dr. A. Orhan Yeşin : Gültekin Türkoğlu : Muzaffer Başaran : Ayla Tutuş DENETİM KURULU Başkan Üye Üye : Tülin Keskin : Mehmet Ayerden : Çetin Koçak Temsil Ettiği Kuruluş Gerçek Kişi İTÜ Rektörlüğü Gerçek Kişi Gerçek Kişi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı TKİ Genel Müdürlüğü EÜAŞ Genel Müdürlüğü TMMOB-Makina Mühendisleri Odası Gerçek Kişi Gerçek Kişi Gerçek Kişi Gerçek Kişi Temsil Ettiği Kuruluş Gerçek Kişi TETAŞ Genel Müdürlüğü Gerçek Kişi Başkan Yardımcısı : Prof. Dr. H. Mete Şen Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 III ENERJø RAPORU – 2011 ÇALIùMA GRUBU Konu BaúlÕklarÕ 1. Genel Enerji 2. Kömür 3. Petrol ve Do÷al Gaz AdÕ SoyadÕ Ömer Ünver, DEK-TMK Genel Sekreteri Çetin Koçak, DEK-TMK Denetim Kurulu Üyesi Ülker AydÕn, DEK-TMK Sayman Üyesi Emre Aksoy, Petrol øúleri Genel Müdürlü÷ü F. Zuhal Argun, DEK-TMK Üyesi Ümit Bilek, EPDK Grup BaúkanÕ A.U÷ur Gönülalan, DEK-TMK Üyesi Adnan Karabulut, Petrol øúleri Genel Müdürlü÷ü Erol Metin, Petrol Sanayi Derne÷i Necdet Pamir, DEK-TMK Üyesi Hülya Peker, DEK-TMK Üyesi Mehmet ùüküro÷lu, TABGøS Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Tuntaú, ETKB Transit Petrol Boru HatlarÕ Dairesi BaúkanlÕ÷Õ Tolga Turan, EPDK O÷uz TürkyÕlmaz, DEK-TMK Yönetim Kurulu Üyesi Koray Ülger, TÜPRAù Genel Müdürlü÷ü ùermin Yavuz, ODTÜ Güner Yenigün, PUøS Genel Sekreter Ayla Tutuú, DEK-TMK Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Çetinkaya, DSø Genel Müdürlü÷ü, Barajlar ve HES Dairesi Baúkan YardÕmcÕsÕ Mete Ertunga, DEK-TMK Üyesi Neúe Leblebici, EPDK KamulaútÕrma Dairesi BaúkanlÕ÷Õ Enerji UzmanÕ Sibel ÖzsayÕn, Çevre ve ùehircilik BakanlÕ÷Õ, Çevresel Etki De÷erlendirmesi ve Planlama Genel Müdürlü÷ü Fizik Mühendisi Mehmet Vural, EPDK KamulaútÕrma Dairesi BaúkanlÕ÷Õ Enerji UzmanÕ Dr.Cenk Sevim, DEK-TMK Üyesi Prof.Dr.A.Orhan Yeúin, DEK-TMK Yönetim Kurulu Üyesi Gültekin Türko÷lu, DEK-TMK Yönetim Kurulu Üyesi Teoman Alptürk, DEK-TMK Üyesi Dr.Erdal Bizkevelci, TÜBøTAK Süleyman Zeki Çeri, DEK-TMK Üyesi Olgun Sakarya, TEDAù Genel Müdürlü÷ü Bilal ùimúek, TEDAù Genel Müdürlü÷ü Dr.Figen Ar, DEK-TMK Üyesi Dr.Mustafa Tolay Selva Tüzüner, DEK-TMK Üyesi Tülin Keskin, DEK-TMK Denetim Kurulu BaúkanÕ Baúkan Üye Üye Üye Üye Üye Üye Üye Üye Üye Üye Üye Üye Üye Üye Üye Baúkan Üye Üye Üye Üye 4. Hidrolik Üye 5. Rüzgar Enerjisi 6. Jeotermal Enerji 7. Elektrik Enerjisi Baúkan Üye Üye Üye Üye Üye 8. BiyoyakÕtlar 9. Biyokütleden Enerji Üretimi 10. Enerji ve Çevre 11. Enerji Verimlili÷i IV Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 İÇİNDEKİLER SUNUŞ ....................................................................................................................... XI 1. GENEL ENERJİ ........................................................................................................1 1.1. Dünya’da Gelişmeler .............................................................................................1 1.2. Türkiye’de Gelişmeler ............................................................................................3 1.3. Türkiye’nin Ana Problemi – Dışa Bağımlılık ...........................................................6 1.4. Dünya’da Nükleer Enerji ........................................................................................7 1.4.1. Nükleer Güç Konusunda Ülkelerin Yeni Tavırları .........................................7 1.4.2. Fukushima Daiichi Nükleer Reaktörlerinde (BWR) Meydana Gelen Kazanın WEC-Japon Komitesi Tarafından Raporlara Dayanarak Açıklaması ..................................................................................8 1.4.3. Nükleer Güç Santralları – Türkiye’de Gelişmeler .......................................10 2. KÖMÜR ..................................................................................................................15 2.1. Dünya Kömür Rezervleri ......................................................................................16 2.1.1. Dünya Kömür Üretim ve Tüketimleri ..........................................................18 2.1.2. Dünya Kömür Sektörü Pazar Durumu .......................................................22 2.1.3. Dünya Birincil Enerji Arzı içinde Kömür Miktarı ..........................................22 2.1.4. Dünya Enerji Üretiminde Kömürün Payı ve Türkiye’nin Durumu...............23 2.2. Türkiye Kömür Rezervleri .....................................................................................26 2.2.1.Türkiye Asfaltit Rezervleri, Üretimi ve Tüketimi ...........................................30 2.2.2.Türkiye’de Kömür Üretimi ve Tüketimi ........................................................31 2.2.3. Kömür Rezervlerinin Termik Santral Potansiyeli ve Elektrik Arz Güvenirliği ............................................................................................33 2.2.4. TKİ’de Kömür Teknolojileri ve AR-GE Faaliyetleri ......................................35 2.2.5. Kömür İthalatı .............................................................................................37 2.2.6. Türkiye’deki Gelişmeler ve Elektrik Üretiminde Yerli Kömürlerin Teşviki ..37 3. PETROL VE DOĞAL GAZ ......................................................................................43 3.1.Dünya’daki Gelişmeler ..........................................................................................43 3.1.1. Petrol Fiyatları .............................................................................................45 3.1.2. Petrol ..........................................................................................................48 3.1.2.1 Rezervler .........................................................................................48 3.1.2.2. Petrol Üretim-Tüketimi ...................................................................49 3.1.3.Doğal Gaz ....................................................................................................50 3.1.3.1. Dünya Konvansiyonel Doğal Gaz Rezervleri ................................50 3.1.3.2. Konvansiyonel Olmayan Gaz Rezervleri .......................................51 3.1.3.3. Dünya Doğal Gaz Üretim ve Tüketimi ...........................................51 3.1.3.4. Sektörler Bazında Arz ve Talep .....................................................53 3.1.3.5. Doğal Gaz Fiyatlarının Seyri ve Etkenler .......................................54 3.1.4. Rafinaj .........................................................................................................55 3.2.Türkiye’deki Gelişmeler ........................................................................................56 3.2.1. Petrol ve Doğal Gaz Arama Faaliyetleri .....................................................56 3.2.2.Türkiye Ham Petrol ve Doğal Gaz Rezervleri ..............................................57 3.2.3.Türkiye’de Arama-Üretim ............................................................................58 3.2.4.Petrol ve Doğal Gaz Tüketimi ......................................................................64 3.2.4.1.Petrol Tüketimi ................................................................................64 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 V 3.2.4.2.Doğal Gaz Tüketimi ........................................................................64 3.2.5. İthalat ..........................................................................................................65 3.2.6. İhracat .........................................................................................................67 3.2.7. Doğal Gaz Depolama .................................................................................68 3.2.8.Uluslararası Boru Hattı Projeleri ..................................................................69 3.2.9.Petrol Kanunu ..............................................................................................72 3.3.Petrol Piyasası .......................................................................................................73 3.4. Rafinaj Sektörü .....................................................................................................73 3.4.1. Rafinerilerde İşlenen Ham Petrol................................................................74 3.5. Doğal Gaz Piyasası ..............................................................................................77 3.6. Ülkemizde Petrol ve Doğal Gaz Arama, Üretim ve Piyasa Sektörleri için Öneriler.........................................................................................78 4. HİDROLİK...............................................................................................................83 4.1. Giriş ......................................................................................................................83 4.2. Dünya Su Kaynakları ............................................................................................84 4.3. Dünya Hidroelektrik Potansiyeli ve Gelişme Durumu .........................................85 4.3.1.Dünya HES potansiyeli ve Gelişme Durumunun Kıtalararası Dağılımı .......86 4.3.2.2009-2010 Yılında Dünya’da En Yüksek HES Üretimi Sağlayan İlk 10 Ülke ......................................................................87 4.4. Türkiye’nin Su Kaynakları HES Potansiyeli ve Gelişme Durumu.........................88 4.4.1.Su Kaynakları...............................................................................................88 4.4.2.Türkiye HES Potansiyeli ve Gelişme Durum ...............................................89 4.4.2.1.Türkiye’nin hidroelektrik potansiyeli................................................89 4.4.2.2. 6200, 3096 ve 5346 Sayılı Kanunlar Kapsamında Geliştirilen HES’ler ..........................................................................89 4.4.2.3. 4628 ve 5346 Sayılı Kanun Kapsamındaki HES’lerin Durumu.......90 4.4.2.4. Lisans Almış Olan Projeler ve İlerleme Durumları .........................91 4.4.2.5. Katkı Payları ...................................................................................92 4.5 Hidroelektrik Santralların Geliştirme Süreçleri ve Yaşanılan Problemler .............94 4.5.1. Fizibilite Aşaması ........................................................................................94 4.5.2. Çevresel Etki Değerlendirme Süreci ..........................................................94 4.5.2.1. ÇED’in Kapsamı ve HES Projelerinin Çevre Mevzuatında Yeri.....94 4.5.2.2. ÇED Sürecinin Aşamaları ve Bu Süreçte Yer Alan Taraflar ..........95 4.5.2.3. HES’lerin Çevresel Boyutu, En Önemli Etkiler ve Öngörülen Tedbirler ......................................................................97 4.5.2.4. HES projeleri ile ilgili; Bölge Halkı ve Sivil Toplum Örgütlerinin İlettiği Sorunlar ..........................................................99 4.5.2.5. Mahkemeler Tarafından ÇED Raporlarında Görülen Eksiklikler....99 4.5.3. Arazi Temini Süreci ve Prosedürü ............................................................100 4.5.3.1. Kamulaştırma................................................................................100 4.5.3.2. İrtifak Hakkı, Kullanma İzni ve Kiralama .......................................102 4.5.3.3. Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Ait Taşınmazların Temini ...103 4.6. Pompa Depolamalı HES’ler ..............................................................................104 5. RÜZGAR ENERJİSİ .............................................................................................109 5.1. Dünya Rüzgar Enerjisi Pazarındaki Gelişmeler .................................................109 5.2. Afrika Rüzgar Enerjisi Pazarındaki Gelişmeler ..................................................114 VI Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 5.3. Asya Rüzgar Enerjisi Pazarındaki Gelişmeler ....................................................115 5.4. Avrupa Rüzgar Enerjisi Pazarındaki Gelişmeler ................................................115 5.5. Güney Amerika Rüzgar Enerjisi Pazarındaki Gelişmeler ..................................119 5.6. Kuzey Amerika Rüzgar Enerjisi Pazarındaki Gelişmeler ...................................120 5.7. Türkiye Rüzgar Enerjisi pazarındaki Gelişmeler ................................................120 5.8. 2011 Yılı İlk Altı Aylık Rüzgar Enerjisi Pazarı Özet Verileri ..................................122 5.9. Sonuç .................................................................................................................122 6. JEOTERMAL ENERJİ ..........................................................................................127 6.1.Giriş .....................................................................................................................127 6.2. Jeotermal Enerjinin Doğrudan Kullanımı ...........................................................129 6.2.1 Dünya’da Jeotermal Enerjinin Doğrudan Kullanımı ..................................129 6.2.1.1. Jeotermal Isı Pompaları ................................................................130 6.2.1.2. Bölgesel Konut Isıtılması ..............................................................130 6.2.1.3. Sera Isıtılması ...............................................................................131 6.2.1.4. Balık Çiftlikleri ...............................................................................131 6.2.1.5. Tarımsal Kurutma .........................................................................131 6.2.1.6. Endüstriyel Kullanım .....................................................................131 6.2.1.7. Soğutma /Kar Eritme ....................................................................131 6.2.1.8. Yüzme Havuzları/ Kaplıcalar.........................................................132 6.2.1.9. Diğer Kullanımlar ..........................................................................132 6.2.2 Türkiye’de Jeotermal Enerjinin Doğrudan Kullanımı ................................132 6.2.2.1. Jeotermal Bölgesel Konut Isıtmacılığı ..........................................133 6.3. Jeotermal Santrallar ...........................................................................................134 6.3.1. Dünya’da Jeotermal Santrallar .................................................................134 6.3.2 Türkiye’de Jeotermal Santrallar ................................................................135 6.3.2.1 Doğrudan Buharlaşma- Yoğuşma Çevrimli Jeotermal Santral ....137 6.3.2.2. İki Akışkan Çevrimli Jeotermal Santral ........................................138 6.4. Diğer Hususlar...................................................................................................139 6.5. Sonuç ................................................................................................................140 7. ELEKTRİK ENERJİSİ ...........................................................................................145 7.1. Elektrik Enerjisinin Dünyadaki Durumu..............................................................145 7.2. Türkiye Elektrik Sisteminin Bugünkü Durumu ...................................................145 7.2.1.Talep Gelişimi ............................................................................................145 7.2.2. Elektrik Sistemi Üretim-Tüketim İncelemesi.............................................147 7.2.2.1. Elektrik Üretim Tesislerinin Kuruluşlara Göre Gelişimi ..............147 7.2.2.2. Elektrik Üretim Tesislerinin Birincil Kaynaklara Göre Gelişimi ...152 7.3. Türkiye Elektrik Enerjisi Sektörü ile İlgili Uygulamaların Değerlendirilmesi .....158 7.3.1. Elektrik Enerjisi Potansiyelimiz .................................................................158 7.3.2. Uzun Dönem Arz Projeksiyonu ................................................................159 7.3.3. Elektrik Sektöründe Özelleştirmenin Sektöre Etkileri ..............................159 7.4. Elektrik Sektörünün Gelecekteki Talep Artışının Karşılanma Olanakları ...........160 7.5. Serbest Piyasa Düzeninde Arz Güvenilirliğinin Sağlanması ..............................162 7.6. Türkiye Elektrik Sektöründe Dışa Bağımlılık Giderek Artan Çari Açık Sorumu ve Yatırımların Finansmanı ..................................................................162 7.7. Elektrik Fiyatlarının Artışının Sanayi Sektörüne Etkileri ......................................163 7.8. Türkiye’de Elektromekanik Sanayinin Gelişimi ..................................................164 7.9. Elektrik Dağıtımında Akıllı Şebekeler .................................................................167 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 VII 7.10. Komşu Ülkeler Elektrik Şebekeleri ile Bağlantıları ...........................................169 7.10.1.ENTSO-E Bağlantısı .............................................................................169 7.10.2.Mevcut Enterkonneksiyon Hatlarının Net Transfer Kapasiteleri ..........172 7.11.Elektrik Piyasası Yasasını Değiştirmek Neden Gereklidir? ...............................173 8. DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE BİYOYAKIT (BİYOETANOL, BİYODİZEL ve BİYOGAZ) SEKTÖRÜ ........................................179 8.1. Biyoyakıtlar Hakkında Genel Bilgi ......................................................................179 8.2. Biyoyakıtların Dünyada Kullanımı .......................................................................179 8.3. Ülkelerin Biyoyakıtlara Bakış Açısı .....................................................................181 8.4. Ülkemizde Biyoyakıt Sektörü .............................................................................184 8.5. Sonuç .................................................................................................................187 9. BİYOKÜTLE’DEN ENERJİ ÜRETİMİ ...................................................................191 9.1. Giriş ....................................................................................................................191 9.2. Türkiye’de Odunsu Biyokütle ............................................................................192 9.3. Türkiye’de Tarımsal Biyokütle Potansiyeli .........................................................194 10. ENERJİ VE ÇEVRE ............................................................................................201 10.1. Enerji-Çevre Etkileşimi ve Çevre Bilincinin Gelişimi ........................................201 10.2. Enerji Kaynakları ve Çevresel Etkileri ..............................................................202 10.3. Elektrik Üretimi ve Çevre Mevzuatı ..................................................................204 10.3.1.Türkiye Çevre Mevzuatı ......................................................................204 10.3.2. AB Çevre Mevzuatı Uyum Çalışmaları...............................................205 10.3.3. Mevcut Termik Santralların Çevre Mevzuatı Karşısındaki Durumu ...206 10.3.4. Çevre Mevzuatının Termik Üretime Etkileri .......................................207 10.3.5. Çevre Kontrol Teknolojileri ................................................................208 10.4. İklim Değişikliği ................................................................................................210 10.4.1. İklim Değişikliği nedir? ........................................................................210 10.4.2. Dünya ve Türkiye Sera Gazı Emisyon Verileri.....................................211 10.4.3. İklim Değişikliği ve Enerji Etkileşimi ....................................................214 10.4.4. Sera Gazları Azaltılmasına Yönelik Yöntemler ve Teknolojiler............215 10.4.4.1. Genel Yöntemler ve Teknolojiler ..........................................215 10.4.4.2. Karbon Tutma ve Depolama (KTD) (Carbon Capture and Storage-CCS) ......................................................................216 10.4.5. İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü (KP)..........217 10.4.6. Sözleşme ve Kyoto Protokolü Karşısında Türkiye’nin Pozisyonu ......219 10.4.7. Kyoto Protokolü Sürecinde 2012 Sonrası için Dünyadaki Çalışmalar 219 10.4.8. Türkiye’deki Çalışmalar .......................................................................220 11. ENERJİ VERİMLİLİĞİ ........................................................................................225 2010 Yılı Genel Enerji Dengesi (Orjinal Birimler) ..................................................232 2010 Yılı Genel Enerji Dengesi (BİN TEP) .............................................................233 VIII Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ENERJİ BİRİMLERİ kW MW GW TW kWh GWh TWh Kep TEP MTEP : Kilowatt = 103 watt : Megawatt = 103 kW : Gigawatt = 103 MW : Terawatt = 103 GW : Kilowatt - saat (103 watt-saat) : Gigawatt - saat (106 kWh) : Terawatt - saat (109 kWh) : Kilogram petrol eşdeğeri : Ton eşdeğer petrol : Milyon ton petrol eşdeğer petrol ÇEVRøM KATSAYILARI Enerji KaynaklarÕnÕn TEP’ e Dönüútürülmesi Çevrim KatsayÕsÕ(*) TEP 0,6100 0,3000 0,2000 0,1100 0,4300 0,7000 0,5000 1,0500 0,9100 0,0860 0,8600 0,2606 0,3000 0,2300 IsÕl De÷er (kcal/kg) 6100 3000 2000 1100 4300 7000 5000 10500 9100 860 8600 2606 3000 2300 1 Ton 1 Ton 1 Ton 1 Ton 1 Ton 1 Ton 1 Ton 1 Ton 103 m3 103 kwh 103kwh 103 kwh 1 Ton 1 Ton Taúkömürü Linyit (teshin ve sanayi) Linyit (santral) Linyit (Elbistan) Asfaltit Kok Briket Hampetrol Do÷algaz Elektrik Enerjisi Jeotermal Enerji (elektrik) Nükleer Enerji Odun Hayvan ve Bitki ArtÕklarÕ (**) (***) (***) (***) (*) IsÕl De÷er/10000 (**) kcal/103 m3 (***) kcal/kwh Ham PetrolHam Dönü úüm Katsay Õüm larÕ KatsayÕlarÕ Petrol Dönüú HAM PETROL Ton HAM PETROL Ton Kilolitre Varil ABD galonu Ton Kilolitre Varil 1 0.8581 0.1364 Kilolitre Ton 1.165 1 0.8581 1 Varil Kilolitre ABD galonu Ton/yÕl Varil ABD galonu 307.86 7.33 264.17 6.2898 1 0.0238 42 1 307.86 264.17 42 1 7.33 1.165 6.2898 1 0.159 0.1364 0.0038 0.00325 1 0.159 0.0238 0.0038 0.00325 ABD galonu Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 IX X Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 SUNUŞ Tarihin derinliklerine doğru akıp giden her yıl, geride, biz insanlar için önemli deneyimler ve dersler bırakmaktadır. Daha uygar koşullarda yaşama uğraşısı içinde olan bizler, bu konuda başarılı olmak istiyorsak, geçmiş yılların deneyim ve derslerini çok iyi anlamak durumundayız. Enerji, bu bağlamda, en başta gelen konulardan biridir. Enerji sektörünü yakından izleyebilmek için, hem ülkemizdeki hem de dünyadaki gelişmeleri kapsayan çalışmalar yapmayı, bu konularda raporlar hazırlamayı ve onları ilginenlerin hizmetine sunmayı, Millî Komitemiz önemli bir görev olarak nitelendirmektedir. Böylece sektöre ait bilgilerin toplu bir halde görülebileceğine ve geleceğe yönelik değerlendirme çalışmalarının yapılabileceğine inanılmaktadır. Geçmiş yıllarda hazırlanmış olan raporların gördüğü ilgi dikkate alınarak, bu yıl biterken, “Enerji Raporu 2011”çalışması tamamlanmış ve sunulacak duruma getirilmiştir. Her yıl kendine özgü olaylarla tarih sayfalarında yerini almaktadır. 2011 yılı da, bazı önemli olaylarla hatırlanacaktır. Özellikle, Japonya’daki tsunami olayı ve Fukushima Nükleer Santral kazası ile Orta Doğu Ülkeri’nde, “Arap Baharı” olarak adlandırılan gelişmeler, birçok yönden olduğu gibi, enerji sektörü için de önemli anlam ve etkileri olan olaylar olarak yıla damgalarını vurmuşlardır. Malî açıdan ödenebilir fiyatlarda olan, güvenilir kaynaklara dayalı ve çevreye duyarlı bir enerji sektörüne sahip olmak isteniliyorsa, hepimiz olaylardan gereken dersleri çıkarmalı ve üzerimize düşen görevleri belirlemeliyiz. Enerji sektöründe % 70’leri aşan oranda dışa bağımlı olan, elektrik üretiminde ise kurulu güç kapasitesini hızla arttırmak zorunda bulunan ve elektriği verimli kullanmayan ülkemiz için, doğru politikaların belirlenmesi ve doğru uygulamaların yapılması, geleceğimizi aydınlık tutabilmek açısından büyük önem taşımaktadır. Dünya düşük karbonlu enerji sektörüne geçmek ve iklim değişikliği ile mücadele etmek için uğraşırken, bizim, atacağımız adımları çok dikkat ve duyarlılıkla seçmemiz gerekiyor. Olabildiğince güncel bilgileri içermesi için gayret sarfedilen “Enerji Raporu 2011” çalışmamızın hazırlanış amaçlarına hizmet edebilir olması, enerji sektöründe çalışma yapacak olanların, başarılarında katkı sağlaması, en içten dileğimizdir. Raporun hazırlanmasında emeği geçen Çalışma Grupları Sayın Başkanları ve Değerli Üyeleri’ne gönülden teşekkürlerimizi sunuyorum. Saygılarımla, Süreyya Yücel Özden Yönetim Kurulu Başkanı Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 XI XII Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 1. GENEL ENERJİ Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 XIII XIV Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 1. GENEL ENERJø 1.1. Dünya’da Geliúmeler Dünya’da 2008-2009 ve kÕsmen 2010’da devam eden ekonomik kriz nedeniyle, enerji endüstrisinde önemli belirsizlikler do÷muútur. Enerji üretimi, tüketimi, fiyatlarÕ, yatÕrÕmlarÕ gibi enerji endüstrisinin gösterge parametreleri alÕúÕlagelmiúin ötesinde de÷iúimler göstermiútir. Ekonomik krizin neden oldu÷u bu tahmin edilemez durumun önümüzdeki 10 yÕllarÕ etkilemesi beklenmektedir. Bu belirsizlikler içinde Mart 2011 ayÕnda Japonya’da meydana gelen Fukushima nükleer kazasÕ ve Arap ülkelerinde meydana gelen siyasi gerginlikler bu tahmin edilemez ortamÕ daha da derinleútirmiútir. Global ekonomik kriz nedeniyle; enerji üretimi, tüketimi, enerji fiyatlarÕ ve yatÕrÕmlarÕ gibi belirleyici de÷iúkenlerin belirsizliklerinin artmasÕ ve bu durumun önümüzdeki yÕllarÕ etkilemesi ihtimali, ayrÕca nükleer endüstrinin gelece÷inin tartÕúmaya açÕlmasÕ, enerjinin güvenilir arzÕnÕ sa÷layÕcÕ tedbirleri almak ve iklim de÷iúikli÷i konusundaki hedeflere gerçekçi olarak eriúmek için yapÕlacak eylemleri zayÕflatmÕútÕr. Hükümetlerin karúÕ karúÕya kaldÕklarÕ bütçe açÕklarÕ, iúsizlik, toplumun ihtiyaçlarÕna zamanÕnda ve yeterli ölçüde cevap verememe gibi olumsuzluklar, enerji konusunda alÕnmasÕ gereken önemli politikalarÕ bir anda askÕya almÕútÕr. øklim de÷iúikli÷i gibi önemli bir konuda ülkeler arasÕnda fikir ve eylem birli÷i oluúturmak eskiye nazaran daha da zorlaúmÕútÕr. Nükleer enerji endüstrisinin belirsizli÷i, fosil yakÕtlar üzerinde tüketimi azaltÕcÕ tedbirlerin alÕnmasÕna imkan tanÕmamaktadÕr. Düúük karbon teknolojilerinin geliútirilmesi ve uygulanmasÕ için hükümetlerin destekleyici imkanlar yaratmasÕ úüphelidir. Dünya’da enerjideki geliúmeler ve gelecekteki úekil hükümetlerin politikalarÕ ile do÷rudan iliúkilidir. Bu politikalar enerjide kullanÕlacak teknolojiyi, enerji hizmetlerinin fiyatlarÕnÕ ve tüketim tavrÕnÕ belirleyecektir. Geçti÷imiz 25 yÕlÕ aúkÕn bir sürede Dünya enerji talebi ortalama olarak yÕlda %2 artmÕútÕr. Önümüzdeki 25 yÕlda Dünya enerji talebinin ortalama olarak yÕlda %1,2 artmasÕ beklenmektedir. ùüphesiz bu artÕúÕn geliúmekte olan ekonomilerde bir miktar daha yüksek olmasÕ beklenmekle birlikte, artÕúÕn önemli bir bölümü Çin’de olacaktÕr. HatÕrlanaca÷Õ gibi 2009 yÕlÕnda Çin enerji tüketiminde ABD’yi geçmiú bulunmaktadÕr. Çin’de enerji talebi ekonomik geliúmedeki zayÕflamaya ra÷men hÕzÕnÕ kesmemektedir. Ancak 2011 yÕlÕ Çin’de yaúanan kuraklÕk nedeniyle hidrolik kaynaklardan elde edilen elektri÷in azalmasÕna neden oldu÷undan arzda daralmalar görülmektedir. Bu durumun Çin’in daha fazla fosil yakÕt ithaline neden olaca÷Õndan fosil yakÕtlarda yüksek fiyat baskÕsÕnÕn 2011 yÕlÕnda da devam etti÷i görülmektedir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 1 Birincil enerji fiyatlarÕnÕn tümünde, geçti÷imiz 5 yÕl zarfÕnda, global ekonomik krize ra÷men yüksek artÕúlar, ülkeleri enerji ithalatÕndan uzaklaúmaya, buna karúÕlÕk yerli üretimin artÕrÕlmasÕ politikalarÕna ve çabalarÕna yöneltmektedir. Örne÷in, 2007 yÕlÕnda ABD’nin enerji tüketiminin %29’u ithalatla karúÕlanÕrken, 2009 yÕlÕnda bu de÷er %24’e düúmüútür. ùüphesiz genel enerjide bu kayda de÷er ithalat payÕnÕn düúüúünde ekonomik kriz etmen olmuú olabilir, ancak ABD’de 2035 yÕlÕnda enerji tüketiminin %17’nin ithalatla karúÕlanmasÕ öngörülmektedir. Enerji tüketiminde yerli payÕnÕn artÕúÕna úeyl gazÕ ve biyoyakÕtlar yön verecektir. ABD’de enerji tüketiminin yerli kaynaklardan karúÕlanmasÕna yönelik çabalar Avrupa Birli÷i’nde de görülmektedir. Özellikle Almanya yenilenebilir kaynaklardan karúÕlanacak enerji talebi hedefini her geçen gün arttÕrmaktadÕr. Almanya’da tüm nükleer santrallarÕn 2022 yÕlÕna kadar kapatÕlmasÕ politikasÕ bu hedeflerin artÕrÕlmasÕna neden olabilir. 2011 yÕlÕnÕn ilk aylarÕnda MÕsÕr’da baúlayan politik geliúmeler bütün Arap DünyasÕnÕ etkileyerek Libya, Yemen, Suriye gibi ülkelerde belirsizliklere neden olmuútur. Özellikle Libya ve MÕsÕr’Õn, petrol üreticisi olarak petrol piyasasÕnÕ etkileyebilir mi gibi endiúeler henüz durulmamÕú ve yÕl sonuna kadar devam edece÷e benzemektedir. Dünya’da tüm ekonomilerin kÕrÕlgan olmasÕ, özellikle global ekonomik kriz sonrasÕnda ABD’nin durumu, Japonya’da meydana gelen nükleer santral kazasÕ ve AB’de yaúanan euro krizi nedeniyle Dünya ekonomisinin lokomotifli÷ini yapan bu ülkeler ve ekonomik bölgeler için enerji tüketimlerinin 2011 yÕlÕnda da artmayaca÷Õ, ancak úekil de÷iútirece÷i yönünde önemli belirtiler görülmektedir. ABD’de birincil enerji tüketiminde yerli kaynaklara yöneliúi, özellikle úeyl-gazÕ üretim artÕúÕ dikkate çekmektedir. Japonya’da devre dÕúÕ kalan nükleer tesisler sonrasÕ elektrik üretimi için daha fazla LNG ve kömür tüketimine yönelme beklenmelidir. AB’de Almanya’nÕn nükleer santrallarÕnÕ 2022 yÕlÕna kadar kapatma kararÕ, øspanya ve Portekiz’de ekonomik zorluklar ve Yunanistan’daki ekonomik çöküúe ra÷men, bu geliúmelerin AB’nin enerji tüketiminde 2011 yÕlÕnda fark edilebilir bir etkisi olmayaca÷Õ tahmin edilmektedir. Ancak 2011 yÕlÕnÕ takip eden yÕllarda özellikle Almanya’da yenilenebilir enerjiye yöneliúte ivme kazanÕlaca÷Õ düúünülmektedir. AyrÕca, Almanya’da “Yeúiller” politik görüúü lehine geliúen siyaset, enerji tüketiminin úekil de÷iúikli÷ine neden olabilecek en önemli etmendir. Dünya’nÕn ekonomik potansiyeline büyük oranda sahip bu ülke ve ülke topluluklarÕnda yaúanan ekonomik olumsuzluklara ra÷men petrol fiyatlarÕnÕn 2011 yÕlÕnda düúmesi düúünülmemelidir. Herhangi bir ola÷andÕúÕ olay olmadÕkça di÷er primer enerji kaynaklarÕnÕn fiyatlarÕnda da artÕúlar beklenmektedir. Fiyat artÕúlarÕnÕn 2011 yÕlÕnda bir evvelki yÕla göre petrolde %6,8, kömürde %2,8 olmasÕ beklenmektedir. 2 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Jeopolitik huzursuzluk, fiyatlarÕn kararsÕzlÕ÷Õ, enerji politikalarÕndaki belirsizlik ortamÕ, her geçen gün artan enerji talebini ve hizmetlerini karúÕlamak üzere yapÕmÕ gereken yeni yatÕrÕmlarÕ geciktirerek enerji tedariki konusundaki güvenli÷imizi ne derece etkileyecektir? Nükleer enerji konusunda yenilenen derin endiúeler fosil yakÕt kullanÕmÕndan kaynaklanan CO2 emisyonlarÕ ve iklim de÷iúikli÷i olayÕ karúÕsÕndaki tutum ve politikalarÕ nasÕl etkileyecektir? Bu sorgulamalarÕ cevaplandÕrmak bu yÕl içinde mümkün olmasa dahi 2012 yÕlÕnda önemli cevaplar bulabilece÷imiz tahmin edilmektedir. Ancak görülmektedir ki; enerjiden kaynaklanan iklim de÷iúikli÷i hedeflerine ulaúabilmek aúÕlmasÕ güç engeller ile doludur. Bu engeller; zayÕflamÕú ekonomilerde temiz fosil yakÕt kullanÕmÕ için ayrÕlacak proje ve araútÕrma ödemeleri için yeterli kaynaklarÕn tahsis edilemeyiúi, fosil yakÕtlarÕn kullanÕmÕnÕ sÕnÕrlamak için düúünülen karbon vergilerinin uygulanma imkanlarÕnÕn bulunmayÕúÕ ve fosil yakÕtlarÕ kÕsmen ikame edecek yeni nükleer tesislerin bundan böyle ekonomik ve toplumsal mutabakat ile yapÕmÕnda zorluklarÕn bulunuúu olarak gösterilebilir. Enerji ve refah arasÕndaki iliúki ekonomi ve enerji konusunda araútÕrma yapanlarÕn geçmiúte oldu÷u gibi gelecekte de ana sorunlar arasÕnda yer alacaktÕr. Enerji fakirli÷inin, ekonomik geliúme, sa÷lÕk, cinsiyet eúitli÷i gibi parametrelere olan olumsuz etkileri WEC tarafÕndan ayrÕntÕlÕ olarak incelenmiútir. YaúadÕ÷ÕmÕz 21. YüzyÕlÕn baúlarÕnda Dünya’da 1,4 milyar kiúinin elektrik enerjisine ulaúÕmÕ yoktur ve yaklaúÕk olarak 2,7 milyar kiúi piúirmede eski usul biyokütle imkanlarÕnÕ kullanmaktadÕr. Modern enerji hizmetlerine ulaúamama Dünya’daki ekonomik ve sosyal geliúmeyi engellemektedir. WEC tarafÕndan belirlenmiú olan enerji üretim ve tüketiminde “Emre amedelik”, “UlaúÕlabilirlik”, “Kabul edilebilirlik” ve “Sorumluluk” gibi kavramlarÕn uygulamada geliútirilmesinden oldukça uza÷Õz. 1.2. Türkiye’de Geliúmeler Global finansman krizi olarak adlandÕrÕlan 2008-2009 yÕllarÕnÕ kapsayan ve olumsuz etkileri 2010 ve gelecek yÕllarda da devam edece÷i görülen ekonomik kriz, 2008 ve 2009 yÕllarÕnda Türkiye’nin birincil enerji tüketiminde daralmalara neden olmuútur. 2007 yÕlÕnda 107,6 milyon ton eúde÷er petrol (tep) olan birincil enerji arzÕ, 2008 ve 2009 yÕllarÕnda sÕrasÕ ile 106,3 milyon tep ve 106,1 milyon tep olmuútur. 2010 yÕlÕnda enerji arz de÷erleri henüz (Haziran 2011) resmen açÕklanmamÕú olmakla birlikte 2007 yÕlÕ enerji arz de÷erini aúarak 108 milyon tep, 2011 ve 2012 yÕllarÕnda ise sÕrasÕ ile Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 3 109 milyon tep ve 111 milyon tep olaca÷Õ tahmin edilmektedir. Basit bir úekilde trend analizine dayanan bu tahmini bir kez daha GSMH’da meydana gelebilecek geliúmeleri dikkate alacak úekilde yapmak uygun olacaktÕr. SatÕn alÕm paritesi dikkate alÕnarak 2009 yÕlÕnda yapÕlan de÷erlendirmelerde Gayri Safi Milli HasÕla olarak (GSMH) Türkiye Dünya’da 16., Avrupa Birli÷i (AB) ülkeleri arasÕnda ise 6. büyük ekonomi durumundadÕr. 2011 yÕlÕnda Türkiye’nin nüfusunun 73,5 milyon oldu÷u tahmin edilmektedir. Bu verilere göre Türkiye’nin birincil enerji tüketiminin yeterli seviyede olmadÕ÷ÕnÕ belirtmek gerekir. Türkiye’de 2002-2006 döneminde (GSMH) artÕúÕ yÕlda ortalama olarak %7,2 artmasÕna ra÷men 2007-2010 döneminde bu artÕú yÕlda ortalama %2,2 olmuútur. 20072010 dönemindeki ekonomik daralmanÕn etkileri birincil enerji tüketimine negatif olarak yansÕmÕútÕr. Türkiye’de 2002-2006 döneminde GSMH yÕlda ortalama %7,2 artmÕú, buna karúÕlÕk aynÕ dönemde birincil enerji arzÕ yÕlda %4,26 yükselmiútir. Birincil enerji arzÕ ile GSMH arasÕnda kuvvetli korelasyon oldu÷u bilinmektedir. Komisyonumuz tarafÕndan GSMH ile birincil enerji tüketimi arasÕndaki kuvvetli korelasyon dikkate alÕnarak birincil enerji tüketimi tahmini de yapÕlmÕútÕr. Devlet Planlama TeúkilatÕ tarafÕndan 2011, 2012 ve 2013 yÕllarÕ için GSMH artÕúlarÕ sÕrasÕ ile %4,5, %5,0 ve %5,5 olarak öngörülmektedir. 2011 yÕlÕ için %4,5 artÕúÕn aúÕlaca÷Õ görülmekle birlikte bu öngörüleri muhafazakar tahmin olarak görebiliriz. Öngörülen GSMH artÕúlarÕna göre Türkiye’nin birincil enerji tüketimi tahmin edildi÷inde; 2011 yÕlÕ için 108.6 mtep, 2012 ve 2013 yÕllarÕ için sÕrasÕ ile 109,3 mtep ve 110 mtep bulunmaktadÕr. YukarÕda belirtilen trend analizine dayanan tahmin ile GSMH korelasyonuna dayanan her iki tahminin çok yakÕn de÷erlerde oldu÷u görülmektedir. 4 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 6 5 5 4,5 5,5   4 3 2 1 0 2011 2012 2013 (%) ùekil 1.1. Türkiye GSMH ArtÕú Tahminleri Kaynak: DPT Mtep ùekil 1.2. Türkiye Birincil Enerji ArzÕ Tahminleri Kaynak: DEK-TMK Türkiye ekonomisinin enerji tüketimi ve enerji ithalatÕ ile olan iliúkisi oldukça kuvvetlidir. T.C. Hazine de÷erlerine göre 2010 yÕlÕnda 38,4 milyar dolar enerji ithalatÕna ödenmiútir. AynÕ yÕl Türkiye’nin ihracatÕ 114 milyar dolar olmuútur. Baúka bir de÷iúle ihracatÕmÕzÕn %34’ünü enerji ithalatÕ oluúturmuútur. Di÷er yönden bakÕldÕ÷Õnda enerji tüketimimizin giderek artan bir oranda (%73) enerji ithalatÕ oluúturmaktadÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 5 1.3. Türkiye’nin Ana Problemi – DÕúa Ba÷ÕmlÕlÕk Türkiye’nin enerji konusunda birçok problemi olmasÕna ra÷men, öne çÕkan en önemli sorun dÕúa ba÷ÕmlÕlÕktÕr. Giderek artan birincil enerji ihtiyaçlarÕ karúÕsÕnda, yerli enerji kaynaklarÕnÕn hizmete alÕnamayÕúÕ enerji arzÕnda dÕúa ba÷ÕmlÕlÕk ve bunun do÷urdu÷u ekonomik ve siyasi olumsuzluklarÕ getirmektedir. 70 71 Dışa Bağımlılık (%) Üretim / Tüketim OranÕ (%) 73 ùekil 1.3. Üretimin Tüketimi KarúÕlama OranÕ (Enerjide DÕúa Ba÷ÕmlÕlÕk) Kaynak: Enerji Raporu 2010, DEK-TMK Türkiye’de petrol ve do÷al gaz aramalarÕnda arzu edilen geliúmelerin meydana gelmemesi, yetersiz yerli üretim birincil enerji arzÕnda %73 gibi yüksek bir de÷erde dÕúa ba÷ÕmlÕlÕk do÷urmuútur. Artan birincil enerji ihtiyaçlarÕ karúÕsÕnda bu oranÕn giderek artmasÕ beklenmektedir. Özellikle ham petrol ve do÷al gazda yetersiz üretim miktarÕna ra÷men, Türkiye’de elektrik üretimi konusunda yerli kaynaklara dayalÕ imkanlar oldu÷u bilinmektedir. Ekonomik olarak yerli kaynaklarÕmÕzdan kömürde ilave 12.315 MW ve hidrolik santralarda 31.300 MW gücünde yeni tesis kurma imkanÕ mevcuttur. Türkiye’nin 2011 yÕlÕ baúÕnda elektrik sistemi kurulu gücü 50.000 MW, puant yük ise 33.000 MW’dÕr. Haziran 2011 ayÕ itibariyle kurulu güç 50626 MW’a ulaúmÕútÕr. Yerli kömür kaynaklarÕmÕz ile ekonomik olarak 12.315 MW, hidrolik kaynaklarÕmÕz ile ilave 31.300 MW toplam 43.615 MW kurulu güce ilave yapÕlabilmektedir. Yerli kaynaklar ilave yapÕlacak 43.615 MW’lÕk kapasite ilavesinin yarataca÷Õ üretim imkanÕ yÕlda 173.000 Gwh’dir. Bu de÷er mevcut üretimimiz %83’dür. 2010 yÕlÕnda elektrik tüketiminin 211 milyar kwh olmasÕna karúÕlÕk, mevcut 50.000 MW’lÕk kurulu güç ile 2011 yÕlÕnda tahmini 225 Gwh üretimin 80.000 Gwh’e yerli 6 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 D B ÷ 72 l l k (%) kaynaklardan yapÕlacaktÕr. Yerli kaynaklar ile 43.615 MW kurulu güç kapasite ilavesi 173.000 Gwh elektrik üretim kapasitesi yaratmaktadÕr. Bu durumda mevcut üretim kapasitesine ilave yerli kaynaklardan yapÕlacak elektrik üretim kapasitesi 173.000 Gwh ilave edildi÷inde Türkiye’nin elektrik üretim kapasitesi 382.000 Gwh ulaúmaktadÕr. Rüzgar ve güneú enerjisinden elektrik üretim imkanlarÕ da ilave edildi÷inde Türkiye’nin elektrik talebinin 2030 yÕlÕnda dahi ilave ithal kayna÷a ihtiyaç duyulmadan karúÕlanabilece÷i görülmektedir. 1.4. Dünya’da Nükleer Enerji 1.4.1. Nükleer Güç Konusunda Ülkelerin Yeni TavÕrlarÕ Mart 2011’de Japonya’nÕn Fukushima Daiichi Nükleer Reaktörlerinde meydana gelen nükleer kaza nedeniyle, nükleer güç santrallarÕ çalÕútÕran birçok ülkede nükleer enerji konusunda yeni de÷erlendirmeler olmuútur. øngiltere’de nükleer kazadan hemen sonra øngiltere’deki nükleer endüstrinin güvenli÷i konusunda bir de÷erlendirme yapÕlmÕútÕr. Bu de÷erlendirmeye göre, øngiltere’deki tüm nükleer santrallar hava ile so÷utulmakta olup, Japon nükleer santralarÕnÕn so÷utma suyu problemleri nedeniyle göçmesi problemi ve bu santralarda mevcut de÷ildir. Fukushima nükleer kazasÕndan sonra Almanya’nÕn nükleer enerji politikasÕnda önemli de÷iúiklikler olmuútur. Almanya BaúbakanÕ eski reaktörlerin derhal durdurulmasÕnÕ emretmiú ve belki bir daha çalÕútÕrÕlmayacaklarÕna iúaret etmiútir. Oysa Japonya’daki nükleer felaketten birkaç ay önce Alman BaúbakanÕ, nükleer reaktörlerin ilk baúta belirlenen ömürlerinden bile daha uzun müddet çalÕútÕrÕlmaya devam edece÷ini duyurmuútu. Almanya’nÕn sÕnÕrlarÕ içerisindeki 17 nükleer güç santralÕnÕn tamamÕnÕ 2022 yÕlÕna kadar kapatma kararÕ almasÕnÕn ardÕndan, ülkenin enerji sektörünün gelece÷i üzerine tartÕúmalarÕn büyümesine neden olmuútur. Nükleer güç tesislerinin kapatÕlmasÕ kararÕnda Alman Parlamentosu’nda temsil edilen “Yeúiller Partisi”nin etkili oldu÷u görülmektedir. Almanya’nÕn koalisyon partileri tarafÕndan alÕnan nükleer güç tesislerini kapatma kararÕ Fransa “Yeúiller Partisi” tarafÕndan memnuniyetle karúÕlanÕrken, iktidar partisi nükleer enerji politikasÕnda bir de÷iúiklik düúünmediklerin ifade etmektedirler. øtalya’da Haziran 2011 ayÕnda yapÕlan bir referandum ile “nükleer güç santralarÕnÕn çalÕúmasÕnÕn yasaklanmasÕna iliúkin kanunun kaldÕrÕlmamasÕ” için halk oylamasÕna gidilmiútir. Oylamaya katÕlan seçmenlerin %94,5’i “evet” diyerek, øtalya’da nükleer güç santralarÕnÕn çalÕútÕrÕlmamasÕ için çÕkartÕlmÕú olan kanunun devamÕ için iradelerini belirttiler. øsviçre’de 5 nükleer güç santralÕ bulunmaktadÕr. Bu santralardan ülkenin elektrik enerjisi ihtiyacÕnÕn %40’Õ karúÕlanmaktadÕr. Mart 2011 ayÕ baúÕnda meydana gelen Fukushima nükleer felaketinden sonra øsviçre Hükümeti Alman Hükümeti gibi süratli Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 7 bir karar alarak nükleer güç santrallarÕnÕ 2019 yÕlÕndan sonra durdurma kararÕ almÕútÕr. øsviçre gelecekteki elektrik üretimini, güneú, rüzgar, biyokütle ve hidrolik kaynaklardan karúÕlamayÕ planlamaktadÕr. 1.4.2. Fukushima Daiichi Nükleer Reaktörlerinde (BWR) Meydana Gelen KazanÕn WEC-Japon Komitesi TarafÕndan Raporlara Dayanarak AçÕklamasÕ 11 Mart 2011 tarihinde Japonya’nÕn Kuzeydo÷u sahilleri çok kuvvetli bir deprem sonucu oluúan devasa tusunami dalgalarÕ altÕnda kaldÕ. Bu felaket 500 km2 alanÕ su altÕnda bÕraktÕ ve 400.000’den fazla insanÕ etkiledi. MayÕs 2011 ayÕ sonunda 100.000 kiúi yeni yerleúim yerlerine nakil edildi. Bu felaketin sonucu yaklaúÕk 15.000 kiúinin hayatÕnÕ kaybetti÷i ve 9.000 kiúinin de halen kayÕp oldu÷u anlaúÕlmaktadÕr. MayÕs 2011 ayÕ sonuna kadar zaman zaman depremlerin ve tusunamilerin devam etti÷i tespit edilmiútir. 11 Mart 2011 tarihinde meydana gelen deprem (Richter ölçe÷inde 9 büyüklü÷ünde) ve tusunami Japonya’da son birkaç yüzyÕlda meydana gelmiú olan deprem ve tusunamilerden daha úiddetli idi. Uzmanlar, 869 yÕlÕnda 1142 yÕl önce meydana gelmiú olan deprem ve tusunamiden sonra en yÕkÕcÕ olan deprem ve tusunaminin son meydana gelen olay oldu÷unu tespit etmiúlerdir. Felaketin meydana geldi÷i tarihten bu güne kadar 6 ay geçmiú bulunmakta ve baúlangÕçta bilinmeyen birçok konu bugün için açÕklÕ÷a kavuúmuú bulunmaktadÕr. WEC-Japon Komitesi tarafÕndan yapÕlan açÕklama özet olarak aúa÷Õda verilmektedir: ƒ KazanÕn Ana HatlarÕ Kuzeydo÷u Japonya’da 11 Mart 2011 tarihinde meydana gelen 9 úiddetindeki deprem sonrasÕ oluúan tusunamiden sonra çalÕúmakta olan Fukushima Daiichi Nükleer SantralÕnÕn 3 ünitesi acil durum kontrol çubuklarÕ tarafÕndan zincir reaksiyon durdurulmuútur. Devasa tusunami dalgalarÕ 14 m. yükseklikte oluúmuú ve nükleer santralÕn yardÕmcÕ güç ve acil durum yedek ünitelerini tahrip ederek çalÕúamaz duruma sokmuútur. Bu olaydan 10 gün sonrasÕna kadar nükleer santralda elektrik iletilememiútir. Bunun bir sonucu olarak çalÕúmakta olan 3. blokta nükleer reaktörleri so÷utma iúlemi gerçekleúememiú ve olay sÕrasÕnda kullanÕlmÕú yakÕt havuzlarÕnda da so÷utma yapÕlamamÕútÕr. Tespitlere göre üç reaktörde de yakÕt çubuklarÕnda so÷utma yapÕlamamasÕ nedeniyle nükleer reaktör erimiútir (çöküú). Daha sonra yapÕlan tespitlerde reaktör ana yapÕsÕnÕn ve basÕnç kabÕnÕn alt tarafÕndan sÕzÕntÕlar olmuútur. Bu arada yakÕt çubuklarÕnÕn kaplamalarÕnda (kÕlÕf) bulunan zirkonium alaúÕmÕ su ile reaksiyona girerek hidrojen gazÕnÕn oluúumuna neden olmuútur. Hidrojen gazÕ 1, 3 ve 4. Ünitelerin üst tarafÕna konsantre olmuú ve yanma limitini aúarak infilak etmiútir. 8 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ønfilak radyoaktif maddeleri nükleer santrala ve çevresine saçmÕútÕr. SaçÕlan radyoaktif maddeler ço÷unlukla iodin 131 ve sezyum 137 olmuútur. ƒ Reaktör suyunun temizlenmesi Kazadan sonra reaktörleri so÷utmak için çok büyük miktarda su kullanÕlmÕútÕr. TatlÕ su kaynaklarÕnÕn tükenmesi sonucu deniz suyu enjekte edilmeye baúlanmÕútÕr. Su enjeksiyonu reaktörde so÷umaya neden olmakla birlikte suya radyoaktif madde bulaúmÕútÕr. Radyoaktivite bulaúmÕú olan su miktarÕ 140.000 ton’a ulaúmÕú ve bu miktarda radyoaktif suyun bertaraf edilmesi önemli zorluklar do÷urmuútur. Ancak, bu radyoaktif suyun temizlenmesi, Fransa ve ABD ile Japonya arasÕnda oluúturulan iúbirli÷i sayesinde olaydan üç buçuk ay sonra gerçekleúebilmiútir. Suyun temizlenme iúlemi (sezyum izolesi) Eylül 2011 ayÕ itibariyle devam etmektedir. ƒ Tahrip olmuú nükleer santralÕn durumu Tahrip olmuú nükleer santraldan radyoaktif maddelerin havaya karÕúmasÕnÕ önlemek için ünitelerin her birine koruyucu bir kapalÕ yapÕ inúa edilerek rüzgar nedeniyle radyoaktif maddelerin da÷ÕlmasÕ önlenmeye çalÕúÕlmaktadÕr. Bilindi÷i gibi sonbahar aylarÕ Japonya’da tayfun mevsimidir. Nükleer güç santralÕnÕn zeminindeki topra÷Õn ve partiküllerin havaya karÕúmamasÕ için gerekli tedbirler alÕnmÕútÕr. ƒ Çevre alanlar Nükleer santralÕn çevresindeki topraktaki radyoaktif bulaúma sürekli olarak izlenmektedir. Bu izleme sonucu bazÕ olanlar “Tehlikeli” olarak sÕnÕflandÕrÕlmÕútÕr. BazÕ yiyeceklere de radyoaktivitenin bulaúmasÕ konusu toplumda endiúe yaratmaktadÕr. Pirinç samanÕndan beslenen hayvanlarda sezyum bulaúmasÕna rastlanmÕútÕr. BazÕ okullarda çocuklarÕn oyun alanlarÕndaki toprak kazÕnarak kaldÕrÕlmÕú ve yerine yeraltÕndan kazÕlan bulaúÕklÕk olmayan toprak yayÕlmÕútÕr. ƒ Elektrik arzÕ ve enerji politikalarÕna ait geliúmeler Japonya’da A÷ustos 2011 ayÕ sonunda baúbakanÕn istifasÕ sonrasÕ yine aynÕ partiden (Japon Demokrat Partisi) finansman bakanÕ baúbakan olmuútur. Yeni hükümet ile enerji politikalarÕnda netleúme beklenmektedir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 9 ƒ Elektrik kullanÕmÕna getirilen kÕsÕtlamalar ve tasarruf tedbirleri 2011 yÕlÕnÕn yaz aylarÕnda Kuzeydo÷u Japonya’da elektrik kesintileri olmuútur. Bu duruma çare olarak Hükümet büyük tüketicilerin %15 oranÕnda tüketimi kÕsmalarÕ ve aynÕ oranda evlerde de tasarrufa gidilmesi için kararname yayÕnlamÕútÕr. ƒ Kamu oyunun düúünceleri Elektrik kesintileri nedeniyle kamuoyu enerji sorunlarÕna daha fazla ilgi duymaya baúlamÕú ve enerji opsiyonlarÕ üzerinde tartÕúmaya baúlamÕútÕr. Fukushima kazasÕndan sonra Japon toplumunda nükleer güç santrallarÕna olumsuz bakÕú artmÕútÕr. Nükleer enerjiye karúÕ yenilenebilir enerji daha fazla taraftar bulmaya baúlamÕútÕr. Di÷er yönden, yenilenebilir enerjinin kÕsÕtlarÕ konusunda toplumun haberdar olma÷Õ görülmektedir. Önemli bir gazete tarafÕndan yapÕlan kamuoyu yoklamasÕndan; %74 oranÕnda uzun vadede nükleer gücün terk edilmesi desteklenmiútir. ƒ Japon BaúbakanÕ’nÕn Hamaoka Nükleer Güç SantralÕnÕn kapatÕlmasÕ talebi 6 MayÕs 2011 tarihinde Japon Baúbakan’Õ Fukushima Daiichi Nükleer Güç SantralÕnda meydana gelen kazanÕn ÕúÕ÷Õnda, Chubu Elektrik ùirketi’nin tek nükleer güç tesisi olan Hamaoka Nükleer Güç SantralÕnÕn kapatÕlmasÕnÕ talep etmiútir. Chubu Elektrik ùirketi 13 MayÕs 2011’de 4 nolu üniteyi, 14 MayÕs 2011’de 5 nolu üniteyi durdurmuútur. Hamaoka Nükleer Güç SantralÕ Tokyo’nun 200 km güney batÕsÕnda Pasifik Okyanusu kenarÕnda bulunmaktadÕr. ƒ Nükleer kaza sonucu oluúan zararlarÕn tazmini konusunda yapÕlan çalÕúmalar TEPCO ùirketi tarafÕndan ödenecek tazminat miktarÕ ve geçerlilik süresi için bir üst limit tespit edilmemiútir. 14 MayÕs 2011 tarihinde hükümet, Fukushima Daiichi Nükleer Güç SantralÕnda meydana gelen kazaya iliúkin zararlarÕn tazmin edilmesi ile ilgili bir düzenleme yayÕnlamÕútÕr. 1.4.3. Nükleer Güç SantrallarÕ – Türkiye’de Geliúmeler Bu yÕl içinde Türkiye’de enerji konusunda en önemli geliúme, Türkiye’nin Rusya ile nükleer güç santralÕ kurma konusunda yaptÕ÷Õ anlaúma olmuútur. Bu anlaúma TBMM’nin de onayÕnÕ almÕútÕr. 10 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Onaylanan anlaúmaya göre Mersin-Akkuyu’da kurulacak olan nükleer santral VVER1200 Model ve 4 adet üniteden oluúacaktÕr. Toplam gücü 3200 MW olan bu nükleer santralÕn mülkiyeti kurulacak olan úirkete ait olacaktÕr. Hükümet Rusya ile yaptÕ÷Õ anlaúmaya ilaveten Sinop’ta kurulmasÕ planlanan ikinci bir nükleer güç santralÕ için Kore ve daha sonrasÕnda Japonya ile görüúmeler yapmÕútÕr. Japonya’da meydana gelen Fukushima nükleer felaketinden sonra Japonya hükümeti ülkesindeki nükleer santrallarÕ bir zaman dilimi içinde durdurma kararÕ almÕútÕr. Japon hükümeti tarafÕndan bu radikal karar mevcutken, Türkiye’de bir nükleer güç santralÕ anlaúmasÕ yapÕlmasÕ olasÕ görülmemektedir. Bu nedenle Sinop’ta kurulmasÕ planlanan nükleer güç santralÕ için arayÕúlarÕn 2012 yÕlÕnda da devam edece÷i düúünülmektedir. Kaynaklar 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. World Energy Outlook, 2010. Annual Energy Outlook 2011, eia. IMF, World Economic Outlook – October 2009 Devlet Planlama TeúkilatÕ, Orta Vadeli Ek. Prog., 2010 DEK-TMK tahmini BBC Bu bilgiler WEC Japon Milli Komitesi’nin hazÕrladÕ÷Õ rapordan alÕnmÕútÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 11 12 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 2. KÖMÜR 14 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 2. KÖMÜR Kömür; ço÷unlukla karbon, hidrojen ve oksijenden oluúan az miktarda kükürt ve azot içeren, di÷er içerikleri ise kül teúkil eden inorganik bileúikler ve mineral maddeler olan kimyasal ve fiziksel olarak farklÕ yapÕya sahip maden ve kayaçtÕr. Enerji hammaddeleri içinde önemli bir yere sahip olan kömür dünyada geniú rezervlere ve yaygÕn tüketim alanlarÕna sahiptir. Kömürleúme süreci ve yataklanma, nem içeri÷i, kül ve uçucu madde içeri÷i, sabit karbon miktarÕ, kükürt ve mineral madde içeriklerinin yanÕ sÕra jeolojik, petrografik, fiziksel, kimyasal ve termik özellikler yönünden kömürler çok çeúitlilik gösterirler. Bu durum birçok ülkede kömürlerin birbirine benzer özellikler ve yakÕn de÷erler temelinde sÕnÕflandÕrÕlmasÕnÕ zorunlu kÕlmÕútÕr. Kömür üretimi, kullanÕmÕ ve teknolojisinde ileri ülkeler öncelikle kendi kömürlerinin özelliklerine göre bir sÕnÕflama yaptÕklarÕ gibi uluslararasÕ genel bir sÕnÕflama için ortak standartlar da geliútirmiúlerdir. De÷iúik tipte kömürlerin kullanÕm amaçlarÕna göre uluslararasÕ sÕnÕflandÕrÕlmasÕnda; ilk olarak 1957 yÕlÕnda çeúitli ülkelerden üyelerin oluúturdu÷u UluslararasÕ Kömür Kurulu`nca birçok ülkeden temin edilen numuneler üzerinde yapÕlan çalÕúmalar, UluslararasÕ Standartlar Örgütü (ISO) tarafÕndan da desteklenerek genel bir sÕnÕflama yapÕlmÕútÕr. Bu sÕnÕflamada; kalorifik de÷er, uçucu madde içeri÷i, sabit karbon miktarÕ, koklaúma özellikleri temel alÕnarak sert ve kahverengi kömürler olarak iki ayrÕ sÕnÕfa ayrÕlmÕútÕr: a) Sert kömürler; Õslak ve külsüz bazda 5700 KCal/Kg`Õn üzerinde kalorifik de÷erdedir. Uçucu madde içeri÷i, kalorifik de÷er ve koklaúma özelliklerine göre alt sÕnÕflara ayrÕlÕrlar. b) Kahverengi kömürler; Õslak ve külsüz bazda 5700 KCal/Kg'Õn altÕnda kalorifik de÷erdedir. Toplam nem içeri÷i ve kalorifik de÷ere göre alt sÕnÕflara ayrÕlÕrlar. UluslararasÕ Genel Kömür SÕnÕflamasÕ Tablo 2.1.’de gösterilmiútir. Tablo 2.1. UluslararasÕ Genel Kömür SÕnÕflamasÕ TAù KÖMÜRÜ(SERT KÖMÜRLER) KAHVERENGø KÖMÜRLER 5700 kcal/kg’dan büyük 5700 kcal/kg’dan küçük 1. KOKLAùABøLøR KÖMÜRLER ALT BøTÜMLÜ KÖMÜRLER (Yüksek fÕrÕnlarda kullanÕma (4,165 – 5,700 kcal/kg arasÕnda kalorifik uygun de÷erde olup koklaúma özelli÷i göstermez) kok üretimine izin veren kalitede) LøNYøT 2. KOKLAùMAYAN KÖMÜRLER (4,165 kcal/kg'Õn altÕnda kalorifik de÷erde a) Bitümlü Kömürler olup koklaúma özelli÷i göstermez) b) Antrasit Kaynak: Coal Information Report, OECD/IEA, Paris, 1983 UluslararasÕ kömür sÕnÕflamasÕnda kabul edilen di÷er bir sÕnÕflama iúlemi ise Kömürleúme Derecesi SÕnÕflamasÕdÕr. Bu sÕnÕflandÕrmada karbon içeri÷i temel de÷iúkendir. Kömürleúme derecesi yüksek kömürlerde uçucu madde içeri÷i, kömürleúme derecesi düúük kömürlerde ise kalorifik de÷er temel alÕnarak sÕnÕflandÕrÕlmÕútÕr. Bunun dÕúÕnda da birçok ülkenin çeúitli kömür sÕnÕflandÕrmalarÕ Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 15 vardÕr. Kömür, fosil yakÕtlar arasÕnda dünyada en çok ve yaygÕn olarak bulunan enerji kayna÷ÕdÕr. Bu nedenle kömürün, di÷er fosil yakÕtlara göre giderek artan oranda ve çok daha uzun yÕllar dünyanÕn enerji gereksinimini karúÕlayaca÷ÕnÕ söyleyebiliriz. 2.1. Dünya Kömür Rezervleri 2009 yÕlbaúÕ itibariyle DünyanÕn toplam ekonomik üretilebilir kömür rezervleri 861 milyar ton dur. Ülke bazÕnda ABD, 237 milyar ton olan kömür rezerviyle Dünya kömür rezervlerinin %28’ine sahip iken Rusya %18, Çin %13, Avustralya %9, Hindistan %7, Ukrayna ve Kazakistan %4, G. Afrika %3,5, di÷er ülkeler ise %13,5‘una sahiptirler. Görüldü÷ü gibi Dünya kömür rezervlerinin %86,5’u 8 ülke arasÕnda da÷ÕlmaktadÕr. Dünya kömür rezervlerinin %90’Õ beú kÕtaya da÷ÕlmÕú olmasÕna karúÕn en büyük pay Asya kÕtasÕndadÕr. Türkiye rezervleri taúkömürü dÕúÕnda üretilebilir kategoride hesaplanÕp deklere edilmedi÷i için Dünya rezervleri listesinde gerekti÷i büyüklükte yer almamÕútÕr (ùekil 2.1.). ùekil 2.1. Dünya Kömür Rezervinde Ülkelerin PayÕ ve MiktarÕ Kaynak: BP 2011, Survey of Energy Resources WEC 2010 2009 yÕlbaúÕ itibariyle dünya toplam taúkömürü rezervi 404 milyar tondur. Ülke bazÕnda ABD, 109 milyar ton olan taúkömürü rezerviyle Dünya taúkömürü rezervlerinin %27’sine sahip iken, Çin%15, Hindistan %14, Rusya %12, Avustralya %9,2, , G. Afrika %7,4, Kazakistan %5,4 .Ukrayna 15 milyar tonla %3,7ve di÷er ülkeler ise 25 milyar tonla %6,2‘sine sahiptirler( ùekil 2.2). AyrÕca dünyada kalorifik de÷eri 4,165 – 5,700 kcal/kg arasÕnda olan 261 milyar ton alt bitümlü kömür rezervi bulunmaktadÕr. ABD’nin 99, Rusya’nÕn 98, Çin’in 34 milyar ton alt bitümlü kömür rezervi bulunmakta olup bu üç ülke Dünya alt bitümlü kömür rezervinin %89’unu oluúturmaktadÕr. 16 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ùekil 2.2. Dünya Taúkömürü Rezervinde Ülkelerin PayÕ ve MiktarÕ Kaynak: Survey of Energy Resources WEC 2010 ùekil 2.3. Dünya Linyit Rezervinde Ülkelerin PayÕ ve MiktarÕ Kaynak: Survey of Energy Resources WEC 2010 Di÷er taraftan, 2009 yÕlbaúÕ itibariyle 195 milyar ton olan Dünya ekonomik üretilebilir linyit rezervlerinin en önemli payÕ %21 ve 40,6 milyar ton ile Almanya da bulunmaktadÕr. Avustralya’nÕn %19, ABD’nin %16, Çin’in % 9,5 payÕ vardÕr (ùekil 2.3). Türkiye kömür ve linyit rezervlerinin üretilebilir miktarlarÕ belirlenmesi halinde dünya kömür ve linyit rezervleri listesinde yer alabilecektir. De÷ilse Görünür, Muhtemel ve Mümkün kategorisinde olmak üzere toplam 12,5 milyar ton linyit rezervlerinin çok büyük bölümü kaynak kategorisinde görülmektedir. Dünya Enerji Konseyinin 2010 raporundaki 2008 yÕlÕ sonu Dünya kömür rezervleri listesinde Türkiye Linyitlerinin sadece 1,8 milyar tonu rezerv kategorisinde görülürken, taú kömürlerinin ise görünür taú kömürü rezervinden daha fazlasÕ, 529 milyon tonu rezerv Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 17 kategorisinde görülmektedir. Bu nedenle, linyit kaynaklarÕmÕzdan ekonomik üretilebilir olan rezerv miktarÕnÕn belirlenmesi gerekmektedir. 2.1.1. Dünya Kömür Üretim ve Tüketimleri Kömür kayda de÷er anlamda 30’un üzerinde ülkede üretilmekte ve 60’Õn üzerinde ülkede tüketilmektedir. Global krizin en úiddetli hissedildi÷i 2009 yÕlÕnda dünya kömür üretimi 3512 milyon tep olurken 2010 yÕlÕnda %6,3 artÕúla 3731 milyon tep olmuútur. Bu artÕú 2010 yÕlÕndan önceki beú yÕlda ortalama %4,1 olmuútur. Dünya’da 2000 yÕlÕndan itibaren geçen on yÕlda, yÕllÕk kömür üretimi %59 artmÕútÕr. Kömür üretimindeki artÕú, çok büyük kÕsmÕ Çin olmak üzere Asya kÕtasÕndaki elektrik enerjisi talebinden kaynaklanmaktadÕr. Geçen yÕllarda oldu÷u gibi genel olarak ÕsÕnma, taúÕma ve sanayi sektörlerinin talebi ya dura÷an ya da düúmektedir. Kömür tüketiminin, geliúmekte olan ülkelerde geliúmiú ülkelere göre daha fazla artmakta oluúunun nedenleri arasÕnda; baúta Avrupa Birli÷i olmak üzere geliúmiú ülkelerin elektrik üretiminde do÷al gazÕ daha fazla tercih etmeleri gelmektedir. ùekil 2.4. 2010 YÕlÕ Dünya Kömür Üretimi Kaynak: BP 2011 3,7 milyar tep eúde÷eri olan 2010 yÕlÕ Dünya kömür üretiminin %48’ini tek baúÕna Çin gerçekleútirmiútir. Çin’den sonra %15 ile ABD gelmektedir. Di÷er ülkelerin Dünya kömür üretimindeki paylarÕna bakÕldÕ÷Õnda, Avustralya ve Hindistan %6, Endonezya %5, Rusya %4, G. Afrika %3,8, Polonya ve Kazakistan %1,5, Almanya %1,2’dir. Türkiye ise 17,4 milyon tep üretimi ile 2010 Dünya kömür üretiminin binde beúini üretmiútir. Küresel kömür üretiminin giderek daha büyük bölümünün daha az sayÕda ülkenin elinde toplanmaya baúladÕ÷Õ gözlenmektedir. 1986 yÕlÕnda üretimin yaklaúÕk %80’i toplam 10 ülke tarafÕndan yapÕlmaktayken, 2010 yÕlÕ itibariyle %88’i 7 ülke tarafÕndan yapÕlmaktadÕr. Beú ülke; Çin, ABD, Avustralya, Hindistan, Endonezya, dünya kömür üretiminin %80’ini gerçekleútirmiútir (ùekil 2.4). 18 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ùekil 2.5. Dünya Taúkömürü Üretimi Kaynak: Coal Information IEA 2011 Dünya taúkömürü üretimi, 2010 yÕlÕnda, 2009 yÕlÕna göre %7 artÕúla 6.186 milyon ton oldu÷u tahmin edilmiútir. Dünya taúkömürü üretiminin %85’ini beú ülke gerçekleútirmiútir. Bu ülkelerden Çin 3.162 milyon ton ile Dünya taúkömürü üretiminin %51 ‘ini üretirken, ABD 932 milyon ton ile %15’ini, Hindistan 538 milyon ton ile %9’unu, Avustralya 353 milyon ton ile %5,7’sini ve Güney Afrika 255 milyon ton ile %4,1’ini üretmiútir (ùekil 2.5). ùekil 2.6. 1990-2010 Dünya Taúkömürü Üretimi Kaynak: Coal Information IEA 2011 Dünya taúkömürü üretimi 1990 yÕlÕndan itibaren geçen yirmi yÕlda %77 oranÕnda 2.693 milyon ton artarak 2010 yÕlÕnda 6.186 milyon ton olmuútur (ùekil 2.6). AynÕ dönemde Türkiye’nin taúkömürü üretimi artmadÕ÷Õ gibi 2010 yÕlÕ itibariyle bir miktar düúmüútür. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 19 ùekil 2.7. 2010 YÕlÕ Dünya Linyit Üretimi Kaynak Coal Information IEA 2011 Dünya linyit üretimi, 2010 yÕlÕnda, 2009 yÕlÕna göre 9,9 milyon ton ve %1 artÕúla 1.043 milyon ton olaca÷Õ tahmin edilmektedir. Dünya linyit üretiminin %76’sÕnÕ on ülke gerçekleútirmiútir. Bu ülkelerden Almanya 169 milyon ton ve Endonezya 163 milyon ton ile dünya üretiminin %16 ‘sÕnÕ üretirken, Rusya 76 milyon ton ile %7’sini, Türkiye 70 milyon ton ile %6,7’sini Avustralya 67 milyon ton ile %6,4’ünü, ABD 65 milyon ton ile % 6’sÕnÕ, Yunanistan ve Polonya ise 57 úer milyon ton ile % 5,5’unu üretmiútir (ùekil.2.7.). ùekil 2.8. 1990-2010 Dünya Linyit Üretimi Kaynak: Coal Information IEA 2011 Dünya linyit üretimi 1995 yÕlÕndan itibaren geçen 15 yÕlda %11 oranÕnda, 105 milyon ton artarak 2010 yÕlÕnda 1.043 milyon ton olmuútur (ùekil 2.8). Dünya linyit üretimi, 1980 yÕlÕndan itibaren geçen otuz yÕlda ise sadece %5 artarken Türkiye’nin aynÕ dönemdeki linyit üretimi ise %382 ya da 3,8 kat artmÕútÕr. 20 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ùekil 2.9. 2010 YÕlÕ Dünya Taúkömürü Tüketimi Kaynak: Coal Information IEA 2011 Toplam 6.317 milyon ton olaca÷Õ tahmin edilen 2010 yÕlÕ Dünya taúkömürü tüketimi de÷erleri incelendi÷inde üretimde oldu÷u gibi Çin Dünya taúkömürü tüketiminin %53’ü ile dünya tüketiminin yarÕsÕndan fazlasÕnÕ tüketmiútir. ABD %14,Hindistan %10’unu tüketirken, kayda de÷er miktarda kömür üretmemelerine karúÕn Japonya %3’ünü G.Kore ise %1,9’unu tüketmiúlerdir. Türkiye ise 2010 yÕlÕndaki 25,6 milyon ton taúkömürü tüketimiyle Dünya taúkömürü tüketiminin yaklaúÕk %0,4‘ünü gerçekleútirmiútir (ùekil 2.9). Baúta Avustralya ve Endonezya olmak üzere bazÕ ülkeler de tüketimlerinden oldukça fazla taúkömürü ürettikleri görülmektedir. Bu ülkelerden, Avustralya 288, Endonezya 162, Rusya 89, G. Afrika 68 milyon ton tüketimlerinden daha fazla kömür üretmiú olup Dünya kömür ticaretinde baúta gelen ülkelerdir. 1 milyar ton olan 2010 yÕlÕ Dünya linyit üretiminin hemen hemen tamamÕ açÕk ocaklardan üretilmektedir. 921 milyon ton olaca÷Õ tahmin edilen 2010 Dünya linyit tüketiminin büyük oranÕ elektrik üretiminde kullanÕlÕrken, bazÕ ülkelerde endüstride ve ev ÕsÕnmasÕnda da kullanÕlmaktadÕr. Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Almanya, Avustralya, Macaristan ve Polonya gibi ülkelerde ise elektri÷in önemli bir kÕsmÕ linyit kömüründen üretilmektedir. Dünyada üretilebilir kömür rezervleri 70 ülkede ve her kÕtada yeterli miktarda bulunmaktadÕr. Mevcut tüketim trendi ile mevcut üretilebilir rezerv yaklaúÕk 120 yÕlda tüketilebilecektir. Buna karúÕn do÷al gaz ve petrol rezervleri aynÕ úekildeki bir hesapla sÕrasÕ ile 40 ve 58 yÕl içinde tüketilmektedir. Buna karúÕn kömürde kaynak kategorisindeki kömürlerin bir bölümünün üretilebilir rezerv niteli÷ine dönüúece÷i, son yÕllarda denizlerde yo÷un olarak araútÕrÕlan petrol ve gaz rezervuarlarÕnÕn artmasÕ fosil yakÕtlardaki tükeniú sürelerini çok daha fazla uzatacaktÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 21 Petrol rezervinin %54’ü ve do÷al gaz rezervinin ise %41’i Orta Do÷u’da bulunmaktadÕr. Dünya’nÕn siyasi olarak en istikrarsÕz ve çatÕúmalara müsait bu bölgesi petrol ve do÷al gaz arz güvenirli÷inin önemli ölçüde tehdit etmektedir. Kömürün ise arz güvenilirli÷i açÕsÕndan herhangi bir olumsuzlu÷u görülmemektedir. 2.1.2. Dünya Kömür Sektörü Pazar Durumu Dünya kömür ticaretinin yaklaúÕk tamamÕ taúkömürüne iliúkindir. Linyit kömürünün ülkeler arasÕnda taúÕnmasÕ ya da ticareti yoktur. Küresel ölçekte ticareti yapÕlan taúkömürünün iki ana kullanÕm amacÕ bulunmaktadÕr: Elektrik üretimi (buhar kömürü) ve demir çelik endüstrisinin kullanÕmÕ için koklaúabilir kömür veya kok kömürü ticareti yapÕlmaktadÕr. 2010 yÕlÕ rakamlarÕna göre 955 milyon ton olan Dünya kömür ticaretinin, %71’i buhar kömürü, %29’u ise kok kömürüdür. Dünya taúkömürü ticaret hacmi, 2010 yÕlÕnda 955 milyon tona ulaúmÕútÕr (IEA-CI 2011). En büyük ihracatçÕ 298 milyon ton ile Avustralya’dÕr. økinci 161 milyon ton ile Endonezya gelmektedir. Bu iki ülke dünya taúkömürü ticaretinin %48’ini gerçekleútirirken Dünya taúkömürü ihracatÕnÕn %89’u 8 ülke tarafÕndan gerçekleútirilmektedir: Avustralya, Endonezya, Rusya, ABD, Kolombiya, Güney Afrika, Kazakistan ve Kanada. Kömür ithalatÕnda ise, Asya-Pasifik bölgesindeki 3 ülke %38 ile en büyük payÕ almaktadÕr: Japonya, küresel ticareti yapÕlan kömürün %20’sini, Güney Kore %10,7’sini, Tayvan %7,1’ini satÕn almÕútÕr. 682 milyon ton olan 2010 dünya buhar kömürü ticaret hacminin %82’si 6 ihracatçÕ ülke tarafÕndan gerçekleútirilmektedir. Bu ülkeler, 161 milyon ton ile Endonezya, 143 milyon ton ile Avustralya, 92 milyon ton ile Rusya, 69 milyon ton ile G.Afrika, 67 milyon ton ile Kolombiya ve 33 milyon ton ile Kazakistan’dÕr. Dünya 2010 yÕlÕ kok kömürü ticareti hacmi 273 milyon ton olup Avustralya 155 milyon ton, ABD 51 milyon ton ve Kanada 28 milyon ton olmak üzere bu üç ülke dünya 2010 kok kömürü ihracatÕnÕn ve ticaretinin %86’sÕnÕ gerçekleútirmiútir. Elektrik ya da ÕsÕ üretimi ve demir çelik endüstrisi için kömür ithal eden baúlÕca ülkeler arasÕnda; Almanya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, ørlanda, øtalya, Japonya, Güney Kore, Tayvan, Hollanda, Portekiz ve Türkiye bulunmaktadÕr. 2.1.3. Dünya Birincil Enerji ArzÕ içinde Kömür MiktarÕ Dünya birincil enerji arzÕ 1990 yÕlÕnda 8.785 mtep olan toplam birincil enerji arzÕ geçen 19 yÕl sonra %70 artarak 2009 yÕlÕnda 12.132 mtep olmuútur. Bu dönemde Dünya birincil enerjisi arzÕ içinde kömürün payÕ %48 artarak 2.233 mtep den 3.294 mtep e toplam birincil enerji arzÕ içindeki payÕ ise %25’den %27’e yükselmiútir. 2035 yÕlÕnda, Yeni Politikalar Senaryosuna göre Dünya birincil enerji arzÕ 16.961 mtep’e kömürün miktarÕ 4.101 mtep’e yükselirken, kömürün payÕ %24’e gerileyece÷i öngörülmektedir. Mevcut Politikalar senaryosuna göre ise dünya birincil enerji arzÕ 18.302 mtep’e, kömürün miktarÕ 5.419 mtep’e ve birincil enerji arzÕ içindeki payÕ %30’a yükselecektir. Yeni politikalara göre yapÕlan senaryoda 2035 yÕlÕnda, Dünya birincil enerji arzÕ içindeki kömür, 2009 yÕlÕnda oldu÷u gibi petrolden sonra en fazla talep olan kaynak olmaktadÕr(Tablo 2.2.). Ancak yüksek talep öngören mevcut politikalar senaryosunda 2035 yÕlÕnda en fazla talep olan kaynak kömür olmaktadÕr. Kömür tüketim miktarÕ 22 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 açÕsÕndan en kötümser durum olan, hedefleri bakÕmÕndan da gerçekleúme olasÕlÕ÷Õ en düúük olan 450 senaryolarÕna göre ise kömürün payÕ 2.316 mtep ve %16 ile petrol ve do÷al gazdan sonra gelmektedir (World Energy Outlook IEA 2011). Sonuç olarak kömür, fosil yakÕtlar arasÕnda en yaygÕn olanÕdÕr. YapÕlan projeksiyonlarda, kömürün, Dünya birincil enerji arzÕ içinde petrolle birlikte en yüksek oranda kullanÕlan yakÕt olma niteli÷i 2035 yÕlÕna kadar artarak devam edece÷i öngörülmektedir. Tablo 2.2. Dünya Birincil Enerji ArzÕ ve 2035 YÕlÕ Talep SenaryolarÕ øçinde Kömürün MiktarÕ ve PayÕ YŦllar mtep % mtep Petrol % mtep DoŒalgaz % mtep Nükleer % mtep Hidrolik % mtep Odun,çöp,v.b. % Jeotermal, mtep GüneƔ,Rüzgar % Toplam Birincil Enerji Kömür 1990 2.233 25 3.226 37 1.671 19 526 6 184 2 908 10 36 0 8.785 2009 3.294 27 4.322 33 2.539 21 703 6 280 2 1.230 10 99 1 12.132 Yeni Politikalar Mevcut Politikalar 2035 2035 4.101 5.419 24 30 4.645 4.992 27 27 3.928 4.206 23 23 1.212 1.054 7 6 475 442 3 2 1.911 1.707 11 9 690 481 4 3 16.961 18.302 450 SenaryolarŦ 2035 2.316 16 3.671 25 3.208 22 1.664 11 520 3 2.329 16 1.161 8 14.870 Kaynak: World Energy Outlook IEA 2011 2.1.4. Dünya Elektrik Üretiminde Kömürün PayÕ ve Türkiye’nin Durumu Dünya toplam elektrik üretimi 1990 yÕlÕnda 11.819 TWh olan toplam elektrik üretimi geçen 19 yÕl sonra %70 artarak 2009 yÕlÕnda 20.043 TWh olmuútur. Bu dönemde Dünya elektrik enerjisi üretimi içinde kömüre dayalÕ elektrik üretimi %84 artarak 4425 TWh den 8118 TWh e toplam Dünya elektrik üretimi içindeki payÕ ise %37 den %41’e yükselmiútir. 2035 yÕlÕnda, Yeni Politikalar Senaryosuna göre Dünya elektrik üretimi 36.250 TWh’e kömürün miktarÕ 12.035 TWh’e yükselirken kömürün payÕ %33’e gerileyecektir. Mevcut Politikalar senaryosuna göre ise 2035 yÕlÕnda Dünya elektrik üretimi 39.368 TWh’e, kömüre dayalÕ elektrik üretimi 16.932 TWh’e ve kömürün elektrik içerisindeki payÕ %43’e yükselecek ve talepte ilk sÕrayÕ alacaktÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 23 Tablo 2.3. Dünya Elektrik Üretimi ve 2035 YÕlÕ Talep SenaryolarÕ øçinde Kömürün MiktarÕ ve PayÕ YŦllar TWh % TWh Petrol % TWh DoŒalgaz % TWh Nükleer % TWh Hidrolik % TWh Odun,çöp,v.b. % TWh Rüzgar % TWh Jeotermal, GüneƔ,Dalga,CSP % Toplam Üretim Kömür 1990 4.425 37 1.337 11 1.727 15 2.013 17 2.144 18 131 1 4 36 11.819 2009 8.118 41 1.027 5 4.299 21 2.697 13 3.252 16 288 1 273 1 89 20.043 Yeni Politikalar Mevcut Politikalar 2035 2035 12.035 16.932 33 43 533 591 1 2 7.923 8.653 22 22 4.658 4.053 13 10 5.518 5.144 15 13 1.497 1.150 4 3 2.703 2.005 7 5 1.382 840 4 2 36.250 39.368 450 SenaryolarŦ 2035 4.797 15 360 1 5.608 17 6.396 20 6.052 19 2.025 6 4.320 13 2.666 8 32.224 Kaynak: World Energy Outlook IEA 2011 450 senaryolarÕna göre ise kömüre dayalÕ elektrik üretim miktarÕ ve oranÕ dramatik olarak düúmekte olup 2035 yÕlÕ elektrik üretiminde kömür, nükleer, hidrolik ve do÷al gazdan sonra dördüncü sÕrada gelmektedir. Ancak gerçekleúme olasÕlÕ÷Õ daha yüksek olan Mevcut ve Yeni politikalar senaryolarÕnda görüldü÷ü gibi miktar ve pay oranlarÕ bakÕmÕndan kömürün 2035 yÕlÕ dünya elektrik üretimindeki yeri açÕk ara önde olacaktÕr(Tablo 2.3.). ùekil 2.10. 2009 YÕlÕ Ülkelerin Elektrik Üretiminde Kömürün PayÕ Kaynak: Electricity Information IEA 2011 24 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 2009 yÕlÕ itibariyle Dünya elektrik enerjisi üretiminde kömür %40 oranÕnda kullanÕlmÕútÕr (Kaynak: Electricity Information IEA 2011). Dünya kömür rezervlerinin %70’ini bulunduran 7 ülkede elektrik üretiminde kömürün payÕ %42 - %93 arasÕnda de÷iúmektedir. Bu ülkeler ile birlikte, elektrik üretiminde kömür kullanÕm paylarÕ önemli miktarda olan ülkelerden 2009 yÕlÕ itibariyle, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde %93, Polonya’da %88, Çin’de %79, Avustralya’da %78, Kazakistan’ da %75, Hindistan’da %69, øsrail’de %64 ve Çek Cumhuriyeti’nde %60, Yunanistan’da %57, Danimarka’da %50, ABD’de%45, Almanya’da %43, olurken Türkiye’de ise %29 úeklindedir (ùekil 2.10). 2009 yÕlÕ itibariyle kömür rezervleri fazla olan ve dünyada en çok elektrik üreten büyük ülkelere bakÕldÕ÷Õnda da, Rusya dÕúÕnda kömürün elektrik üretimindeki paylarÕnÕn çok yüksek oldu÷u, Rusya’nÕn ise kömür rezervlerine karúÕn büyük do÷al gaz ve petrol rezervlerinin olmasÕ nedeniyle bu oran %17 olmuútur. Bu oranlar kömür yanÕnda petrol ve gaz rezervi olan kÕtalardan Asya da %47, Afrika da %40 olurken ve Dünya ortalamasÕnÕn da %40 oldu÷u görülmektedir (ùekil 2.11). ùekil 2.11.Elektrik Üretiminde Büyük Ülkeler, KÕtalar ve Birliklerde Kömürün PayÕ Kaynak: Electricity Information IEA 2011 Petrol ve do÷al gaz rezervlerinin belirli bölgelerde toplanmÕú olmasÕ ve fiyatlarÕndaki yüksek de÷iúkenlik derecesi, nükleer kaynaklarÕn, büyük bir deprem nedeniyle olan Japonya’daki nükleer santral kazasÕ, atÕk sorunu ve kamuoyu tepkisi, yeniyenilenebilir kaynaklarÕn yüksek maliyetleri, kömürü, günümüz dünyasÕnda elektrik üretiminde en avantajlÕ ve yaygÕn kullanÕlan yakÕt konumunu de÷iútirmeyecektir. Bu nedenle bir ülkede zengin kömür rezervlerinin bulunmasÕ, o ülke için enerji arz güvenli÷inin sa÷lanmasÕ bakÕmÕndan büyük bir avantaj anlamÕna gelmektedir. AyrÕca kömürün yakÕn gelecekte temiz enerji olmasÕ için araútÕrmalar geliúerek devam etmektedir. Türkiye ise sahip oldu÷u kömür rezervleri yanÕnda di÷er fosil kaynaklarÕnÕn olmayÕúÕ da dikkate alÕndÕ÷Õnda; kömürün elektrik üretimindeki payÕnÕn son derece düúük kaldÕ÷Õ görülmektedir. AyrÕca son yÕllarda artan taúÕma maliyetlerinin ithal kömürü Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 25 giderek ekonomik olmaktan uzaklaútÕrmasÕ, öncelikle yerli kömür kaynaklarÕnÕ, yüksek istihdam avantajÕ yanÕnda bu bakÕmdan da ön plana çÕkarmaktadÕr. 2.2. Türkiye Kömür Rezervleri Ülkemizde, çok sÕnÕrlÕ do÷al gaz ve petrol rezervlerine karúÕn, 515 milyon tonu görünür olmak üzere, yaklaúÕk 1,3 milyar ton taúkömürü ve 11,2 milyar tonu görünür rezerv niteli÷inde toplam 12,5 milyar ton linyit rezervi bulunmaktadÕr. Ülkemizde Zonguldak bölgesinde çÕkarÕlan taúkömürü bitümlü kömür kategorisinde yer almakta olup ÕsÕl de÷eri 6200-7200 kcal/kg arasÕnda de÷iúmektedir. Türkiye’de bulunan taúkömürü Türkiye Taú Kömürü Kurumu (TTK) tarafÕndan iúletilmekte olup 2011 yÕlÕ rezerv miktarÕ Tablo 2.4.’de görülmektedir. Tablo 2.4. 2011 YÕlÕ TTK RuhsatlÕ Kömür SahalarÕna Ait Rezervler . 2011 YILI TTK TAùKÖMÜRÜ REZERVLERø YERø øL Müesese HAZIR 1.101 2.347 1.384 5606 414 10.852 Alt IsÕl De÷. GÖRÜNÜR MUHTEMEL MÜMKÜN TOPLAM (AID) kcal/kg 9.033 67.690 136.141 131.459 170.828 515.151 15.860 40.539 94.342 159162 115052 424.955 7.883 47.975 74.020 117034 121535 368.447 33.877 158.551 305.887 413.261 407.829 1.319.405 6050-7050 6400-6950 6400-6950 6200-6950 5450-6050 REZERVLER ( 1.000 ton) Zonguldak Armutçuk Zonguldak Kozlu Zonguldak Üzülmez Zonguldak Karadon BartÕn Amasra TOPLAM Kaynak: ETKB 2011, TTK 2010 Faaliyet Raporu 2010 YÕlÕ sonu itibari ile Türkiye taúkömürü rezervimiz toplam 1 milyar 334 milyon ton’dur. Havzada koklaúabilir taúkömürü rezervleri, Kozlu, Üzülmez ve Karadon bölgelerinde bulunmaktadÕr. Armutçuk bölgesindeki rezervler yarÕ koklaúabilir olup koklaúabilir kömürlerle harmanlanarak demir çelik fabrikalarÕnda kullanÕma uygun hale getirilebilir. Amasra bölgesi kömürlerinin koklaúma özelli÷i bulunmamakla birlikte, belirli oranlarda koklaúabilir kömürlerle harmanlandÕ÷Õnda koklaúma özelli÷ini bozmamaktadÕrlar. Ülkemizin linyit potansiyeli ise henüz tam olarak ortaya konmuú de÷ildir. Türkiye’de kömür genel olarak linyit ve taúkömürü baúlÕklarÕ altÕnda de÷erlendirilmekte olup taúkömürü rezervleri TTK tarafÕndan, linyit rezervlerimiz ise Elektrik Üretim Anonim ùirketi (EÜAù), Türkiye Kömür øúletmeleri(TKø) ve özel sektör tarafÕndan iúletilmektedir. Taú kömürlerinin tamamÕ linyitlerin ise %87 ‘si kamuya ait ruhsat sÕnÕrlarÕ içinde bulunmaktadÕr. Linyit rezervleri ülke geneline yayÕlmÕútÕr. Hemen hemen bütün co÷rafi bölgelerde ve kÕrktan fazla ilde linyit rezervlerine rastlanÕlmaktadÕr. Linyit rezervlerinin %20’si TKø, %39’u EÜAù, %28’i MTA ve %13’ü ise özel sektör elindedir (Tablo 2.5.). 26 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Tablo 2.5. 2011 øtibarÕyla Kurumlara Ait Linyit Rezervleri 2011 YILI TÜRK7YE, KURUMLARA A7T L7NY7T REZERVLER7 (milyon ton) KURUMLAR Görünür Muhtemel Mümkün Toplam Pay (%) EÜAb 4.741 105 Ͳ 4.846 39 TK7 2.303 252 2 2.557 20 MTA 3.156 278 53 3.487 28 Özel Sektör 1.094 362 139 1.595 13 TOPLAM 11.294 997 194 12.485 100 Kaynak: ETKB 2011 Linyit rezervlerimizin ço÷unlu÷u 1976–1990 yÕllarÕ arasÕnda bulunmuútur. Bu dönemden sonra kapsamlÕ rezerv geliútirme etüt ve sondajlarÕ 2005–2008 yÕllarÕ arasÕndaki linyit arama çalÕúmalarÕdÕr. Enerjide dÕúa ba÷ÕmlÕlÕ÷ÕmÕzÕn giderek artmasÕ yanÕnda pahalÕ oluúu, yerli kaynaklara daha fazla yönelmemizi gerektirmiútir. Bu anlayÕúla “Linyit Rezervlerimizin Geliútirilmesi ve Yeni Sahalarda Linyit AranmasÕ” Projesi TKø koordinatörlü÷ünde, teknik olarak MTA’nÕn sorumlulu÷unda, ETø Maden, TPAO, EÜAù, TTK ve DSø’nin katÕlÕmÕ ile 2005 yÕlÕnda baúlatÕlmÕútÕr. Proje ile baúta MTA ve TKø arúivlerindeki linyit arama raporlarÕ olmak üzere di÷er kuruluúlarÕn kömürle ilgili verileri de÷erlendirilerek araútÕrÕlacak alanlar belirlenmiútir. Özellikle 2005-2008 yÕllarÕ arasÕnda EÜAù tarafÕndan finanse edilen ve Maden Tetkik Arama(MTA) tarafÕndan uygulanan Afúin-Elbistan Linyit HavzasÕ detaylÕ linyit aramalarÕ ve di÷er havzalarda TKø tarafÕndan desteklenen ve MTA tarafÕndan yapÕlan arama çalÕúmalarÕ ile Türkiye linyit rezervi önemli ölçüde artÕrÕlmÕútÕr. Bu çalÕúmalar ile Afúin-Elbistan Linyit HavzasÕ dÕúÕnda Trakya havzasÕnda, Soma havzasÕnda ve KarapÕnar havzasÕnda yeni kömürler bulunmuú, bilinen sahalarda ise rezerv artÕúlarÕ sa÷lanmÕútÕr. YapÕlan çalÕúmalarda, en büyük rezerv artÕúÕ Elbistan havzasÕnda olmuútur. YapÕlan etüt ve sondajlardan önce 3,3 milyar ton olan rezerv yaklaúÕk 1 milyar ton artarak 4,4 milyar tona çÕkmÕútÕr. Ancak etüt ve sondaj yapÕlmayan Elbistan havzasÕnÕn ortasÕndaki Çöllolar ile havza kuzeyinde, yeniden de÷erlendirme yapÕlmamÕútÕr. TKø’nin Elbistan havzasÕnÕn tamamÕnda 2000 yÕlÕnda yaptÕ÷Õ de÷erlendirmelerin bu kesimlerdeki de÷erleri dikkate alÕndÕ÷Õnda HavzanÕn görünür rezervinin 5 milyar ton civarÕnda oldu÷u anlaúÕlmakta olup bu de÷er rezerv tablosuna yansÕtÕlmamÕútÕr. Bunun dÕúÕnda MTA’nÕn yaptÕ÷Õ etüt ve sondajlarla Elbistan’daki büyük havzanÕn dÕúÕnda 515 milyon ton, rezerv çalÕúmalarÕ devam eden havzalardan Konya KarapÕnar’da 1,8 milyar ton, Afyon Dinar’da 329, Eskiúehir Alpu’da 300 milyon ton baúta olmak üzere Trakya ve Soma havzalarÕnda ki artÕúlarla 2011 itibariyle Türkiye toplam linyit rezervi 12,5 milyar tona ulaúmÕútÕr. (Tablo 2.6.). Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 27 Tablo 2.6. 20011 YÕlÕ Türkiye Linyit Rezervleri 2011 YILI TÜRKøYE, KAMU SEKTÖRÜ(EÜAù,TKø, MTA) LøNYøT REZERVLERø YERø REZERVLER (1.000 ton) Alt IsÕl De÷. (AID) kcal/kg øL øLÇE Görünür Muhtemel Mümkün Toplam 323.329 í í 1298 323.329 Adana Tufanbeyli 261.500 104.500 í 2000-2400 366.000 Ankara BeypazarÕ 273.383 55.629 í 1351 329.012 Afyon Dinar* 967 4.569 í 500-3500 5.536 BalÕkesir Balya 88.662 15.000 í 1460 103.662 Bingöl KarlÕova 37.025 1.000 í 2340 38.025 Bolu Göynük 43.824 19.945 1.560 1900-2340 65.329 Bursa Keles 31.898 í í 2500 31.898 Bursa Orhaneli 79.073 í í 3000 79.073 Çanakkale Çan 19.495 4.042 í 3150 23.537 Çorum Alpagut 14.005 Çorum OsmancÕk 6.575 7.430 í 1470 300.000 Eskiúehir Alpu* 150.000 100.000 50.000 2100 280.229 østanbul Çatalca 228.457 51.772 í 1894-2086 í í 4.381.300 1031-1201 K.Maraú Elbistan** 4.381.300 515.055 í í 950-1115 515.055 K.Maraú Elbistan 81.011 í í 1110-1150 81.011 Konya Beyúehir 18.797 974 í 2180-2250 19.771 Konya IlgÕn 5.000 í 1320 1.830.716 Konya KarapÕnar* 1.825.716 147.773 32.800 í 2080-2510 180.573 Kütahya Seyitömer 276.595 í í 2560 276.595 Kütahya TavúanlÕ 2.500 15000 í 1934 17.500 Malatya YazÕhan* 572.379 54.400 í 2080-3340 626.779 Manisa Soma 267.499 í í 1642-2279 267.499 Mu÷la Milas 152.485 í í 1903-2692 152.485 Mu÷la Yata÷an 23.845 106.494 í 2060 130.339 Tekirda÷ Çerkezköy 160.585 50.933 2.964 2183-2865 214.482 Tekirda÷ Merkez 23.845 106.494 í 2080 130.339 Tekirda÷ Saray 98.500 í í 1282 98.500 SÕvas Kangal KAMU TOPLAMI 10.092.073 735.982 54.524 10.882.579 ÖZEL SEKTÖR 1.094.189 362.122 138.617 1.594.928 11.186.262 1.098.104 193.141 12.477.507 TÜRKøYE TOPLAMI Kaynak: ETKB 2011 *MTA tarafÕndan rezerv çalÕúmalarÕ devam eden sahalar. **En büyük rezerv artÕúÕ olarak, EÜAù’ a ba÷lÕ Elbistan Linyit havzasÕnÕn büyük bölümünde MTA’nÕn yaptÕ÷Õ etüt ve sondajlardan sonra havzanÕn toplam görünür rezervi 4,4 milyar tona yükselmiútir. Havzada, MTA’nÕn etüt ve de÷erlendirme yapmadÕ÷Õ di÷er bölümlerinde TKø’nin yaptÕ÷Õ de÷erlendirmelerle birlikte HavzanÕn görünür rezervi yaklaúÕk 5 milyar ton olup bu miktar tabloya yansÕtÕlmamÕútÕr. 28 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Tablo 2.7. 2011 YÕlÕ Türkiye Özel Sektör Linyit Rezervleri YERø øL Adana AdÕyaman Ankara 2011 ÖZEL SEKTÖR LøNYøT REZERVLERø REZERVLER (1.000 ton) Görünür Muhtemel Mümkün Toplam 101.340 í í 101.340 51.190 í í 51.190 18.103 40.808 100.653 60.902 114.163 47.345 60.480 176.442 72.365 10.367 48.393 902.551 191.638 1.094.189 2.970 31.261 2.027 39.197 15.394 í 1.620 20.000 20.554 70.138 26.102 229.263 132.859 362.122 í 2.376 7.541 6.080 5.639 8.250 í 30.700 15.000 1.905 2.536 80.027 58.590 138.617 21.073 74.445 110.221 106.179 135.196 55.595 62.100 227.142 107.919 82.410 77.031 1.211.841 383.087 1.594.928 Alt IsÕl De÷. (AID) kcal/kg 1.250 1.385 1600-4800 1335-4000 860-5000 2000-5400 1500-5400 4000-4500 4.000 1580-4000 2500-5000 3000-4000 3000-5000 øLÇE Tufanbeyli GölbaúÕ GölbaúÕ/ù.Koçhisar/ Çubuk/GölbaúÕ/ BeypazarÕ/Ayaú Bayramiç/Çan/ Çanakkale Yenice/AvacÕk Ilgaz/YapraklÕ/ ÇankÕrÕ Orta/ùabanözü øpsala/Keúan/MeriçM erkez/Sülo÷lu/ Edirne Uzunköprü Beykoz/Çatalca/ Eyüp/Gazios/Merkez østanbul /SarÕyer/Silivri/ùile Baúyayla/Ermenek Karaman KÕrklareli Konya Manisa Mu÷la Tekirda÷ PÕnarhisar Beyúehir/IlgÕn Akhisar/Gördes/ KÕrka÷aç/Soma/ Alaúehir/Merkez Merkez/Milas/ Yata÷an Hayrabolu/Malkara/ Merkez BaúlÕca Özel Sek. ToplamÕ Di÷er Özel Sektör ToplamÕ ÖZEL SEKTÖR TOPLAMI Kaynak: ETKB 2011 Türkiye linyit rezervleri toplamÕnÕn yüzde on üçüne sahip olan özel sektörün uhdesinde 400 adetten fazla linyit rezervleri ruhsatÕ bulunmaktadÕr. Saha ve il bazÕnda toplamÕ 20 milyon tonunun üzerinde linyit rezervinin bulundu÷u il sayÕsÕ on üç tür. Saha bazÕnda ise toplam rezervi 10 milyon tonun üzerindekiler sÕnÕrlÕ olup di÷erleri daha küçük rezervli sahalardan oluúmaktadÕr (Tablo 2.7). Türkiye’deki linyitler standartta belirtilen üst ÕsÕl de÷erin oldukça altÕndadÕr. Ülkemiz linyit rezervlerinin kalorifik de÷eri 1000 kcal/kg ile 4200 kcal /kg arasÕnda de÷iúiklik göstermektedir. Örne÷in, en büyük rezervin bulundu÷u Afúin-Elbistan havzasÕndaki linyit kömürünün alt ÕsÕl de÷eri(AID) 900-1250 kcal/kg’dÕr (ùekil 2.12.). Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 29 ùekil 2.12. Türkiye Linyit Rezervlerinin Kalorifik Da÷ÕlÕmÕ Kaynak: ETKB 2010 2.2.1.Türkiye Asfaltit Rezervleri, Üretimi ve Tüketimi Asfaltit, petrolün zamanla oksitlenmesi ve uçucu maddelerini kaybederek katÕlaúmasÕ sonucu oluúan, sert, siyah renkli bir çeúit bitümdür. Kömür olmasa da kömür gibi, katÕ yakÕt olarak kullanÕlan enerji kayna÷ÕdÕr. Türkiye’nin önemli asfaltit sahalarÕ Güneydo÷u Anadolu bölgesindedir. Filon toplulu÷u úeklinde olan önemli iki sahadan biri ùÕrnak’Õn güneyinde, ikincisi ise Silopi’nin güneydo÷usundadÕr. Tablo 2.8. 2011 Türkiye Asfaltit Rezervleri 2011 TÜRKøYE ASFALTøT REZERVLERø YERø REZERVLER(1.000 Ton) øL øLÇE Görünür Muhtemel Mümkün Toplam 21.067 50.363 ùIRNAK Silopi 29.296 8.327 6.579 22.633 ùIRNAK Merkez 7.727 37.023 29.394 6.579 72.996 TOPLAM Kaynak: TKø 2011 AID kcal/kg 5310 5330 Ruhsat Sahibi TKø TKø Türkiye asfaltit rezervlerinin önemli bölümü TKø uhdesindedir (Tablo 6). Asfaltit üretimi, 1992 yÕlÕna kadar TKø tarafÕndan, 1992-2002 yÕllarÕ arasÕna TKø ve ùÕrnak valili÷i, 2002 yÕlÕndan sonraki yÕllardaki üretimi ise ùÕrnak valili÷i ve özel sektör tarafÕndan rödövans karúÕlÕ÷Õ yapÕlmaktadÕr. Özel sektör, üretti÷i asfaltiti Silopi’de kurdu÷u 135 MW Kurulu gücündeki santralda tüketirken, ùÕrnak valili÷i bölgenin teshin ve sanayi ihtiyaçlarÕ için üretmektedir. 2010 yÕlÕ itibariyle, valilik yaklaúÕk 569 bin ton, özel sektör ise 477 bin ton olmak üzere toplam 1.046 bin ton üretim yapmÕútÕr. 30 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 BunlarÕn dÕúÕnda 2003 yÕlÕndan itibaren özel sektöre ait ruhsatlarda üretimler yapÕlmaktadÕr. 2010 yÕlÕnda özel sektör ruhsatlÕ sahalarda üretilen asfaltit 247 bin ton dur. Böylece 2010 yÕlÕnda Türkiye toplam asfaltit üretimi 1.293 bin ton olmuútur(Kaynak: TKø+MøGEM). 2.2.2. Türkiye’de Kömür Üretimi ve Tüketimi Ülkemizdeki linyit üretimi; Enerji Sektörü (Termik Santral), Sanayi sektörü ve IsÕnma (konut) Sektörü olmak üzere 3 ana sektörün taleplerinin karúÕlanmasÕna yöneliktir. 2010 yÕlÕ itibariyle, 70 milyon ton olan linyit üretiminin %46’sÕ EÜAù, %43’ü TKø, ve %11’i ise Özel sektör tarafÕndan yapÕlmÕútÕr. Linyit tüketiminde en büyük pay %80 ile termik santrallere aittir. Türkiye kömür üretimi 2010 yÕlÕnda taúkömüründe 2,6 milyon ton, linyitte ise 70 milyon ton olmuútur. 2009 yÕlÕna göre 2010 yÕlÕnda, linyit üretiminde %8, taú kömürü üretiminde ise %10 oranÕnda düúüú olmuútur. Türkiye taúkömürü üretiminin 1974–2010 yÕllarÕ arasÕndaki üretim de÷erleri genel olarak irdelendi÷inde, 1974 yÕlÕnda yÕllÕk yaklaúÕk 5 milyon ton olan üretimi geçen 30 yÕllÕk süre sonunda küçük de÷erlerdeki iniú-çÕkÕúlar dÕúÕnda sürekli düúerek 2004 yÕlÕnda 35 yÕllÕk dönemin en düúük de÷erine inmiútir. Taú kömürü yÕllÕk üretimi 2004 yÕlÕnda 1974 yÕlÕna göre 3 milyon ton azalarak 1,946 milyon ton olarak %61 oranÕnda düúmüútür. 2010 yÕlÕndaki taúkömürü üretimi ise 1974 yÕlÕna göre %48 oranÕnda düúerek 2,59 milyon ton düzeyine inmiútir (ùekil 2.13). 2004 yÕlÕ taúkömürü üretim de÷erlerine göre 2009 yÕlÕnda %48 oranÕnda 933 bin ton üretim artÕúÕ olmasÕna karúÕn, bu artÕú miktarÕ, 2010 yÕlÕnda devam etmemiú aksine 2009 yÕlÕna göre 287 bin ton düúmüútür. ùekil 2.13. YÕllara Göre Türkiye Taúkömürü Üretim MiktarÕ Grafi÷i Kaynak: ETKB 2011 2010 yÕlÕnda, taúkömürünün 499 bin tonu demir- çelik, 1024 bin tonu termik santral, 247 bin tonu da teshin ve sanayiye satÕlmÕútÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 31 1974–2010 yÕllarÕ arasÕnda ki 36 yÕlda Türkiye linyit üretim miktarlarÕ de÷erlerine göre; bu sürede yÕllÕk 8,4 milyon ton dan 70 milyon tona çÕkarak 8 kat artmÕú oldu÷u görülür (ùekil 2.14.). Türkiye linyit üretiminde geçen yÕllar irdelendi÷inde en büyük üretim artÕú oranÕ %138 artÕúla 1982-1986 yÕllarÕ arasÕndaki dört yÕlda olmuútur. Bundan sonraki büyük artÕú oranÕ ise 2004-2008 yÕllarÕ arasÕndaki dört yÕlda olmuútur. 2004 yÕlÕna göre, 2008 yÕlÕndaki linyit üretimi, %74 oranÕnda ve 32,5 milyon ton artÕúla yÕlda 76 milyon ton olmuútur. Dört yÕldaki üretim artÕúÕnÕn nedeni de enerji ye talebin artmasÕyla kömür santrallarÕnÕn tekrar kapasitelerine yakÕn üretim yapmasÕ olmuútur. Ancak üretimde en fazla düúüú de 1999–2004 yÕllarÕ arasÕndaki beú yÕlda yaúanmÕútÕr. 1999 yÕlÕna göre, 2004 yÕlÕnda Türkiye Linyit üretimi, %33 oranÕnda ve 21,3 milyon ton azalÕúla yÕllÕk 43,7 milyon tona düúmüútür. 2001 yÕlÕnda ki ekonomik küçülmenin ve barajlardaki doluluk oranÕ artÕúÕnÕn etkisi olsa da, bu düúüúün önemli nedeni, elektrik üretiminde do÷al gaz payÕnÕn %44 ‘e çÕkmasÕ sonucunda linyit santrallarÕnÕn kapasitelerinin çok altÕnda kömür tüketmesi olmuútur. Linyit üretimi ve tüketimindeki bu düúüú elektri÷in pahalanmasÕnÕn yanÕnda iúsizli÷i artÕrmÕú ve önemli ekonomik kayÕplara neden olmuútur. Son yÕllarda Türkiye elektrik üretiminde, %50’ye yaklaúan ve 2010 yÕlÕnda %46,5 olan do÷al gaz santrallarÕna dayalÕ payÕn, kömür ve di÷er kaynaklarÕmÕza dayalÕ olarak düúürülememesi halinde, elektrik fiyatlarÕndaki hÕzlÕ artÕú devam edecek, halkÕn refahÕnÕ ve sanayinin geliúmesini olumsuz etkileyecektir. ùekil 2.14.YÕllara göre Türkiye Linyit Üretimi Grafi÷i Kaynak: ETKB 2011 32 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 2.2.3. Kömür Rezervlerinin Termik Santral Potansiyeli ve Elektrik Arz Güvenirli÷i a) Linyit ve Asfaltit rezervleri 2010 yÕlÕ sonu itibariyle Türkiye linyit ve asfaltit rezervlerine dayalÕ mevcut santrallar 8275 MW olup 49524 MW olan toplamÕn %16,7’sÕnÕ elektrik üretimi bakÕmÕndan da %19,4 ünü oluúturmaktadÕr. 2006 yÕlÕndan itibaren Silopi’de kurulan 135 MW Kurulu gücündeki asfaltit termik santralÕ dÕúÕnda Linyit ve asfaltit rezervlerine dayalÕ santral devreye girmemiútir. Türkiye linyit, asfaltit ve taúkömürü rezervlerinin santral potansiyeli aúa÷Õda de÷erlendirilmiútir (Tablo 2.9). AyrÕca, Tabloda olmayan 59MW linyit ve 35 MW taúkömürü otoprodüktör santrallarÕ bulunmaktadÕr. Tablo 2.9. 2011 YÕlÕ Türkiye Kömür ve Asfaltit Rezervlerinin Santral Potansiyeli 2011 Türkiye Kömür ve Asfaltit Rezervlerinin Termik Santral Potansiyeli (Ç.Koçak) Toplam Mevcut Baúlayan YapÕlabilir Toplam Saha AdÕ Rezerv K.Güç K.Güç K.Güç K.Güç (MilyonTon) (MW) (MW) (MW) (MW) 2.795 10.000 Afúin-Elbistan 5.000 7.205 1.200 Afúin-Elbistan 515 1.200 1.050 Adana-Tufanbeyli 424 1.050 150 AdÕyaman-GölbaúÕ 51 150 620 920 Ankara-ÇayÕrhan 366 300 270 Bolu-Göynük 37 135 135 210 210 Bursa- Orhaneli,Keles 97 320 320 Çanakkale-Çan 79 170 ÇankÕrÕ-Orta 94 170 290 Eskiúehir-MihalÕççÕk 55 290 500 Konya–IlgÕn 143 500 3.000 Konya–KarapÕnar 1.830 3.000 365 665 Kütahya-Tunçbilek 277 300 600 600 Kütahya-Seyitömer 181 1.034 1.634 Manisa-Soma 627 600 1.050 1.050 Mu÷la-Milas 268 630 630 Mu÷la-Yata÷an 153 300 Tekirda÷-Saray 130 300 457 457 SÕvas-Kangal 99 135 675 ùÕrnak-Asfaltit 73 270 270 1.100 BartÕn-Amasra* 408 1.100 300 300 Zonguldak-Çatala÷zÕ* 884 TOPLAM 11.791 8.516 695 16.280 25.491 *TaƔkömürü santrallarŦ 1. Kahraman Maraú-Elbistan; RuhsatÕ EÜAù’a ait ve 43 yÕl önce bulunan AfúinElbistan HavzasÕnda, TKø’nin yaptÕ÷Õ çalÕúmalar ve MTA’nÕn son yÕllarda yaptÕ÷Õ ayrÕntÕlÕ inceleme ve sondajlar sonunda HavzanÕn toplam üretilebilir rezervi en az 4.35 milyar ton olaca÷Õ anlaúÕlmÕútÕr. Afúin–Elbistan havzasÕnÕn Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 33 mevcut iki santrala ait rezervler dÕúÕnda, yaklaúÕk 3,3 milyar ton üretilebilir kömür rezervi bulunmaktadÕr. Bu rezerv ile en az 7200 MW santral kurulabilecektir. Ancak havzada bu büyüklükte santrallarÕn kurulabilmesi için øhaleye çÕkÕlacak Elbistan C ve D santallarÕndan önce yeni üretim planlamasÕ yapÕlmalÕdÕr (Koçak Ç.). 2. Elbistan havzasÕnÕn güney do÷usunda bulunan 515 milyon ton görünür rezervli saha en az 1200 MW Kurulu gücündeki santralÕ besleyebilecektir. 3. Linyit arama projesi ile bulunan Elbistan’dan sonra en büyük havza 1,83 milyar ton linyit rezervli Konya KarapÕnar havzasÕ olmuútur. Rezerv çalÕúmasÕ bitme aúamasÕnda olan havzada mevcut bulgular en az 3000 MW Kurulu gücündeki santrallarÕn kurulabilece÷ini göstermektedir. 4. Adana-Tufanbeyli SahasÕ, TKø ve özel sektöre ait bitiúik iki sahada yaklaúÕk 1050 MW Kurulu gücünde santral için yaklaúÕk 550 milyon ton rezerv bulunmaktadÕr. Özel sektör 450 MW’lÕk santral için ruhsat almÕú olup kuruluúla ilgili çalÕúmalar devam etmektedir. 5. Konya–Kurugöl, özel sektöre ait bu sahanÕn toplam rezervi 143 milyon ton olup kurulabilecek santralÕn kapasitesi 500MW’dÕr. 6. Bolu–Göynük ruhsatÕ TKø’ye ait olup øúletmesi özel sektöre verilen sahanÕn toplam rezervi 39 milyon ton olup santral kapasitesi 2x135 MW olup santralÕn kuruluú çalÕúmalarÕ devam etmektedir. 7. Tekirda÷-Saray ruhsatÕ TKø’ye ait olan sahanÕn toplam rezervi 129 milyon tondur. SahanÕn santral kapasitesi 2x150 MW olup, uygun ÇED raporu alÕnamadÕ÷Õ için iúletmesi özel sektöre verilen bu saha TKø’ye iade edilmiútir. 8. ÇankÕrÕ-Orta, ruhsatÕ Özel sektöre verilen sahada toplam 50-75 milyon ton arasÕnda rezervi olup 170 MW kurulu gücündeki santralÕn kurulmasÕ için araútÕrma çalÕúmalarÕ devam etmektedir. 9. ùÕrnak- Asfaltit sahasÕ olup ruhsatÕ TKø’ye ait olan bu sahada, özel sektör tarafÕndan, yaklaúÕk 30 milyon ton asfaltit rezervi karúÕlÕ÷Õ 2x135 MW lisans alÕnmÕú olup hazÕrlÕk çalÕúmalarÕ devam etmektedir. AyrÕca Silopi’de mevcut santralÕ iúleten úirketin 2x135MW kurulu gücünde ilave santral kurmasÕ söz konusu olup bu santrallar için yeterli miktarda asfaltit rezervi bulunmaktadÕr. Böylece asfaltit rezervlerine yönelik toplam kurulu gücü 540 MW olan santrallar kurulabilecektir. 10. Eskiúehir-MihalÕççÕk da özel sektör tarafÕndan, bir bölümü EÜAù’ a ait olan yaklaúÕk 55 milyon ton üretilebilir linyit rezervine karúÕlÕk kurulacak olan 2x135 MW gücündeki santralÕn kuruluú çalÕúmalarÕ devam etmektedir. 11. AdÕyaman - GölbaúÕ, özel sektöre ait sahanÕn toplam rezervi 51 milyon ton santral kapasitesi 150 MW’dÕr. BunlarÕn dÕúÕnda sahadaki mevcut rezervleriyle ilave santral kurulabilecek olan havzalar; 12. Manisa-Soma 600MW için 13. Kütahya-Tunçbilek 300 MW 14. Ankara- ÇayÕrhan 300 MW Böylece linyit ve asfaltit rezervleriyle mevcutlar dÕúÕnda, kurulumu ile ilgili çalÕúmalar baúlayan 695 MW ile birlikte yaklaúÕk toplam 15.875MW Kurulu gücünde linyit ve 34 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 asfaltite dayalÕ ilave santrallar yapÕlabilir. Bunun dÕúÕnda rezerv çalÕúmalarÕ tamamlanmasÕ halinde yeni santralarda kurulabilecektir. b) Taú Kömürü Rezervleri Toplam görünür rezervi 344 milyon ton olan Zonguldak sahasÕnda, 300 MW gücündeki mevcut santral dÕúÕnda, Özel sektör tarafÕndan 1.360 MW gücündeki santral kurularak üretime baúlamÕútÕr. AyrÕca 171 milyon ton görünür rezervi olan BartÕn-Amasra taú kömürü sahasÕnda ise lisansÕ alÕnan 1.100 MW üzerinde santralÕn yapÕmÕ için planlamalar yapÕlmaktadÕr. Taú kömürü kaynaklarÕmÕza ve üretim miktarlarÕna göre kurulan ve planlanan bu santrallarÕn kurulu güç de÷erleri daha önce planlanan santral de÷erlerinin üzerinde oldu÷u görülmektedir. Zonguldak’taki santrallar için bu günkü üretim seviyeleri ve olasÕ üretim artÕúlarÕ da dikkate alÕnÕrsa bu santrallarÕn yakÕt gereksiniminin önemli kÕsmÕnÕn ithal kömürle karúÕlanaca÷Õ anlaúÕlmaktadÕr. øthal kömüre dayalÕ santrallar enerji arz güvenirli÷i açÕsÕndan do÷algaz santrallarÕna göre daha avantajlÕ olabilir. Ancak daha çok istihdam, katma de÷er yaratÕlmasÕ yanÕnda enerji arz güvenirli÷inin tam olarak sa÷lanmasÕ bakÕmÕndan, önceli÷in yerli kömür üretimlerine ve di÷er yerli kaynaklara dayalÕ santrallara verilmelidir. Enerji tüketiminde yüzde yetmiúlerin üzerinde dÕúa ba÷ÕmlÕ hale gelen ülkemizde, enerji arz güvenilirli÷inin sa÷lanmasÕ için en önemli seçenek yerli kömürlerimizin bir an önce de÷erlendirilmesi olarak görülmektedir. Bunun yanÕnda yerli kömüre dayalÕ elektrik üretimlerinde di÷er kaynaklarla kÕyaslandÕ÷Õnda 10 kata kadar daha fazla do÷rudan istihdam sa÷landÕ÷Õ göz önüne alÕnÕrsa, bu açÕdan da elektrik üretiminin mümkün oldu÷u kadar yerli kömüre dayalÕ olmasÕ gerekmektedir. 2.2.4.TKø’de Kömür Teknolojileri ve AR-GE Faaliyetleri Türkiye Kömür øúletmeleri Kurumu Genel Müdürlü÷ü(TKø) tarafÕndan, günümüzün de÷iúen ve geliúen úartlarÕ açÕsÕndan linyit üretimi ve sonraki aúamalarÕnda çevre mevzuatlarÕ, AB ve Kyoto protokolü gibi yeni geliúmeleri de dikkate alarak yeni politikalar ve stratejiler geliútirilmektedir. Bu kapsamda kömür kalitesinin yükseltilebilmesi ve çevre dostu olarak kullanÕlabilmesi yönünde geliúmiú kömür hazÕrlama, zenginleútirme ve di÷er temiz kömür teknolojilerine önem verilmektedir. Son yÕllarda birçok üniversite ve araútÕrmacÕ kuruluúlarla Türkiye linyitlerinin iyileútirilmesi, ulusal kömür rezervlerinden kimyasal maddeler üretilmesine yönelik olarak yer altÕ-yerüstü gazlaútÕrma/sÕvÕlaútÕrma gibi konularda Ar-Ge projeleri baúlatÕlmÕú veya programlanmÕútÕr. Aúa÷Õda, yürütülmekte olan Ar-Ge Faaliyetleri özetle yer almaktadÕr: ƒ Kömürün briketlenmesi, kurutulmasÕ, hümik ve fülvik asit üretim metotlarÕnÕn geliútirilmesi, Ar-Ge program ve laboratuarlarÕnÕn geliútirilmesi konularÕnda ‘TKø AraútÕrma ve Teknoloji Geliútirme Projeleri’ adÕ altÕnda bir üniversite ile Ar-Ge faaliyetleri yürütülmüútür. Bu kapsamda 2007 yÕlÕnda Konya-IlgÕn’da 1500 000 lt/yÕl sÕvÕ hümik asit kapasiteli bir pilot tesis kurulmuútur. Tesiste katÕ ve sÕvÕ hümik asit üretiminin yanÕnda muhtelif Ar-Ge faaliyetleri de gerçekleútirilmektedir. KullanÕlacak topra÷Õn yapÕsÕ ve tarÕmsal talebe göre TKø Hümas adÕyla muhtelif kalite ve özelliklerde sÕvÕ hümik asit üretimi ve satÕúÕ için gerekli yasal izinler alÕnmÕútÕr. Bölge bayilikleri sistemi ile pazarlama satÕú Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 35 ƒ ƒ ƒ ƒ faaliyetleri devam etmektedir. Bu güne kadar toplam 700 bin lt hümik asit üretilmiú olup, tesis kapasitesinin artÕrÕlmasÕ çalÕúmalarÕ devam etmektedir. Hümik asitlerin tarÕmda kullanÕmÕ ve de÷erlendirilmesi amacÕyla yurt çapÕnda hümik asit kullanÕmÕyla ilgili muhtelif topraklarda tarÕmsal deneme uygulamalarÕ baúlatÕlmÕú ve bilimsel raporlamalar yapÕlmak üzere takibe alÕnmÕútÕr. Ülkemizde önceki yÕllarda Azot Sanayi tarafÕndan kullanÕlan teknolojilerden de yararlanarak kömürün gazlaútÕrÕlarak sentez gazÕ elde edilmesi amacÕyla Kurumumuz imkanlarÕ ile pilot bir tesisin kurulmasÕ, devreye alÕnmasÕ ve Ar-Ge faaliyetleri yürütülmesi için proje çalÕúmalarÕ baúlatÕlmÕútÕr. Pilot tesis 2010 yÕlÕ içerisinde kurulmuú olup iúletmeye alÕnmasÕ çalÕúmalarÕ devam etmektedir. Pilot tesiste sentez gazÕ elde edildikten sonra sÕvÕ yakÕt, muhtelif kimyasallar ve methanol üretimi gibi hususlarda da Ar –Ge çalÕúmalarÕ yürütülecektir. TKø’ye ba÷lÕ Kütahya-Tunçbilek LaboratuvarÕnÕn ülkemiz ve TKø kömürleri için yürütülecek tüm Ar-Ge faaliyetlerinde merkezi bir araútÕrma laboratuvarÕ hüviyeti kazanmasÕ ve böylece kömürün porozite, adsorbsiyon, kömür külünde oksitli bileúikler, majör ve minör elemenler, gaz ve hidrokarbon analizleri gibi fiziksel ve kimyasal detay analizlerinin yapÕlabilmesi sa÷lanmÕútÕr. “Laboratuvar Ölçekli Plazma Kömür GazlaútÕrma Sisteminin KurulmasÕ” yönünde plazma yöntemi kullanÕlarak düúük kaliteli kömürlerin gazlaútÕrÕlmasÕ amacÕyla yürütülen proje devam etmektedir. “Türk Kömürlerinin GazlaútÕrÕlmasÕ Fizibilite ÇalÕúmasÕ”, ‘’Yer altÕ Kömür GazlaútÕrma Projesi’’, “YeraltÕ Kömürünün Laboratuvar OrtamÕnda GazlaútÕrÕlmasÕnÕn AraútÕrÕlmasÕ” baúlÕklarÕndaki projelerle ilgili ABD’nin çeúitli kuruluúlarÕ ile -TKø arasÕnda yapÕlan anlaúmalar ve iúbirli÷i çerçevesinde araútÕrmalar yürütülmektedir. TKø ile TÜBøTAK øúbirli÷i YapÕlarak Yürütülen Projeler: ƒ MTA ile birlikte Ekim-2006’da yürürlü÷e giren 1007-TÜBøTAK-Kamu AraútÕrma Geliútirme(KAMAG) ProgramÕ kapsamÕnda “Linyitlerimizin SarsÕntÕlÕ Masa, Multi-Gravite Separator (MGS) ve Kolon Flotasyonu Yöntemleri ile Zenginleútirilmesi ve De÷erlendirilmesi Projesi” kapsamÕnda Tunçbilek-Ömerler LavvarÕnda ince malzemelerden kömürü geri kazanmak üzere tesise ilave ekipmanlar kurularak uygulamaya baúlanmÕútÕr. Bu kapsamda hava kanallÕ briket üretimi ile ilgili Ar-Ge çalÕúmalarÕ da devam etmektedir. ƒ 2008 yÕlÕnda 1007- TÜBøTAK- KAMAG Projeleri çerçevesinde, “Biyokütle ve Kömür KarÕúÕmlarÕndan SÕvÕ YakÕt Üretimi” adÕyla baúlatÕlmÕú bulunan proje devam etmektedir. ƒ 2009 yÕlÕnda Soma Tersiyer HavzasÕ’nda “Organik Jeokimyasal, Petrografik ve Entegre Sismik Yöntemlerle, Kömür ve Kömür Kökenli Do÷algaz Potansiyeli AraútÕrmasÕ ve Modellenmesi” amacÕ ile proje çalÕúmasÕ baúlatÕlmÕútÕr. ƒ Hümik asit ile ilgili faaliyetler çerçevesinde laboratuvar ölçekte hümik asit esaslÕ adsorban ve di÷er alternatif maddelerinin geliútirilmesi ile biyolojik yöntemle hümik asit üretimi konularÕnda Ar-Ge faaliyetleri yürütülmektedir. 36 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 2.2.5. Kömür øthalatÕ 2007 yÕlÕnda taú kömürü ithalatÕ 22.946.000 ton iken 2008 yÕlÕnda kömür ithalatÕ %15 azalarak 19.489.000 ton olmuútur. 2009 yÕlÕnda ise 2008 yÕlÕna göre %4,5 artarak 20.367.000 ton olmuútur. 2010 yÕlÕnda ise 2009 yÕlÕna göre 966 bin ton ve %4,5 artÕúla 21.333.000 ton taú kömürü ithal edilmiútir. øthalattaki artÕúlarÕn en önemli nedeni ithal kömür tüketiminin konut ve sanayi de bir miktar artmasÕ yanÕnda devreye giren yeni ithal kömüre dayalÕ elektrik santrallarÕna ba÷layabiliriz (ùekil 2.15). AyrÕca 2010 yÕlÕnda 173 bin ton kok ve 2,75 milyon ton petrokok ithal edilmiútir. ùekil 2.15.YÕllara göre Türkiye Taúkömürü ithalatÕ Kaynak: ETKB 2011 2.2.6. Türkiye’deki Geliúmeler ve Elektrik Üretiminde Yerli Kömürlerin Teúviki Türkiye’nin birincil enerji tüketiminde dÕúa ba÷ÕmlÕlÕ÷ÕnÕn %73 seviyesine çÕkmasÕ, uzunca bir süreden beri hükümetler tarafÕndan yerli kaynaklara öncelik vermek ya da tüm kömür ve hidrolik kaynaklarÕn 2023 yÕlÕna kadar tamamÕnÕn elektrik enerjisi üretimi amacÕyla de÷erlendirilmesi yönünde beyanlara neden olmuútur. Bu beyanlarÕn bir sonucu olarak Yüksek Planlama Kurulu’nun 18.05.2009 tarih ve 2009/11 sayÕlÕ kararÕ ile “Elektrik Enerjisi PiyasasÕ ve Arz Güvenli÷i Strateji Belgesi” kabul edilmiútir. Bu karar gere÷ince bilinen linyit ve taúkömürü kaynaklarÕnÕn 2023 tarihine kadar tamamÕnÕn elektrik üretim amacÕ ile de÷erlendirilmesi ve halen elektrik enerjisi üretiminde %50’yi aúan ithal do÷al gaz tüketiminin %30’un altÕna indirilmesi hedeflenmektedir. Bu hedef oldukça iddialÕ olup yaklaúÕk 11-12 yÕlda bu hedefe ulaúabilmek için önemli kararlarÕn alÕnÕp uygulamaya konulmasÕ gereklidir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 37 2010 yÕlÕ sonu itibariyle yerli kömürlerimize dayalÕ mevcut iúletmedeki termik santrallarÕn toplam kurulu gücü 8.609 MW’tÕr. Geliútirilen yeni linyit rezervleri ile birlikte mevcut kurulu gücün iki katÕna yakÕn elektrik kapasitesi yaratabilme imkânÕ mevcuttur. Bu kapasite ile yaklaúÕk 100 milyar kwh/yÕl elektrik ek olarak yerli kömür kaynaklarÕndan karúÕlanabilir ve %70’leri aúan dÕú enerji kaynaklarÕna ba÷ÕmlÕlÕ÷ÕmÕz önemli ölçüde azaltÕlabilir. ùüphesiz linyit kaynaklarÕmÕza dayalÕ bu geliúme fÕrsatÕ hidrolik kaynaklarÕmÕzda da mevcuttur. Enerji tüketimimizde yerli kaynak payÕnÕn artÕrÕlmasÕna yönelik kararlarÕn uygulanmasÕnÕ kolaylaútÕrÕcÕ ve çabuklaútÕrÕcÕ yasal düzenlemelerin süratle ele alÕnmasÕ elzemdir. Aksi takdirde Elektrik Enerjisi PiyasasÕ ve Arz Güvenli÷i Strateji Belgesinde benimsenen önemli hedeflerin süresinde gerçekleútirilmesi imkânsÕz olacaktÕr. A÷ÕrlÕklÕ olarak 70’li yÕllardan baúlamak üzere ülkemizde kurulumuna hÕz verilen yerli linyit kömürlerimize dayalÕ elektrik üretim santralleri, KÕbrÕs meselelerine ba÷lÕ ambargolu yÕllarda, büyük ço÷unlu÷u demir perde gerisi ülke teknolojileri ile gerçekleútirilmiútir. Bu santrallerin sahip oldu÷u zayÕf ve düúük verimli yakma teknolojilerine bir de, santral iúletme modelinden ve kömür sahalarÕ iúletmelerinden kaynaklanan sorunlar eklenince, ortaya günümüzde sonuçlarÕnÕ çok açÕk bir úekilde gözlemleyebildi÷imiz, düúük kapasite kullanÕmÕ, çevresel olumsuzluklar, yüksek iúletme maliyetleri gibi istenmeyen sonuçlar çÕkmaktadÕr. Ülkemizde tamamÕ kamu mülkiyetinde olan mevcut iúletmedeki yerli kömür yakÕtlÕ santrallerinin 859 MW’Õ 31 yÕldan, 1.609 MW’Õ 26 yÕldan ve 4.224 MW’Õ ise 21 yÕldan daha yaúlÕdÕr. 2000’li yÕllarÕn baúlarÕnda devreye giren Yap-øúlet-Devret (YøD) ve Yap-øúlet (Yø) modelleri kapsamÕndaki kurulu gücü 4.850 MW olan do÷al gaz yakÕtlÕ santrallerle birlikte, 2010 yÕl sonu itibariyle Türkiye’de do÷al gaz yakÕtlÕ elektrik santralleri toplamÕ 18.174 MW kurulu güce ulaúmÕútÕr. Elektrik üretimimizin ithal kayna÷a dayalÕ yüksek kurulu gücü; dÕú ticaret dengesizli÷i, elektrik üretim çeúitlili÷i, arz güvenli÷i ve tüketici fiyat istikrarÕ açÕsÕndan önemli tehlikeler içermektedir. Bunun yanÕnda ithal yakÕtlÕ santrallerin kurulmasÕnda limitli yerli imalat ve hizmet girdisiyle birlikte yaratÕlan katma de÷er sÕnÕrlÕ kalmaktadÕr. Oysaki yerli kaynaklarÕmÕza dayalÕ elektrik üretim tesislerinin kurulmasÕnÕn önünü açmakla, hem inúaat döneminde, hem de iúletme döneminde maden iúletmesi ile birlikte, do÷al gaz santrallarÕna göre en az on kat daha fazla sürekli iú istihdamÕ yaratan bu alan, elektrik üretim sektörünün en fazla katma de÷er yaratan bir özelli÷e sahip olacaktÕr. BunlarÕn yanÕnda, elektrik üretiminde yerli birincil enerji girdi kaynaklarÕmÕzÕn geliútirilmesini teúvik etmek Türkiye’nin ithal yakÕt kaynaklarÕna ba÷ÕmlÕlÕ÷ÕnÕ azaltacak ve ithal yakÕt ve ithal elektri÷in yol açtÕ÷Õ ithalat/ihracat dengesizli÷ini ülkemiz lehine de÷iútirecektir. Bunun yanÕnda maden ve enerji santral yatÕrÕm ve iúletmeleri önemli boyutlarda direk ve dolaylÕ iú olana÷Õ sa÷layarak ülkemizde artan iúsizlik oranÕnÕn ve cari açÕ÷Õn düúürülmesine önemli katkÕ sa÷layacaktÕr. 38 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Yüksek Planlama Kurulu’nun 18.05.2009 tarih ve 2009-11 sayÕlÕ kararÕ ile kabul edilen “Elektrik Enerjisi PiyasasÕ ve Arz Güvenli÷i Strateji Belgesi” uyarÕnca, bilinen linyit ve taúkömürü kaynaklarÕnÕn 2023 tarihine kadar tamamÕnÕn elektrik enerjisi üretimi amacÕyla de÷erlendirilmesi ve yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarÕnÕn kullanÕmÕ için alÕnacak tedbirler sonucunda elektrik üretiminde do÷al gaz payÕnÕn %30’un altÕna indirilmesi hedeflenmektedir. AynÕ úekilde Devlet Planlama TeúkilatÕ tarafÕndan hazÕrlanan ve 28 Haziran 2008 tarih ve 26920 sayÕlÕ Resmi Gazete ’de yayÕnlanarak yürürlü÷e giren 2009-2011 orta vadeli program, “ithal bir kaynak olan do÷algaza aúÕrÕ ba÷ÕmlÕlÕ÷Õ azaltmak üzere yerli kaynaklarÕn elektrik enerjisi üretimi amaçlÕ kullanÕmÕna hÕz verilmesi” hedefini belirtmektedir. YukarÕda da belirtildi÷i úekliyle, Türkiye’deki iúletilebilir yerli kömür yakÕtÕna dayalÕ termik santrallerin milli ekonomiye katkÕsÕ ile birlikte, yerli yakÕt kayna÷Õna dayalÕ elektrik üretim oranÕmÕzÕn yükseltilerek, birincil enerji girdisi maliyetlerinin gelecek dönemler için kontrol altÕna alÕnabilmesi yönünden bu milli kaynaklarÕmÕzÕn geliútirilmesi teúvik edilmesi gerekmektedir. Bugün, bu tür yatÕrÕmlara verilecek tatmin edici teúvikler enerji sektörünün gelece÷ine, istikrarÕna yapÕlacak yatÕrÕm olarak görülmelidir. E÷er yerli enerji kaynaklarÕnÕn belirtildi÷i gibi 2023 yÕlÕna kadar de÷erlendirilmesi isteniyorsa, yukarÕda de÷inilen nedenlerle, yapÕlacak teúviklerle birlikte, özellikle Elbistan ve KarapÕnar gibi büyük havzalar baúta olmak üzere yerli kömürlere ve di÷er kaynaklarÕmÕza yönelik enerji yatÕrÕmlarÕnÕn kamu tarafÕndan yapÕlmasÕna daha fazla gecikilmeden baúlanmalÕdÕr. Bunun için yerli kaynaklara dayalÕ elektrik üretiminde kamu yatÕrÕmlarÕnÕn önünün açÕlmasÕ için 4628 sayÕlÕ yasanÕn yatÕrÕmlar konusunda, kamu teúebbüslerine getirmiú oldu÷u engelinde ortadan kaldÕrÕlmasÕ ve yerli kaynak kullanÕmÕna yönelik úekilde yasanÕn yeniden ele alÕnmasÕ gerekmektedir. Böyle bir uygulamanÕn en önemli faydasÕ da enerjide yapÕlan özelleútirme sonuçlarÕnÕn, öngörüldü÷ü üzere, rekabet ortamÕnda, enerjinin daha ucuz, daha fazla, sürdürülebilir üretimi ve verimli tüketimi gibi yararlarÕ görülürse, kamu tarafÕndan yapÕlsa da kÕsa sürede özelleútirilmesinde bir engel olmayacaktÕr. AyrÕca, TKø, EÜAù gibi kamu iktisadi kuruluúlarÕ, üretimlerinin büyük bölümünü ihaleye çÕkarak açÕk eksiltmeyle, özel sektöre yaptÕrdÕ÷Õndan dolayÕ kamu yararÕ güden yarÕ özel kuruluúlar gibi görülebilir. Di÷er taraftan, kömür üretimi ve planlanmasÕ konusunda Türkiye’nin en büyük kuruluúu olan TKø, kamu kuruluúlarÕ arasÕnda en az kömür rezervine sahipken, kömür üretimi konusunda, TKø’ye göre daha kÕsÕtlÕ bilgi ve yetersiz sayÕda elemanÕ olan EÜAù’ Õn sorumlulu÷undaki kömür rezervi, TKø’nin iki katÕ kadardÕr. Bu durum, yerli kömürlere dayalÕ santrallar yapÕlmasÕnÕn gecikme nedenlerinden biri olmuútur. Bu çerçevede planlanacak büyük kömür rezervlerinin sorumlulu÷unun yanÕnda yeni bulunan kömür rezervlerine ait ruhsatlarÕn da Türkiye Kömür øúletmeleri Kurumuna verilmeyiúi, büyük hatalara yol açmasÕnÕn yanÕnda kömür kaynaklarÕmÕzÕn rasyonel olarak de÷erlendirilmesini geciktirebilir. Burada önemli olan bu kurumlarÕn uzmanlÕklarÕyla ilgili konularda, planlama, de÷erlendirme, organizasyon, denetim ve do÷ru karar alma deneyimleridir. Bu nedenle bu kurumlara uzmanlÕklarÕyla ilgili sorumluluklar verilmesi yanÕnda kurumlarÕn deneyim ve birikimleri korunarak yeni Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 39 elemanlara aktarÕlmasÕ sa÷lanmalÕdÕr. Aksi halde bu kuruluúlarÕn uzmanlÕk nitelikleri, kÕsa sürede yeniden tesis edilemeyecek úekilde kaybolaca÷Õndan, bu durumdaki kuruluúlara verilen sorumluluklar da gerekti÷i gibi yerine getirilemeyecektir. Kaynaklar 1. 8. Beú YÕllÕk KalkÕnma PlanÕ Kömür KitabÕ 2. BP 2011 3. Coal Information IEA 2011 4. ETKB 2011 5. ETBK 2010 YÕlÕ Genel Enerji Denge Tablosu 6. EÜAù ve TEøAù østatistikleri 7. TKø 2011 8. TTK 2010 Faaliyet Raporu 9. World Energy Outlook IEA 2010 10. Survey of Energy Resources WEC 2010 40 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 3. PETROL VE DOĞAL GAZ 42 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 3. PETROL VE DOöAL GAZ 3.1. Dünya’daki Geliúmeler Son yÕllarda enerji kaynaklarÕ içerisinde petrolün giderek önemini kaybedece÷i yönündeki tartÕúmalar a÷ÕrlÕk kazanmÕútÕr. Alternatif enerji kaynaklarÕnÕn varlÕ÷Õ ile petrol rezervlerinin hÕzla tükenmesi, bu iddianÕn dayanaklarÕnÕ oluúturmaktadÕr. Ancak, gerek alternatif enerji kaynaklarÕnÕn yeterince ekonomik hale gelmemiú olmasÕ gerek yeni yatÕrÕmlarla birlikte yeni petrol rezervlerinin keúfedilmeye devam etmesi, petrolün bir stratejik ürün olarak öneminin azalmasÕnÕ engellemektedir. OPEC'in baz senaryosuna göre, petrol arzÕ 2008-2030 yÕllarÕ arasÕnda yÕllÕk %0,9 oranÕnda artacaktÕr. Bu yÕllar arasÕnda kömür ve do÷al gaz gibi di÷er enerji kaynaklarÕnÕn üretim ve arzÕnÕn, petrole göre daha fazla artmasÕ beklenmektedir. 2011 yÕlÕnda da dünya ekonomisinin büyümeye devam etmesi ve bu parelelde enerji talebinde artÕúÕn sürmesi öngörülmüútür. 2011 yÕlÕ Kuzey Afrika ve Orta Do÷u’daki siyasi gerginlikler ve Japonya’yÕ vuran a÷Õr deprem ve tsunami felaketi nedeniyle unutulmayacak bir yÕl olmuútur. Ortado÷u ve Kuzey Afrika'da yaúanan "politik kaos", petrole ilgiyi canlÕ tutmakta olup, bölgede kaosun tÕrmanmasÕyla petrolün varil fiyatÕnÕn da 100 dolarÕn üzerine çÕktÕ÷Õ görülmektedir. Japonya'da meydana gelen felaket sonrasÕ, devre dÕúÕ kalan bazÕ nükleer santrallerin gelecek dönemde petrol fiyatlarÕnÕ yukarÕ do÷ru çekecek bir unsur oldu÷u belirtilmektedir. AynÕ zamanda, nükleer tehdidin enerji üretiminde petrol ve do÷algaza yönelime neden olmasÕ da mümkün görünmekte olup, bu durum petrole ve do÷algaza olan talebin oldukça fazla artaca÷Õna iúaret etmektedir. MÕsÕr ve øsrail deniz alanlarÕnda yer alan do÷al gaz rezervleri Do÷u Akdeniz’in önemini artÕrmÕútÕr. øsrail-Güney KÕbrÕs-Lübnan ve MÕsÕr eksenli paylaúÕm anlaúmalarÕnda Türkiye’nin seyirci de÷il aktör olmasÕ için Kuzey KÕbrÕs Türk Cumhuriyet Statüsünün uluslararasÕ alanda belirlenmesi ve bu gücün kullanÕlmasÕ gerekmektedir. 2010 yÕlÕnda dünya enerji tüketiminde %5,6’lÕk bir artÕú kaydedilmistir. OECD dÕsÕ ülkelerde %7,5, OECD ülkelerinde ise %3,5 oranÕnda bir tüketim artÕúÕ gerçekleúmiútir. 2010 yÕlÕnda ABD 2,3 milyar ton tüketim miktarÕ ile fazla enerji tüketen ülke olmuútur. Dünya enerji kaynaklarÕndan petrol %33,6’lÕk bir tüketim oranÕ ile dünyanÕn lider enerji kaynagÕ olmayÕ sürdürmekle birlikte, tüketim oranÕ son 11 yÕldÕr düúüú trendi göstermektedir. Do÷al gaz ise %23,8’lik bir tüketim oranÕna sahiptir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 43 ùekil 3.1. Kaynaklar bazÕnda Birincil Enerji Tüketimi (%) Petrol üretimi ve arzÕnÕn daha yavaú artmasÕ yÕllar içerisinde bu enerji kayna÷ÕnÕn toplam arz içerisindeki payÕnÕn hafif úekilde düúmesine neden olacaktÕr.Bu düúmeye karúÕn petrol, enerji kaynaklarÕ içerisinde önümüzdeki on yÕllarda da liderli÷ini sürdürecek olup, tüketimdeki payÕnÕn 2035 yÕlÕnda %27 olmasÕ beklenmektedir. Do÷al gazÕn payÕnÕn ise giderek artarak 2035 yÕlÕnda %25 olaca÷Õ tahmin edilmektedir. ùekil 3.2. Dünya Birincil Enerji Talebinde YakÕtlarÕn PaylarÕ Yeni enerji kaynaklarÕnÕn devreye girmiú olmasÕna ra÷men petrol baúta ulaútÕrma olmak üzere birçok sektörün temel enerji girdisidir.Birçok sektörün sahip oldu÷u üretim teknolojisi, temel enerji ve ara girdi olarak petrol ve petrole dayalÕ ürünleri kullanmaktadÕr. 44 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Bugün tüketilen petrolün, %39'u karayolu, %6'sÕ havacÕlÕk, %4'ü denizcilik ve %2'si demiryolu ve yurtiçi deniz taúÕmacÕlÕ÷Õ olmak üzere toplam %51'i ulaúÕm sektöründe kullanÕlmaktadÕr. ùekil 3.3. Sektörel Petrol Tüketimi Kaynak: OPEC, World Oil Outlook 2010 UluslararasÕ Enerji AjansÕ tarafÕndan,dünya petrol talebinin 2012'de hÕzlanaca÷ÕnÕ ve petrol tüketiminin 2011 yÕlÕna göre günlük 1.5 milyon varil(%1,6) artarak, 91 milyon varile ulaúaca÷Õ belirtilmiútir.Di÷er taraftan, UluslararasÕ Enerji AjansÕ’nÕn 91 milyon varil/gün petrol tüketim artÕúÕ tahmini, OPEC'in 89.5 milyon varil/gün petrol tüketimi tahmini ile çeliúmektedir. Artan petrol talebinin geliúmekte olan ülkelerden gelece÷ini açÕklayan ajans, OECD üyesi ülkelerde talebin hafif bir úekilde düúece÷ine iúaret etmiútir.Öte yandan geliúmekte olan ülkelerden gelecek olan petrol talebi, petrol ihraç eden ülkeler örgütü üyeleri üzerine üretimi arttÕrma yönünde baskÕ oluúturaca÷Õ vurgulanmÕútÕr. Ajans tarfÕndan, OPEC üyelerinin, dünya petrol tüketiminin kesintiye u÷ramamasÕ için, gelecek yÕl içinde günlük ortalama 30.7 milyon varil üretim yapmalarÕ gerekece÷i belirtilmiútir.Ajans, Kanada, Brezilya ve Avustralya gibi OPEC dÕúÕ ülkelerin petrol üretiminin 2012'de 54 milyon varile ulaúaca÷ÕnÕ açÕklamÕútÕr. 3.1.1. Petrol FiyatlarÕ Global ekonomik krizin etkisiyle fiyatlar 2008 ve 2009 yÕllarÕnda çok hÕzlÕ de÷iúime u÷ramÕú olup, 2010 yÕlÕnÕn ilk 10 ayÕnda ço÷unlukla 70-80 dolar/varil aralÕ÷Õnda seyretmiútir. 2010 baúÕnda Brent hampetrol fiyatÕ 79,5 $/varil ile 2009 yÕlÕnÕn %29 üzerinde gerçekleúmiútir.2010 yÕlÕnÕn sonlarÕna do÷ru Tunus’ta baúlayan halk ayaklanmalarÕnÕn Ortado÷u’da petrol üreten ülkelere yayÕlmasÕyla petrol fiyatlarÕ aniden yükselmiú ve tüm dünyayÕ etkisi altÕna almÕútÕr. AyrÕca, hampetrol tüketim artÕúÕ ve OPEC’in üretim kesintisi de etkili olmuú ve yÕl sonunda ortalama 93,52 dolar/varil seviyesine ulaúmÕútÕr. Petrol fiyatlarÕnÕn yüksek seyretmesi di÷er enerji türleri ile kÕyaslandÕ÷Õnda petrol talep artÕúÕnÕn sÕnÕrlÕ kalmasÕna neden olmuútur. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 45 2011 yÕlÕ ilk yarÕsÕnda Brent hampetrol fiyatÕ ortama 111,14 $/varil olarak gerçekleúmiútir. Arap ülkelerinde yaúanan sorunlarÕn ardÕndan dünyada en fazla petrol tüketen ülkeler arasÕnda 3.sÕrada bulunan Japonya’da meydana gelen depremin etkisiyle tüketimin azalmasÕ petrol fiyatlarÕnÕ yeniden düúüúe geçirmiútir. Avrupa Birli÷i Liderlerinin Ekim 2011’de yaptÕklarÕ AB zirvesinde Euro Bölgesi’nin borç krizi ile mücadele stratejisi konusunda ilerleme kaydetmesi ve Asya’da açÕklanan olumlu ekonomik verilerle Ekim 2011 baúÕnda 104 $/varil olan Brent hampetrol fiyatÕnÕn ortama 111,76 $/varil’e yükseldi÷i görülmektedir. ùekil 3.4. Ham Petrol FiyatlarÕ Kaynak: Petrol Sektöründe Geliúmeler-A÷ustos 2011,Petrol øú SendikasÕ, AyrÕca, ürün fiyatlarÕ küresel ham petrol fiyatlarÕ ile döviz kuru hareketlerinden önemli ölçüde etkilenmektedir. 2008 yÕlÕnda ham petrol fiyatlarÕnda yaúanan artÕútan sonra, Orta Do÷u’da petrol üreten ülkelerde yaúanan siyasi gerilimlerin de etkisiyle ürün fiyatlarÕnÕn yeniden yükseliúe geçmesi sektörü kamuoyunun gündemine oturtmuútur. Türkiye’de akaryakÕt ürünlerinin toptan ve perakende da÷ÕtÕmÕnda yaúanan en önemli sorunlarÕn baúÕnda fiyatlarÕn dünya fiyatlarÕna oranla önemli bir farkla yüksek oluúu gelmektedir. Geçti÷imiz yÕlÕn Haziran ayÕndan bu yana ham petrol fiyatlarÕnÕn de÷iúim oranÕ %58.37 seviyelerine ulaúmÕútÕr. Böylece, Türkiye’nin 2010 yÕlÕ petrol ithalatÕ, 2009 yÕlÕna göre yüzde 38,6 artÕúla 15,2 milyar $’dan 21,4 milyar $’a yükselmiútir. 46 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Tablo 3.1. 2005-2011 Petrol FiyatlarÕ Brent Petrol ($/varil) 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011(on aylÕk ort) 60,75 68,94 75,85 102,84 65,32 83,91 111,41 TL/USD 1,35 1,44 1,31 1,30 1,55 1,51 1,65 Türkiye’de akaryakÕt sektöründe serbest piyasa uygulamasÕna geçildi÷i 2005 yÕlÕndan bu yana, gerek petrol fiyatlarÕnÕn gerekse ABD dolarÕ ortalamasÕnÕn 2011 yÕlÕnda tavan yaptÕ÷Õ görülmektedir. Nihai ürün fiyatlarÕ üzerinde petrol fiyatlarÕ, rafinaj maliyetleri, vergilendirme politikalarÕ etkilidir. BunlarÕn yanÕ sÕra bir baúka önemli etken de ABD dolarÕ olup, 2005 yÕlÕndan bu yana yaklaúÕk %22,2 oranÕnda arttÕ÷Õ görülmektedir. AB ülkelerinden farklÕ olarak ülkemizde uygulanan farklÕ maliyet kalemleri ise; EPDK gelir payÕ, ulusal marker, yazar kasa ve zorunlu otomasyondur. Türkiye’de 20+20 günlük ulusal stok da rafineri ve da÷ÕtÕcÕlarca finanse edilmektedir. Benzin Motorin ùekil 3.5. Türkiye’de Benzin ve Motorin FiyatÕ øçindeki Maliyetlerin Da÷ÕlÕmÕ Kaynak:TABGøS AkaryakÕt fiyatlarÕ üzerindeki en büyük pay dolaylÕ vergiler olup, en büyük payÕ ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) almaktadÕr. Devlet bütçesine, 2010 yÕlÕnda 42 Milyar TL, son beú yÕlda ise yaklaúÕk 200 Milyar TL vergi kazancÕ akaryakÕt sektörü tarafÕndan sa÷lanmÕútÕr. Türkiye’yi yüksek fiyatlar nedeniyle dünya sÕralamasÕnÕn baúÕna oturtan temel neden yine uygulanan vergilerdir. Ancak, akaryakÕt fiyatlarÕ halkÕn alÕm gücü üzerinde seyretti÷inden ihtiyacÕnÕn karúÕlanmasÕ noktasÕnda özellikle son yÕllarda kaçak ve hileli yakÕt tüketiminde yÕllÕk 2 Milyar TL düzeyinde kayÕp oldu÷u tahmin edilmektedir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 47 Benzin tüketimini etkileyen en önemli unsur en yüksek verginin bu üründen alÕnmasÕ nedeniyle fiyatÕnÕn çok yüksek oluúudur. Performans özellikleri nedeniyle benzin her zaman tüketicinin tercih sÕralamasÕnda ilk sÕrada yer almaktadÕr. Ancak tüketim özellikle son yÕllarda pahalÕ olan benzin yerine çok daha ucuz olan LPG’ye kaymÕútÕr. LPG, benzinin pazar payÕnÕ %8 oranÕnda geçmiú olup, %85’i ithal edilmektedir. Ancak buna karúÕlÕk en düúük vergi LPG’den alÕnmaktadÕr. AkaryakÕt ürünlerinin ithalat-ihracat ve üretim oranlarÕnÕ gözeterek buna göre ürünlerin kendi aralarÕnda vergi dengelemesinin yapÕlmasÕ hem kaçak, hem de vergi kaybÕ sorununu minimize edebilir. Vergilerin akaryakÕt fiyatlarÕnÕn yüksek oluúunda önemli bir etken oldu÷u aúikardÕr. Ancak, vergi dÕúÕ fiyatlar bakÕmÕndan da Türkiye’de akaryakÕt fiyatlarÕ AB ülkelerine göre oldukça yüksektir.Rafineri çÕkÕú fiyatlarÕ, da÷ÕtÕm úirketlerinin kar paylarÕ, nakliye, depolama vb.ücretler fiyatlarÕn yüksek olmasÕnda etkili görülmektedir. Perakende fiyatlarÕn artmasÕna neden olan maliyet unsurlarÕnÕn sektördeki yapÕsal ve mevzuattan kaynaklanan bozukluklar giderilmek suretiyle bertaraf edilmesi gerekmektedir. 3.1.2. Petrol Tüm dünyada, birincil enerji kaynaklarÕ arasÕnda ilk sÕrada yer alan fosil yakÕtlardan petrolün, stratejik konumunu uzun yÕllar sürdürmesi beklenmektedir. OPEC'in baz senaryosuna göre, petrolün arzÕ 2008-2030 yÕllarÕ arasÕnda yÕllÕk %0,9 oranÕnda artacaktÕr. Bu yÕllar arasÕnda kömür ve do÷al gaz gibi di÷er enerji kaynaklarÕnÕn üretim ve arzÕnÕn, petrole göre daha fazla artmasÕ beklenmektedir. 3.1.2.1 Rezervler Petrolün dünyadaki da÷ÕlÕmÕ incelendi÷inde; özellikle bilinen üretilebilir petrol rezervlerinin büyük oranda Ortado÷u (%54,4) bölgesinde, yo÷unlaútÕ÷Õ görülmektedir. Bunu %17,3 ile Güney ve Orta Amerika ülkeleri izlemektedir. OPEC üyesi ülkeler dünya petrol rezervlerinin %77,2’sine sahiptirler. Son on yÕlda petrol rezervleri yaklaúÕk %25 artÕú göstermiútir. 2000 sonu itibariyle 1.104,9 milyar varil olan rezerv miktarÕ 2010 sonunda 1.383,2 milyar varil (188,8 milyar ton) olmuútur. En büyük artÕúÕn Rusya Federasyonu, Hindistan ve Malezye’da gerçekleúti÷ini görmekteyiz. 48 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Dünya øspatlanmÕú Petrol Rezervleri, 2010 Sonu (milyar ton) Kanada Petrollü KumlarÕ: 23.3 OPEC: 146,0 OECD: 12.4 K. Amerika 10.3 Avrupa Birli÷i 0.8 Avrupa & Avrasya 19,0 Eski SSCB 17,3 Asya Pasifik 6,0 G.& O. Amerika 34,3 Afrika 17,4 Orta Do÷u 101.8 Dünya Toplam øspatlanmÕú Petrol Rezervi:188.8 milyar ton (øspatlanmÕú) Rezervin Ömrü: 46.2yÕl (Kaynak: BP Statistical Review of World Energy, June 2011) ùekil 3.6. Dünya øspatlanmÕú Petrol Rezervleri, 2010 sonu Rezervler ve yeni buluúlar, üretim ve tüketim ile birlikte de÷erlendirildi÷inde, dünyada 46,2 yÕllÕk süre için ham petrol arz sorunu görülmemekle birlikte, petrolün savaú nedeni olmasÕ, arz-talep dengesinden çok co÷rafi da÷ÕlÕmÕndan kaynaklanmaktadÕr. 3.1.2.2. Petrol Üretim-Tüketimi Dünya toplam ham petrol üretimi, 2009 yÕlÕnda, 2008‘e göre %2,6 düúüú göstererek 3,8 milyar ton olarak gerçekleúmiútir. 2010 yÕlÕnda ise Ortado÷u'da yaúanan olaylarÕn etkisiyle daha da düúmesi beklenirken, 2009 yÕlÕna göre %2,2 artarak 3,9 milyar ton olmuútur. Üretimde ilk sÕrayÕ %31 ile Orta Do÷u ülkeleri, bunu %16,6 ile Kuzey Amerika ve %12,9 ile Rusya Federasyonu izlemektedir. Tablo 3.2. Petrol Üretim-Tüketim (milyon ton) Üretim Bölgeler Kuzey Amerika Orta ve G.Amerika Avrupa ve Avrasya Ortado÷u Afrika Asya Pasifik Toplam OECD OECD-dÕúÕ OPEC OPEC-dÕúÕ Avrupa Birli÷i Eski Sovyetler Birli÷i 2009 632,2 338,2 856,5 1.164,4 458,9 380,8 3.831,0 863,3 2.967,7 1.583,5 1.603,2 99,0 644,3 % 16,5 8,8 22,4 30,4 12,0 9,9 100,0 22,5 77,5 41,3 41,8 2,6 16,8 2010 648,2 350,0 De÷iúim % % 16,6 2,5 8,9 3,5 -0,4 1,7 4,2 4,9 2,2 0,2 2,7 2,5 1,9 -6,5 2,0 2009 1018,8 268,6 922,2 344,3 150,9 1203,8 3908,6 2094,8 1813,9 % 26,6 7,0 24,1 9,0 3,9 31,4 100,0 53,6 46,4 Tüketim 2010 1.039,7 282,0 % 25,8 7,0 De÷iúim % 2,1 5,0 0,1 4,6 3,0 5,3 3,1 0,9 5,5 853,3 21,8 1.184,6 30,9 478,2 12,2 399,4 10,2 3.913,7 100,0 864,7 22,1 3.049,0 77,9 1.623,3 41,5 1.632,9 41,7 92,6 2,4 657,5 16,8 922,9 22,9 360,2 8,9 155,5 3,9 1.267,8 31,5 4.028,1 100,0 2.113,8 52,5 1.914,3 47,5 670,2 192,7 42,3 12,0 662,5 201,5 16,4 5,0 -1,1 4,6 Kaynak: BP Statistical Review Of World Energy June 2011 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 49 OPEC üyesi ülkelerin 2008 yÕlÕndan itibaren uyguladÕklarÕ üretim kesintisi 2010 yÕlÕnda da sürmüstür. 2010 yÕlÕnda dünya petrol üretiminin %42’si OPEC dÕúÕ ülkelerce gerçekleútirilmiú olup, ülkelerden basta Çin olmak üzere ABD ve Rusya’da üretim artÕúÕ gözlenirken Norveç’te ise petrol üretimi düúmüútür. 2010 yÕlÕnda dünya petrol tüketimi 2009 yÕlÕna oranla yaklaúÕk 100 milyon ton artarak 4 milyar ton olmuútur. 2009 yÕlÕnda krizin etkisiyle bir miktar düúen talep 2010 yÕlÕndan itibaren artmaya baúlamÕútÕr. Ham petrol tüketimi bölgelere göre incelendi÷inde, son yÕllarda tüketimde liderli÷i alan Asya Pasifik bölgesinin 2010 yÕlÕnda toplam tüketimin %31,5'unu gerçekleútirdi÷i görülmektedir. Çin ve Hindistan'Õn hÕzlÕ ekonomik büyümeye paralel olarak petrol talebindeki artÕú, Asya bölgesinin tüketimde liderli÷i almasÕnÕn baúlÕca nedenidir. ABD, Kanada ve Meksika'dan oluúan Kuzey Amerika ise 1 milyar ton tüketim ve %25,8'lik payla dünya petrol tüketiminde Asya'dan sonra gelmektedir. OECD üyesi ülkelerin petrol tüketimi 2005 yÕlÕndan itibaren ilk kez yükselmiú ve %0,9 artÕú gerçekleúmiútir. Baúta Çin ve Orta Do÷u ülkeleri olmak üzere OECD üyesi olmayan ülkelerde ise petrol tüketiminde %5,5’lik rekor bir artÕú kaydedilmiútir. 2011 yÕlÕnda toplam dünya hampetrol tüketiminde 2010 yÕlÕna oranla daha az bir artÕú beklenmektedir. Enerji kaynaklarÕnÕ üreten ve tüketen ülkeler arasÕndaki iliúkilerde, özellikle fosil kaynaklara yönelik temin politikalarÕ, yeni stratejik dengelerin oluúmasÕnda ve mevcut dengelerin de÷iúimini do÷rudan etkileyen unsurlar olarak ortaya çÕkmaktadÕr. 2008 yÕlÕndan itibaren düúüú trendinde olan dünya petrol ticaret hacmi 2010 yÕlÕnda %2,2’lik bir artÕúla 53,5 milyon/varil olarak gerçekleúmiútir. øhracatÕn en fazla oldu÷u Ortado÷u Bölgesini eski Sovyetler Birli÷i co÷rafyasÕ takip etmektedir.2010 yÕlÕ petrol ithalatÕnÕn %11’i, ithalat büyüme oranÕnÕn ise %90’Õ Asya Pasifik’ten kaynaklanmaktadÕr. Dünya petrol ticaretinin %70’ini hampetrol, %30’unu ise petrol ürünleri oluúturmaktadÕr. 3.1.3.Do÷al Gaz Do÷al gaz, dünya enerji tüketiminde %23,8’lik payÕyla; petrol ve kömürün ardÕndan, en çok kullanÕlan üçüncü kaynak konumundadÕr. 3.1.3.1. Dünya Konvansiyonel Do÷al Gaz Rezervleri Dünya toplam konvansiyonel üretilebilir do÷al gaz rezervleri 2010 yÕlÕ sonu itibarÕ ile 187,1 trilyon metre küp olarak verilmektedir. Do÷al gaz rezervlerinin yo÷un oldu÷u bölge, 75,8 trilyon metre küp ile Orta Do÷u (%40,5) bölgesidir. Orta Do÷u bölgesini 58,5 trilyon m3 (%31,3) rezerviyle eski Sovyetler Birli÷i izlemektedir. Ülkeler bazÕnda bakÕldÕ÷Õnda ise, Rusya Federasyonu 44,8 trilyonluk rezerviyle (%23,9) ilk sÕrada yer alÕrken, onu øran (29,6 trilyon m3) ve Katar (25,5 trilyon m3) izlemektedir. Rusya’nÕn zengin gaz rezervleri, bir yandan bu ülkenin ekonomik gücüne büyük katkÕ, di÷er yandan da birçok ülkeyle dÕú iliúkilerinde, ciddi jeopolitik üstünlük sa÷lamaktadÕr. 50 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ùekil 3.7. Dünya Üretilebilir Gaz Rezervlerinin Co÷rafi Da÷ÕlÕmÕ 3.1.3.2. Konvansiyonel Olmayan Gaz Rezervleri “Konvansiyonel olmayan gaz” tanÕmÕ, daha ziyade kil gazÕ (shale gas) ile kömür yataklarÕna bitiúik metan gazÕ için kullanÕlmaktadÕr. Geçirgenli÷i az olan kayaçlardaki gaz da bunlara dahil edildi÷inde oluúan “konvansiyonel olmayan toplam gaz rezervi”nin, konvansiyonel kaynaklar kadar oldu÷u hesaplanmaktadÕr. Konvansiyonel olmayan do÷al gaz kaynaklarÕnÕn üretimi sürecinde ortaya çÕkan çevresel sorunlarÕn çözümlenmesi ya da zararlarÕnÕn en aza indirgenmesi, teknik olarak gerçekleúse bile, bunun ek bir maliyetinin olmasÕ kaçÕnÕlmazdÕr. DolayÕsÕyla, dönemsel olarak ortaya çÕkan ve özellikle spot piyasada fiyatlarÕn düúmesine, bazÕ uzun erimli anlaúmalarda formül de÷iúikli÷ine neden olan arz fazlasÕ do÷al gazÕn fiyatlarda yarattÕ÷Õ rahatlamanÕn, uzun vadede sürmeyebilece÷i dikkate alÕnmalÕdÕr. 3.1.3.3. Dünya Do÷al Gaz Üretim ve Tüketimi Do÷al gaz talebinin artÕúÕnda, artan ekonomik faaliyetler, gazÕn di÷er enerji kaynaklarÕ karúÕsÕndaki rekabet gücü, çevre kirlili÷i ve küresel ÕsÕnmaya yönelik artan kaygÕlar, teknolojideki de÷iúim, eriúim kolaylÕ÷Õ ve hükümet politikalarÕ ana etkenler olarak sÕralanmaktadÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 51 Tablo 3.3. Dünya Do÷al Gaz Üretim ve Tüketim (Milyar m3) Üretim 2009 Kuzey Amerika Orta ve G.Amerika Avrupa ve Avrasya Ortado÷u Afrika Asya Pasifik Toplam OECD OECD-dÕúÕ Avrupa Birli÷i Eski Sovyetler Birli÷i 801,6 151,9 969,8 407,1 199,2 446,4 2.976 1.126,3 1.849,5 171,5 690,9 % 26,9 5,1 32,6 13,7 6,7 15,0 100 37,8 62,1 5,8 23,2 2010 826,1 161,2 1.043,1 460,7 209,0 493,2 3.193,3 1.159,8 2.033,5 174,9 757,9 % 25,9 5,0 32,7 14,4 6,5 15,4 100,0 36,3 63,7 5,5 23,7 De÷iúim % 3,1 6,1 7,6 13,2 4,9 10,5 7,3 3,0 9,9 2,0 9,7 2009 807,7 135,1 1060,5 344,1 98,9 503,9 % 27,4 4,6 35,9 11,7 3,4 17,1 Tüketim 2010 846,1 147,7 1.137,2 365,5 105,0 567,6 3.169,1 1.546,2 1.622,8 492,5 596,8 % 26,7 4,7 35,9 11,5 3,3 17,9 100,0 48,8 51,2 15,541 18,832 De÷iúim % 4,8 9,3 7,2 6,2 6,2 12,6 7,4 6,4 8,4 7,4 6,8 2950,2 100,0 1453 1497,2 458,5 558,9 49,3 50,7 15,5 18,9 Kaynak: BP Statistical Review Of World Energy June 2011 Kombine çevrim santrallarÕndaki verimli kullanÕmÕyla önemi daha da artan do÷al gazÕn, birincil enerji tüketiminde 2008 yÕlÕnda %21 olan payÕnÕ, (UluslararasÕ Enerji AjansÕ’nÕn-UEA “Do÷al GazÕn AltÕn Ça÷Õna mÕ Giriyoruz?” baúlÕklÕ özel raporunun tahminlerine göre) 2035 yÕlÕnda %25’e çÕkarmasÕ beklenmektedir. Küresel ölçekte bakÕldÕ÷Õnda ise; hÕzla kentleúen Çin, Hindistan ve Orta Do÷u bölgesindeki ülkelerin gaz taleplerindeki ola÷anüstü artÕú beklentisi de do÷al gazÕn payÕnÕn artaca÷Õ yönündeki tahminleri destekler niteliktedir. 2010 yÕlÕnda, dünyada yaklaúÕk 3,2 trilyon m3 gaz üretilmiútir. Bu miktar, dünya birincil enerji tüketiminin yaklaúÕk %24’ünü karúÕlamÕútÕr. Üretimin %63,7’i OECD dÕúÕ ülkelerden elde edilmektedir. 2010 yÕlÕ itibarÕ ile en fazla gaz üreten ülke, 611 milyar m3 üretimiyle ABD’dir (toplamÕn %19,3’ü). ABD’yi, 588,9 milyar m3 üretimiyle Rusya Federasyonu (toplamÕn %18,4’ü) takip etmektedir. Mevcut veriler itibarÕ ile ABD, tüketiminin bir bölümünü ithalatla karúÕlamaktadÕr. Ancak son yÕllarda özellikle kil gazÕ (shale gas) üretimindeki önemli artÕú nedeniyle, ABD’nin yakÕn gelecekte gaz ihracatçÕsÕ bir ülke olarak öne çÕkmasÕ beklenmektedir. Rusya ise dünyanÕn en önemli gaz ihracatçÕsÕ konumundadÕr ve bu konumunu da gerek ekonomik ve gerekse jeopolitik yönlerden son derece etkin kullanmaktadÕr. Do÷al gaz üretiminde önde gelen di÷er ülkeler ise Kanada, øran, Katar, Norveç ve Cezayir olarak sÕralanabilir. 2010 yÕlÕnda dünya do÷al gaz tüketimi yaklaúÕk 3,16 trilyon metre küp olarak gerçekleúirken, bunun %49’u OECD ülkelerinin talebinden kaynaklanmÕútÕr. 2010 yÕlÕnda ABD bir baúÕna, 683,4 milyar m3 ile dünya do÷al gaz tüketiminin yaklaúÕk 52 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 %22’sini gerçekleútirmiútir. ABD’yi Rusya Federasyonu (%13) izlemiútir. Bu ülkeler kadar olmasa da øran, Çin ve Japonya da önemli gaz tüketicisi ülkelerdir. Konvansiyonel olmayan gaz kaynaklarÕndan yapÕlan üretim, özellikle teknolojik geliúime ve daha yüksek maliyete dayalÕ bir üretim gerektirdi÷inden, dünyanÕn her bölgesinde yaygÕnlaúmÕú de÷ildir. Buna karúÕn ABD’de, konvansiyonel olmayan gaz satÕúlarÕ, toplam gaz ticaretinin %60’Õna eriúmiú durumdadÕr. Kömür yataklarÕna bitiúik metan gazÕ (coalbed methane) üretimi, Avustralya’da hÕzla artarken, Çin, Hindistan ve Endonezya’da geliúme safhasÕndadÕr. Kil gazÕ, konvansiyonel gaza göre daha fazla sera gazÕ salÕmÕ yapmakta, üretimi sürecinde uygulanan hidrolik çatlatma iúlemleri nedeniyle de çevresel anlamda ayrÕ bir kirlenmeye yol açabilmektedir. Bu sorunlarÕn en aza indirilebilmesi, teknolojik geliúim, zaman ve maliyet etkenlerine ba÷lÕdÕr. Di÷er taraftan, azalan gaz talebinin, nispeten gerileyen fiyatlarÕn ve nükleer felaketin etkisiyle, dünyanÕn hemen her bölgesinde yeniden artmasÕ beklenmektedir. Ancak, OECD dÕúÕ ülkelerin talebinin, 2035 yÕlÕna kadar oluúacak gaz talebi artÕúÕnÕn %80’ini teúkil etmesi beklenmektedir. 3.1.3.4. Sektörler BazÕnda Arz ve Talep 2008-2009’da etkili olan ekonomik krizle, üretim ve harcamalarÕn kÕsÕlmasÕyla özellikle endüstri ürünlerinin üretiminde azalma sonucunda do÷al gaza duyulan talep küresel olarak %6 düúmüútür. ùekil 3.8. OECD Asya Ülkelerinde Sektörlere Göre Do÷al Gaz Tüketimi Kaynak: UluslararasÕ Enerji Görünümü Raporu 2010 Elektrik üretiminde do÷al gazÕn tercih edilmesinin nedeni di÷er kaynaklara göre daha verimli olmasÕ ve düúük maliyetidir. UEA’nÕn Dünya Enerji Görünümü 2010 Raporu’na göre, elektrik üretimine do÷al gazÕn kullanÕmÕnÕ 2007’den 2035’e %33 artÕú gösterecektir. Baúta ABD olmak üzere, OECD üyesi di÷er Kuzey Amerika ülkelerinde do÷al gaz, artan elektrik enerjisi gereksinimlerini karúÕlamak için kullanÕlmaktadÕr. Avrupa’da da durum pek farklÕ de÷ildir; elektrik üretiminde birincil Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 53 kaynak olarak kullanÕlan do÷al gaz, toplam enerji tüketiminin dörtte birini oluúturmaktadÕr. 3.1.3.5. Do÷al Gaz FiyatlarÕnÕn Seyri ve Etkenler Avrupa ve Asya ülkelerinin ço÷unda, petrole veya bazÕ petrol ürünlerine endekslenmiú, uzun erimli gaz anlaúmalarÕ geçerlidir. Ancak bunlar arasÕnda da farklÕ yapÕlar söz konusudur. Örne÷in, kimi anlaúmalarda 3 ayda bir belirlenen fiyatlar, kimilerinde 9 ayda bir belirlenmektedir. BazÕ anlaúmalarda petrol fiyatlarÕndaki artÕúÕn etkisini kÕsmen rahatlatÕcÕ maddeler yer alabilmektedir. LNG kontratlarÕnda, petrol fiyatlarÕ aúÕrÕ arttÕ÷Õnda tüketiciyi, aúÕrÕ düútü÷ünde tedarikçiyi koruyacak bazÕ maddeler olabilmektedir. Ancak, elektrik üretiminde petrol ürünleri kullanÕmÕnÕn giderek yok oldu÷u ve elektrik talebinin hÕzla arttÕ÷Õ Pasifik bölgesi için, petrole endeksli gaz fiyatÕ formüllerinin uygunlu÷unun, gelecekte tartÕúÕlaca÷Õ öngörülmektedir. Küresel ölçekte, dünya gaz arzÕnÕn yaklaúÕk beúte biri petrol bazlÕ fiyatlandÕrmaya tabidir. Bunun 500 milyar metre küplük bölümü OECD bölgesinde (kÕta Avrupa’sÕ, Japonya ve Kore), geri kalan 150 milyar metre küplük bölümü ise OECD dÕúÕ bölgelerde gerçekleútirilmektedir. Di÷er taraftan gaz ticareti, giderek artan miktarlarda, serbest olarak ve piyasalara farklÕ kaynaklardan arz edilen gazlarÕn kendi aralarÕndaki fiyat rekabetine endeksli (gas-to-gas competition) olarak da (ço÷unlukla spot piyasada) yapÕlmaktadÕr. Kuzey Amerika’da, øngiltere’de, Avustralya’da tamamen ve kÕta Avrupa’sÕnda da giderek artan oranlarda (kÕta AvrupasÕ’nda toplam miktarÕn dörtte biri) bu fiyatlandÕrma yöntemi egemendir. Dünya’da ise bu tür fiyatlandÕrma, üçte birlik bir hacme ulaúmÕútÕr. AlÕcÕ ve satÕcÕnÕn taleplerine göre biçimlenen, örne÷in elektrik fiyatlarÕna endekslenen gaz fiyat mekanizmalarÕ da mevcuttur. Bu tür kontratlar, elektrik üreticileri açÕsÕndan cazip olmaktadÕr. Bir di÷er fiyatlandÕrma mekanizmasÕ, ikili iliúki tekeli (bilateral monopoly) diye adlandÕrÕlabilecek ve genelde devlet úirketleri arasÕnda, tek bir satÕcÕ ile bir ya da birden fazla alÕcÕnÕn karúÕlÕklÕ belirledi÷i mekanizmadÕr. FiyatlarÕn do÷rudan devlet tarafÕndan regüle edildi÷i (düzenlendi÷i) bu yapÕda, genel olarak fiyatlar maliyetin altÕndadÕr ve toplumsal/politik temelde belirlenmektedir. Her ne kadar bu sistemde petrol fiyatlarÕna bir endeksleme söz konusu de÷ilse de petrol fiyatlarÕnda oluúacak bir artÕú, ister istemez gaz fiyatlarÕ üzerinde de yukarÕ yönlü bir baskÕ yaratmaktadÕr. Rusya ve BDT ülkeleri arasÕndaki gaz anlaúmalarÕ, genelde bu kategoriye girmektedir. FarklÕ mekanizmalarÕn varlÕ÷Õ, kaçÕnÕlmaz olarak gerçek maliyetleri yansÕtacak bir fiyat oluúumunu etkilemekte ve ciddi farklar yaratmaktadÕr. Petrole endeksli mekanizmada, petrol fiyatÕ artÕkça gaz fiyatÕ artarken, gazÕn gaza endeksli oldu÷u sistemde, her bölgesel piyasadaki arz/talep dengeleri ve rekabet edilen di÷er tüm yakÕtlarÕn fiyatlarÕ belirleyici olmaktadÕr. Gaza endeksli sistemle çalÕúan ABD ve kÕta Avrupa’sÕnda, son yÕllarda çok daha düúük gaz fiyatlarÕ söz konusu olmuú, ancak 54 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 yeniden artan talep ve alternatif yakÕtlardaki (özellikle kömür) fiyat artÕúÕna paralel olarak, petrol fiyatÕna endeksli piyasalarla aradaki makas kÕsmen daralmÕútÕr. ùekil 3.9. BaúlÕca Piyasalarda Do÷al Gaz FiyatlarÕnÕn Geliúimi (2007 - 2011) 3.1.4. Rafinaj KÕsa vadede krizin etkileri rafinajda da kendisini göstermiútir. Ancak 2008 ylÕ sonlarÕnda baúlayan ve 2009 yÕlÕnda dünya çapÕndaki ekonomik krizin etkileri 2010 yÕlÕnda azalmÕú ve toplam hampetrol iúleme kapasitesinde artÕú olmuútur. Tablo 3.4. Dünya’da 2009 yÕlÕ Bölgelere göre Rafinaj Kapasiteleri (milyon varil/gün) Bölgeler 2008 2009 2010 21,1 21,1 20,9 Kuzey Amerika 6,7 6,9 6,7 Orta-Güney Amerika 24,9 24,8 24,5 Avrupa ve Avrasya 7,6 7,8 7,9 Orta Do÷u 3,2 3,0 3,3 Afrika 26,1 27,6 28,4 Asya Pasifik TOPLAM 89,5 91,1 91,7 Kaynak: BP Statistical Review Of World Energy June 2011 Dünya toplam rafinaj kapasitesi son yÕllarda önemli bir de÷iúiklik göstermemiútir. 2010 yÕlÕ sonu itibarÕyla günlük toplam rafinaj kapasitesi bir önceki yÕla göre %0,8 artarak 91,7 milyon varil düzeyindedir. Bu artÕúÕn geliúmiú ülkeleri barÕndÕran Avrupa ve Kuzey Amerika yerine, hÕzla geliúmekte olan Çin ve Hindistan gibi ülkelerin yeraldÕ÷Õ Asya bölgesinden Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 55 kaynaklandÕ÷Õ görülmektedir. Asya Pasifik’te rafinaj kapasitesi, dünya rafinaj kapasitesinin %30,9’una ulaúmÕútÕr. Bunun sebepleri arasÕnda; geliúmiú ülkelerde petrol ürünlerine olan talebin azalma e÷iliminde olmasÕnÕ, üretiminde rafinaj faaliyetlerine gerek olmayan biyoyakÕtlarÕn akaryakÕt olarak daha yüksek oranlarda devreye girmesini ve azalan rafineri marjlarÕ nedeniyle yatÕrÕmlarÕn azalmasÕnÕ ve çevre ve insan sa÷lÕ÷Õ nedeniyle yürürlü÷e konan yasal düzenlemeleri sÕralÕyabiliriz. Ülkelere göre en yüksek rafinaj kapasitesine sahip beú ülke ise Amerika Birleúik Devletleri, Çin, Rusya, Japonya ve Güney Kore’den oluúmaktadÕr. OECD ülkelerinde 2010 yÕlÕndaki ham petrol iúleme verileri incelendi÷inde 2009 yÕlana göre %1,3 düúüú gösterek 2004 yÕlÕ seviyesine gerilemiútir. OECD ülkeleri dÕúÕndaki ülkelerde ise rafinaj kapasitesinin bir önceki yÕla göre %3 artÕú göstererek son on yÕlda en yüksek seviyeye ulaútÕ÷ÕnÕ görmekteyiz. OECD dÕúÕndaki geliúmekte olan ülkelerde rafinaj sektöründeki büyüme e÷ilimi bir hayli dikkat çekicidir. Önümüzdeki dönemde rafineri sayÕsÕnda azalma beklenirken, özellikle Asya’da gerçekleútirilen rafineri yatÕrÕmlarÕ nedeniyle rafinaj kapasitesinde artÕú beklenmektedir. Avrupa ve Kuzey Amerika’da ise benzine olan talebin düúmesi rafinerilerin kapanmasÕnÕ gündeme getirebilecektir. 3.2.Türkiye’deki Geliúmeler Türkiye’de, ETKB tarafÕndan yapÕlan projeksiyonlara göre 2020 yÕlÕ için petrol talebinin, 2000 yÕlÕndaki kullanÕma göre iki kat artmasÕna karúÕn toplam enerji tüketimi içindeki payÕnÕn %40,6’dan %21,6’ya düúmesi, do÷al gazÕn payÕnÕn ise %16’dan %25,2’ye yükselmesi beklenmektedir. Tablo 3.5. Türkiye Genel Enerji Tüketiminde KaynaklarÕn PaylarÕ Kaynak PaylarÕ (%) 2000 2010 2020 40,6 26,7 21,6 Petrol 16,0 31,9 25,2 Do÷algaz 30,4 30,6 42,5 Kömür 3,0 4,7 2,8 Hidroelektrik 10,0 6,7 7,9 Di÷er Kaynak: ETKB Ülkemizde, 2010 yÕlÕnda, birincil enerji tüketiminde petrolün payÕ %26,7, do÷al gazÕn payÕ ise %31 olmuútur. øhtiyaç duyulan petrolün %90,8’i, do÷al gazÕn ise %98,2’si ithal edilmiútir. 3.2.1. Petrol ve Do÷al Gaz Arama Faaliyetleri 1926 yÕlÕnda çÕkartÕlan 791 SayÕlÕ “Petrol ve AltÕn øúletme” YasasÕ’ndan sonra 1935 yÕlÕnda petrol arama görevi bu yasa ile Maden Tetkik Arama Enstitüsü’ne (MTA) verilmiútir. øúletmeye uygun ilk petrol kuyusu, 1948 yÕlÕnda MTA tarafÕndan Batman yöresinde bulunmuútur. Bu yÕllarda çok uluslu úirketler Türkiye’de yatÕrÕm yapmak yerine, ithal ettikleri petrol ürünlerini pazarlayÕp satmayÕ tercih etmiúlerdir. Daha 56 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 sonralarÕ 791,2189 ve 2804 sayÕlÕ petrol yasalarÕndan úikâyetçi olan yabancÕ petrol úirketleri, Max W. Ball’Õn önerileri do÷rultusunda hazÕrlanan son derece liberal olan 1954 tarih ve 6326 sayÕlÕ Petrol YasasÕ ile Türkiye’de petrol ile ilgili her türlü faaliyeti yürütme olana÷Õ bulmuúlardÕr. 1954 yÕlÕnda bu yasa ile Türkiye’de petrol ve do÷algaz kaynaklarÕnÕn aramasÕ, üretilmesi, rafinajÕ, taúÕnmasÕ ve pazarlanmasÕ yoluyla ülke ekonomisine katkÕ sa÷lama görevi Türkiye Petrolleri Anonim OrtaklÕ÷Õ’na (TPAO) verilmiútir. TPAO; dünyadaki tüm petrol úirketlerinde oldu÷u gibi, TÜPRAù, BOTAù, POAù, DøTAù, øGSAù ve øPRAGAZ ile entegre bir yapÕda oluúturulmuútur. Ancak 1983 yÕlÕndan sonra özelleútirmelere hazÕrlÕk amacÕyla bu zincirleme yapÕ parçalanarak TPAO, yalnÕzca hidrokarbon arama ve üretiminden sorumlu petrol úirketine dönüútürülmüútür. Böylece TPAO petrol ürünlerinin da÷ÕtÕm ve pazarlanmasÕndan sa÷lanan kar iúlevinden mahrum bÕrakÕlmÕútÕr. Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanlÕ÷Õ, Teúkilat ve Görevleri HakkÕnda Kanunda yapÕlan de÷iúiklik ile yeniden yapÕlandÕrÕlmÕútÕr. Konuya iliúkin düzenleme, Resmi Gazete'nin 02 KasÕm 2011 mükerrer sayÕsÕnda yayÕmlanmÕútÕr. Buna göre, Petrol øúleri Genel Müdürlü÷ü ba÷lÕ kuruluú olarak kapatÕlmÕú, bakanlÕk merkez teúkilatÕ içinde bir genel müdürlük haline getirildi. 3.2.2.Türkiye Ham Petrol ve Do÷al Gaz Rezervleri Türkiye’de 2010 yÕlÕ sonu itibariyle 43,1 milyon ton (1,2 milyar varil) ham petrol ve 6,2 milyar m3 do÷al gaz rezervi bulunmaktadÕr. Tablo 3.6. 2010 YÕlÕ Türkiye Ham Petrol Rezervleri Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 57 Tablo 3.7. 2010 YÕlÕ Türkiye Dogal Gaz Rezervleri 3.2.3.Türkiye’de Arama-Üretim Türkiye’de 1934 – 2010 döneminde, toplam 3932 adet kuyu açÕlmÕú olup yaklaúÕk 7,4 milyon metre sondaj yapÕlmÕútÕr. ùekil 3.10:Türkiye’de AçÕlan Petrol ve Do÷al Gaz KuyularÕ 1998 – 2010 döneminde yÕllar itibariyle Türkiye’de üretilen ham petrol ve do÷algaz miktarlarÕ, aúa÷Õdaki grafiklerde görülmektedir. 58 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ùekil 3.11:Türkiye’de Hampetrol Üretimi Kaynak: TPAO Genel Müdürlü÷ü ùekil 3.12. Türkiye’de Do÷al Gaz Üretimi Kaynak: TPAO Genel Müdürlü÷ü 2010 yÕlÕnda toplam 2,5 milyon ton petrol ve 726 milyon m3 do÷al gaz üretilmiú olup, günümüze kadar toplam 135,6 milyon ton petrol ve 12 milyar m3 dogal gaz üretimi gerçekleútirilmiútir. Son on yÕlda Türkiye petrol üretiminde %4 oranÕnda düúüú gözlenmiútir. Türkiye’de yeni petrol sahalarÕnÕn kesfedilmesi ve ikincil üretim yöntemlerinin geliútirilmesi ile Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 59 üretim düúüúü kÕsmen engellenebilmiú ve 2010 yÕlÕnda 2009 yÕlÕna oranla %4’lük bir artÕú kaydedilmiútir. Türkiye’de 2010 yÕlÕnda 128 petrol sahasÕndan 2.497.022 ton (17.316.403 varil) ham petrol ve 65 do÷al gaz sahasÕndan ise; 725.984.564 m3 do÷al gaz üretimi gerçekleútirilmiútir. ùekil 3.13. 2010 YÕlÕ Ham Petrol Üretiminin ùirketler BazÕnda Da÷ÕlÕmÕ Kaynak: Petrol øúleri Genel Müdürlü÷ü 2010 yÕlÕnda üretilen ham petrolün, %76’sÕnÕ oluúturan 1,9 milyon tonu TPAO, %24’ünü oluúturan 0,6 milyon tonunu ise özel úirketler üretmiútir. ùekil 3.14. 2010 YÕlÕ Do÷al Gaz Üretiminin ùirketler BazÕnda Da÷ÕlÕmÕ Kaynak: Petrol øúleri Genel Müdürlü÷ü 60 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 2010 yÕlÕnda üretilen 726 milyon m3 do÷al gazÕn, %36’sÕnÕ oluúturan 261 milyon m3’nü TPAO, %64’ünü oluúturan 465 milyon m3’nü ise özel úirketler üretmiútir. Türkiye’de 2010 yÕlÕnda “petrol hakkÕ sahibi úirketler” tarafÕndan 93 adet arama (150.999 m), 51 adet tespit (78.258 m) ve 61 adet üretim (93.798 m) kuyusu sondajÕ olmak üzere toplam 204 adet sondaj gerçekleútirilmiú olup, bu kuyularda toplam 323.055 m sondaj yapÕlmÕútÕr. 2010 yÕlÕnda Türkiye’de, 24 4/30 ekip/ay jeoloji ve 25.315 adet jeofizik saha çalÕúmalarÕ (istasyon gravite-manyetik etüt) gerçekleútirilmiútir. Bu çalÕúmalarda; karalarda 2.011 km 2 boyutlu ve 1.870 km2 3 boyutlu sismik profil çalÕúmalarÕ yapÕlÕrken; denizlerde ise 3.068 km 2 boyutlu ve 561 km2 3 boyutlu sismik profil ve ayrÕca 31.445 km havadan manyetik veri toplama çalÕúmalarÕ gerçekleútirilmiútir. 2010 yÕlÕnda Türkiye’de açÕlan toplam 204 adet kuyudan 63 adedi petrollü, 45 adedi gazlÕ, 3 adedi petrollü-gazlÕ ve 64 adedi kuru kuyu olarak tamamlanmÕú olup, 29 adet kuyudaki çalÕúmalar ise 2011 yÕlÕnda devam etmektedir. 2010 yÕlÕ sonu itibariyle Türkiye’de 25 adet yerli ve 22 adet yabancÕ olmak üzere toplam 47 adet úirket arama ve/veya üretim faaliyetinde bulunmuútur. ùekil 3.15: 2010 YÕlÕ Do÷al Gaz Üretiminin ùirketler BazÕnda Da÷ÕlÕmÕ Kaynak: Petrol øúleri Genel Müdürlü÷ü Türkiye’de 2010 yÕlÕ sonu itibariyle, 387 adet arama ruhsatÕ, 76 adet isletme ruhsatÕ ve 5 adet jeolojik istikúaf müsaadesi mevcuttur. 2010 yÕlÕ içinde toplam 169 adet arama ruhsat müracaatÕnda bulunulmuú, bunlardan 57’sine ruhsat verilmiútir. Arama ruhsatlarÕn 2010 yÕlÕ sonu itibariyle yerli ve yabancÕ úirketlere göre da÷ÕlÕmÕ aúa÷Õda görülmektedir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 61 ùekil 3.16. Türkiye’de Yerli-YabancÕ ùirketlere göre Arama RuhsatlarÕ Kaynak: Petrol øúleri Genel Müdürlü÷ü Karadeniz’de Petrol AramalarÕ Karadeniz’de 2004-2010 yÕllarÕnda yapÕlan ve halen sürdürülen yo÷un sismik program, bu bölgeyi büyük petrol úirketlerinin ilgi oda÷Õ haline getirmiútir. Brezilya millî petrol úirketi Petrobras ile 2006 yÕlÕnda Sinop ve KÕrklareli açÕklarÕnda ortaklaúa derin deniz aramasÕ yapmak ve ABD petrol úirketi Exxon Mobil ile de 2008 yÕlÕnda Karadeniz’in derin alanlarÕnda arama yapÕlmasÕ amacÕyla Arama-Üretim AnlaúmalarÕ imzalanmÕútÕr. Exxon Mobil’in Kastamonu, BartÕn, Samsun illerini kapsayan deniz ruhsatlarÕnda Türkiye Petrolleri Anonim OrtaklÕ÷Õ (TPAO) ile %50-%50 ortaklÕk yaparak yaklaúÕk 200 milyon dolar yatÕrÕm yapaca÷ÕnÕ ve 2 tane derin deniz kuyusu kazaca÷ÕnÕ belirtmiútir. AyrÕca Karadeniz’deki yatÕrÕmlarÕnÕ geniúletmek üzere 12 Ocak 2010’da Sinop, AyancÕk ve Çarúamba bölgesini kapsayan AR/TPO/3922 No’lu deniz ruhsatÕnda %50 hissesi bulunan Petrobras’dan hissesinin %25’ini satÕn almÕútÕr. Bu ruhsattaki ortaklÕk %50 TPAO, %25 Exxon Mobil, %25 Petrobras úeklinde olmuútur. DünyanÕn iki dev úirketi olan Exxon Mobil ve Petrobras’Õn Karadeniz’de toplamda 750 milyon dolar civarÕnda yatÕrÕm yapaca÷Õ tahmin edilmektedir. Karadeniz’in orta kesiminin derin alanlarÕnda petrol aramalarÕnÕ ilk kez baúlatacak olan dünyanÕn 2. en büyük Sondaj Platformu "Leiv Eiriksson", TPAO-PetrobrasExxon Mobil ortaklÕ÷Õndaki ruhsatta, Sinop-1 isimli kuyunun sondajÕna 2200 m. su derinli÷inde 26 ùubat 2010 tarihinde baúlanmÕú ve 3 A÷ustos 2010 tarihinde 5531 m. son derinlikte bitirilmiú ve Hidrokarbon açÕsÕndan olumlu bir sonuç açÕklanmamÕútÕr. AynÕ paltform Sinop-1 kuyusunun bitirilmesinden sonra Orta BatÕ Karadeniz’in derin alanlarÕnda TPAO’nun tamamÕ kendisine ait ruhsatÕnda son derinli÷i 5.500 m. olarak planlanan YassÕhöyük-1 kuyusunun sondajÕna 9 A÷ustos 2010 tarihinde baúlamÕútÕr. TPAO YassÕhöyük-1 kuyusunun açÕlaca÷Õ ruhsattaki çok yüksek maliyetler ve riskleri paylaúmak amacÕyla çÕktÕ÷Õ Farmout görüúmelerinde DünyanÕn dev petrol 62 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 úirketlerinden Chevron ile kuyunun sondajÕ devam ederken 20 Eylül 2010 tarihinde ortaklÕk anlaúmasÕ imzalamÕútÕr. Kuyuda petrol keúfi olmasÕ durumunda yapÕlacak olan üretim paylaúÕm anlaúmasÕnda TPAO %70, CHEVRON %30 pay alaca÷Õ öngörülmüútür. YasÕhöyül-1 Kuyusu 28 KasÕm 2011 tarihinde ’’ Gaz Emareli Kuru Kuyu ‘’ olarak terk edilmiútir. Buradan ayrÕlan Leiv Eiriksson tamamÕ TPAO’ya ait ruhsat alanÕnda 1802 m. su derinli÷inde Sürmene-1 kuyusununun sondajÕna 08 KasÕm 2011 tarihinde baúlamÕútÕr. Kuyu 4830 m. ye kadar sondaja devam etmiú ve bazÕ teknik sorunlar çÕkmasÕ üzerine 03 ùubat 2011 de ‘’Geçici Terk ‘’ edilmiútir. Karadeniz’deki arama faaliyetleri kapsamÕnda Exxon Mobil Deepwater Champion isimli platformu getirerek 23 MayÕs 2011 de Kastamonu-1 kuyusunda sondaja baúlamÕútÕr. Kuyuda 5272 m. de sondaja son verilerek 15 Eylül 2011 tarihinde terk edilmiútir. Deepwater Champion buradan ayrÕlarak daha önce TPAO atrafÕndan geçici terk edilen Sürmene-1 kuyusuna gelerek eski kuyuya giriú yapÕlmÕú ve yeniden sondaj faaliyetlerine baúlamÕútÕr. TPAO Karadeniz’deki pahalÕ ve riskli yüksek teknoloji gerektiren yatÕrÕmlarÕnÕ dünyanÕn dev úirketleriyle yaptÕ÷Õ anlaúmalarla yerine getirmektedir. 1970'li yÕllardan bugüne kadar Karadeniz’de yapÕlan sismik çalÕúmalar ve açÕlan kuyular dikkate alÕndÕ÷Õnda bugüne kadar toplam 4 milyar dolarlÕk yatÕrÕm yapÕlmÕútÕr. KuyularÕn her birisi yaklaúÕk 250 milyon dolara mal olmaktatÕr. Esas harcama üretim aúamasÕnda olacaktÕr ve herbir sahada üretim için 8-10 milyar dolar yatÕrÕm gerekecektir. BatÕ Karadeniz Karadeniz karasularÕmÕz içerisinde 2004 yÕlÕnda Akçakoca, AyazlÕ, Akkaya ve Do÷u AyazlÕ sahalarÕnda do÷algaz keúfi gerçekleútirilmiútir. AyazlÕ, Akkaya ve Do÷u AyazlÕ sahalarÕ üretime alÕnmÕútÕr. TPAO- Petrol Ofisi-STRATIC ve TIWAY OIL ortaklÕ÷Õnda günde yaklaúÕk 110 bin m3 gaz üretimi devam etmektedir. BatÕ Karadeniz Projesi kapsamÕnda bu sahalardan 2010 yÕlÕ sonunda toplam 470 milyon m3 gaz üretilmiútir. Akçakoca sahasÕnda mecut 2 adet kuyuya ilave olarak bir yeni kuyu kazÕlmÕútÕr. Sahadan günde 270.000 m3 civarÕnda do÷al gaz üretilmektedir. Toplam üretim 38 milyon m3 olarak gerçekleúmiútir. Akdeniz TPAO ile KKTC Ekonomi ve Enerji BakanlÕ÷Õ arasÕnda 02.11.2011’de KKTC’nin kara ve deniz alanlarÕnda sahip oldu÷u ruhsat alanlarÕnÕ kapsayan bir “Petorl SahasÕ Hizmetleri ve Üretim PaylaúÕmÕ Sözleúmesi” imzalanmÕútÕr. AyrÕca, 23.11.2011 tarihinde TPAO ile Shell Upstream Turkey arasÕnda Akdeniz Bölgesi Antalya deniz alanlarÕndaki arama ruhsatlarÕnda ortak iúletme anlaúmasÕ imzalanmÕútÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 63 3.2.4.Petrol ve Do÷al Gaz Tüketimi 3.2.4.1.Petrol Tüketimi ùekil 3.17. 2000-2010 YÕllarÕ Petrol Tüketimi Kaynak: TPAO Türkiye’nin petrol tüketiminde 2000-2008 yÕllarÕ arasÕnda çok büyük de÷iúiklikler olmamÕútÕr. Ancak, 2009 yÕlÕnda yaúanan kriz nedeniyle petrol tüketiminde yaklaúÕk %30 civarÕnda azalma olmuútur. 2000 yÕlÕnda toplam enerji tüketimi içinde petrolün payÕ %40,6 civarÕnda iken 2010 yÕlÕnda bu oran %29’lara düúmüútür. 3.2.4.2.Do÷al Gaz Tüketimi Türkiye’de do÷al gaz tüketimi 1987 yÕlÕndan bu yana sürekli artan bir e÷ilim içindedir. Do÷al gaz tüketimi 2010 yÕlÕ sonunda 37,4 milyar m3’e ulaúmÕútÕr. Do÷al gaz tüketim miktarÕnÕn, Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanlÕ÷Õ tarafÕndan yapÕlan projeksiyona göre, 2015 yÕlÕnda 51,4 milyar m3’e, 2020 yÕlÕnda 59,3 milyar m3’e çÕkaca÷Õ tahmin edilmektedir. Türkiye 2010 yÕlÕ genel enerji tüketimi içinde do÷al gaz %31 pay ile birinci sÕrada yer almaktadÕr. Böylece, Türkiye ‘de do÷al gaz tüketimi son 10 yÕlda yaklaúÕk 2,3 kat artmÕútÕr. Artan talebin en büyük bölümünü, elektrik enerjisi üretimi için do÷al gaz tüketimi oluúturmaktadÕr. 2010 yÕlÕ ulusal do÷al gaz tüketiminin sektörel da÷ÕlÕmÕ; elektrik %56, sanayi %20 ve konut %18,5 olarak gerçekleúmiútir (2010 Denge Tablosu). Türkiye’nin birincil enerji tüketiminde 2010 yÕlÕnda gözlenen artÕúÕn 2011 yÕlÕnda da sürmesi beklenmektedir. 2011 yÕlÕnda ülkemiz birincil enerji tüketiminin yüzde 5,6 artÕúla 114,3 Mtep olaca÷Õ tahmin edilmektedir. Türkiye’de birincil enerji tüketiminde do÷al gazÕn büyük payÕ olmakla birlikte, gerek 2009 ve 2010 yÕllarÕnda Türkiye’de hidrolojik úartlarÕn iyileúmesi ile barajlarÕn doluluk oranlarÕnÕn yükselmesi sonucunda hidrolik kaynaklarÕn, elektrik üretimindeki payÕnÕn artmasÕ, gerekse de 18.05.2009 tarih ve 2009/11 sayÕlÕ Yüksek Planlama Kurulu (YPK) KararÕ olarak yayÕmlanan 64 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 “Elektrik Enerjisi PiyasasÕ ve Arz Güvenli÷i Stratejisi Belgesi” ile uzun soluklu elektrik kaynak kullanÕm hedeflerinin ortaya konulmasÕ ile birincil enerji tüketiminde öngörülen bu artÕúÕn, do÷al gaz tüketimine aynÕ oranda yansÕmayaca÷Õ tahmin edilmektedir. Bu kapsamda piyasa katÕlÕmcÕlarÕndan derlenen 2011 yÕlÕ tüketim tahminlerinin de de÷erlendirilmesiyle 26.01.2011 tarih ve 3055/6 sayÕlÕ EPDK Kurul KararÕyla 2011 yÕlÕ ulusal do÷al gaz tüketim miktarÕ, 39 milyar Sm3 olarak açÕklanmÕútÕr. ùekil 3.18.Türkiye’de Do÷al Gaz Tüketimi Kaynak: EPDK ùekil 3.19. 2010 YÕlÕ Sektörel Do÷al Gaz Tüketimi Kaynak: ETKB 3.2.5. øthalat Yerli üretimin çok kÕsÕtlÕ olmasÕ nedeniyle do÷al gaz tüketiminin tamamÕna yakÕnÕ ithalatla karúÕlanmaktadÕr. Bu açÕdan, do÷al gaz sektöründe; arz güvenli÷inin sa÷lanmasÕ ve rekabet koúullarÕnÕn sa÷landÕ÷Õ bir ortamÕn oluúturulmasÕ Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 65 gerekmektedir. Tüketicilere tedarikçilerini serbestçe seçme olana÷Õ tanÕnarak do÷algazÕn sürekli ve ekonomik olarak tüketicilerin kullanÕmÕna sunulmasÕ sektörün öngörülen yapÕya kavuúturulmasÕnda önemli bir rol oynamaktadÕr. Tablo 3.8. 2005-2010 YÕllarÕ Do÷al Gaz øthalat MiktarlarÕ (milyon m3 9155 kcal/m3’e baz) Kaynak: EPDK Tablo 3.9. Do÷al Gaz AlÕm AnlaúmalarÕ Miktar (Plato) ømzalanma Süre Mevcut Anlaúmalar (Milyar Durumu Tarihi (YÕl) m³/yÕl) Eylül 2011 sona 6,0 14 ùubat 1986 25 Rus.Fed. (BatÕ) ermiútir. 4,0 14 Nisan 1988 20 Devrede Cezayir (LNG) 1,2 9 KasÕm 1995 22 Devrede Nijerya (LNG) 10,0 8 A÷ustos 1996 25 Devrede øran 16,0 15 AralÕk 1997 25 Devrede Rus. Fed. (Karadeniz) 8,0 18 ùubat 1998 23 Devrede Rus. Fed. (BatÕ) 16,0 21 MayÕs 1999 30 Türkmenistan 6,6 12 Mart 2001 15 Devrede Azerbaycan Kaynak: BOTAù Rusya’yla 1986 yÕlÕnda imzalanan yÕllÕk 6 milyar m3 (plato) miktarÕndaki ilk alÕm anlaúmasÕnÕn ardÕndan, arz kaynaklarÕnÕn çeúitlendirilerek arz güvenli÷inin ve tedarikte esnekli÷in artÕrÕlmasÕ amacÕyla 1988 yÕlÕnda imzalanan alÕm anlaúmasÕ kapsamÕnda 1994 yÕlÕndan itibaren Cezayir’den, 1995 yÕlÕnda imzalanan alÕm anlaúmasÕ kapsamÕnda ise 1999 yÕlÕndan itibaren Nijerya’dan LNG alÕmÕna baúlanmÕútÕr. Artan tüketim miktarÕnÕn karúÕlanabilmesi amacÕyla imzalanan di÷er alÕm anlaúmalarÕ kapsamÕnda sÕrasÕyla Rusya (ølave BatÕ HattÕ), øran ve Rusya (Mavi AkÕm HattÕ)’dan do÷al gaz alÕmÕna devam edilmiútir. 66 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 12.03.2001 tarihinde imzalanan alÕm anlaúmasÕ kapsamÕnda 2007 yÕlÕndan itibaren Azerbaycan’dan da gaz alÕmÕna baúlanmÕútÕr. Böylece mevcut durum itibariyle Türkiye, 1999 yÕlÕnda imzalanmakla birlikte henüz devreye girmedi÷i için toplama dahil edilmeyen Türkmenistan anlaúmasÕ hariç olmak üzere, 5 farklÕ ülkeden uzun dönemli do÷al gaz alÕm anlaúmalarÕ kapsamÕnda do÷al gaz ithalatÕ gerçekleútirmektedir. Rusya'dan alÕnan ve Trakya'dan gelen ''BatÕ HattÕ'' olarak isimlendirilen 6 milyar Sm3/yÕl olan kontratÕn BOTAù tarafÕndan ''istenilen indirim oranlarÕnÕn oluúmamasÕ'' nedeniyle sonlandÕrÕlmÕútÕr ETKB tarafÕndan Ekim 2011 tarihinde yapÕlan açÕklamalarda Ocak 2012 ayÕna kadar kamudan akÕúÕ devam edecek olan do÷algazÕn bu 3 aylÕk süre içinde özel sektörle yapÕlacak kontratlarla beraber Gazprom firmasÕnÕn mutlaka bu boru hattÕnÕn do÷algazsÕz kalmayarak akÕúÕna devam edece÷i yönünde olaca÷Õ belirtilmiútir. ùekil 3.20. 2010 YÕlÕ Ülkelere Göre Do÷al Gaz øthalatÕnÕn Yüzde PayÕ Kaynak: EPDK 1999-2009 dönemi içerisinde ithal kaynaklarÕnÕn paylarÕ incelendi÷inde Mavi AkÕm hattÕndan gaz alÕmÕnÕn baúladÕ÷Õ ve øran’dan alÕnan do÷al gaz miktarÕnda önemli bir artÕúÕn gerçekleúti÷i 2003 yÕlÕndan itibaren, BatÕ HattÕndan gelen do÷al gaz ile Cezayir ve Nijerya’dan alÕnan LNG’nin toplam ithalat içindeki payÕnda oransal azalma oldu÷u, ithalatta Rusya’nÕn a÷ÕrlÕ÷ÕnÕ korudu÷u görülmektedir. 3.2.6. øhracat øthal edilmiú veya yurt içinde üretilmiú do÷al gazÕn yurt dÕúÕna ihraç edilebilmesi faaliyeti, EPDK’dan ihracat lisansÕ almÕú olan tüzel kiúiler tarafÕndan gerçekleútirilebilmektedir. 2009 yÕlÕ itibariyle sadece BOTAù’Õn ihracat lisansÕ bulunmakta olup söz konusu lisans Türkiye-Yunanistan boru hattÕ vasÕtasÕyla 06.04.2004 tarihinden itibaren 10 yÕl süre ile Yunanistan’a do÷al gaz ihraç etme yetkisini kapsamaktadÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 67 Tablo 3.10. YÕllar øtibarÕyla Do÷al Gaz øhracat MiktarlarÕ (Milyon Sm³) YIL TOPLAM 31 2007 443 2008 721 2009 660 2010 475 2011 (*) * A÷ustos ayÕ itibarÕyla gerçekleúme miktarlarÕdÕr. Kaynak: BOTAù 3.2.7. Do÷al Gaz Depolama 18.04.2001 tarih ve 4646 sayÕlÕ Do÷al Gaz PiyasasÕ Kanunu, do÷al gaz ithal eden úirketlerden ithal ettikleri do÷al gazÕn %10’unu yurtiçinde depolama konusunda, depolama úirketleriyle anlaúma yapmasÕ úartÕnÕ aramaktadÕr. AyrÕca, do÷al gazÕn toptan satÕúÕnÕ yapacak olan úirketlerin de gerekli depolama önlemlerini almalarÕ zorunlu tutulmuútur. TPAO’nun Trakya’daki Kuzey Marmara ve De÷irmenköy do÷al gaz üretim sahalarÕndaki mevcut do÷al gazÕn tüketimi sonrasÕ yer altÕ do÷al gaz depolama tesisi olarak kullanÕlmasÕna iliúkin olarak BOTAù ve TPAO arasÕnda 21 Temmuz 1999’da Do÷al Gaz Yer AltÕ Depolama ve Yeniden Üretim Hizmetleri AnlaúmasÕ imzalanmÕútÕr. Türkiye’nin, ilk yer altÕ do÷al gaz depolama tesisleri olan Silivri’deki Kuzey Marmara ve De÷irmenköy yer altÕ do÷al gaz depolama tesisleri Temmuz 2007’de iúletmeye açÕlmÕútÕr. 2,661 milyar m3 kapasiteli Silivri-De÷irmenköy Do÷al Gaz Depolama Tesislerinin depolama kapasitesinde artÕú sa÷lanmasÕ ve yeni depolama sahalarÕnÕn tesis edilmesine iliúkin çevre, fizibilite ve teknik çalÕúmalar sürdürülmektedir. Bu tesislerin,2016 yÕlÕna kadar üç aúamada depolama kapasitesinin 3,0 milyar m3’e, geri üretim kapasitesinin ise 50 milyon m3/gün’e çÕkarabilmek için gerekli çalÕúmalar yürütülmektedir. Bunun yanÕ sÕra Tuz Gölü HavzasÕ’nda oluúturulacak tuz domlarÕnÕn do÷al gazÕ yer altÕnda depolamak amacÕyla kullanÕmÕ için geliútirilen Tuz Gölü Do÷al Gaz Yer AltÕ Depolama Projesi’nin mühendislik çalÕúmalarÕna Temmuz 2000’de baúlanmÕútÕr. BOTAù’Õn 2010 yÕlÕnda çÕktÕ÷Õ yapÕm ihalesi sonuçlanmÕú olup, ekonomik açÕdan en elveriúli teklifi veren China Tianchen Engineering Corporation firmasÕ ihaleyi kazanmÕútÕr. BOTAù, Tuz Gölü’nde toplam 1,478 milyar m3 kapasiteli do÷algaz yer altÕ depolama tesisi kurmak için yo÷un hazÕrlÕk çalÕúmalarÕ yapmaktadÕr. Bölgede inúa edilecek depolardan ilkinin 2015 yÕlÕnda, di÷erinin ise 2018 yÕlÕnda iúletmeye alÕnmasÕ planlanmaktadÕr. 68 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Tablo 3.11. Depolama Faaliyetine øliúkin Veriler ùøRKET ADI BOTAù (LNG) EGE GAZ A.ù. (LNG) TPAO (DOöAL GAZ) BOTAù (DOöAL GAZ) DEPOLAMA TESøSLERø 04.04.2003 tarihinden Marmara itibaren 10 yÕl Ere÷lisi/Tekirda÷ 04.04.2003 tarihinden Alia÷a/øzmir itibaren 30 yÕl 18.04.2003 tarihinden Silivri/østanbul itibaren 30 yÕl 27.06.2007 tarihinden SultanhanÕ/Aksaray itibaren 30 yÕl LøSANS SÜRESø DEPOLAMA KAPASøTESø 255.000 m3 LNG (85.000 m3 x 3) 280.000 m3 LNG (140.000 m3 x 2 2.661.000.000 m3 1.478.000.000 m3 Kaynak: EPDK 4646 sayÕlÕ Do÷al Gaz PiyasasÕ Kanunu ile do÷al gaz piyasasÕnda serbestleúme hedeflenmiútir. 4646 sayÕlÕ Do÷al Gaz PiyasasÕ Kanunu hukuki olarak BOTAù’Õn tekel konumunu ortadan kaldÕrmÕútÕr. Kanunda öngörüldü÷ü üzere úehir içi da÷ÕtÕm lisanslarÕ için EPDK tarafÕndan ihaleler düzenlenmektedir. Gerek spot gerekse de uzun dönemli sözleúmelerle Türkiye'deki LNG ithalatÕnÕn durumuna baktÕ÷ÕmÕzda, 2008 yÕlÕnda ulusal do÷al gaz tüketiminin %14,9'u LNG ile karúÕlanmakta iken bu oran; 2009'da %17,5'e, 2010'da %22'ye kadar yükselmiútir. Do÷al gaz tüketiminin LNG ile karúÕlanan kÕsmÕnÕ úirketler bazÕnda ayÕrdÕ÷ÕmÕzda, EGEGAZ'Õn ilk defa 2009 yÕlÕnda getirdi÷i LNG ile tüketimin %1,5'ini karúÕladÕ÷Õ, 2010 yÕlÕndaki artÕúla %8,2'ye çÕktÕ÷Õ görülmektedir. AynÕ úekilde BOTAù'a baktÕ÷ÕmÕzda, 2008 yÕlÕnda tüketimin %14,9'u BOTAù'Õn getirdi÷i LNG ile karúÕlanmakta iken 2009 yÕlÕnda bu oran, %16'ya yükselmiú ve devamÕnda %13'lere düúerek dura÷an bir seyir izlemektedir. 1994 yÕlÕnda devreye alÕnmÕú olan ve halen BOTAù mülkiyet ve iúletmesinde olan Marmara Ere÷lisi ve 2001 yÕlÕnda øzmir Alia÷a’da kurulan ve 2006 yÕlÕnda kullanÕlmaya baúlanan EGEGAZ úirketine ait LNG Terminalleri, ithal edilen LNG’nin gazlaútÕrÕlarak sisteme verilmesinde ve do÷al gazÕn en fazla tüketildi÷i pik kullanÕm dönemlerinde azami çekiúleri düzenleyerek talep de÷iúimlerinin karúÕlanmasÕnda kullanÕlmak üzere kurulmuú olan tesislerdir. Di÷er taraftan, inúa edilecek olan gerek yeraltÕ do÷al gaz depolama tesislerinde gerekse LNG tesislerinde depolama faaliyetinde bulunmak amacÕyla EPDK’ya yapÕlmÕú lisans baúvurularÕ bulunmaktadÕr. 3.2.8.UluslararasÕ Boru HattÕ Projeleri Dünya petrol rezervlerinin yüzde 65’i ve do÷algaz rezervlerinin yüzde 71’i Türkiye’yi çevreleyen Hazar HavzasÕ ve Ortado÷u ile Rusya Federasyonu’nda bulunmaktadÕr. Gelecek 20 yÕl içerisinde yaklaúÕk yüzde 40 oranÕnda artmasÕ beklenen dünya enerji tüketiminin büyük bir bölümünün içinde bulundu÷umuz bölgeden karúÕlanmasÕ öngörülmektedir. Orta Asya’daki rezervler dünya enerji talebini karúÕlamada önemli bir alternatif kaynak olarak ortaya çÕkmaktadÕr. Türkiye, gerek co÷rafi, gerekse jeopolitik konumu ile Orta Do÷u ve Orta Asya’nÕn üretiminin dünya pazarlarÕna ulaúmasÕnda hem köprü, hem de terminal olma özelli÷i taúÕmaktadÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 69 Ülkemizin bu konumunu güçlendirme hedefi do÷rultusunda yürüttü÷ü uluslararasÕ projeler: Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Ana øhraç Boru HattÕ Do÷u-BatÕ Enerji Koridorunun en önemli bileúenini oluúturan Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Ana øhraç Boru HattÕ, 4 Haziran 2006 tarihinde Ceyhan øhraç Terminali’nden yüklenen ilk petrol tankeri ile iúler hale gelmiú ve baúta Azeri petrolü olmak üzere, Hazar Bölgesi’nde üretilecek petrolün uluslararasÕ pazarlara taúÕnmasÕna baúlanmÕútÕr. 2006’dan bugüne kadar, yükleme yapÕlan petrol miktarÕ 2011 yÕlÕ Haziran ayÕ itibarÕyla 1.222 milyar varili aúmÕú olup yüklenen bu petrol 1572 tankerle taúÕnmÕútÕr. Söz konusu hattÕn kapasitesi Mart 2010 tarihi itibarÕyla 1,2 milyon varil/güne çÕkarÕlmÕú olup, Sangaçhal/Bakü yükleme tesislerinden yapÕlan yüklemeye göre ortalama günlük 650-700 bin varil petrol hattan taúÕnmaktadÕr. 2008 yÕlÕ Ekim ayÕndan 2009 yÕlÕ sonuna kadar Kazak petrolü taúÕnmÕú, 2010 yÕlÕ Mart ayÕndan itibaren ise Türkmen petrolü BTC Ham Petrol Ana øhraç Boru HattÕ ile dünya pazarlarÕna ulaútÕrÕlmaktadÕr. Hazar-Türkiye-Avrupa Do÷al Gaz Boru HattÕ (DGBH) Projesi BTC HattÕ’na paralel olarak, Hazar Bölgesi ülkelerinde üretilecek do÷algazÕn Türkiye’ye, buradan da di÷er Avrupa ülkelerine taúÕnmasÕnÕ öngören Hazar-TürkiyeAvrupa Do÷algaz Boru HattÕ (DGBH) Projesi de, Do÷u-BatÕ Enerji Koridoru politikamÕzda önemli bir yere sahiptir. Bu kapsamda, Azerbaycan-Türkiye Do÷algaz Boru HattÕ ile (ùah Deniz Projesi, Bakü-Tiflis-Erzurum DGBH) 2007 yÕlÕ Temmuz ayÕndan itibaren do÷algaz tedarik edilmektedir. BTE Do÷algaz Boru HattÕ yÕllÕk 20 milyar m3 azami tasarÕm kapasitesi ile sadece Türkiye’nin yurtiçi do÷algaz talebinin karúÕlanmasÕ açÕsÕndan de÷il, aynÕ zamanda AB’nin hÕzla artan do÷algaz ihtiyacÕnÕn bir kÕsmÕnÕn karúÕlanmasÕ açÕsÕndan da önemlidir. 25 10 2011 tarihinde Türkiye ile Azerbaycan arasÕnda, “ùahdeniz 2” projesi kapsamÕnda Azerbaycan'dan gaz alÕmÕnÕ ve iletimini öngören hükümetlerarasÕ anlaúma imzalanmÕútÕr. Bu antlaúma ile Türkiye'nin hem mevcut úebekeleriyle hem de yeni müstakil bir hatla ùahdeniz 2 gazÕnÕ Avrupa'ya aktarabilecek iki tane büyük alternatif ortaya konmuútur. Bu proje ile 2018'den sonra Azerbaycan do÷al gazÕnÕn 6 milyar m3 Türkiye'de, 10 milyar m3 de batÕda kullanÕlacaktÕr. Türkiye-Yunanistan Do÷al Gaz Boru HattÕ 2007 yÕlÕ KasÕm ayÕnda iúletmeye alÕnan Türkiye-Yunanistan Do÷algaz Boru HattÕ ile Güney Avrupa Gaz Ringi Projesi’nin ilk aya÷Õ tamamlanmÕú, ülkemiz do÷algaz iletim úebekesinin komúu ülkelerin altyapÕsÕyla enterkonneksiyonu gerçekleútirilmiú ve ülkemiz do÷algazda köprü tedarikçi konumuna gelmiútir. Güney Avrupa Gaz Ringi Projesi’nin bir sonraki aúamasÕnÕ ise Türkiye-Yunanistan Do÷algaz Boru HattÕ’nÕn, Adriyatik Denizi’nden geçecek bir hat ile øtalya’ya uzatÕlmasÕ oluúturmaktadÕr. øtalya ba÷lantÕsÕ ile söz konusu hat üzerinden taúÕnacak toplam do÷algaz miktarÕnÕn aúamalar halinde yaklaúÕk 12 milyar m3/yÕl seviyesine çÕkarÕlmasÕ planlanmaktadÕr. Bu miktarÕn 3,6 milyar m3’ü Yunanistan’a, 8 milyar m3’ü ise øtalya’ya taúÕnacaktÕr. 70 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Yunanistan-øtalya ba÷lantÕsÕnÕ sa÷layacak olan Adriyatik Denizi Geçiúi, Azerbaycan ùah Deniz Faz-II AúamasÕnÕn devreye alÕnmasÕyla birlikte ITGI Projesinin (ùah Deniz Faz-II üretimine ba÷lÕ olarak) 2016 veya 2017 yÕlÕnda devreye alÕnmasÕ öngörülmektedir. Nabucco Do÷al Gaz Boru HattÕ Projesi Türkiye’nin Avrupa’ya açÕlÕm stratejisi kapsamÕnda di÷er bir proje ise TürkiyeBulgaristan-Romanya-Macaristan ve Avusturya güzergahlÕ Nabucco Do÷al gaz Boru HattÕ Projesi’dir. YÕllÕk maksimum 31 milyar m³ kapasiteye sahip olacak olan boru hattÕ projesi Avrupa’nÕn kaynak ve güzergâh çeúitlili÷ine önemli katkÕ sa÷layacaktÕr. YaklaúÕk uzunlu÷u 4.000 km, taúÕma kapasitesi 31 milyar m3 yÕl ve yaklaúÕk yatÕrÕm maliyeti 7,9 milyar EURO olan do÷algaz boru hattÕnÕn inúaatÕnÕn 2012 yÕlÕnda baúlamasÕ ve 2017 yÕlÕnda ilk kapasite ile devreye alÕnmasÕ planlanmaktadÕr. Nabucco Projesi HükümetlerarasÕ AnlaúmasÕ, ilgili hükümleri do÷rultusunda 1 A÷ustos 2010 itibarÕyla yürürlü÷e girmiú bulunmaktadÕr. Projenin gerçekleútirilmesi için çalÕúmalar devam etmektedir. Arap Do÷al Gaz Boru HattÕ Projesi MÕsÕr do÷algazÕnÕn Ürdün ve Suriye üzerinden ülkemize ve ülkemiz üzerinden de Avrupa’ya ulaútÕrÕlmasÕnÕ hedefleyen Arap Do÷algaz Boru HattÕ Projesi kapsamÕnda, Suriye 2008 yÕlÕ Temmuz ayÕndan itibaren MÕsÕr do÷algazÕnÕ almaya baúlamÕútÕr. YÕllÕk 10 milyar m3 do÷algaz taúÕnmasÕ söz konusu olan Projede, yÕllÕk 3,4 milyar m3’lük kÕsmÕnÕn plato döneminde Ürdün’e tahsis edilmesi, kalan 6,6 milyar m3’lük kÕsmÕnÕn ise Suriye üzerinden Türkiye’ye iletilmesi planlanmaktadÕr. 1.236 km uzunlu÷undaki Arap Do÷al gaz Boru HattÕ’nÕn ilk iki fazÕ tamamen ve üçüncü fazÕ da yarÕ yarÕya tamamlanmÕú durumdadÕr. Türkiye ve Suriye arasÕnda 2009 yÕlÕnda imzalanan mutabakat zabÕtlarÕ çerçevesinde iki ülke do÷algaz úebekelerinin 2011 yÕlÕ sonuna kadar birbirine ba÷lanmasÕ hedeflenmektedir. Irak-Türkiye Do÷al Gaz Boru HattÕ Irak do÷algazÕnÕn ülkemize ve Avrupa ülkelerine do÷algaz sa÷layacak projeler için önemli bir kaynak olma potansiyeli dikkate alÕnarak 15 Ekim 2009 tarihinde IrakTürkiye arasÕnda do÷al gaz koridoru oluúturulmasÕna yönelik bir mutabakat zaptÕ imzalanmÕútÕr. Proje ile Irak’taki sahalardan üretilecek do÷algazÕn ilk aúamada ülkemize ve ülkemiz üzerinden Avrupa’ya, di÷er taraftan Ceyhan’a kurulacak LNG terminali ile de dünya pazarlarÕna ulaútÕrÕlmasÕ hedeflenmektedir. Irak-Türkiye Ham Petrol Boru HattÕ, 27 A÷ustos 1973 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümetleri arasÕnda imzalanan Ham Petrol Boru HattÕ AnlaúmasÕ çerçevesinde Irak’Õn Kerkük ve di÷er üretim sahalarÕnda üretilen ham petrolün Ceyhan (YumurtalÕk) Deniz Terminali’ne ulaútÕrÕlmasÕ amacÕyla inúa edilmiútir. Irak ile ülkemiz arasÕnda 2010 yÕlÕ Mart ayÕnda süresi bitecek olan Kerkük– YumurtalÕk Ham Petrol Boru HattÕ AnlaúmasÕ ve ilgili anlaúma, protokol ve Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 71 mutabakat zabÕtlarÕnda de÷iúiklik öngören ve bu anlaúmalarÕn süresini 15+5 yÕl uzatan de÷iúiklik anlaúmasÕ 19 Eylül 2010 tarihinde Ba÷dat’ta imzalanmÕútÕr. Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru HattÕ HalihazÕrda yÕllÕk yaklaúÕk 150 milyon ton tehlikeli yük bo÷azlarÕmÕzdan geçmektedir. Türk Bo÷azlarÕ Karadeniz’e ileride inecek petrolü emniyetli olarak daha fazla taúÕyamayacak durumdadÕr. Bo÷azlardaki tehlikeli yük trafi÷ini azaltmayÕ hedefleyen Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru HattÕ, Kuzey-Güney Enerji Koridorunun da ana ö÷esi olmak üzere tasarlanmÕútÕr. 2011 yÕlÕ Mart ayÕnda Rusya ile gerçekleútirilen Karma Ekonomik Komisyonu toplantÕlarÕnda sözkonusu proje ile ilgili müzakerelere devam edilmiútir. Projenin hayata geçirilmesi için Teknik heyetlerin çalÕúmalarÕ sürmektedir. Yine, 6 A÷ustos 2009 tarihindeki Türkiye ve Rusya protokollerinden do÷algaz protokolü ile 14 ùubat 1986 tarihli AlÕm ve SatÕm AnlaúmasÕnÕn, anlaúmanÕn süresinin taraflar arasÕnda uzatÕlmasÕ, Rus do÷algazÕnÕn Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden di÷er hedeflere ulaútÕrÕlabilmesi amacÕyla var olan boru hatlarÕnÕn geniúletilmesine ve yeni boru hatlarÕnÕn inúa edilmesine yönelik fizibilite çalÕúmalarÕnÕn yapÕlmasÕ hedeflenmektedir. AyrÕca Türkiye, Güney AkÕm Do÷algaz Boru HattÕnÕn inúasÕna yönelik Karadeniz’deki ekonomik bölgesinde keúif ve çevresel araútÕrmalarÕn yapÕlmasÕna izin vermiútir. 3.2.9.Petrol Kanunu Stratejik bir madde olan ve ülkelerin dÕú politikalarÕnda çok önemli bir yer tutan petrolün, aranmasÕ, üretimi, iletimi, rafinajÕ, depolanmasÕ, toptan satÕúÕ ile ilgili hususlarÕ kapsayan ve petrol faaliyetleri ile ilgili ilk geniú kapsamlÕ kanuni düzenleme olan “6326 sayÕlÕ Petrol Kanunu”, 1954 yÕlÕnda yürürlü÷e girmiútir. Dönemin ihtiyaçlarÕna göre çeúitli tarihlerde kanun üzerinde bazÕ de÷iúiklikler yapÕlmÕútÕr. Bilindi÷i üzere, enerji sektörünün yeniden yapÕlanmasÕ sürecinde, önce 3 Mart 2001 tarihinde “Elektrik PiyasasÕ Kanunu”, 2 MayÕs 2001’de de “Do÷al Gaz PiyasasÕ Kanunu” yürürlü÷e konulmuútur. Do÷al Gaz PiyasasÕ Kanunu ile “do÷al gazÕn aranmasÕ ve üretimi” 6326 sayÕlÕ Petrol Kanunu kapsamÕnda bÕrakÕlÕrken, do÷al gazÕn ithali, ihracÕ, depolanmasÕ, iletimi ve da÷ÕtÕmÕ, ticareti Do÷al Gaz PiyasasÕ Kanunu ile düzenlenmiú ve bu kanunun uygulamasÕ ile Enerji PiyasasÕ Düzenleme Kurumu görevlendirilmiútir. “Petrolün arama ve üretimi” dÕúÕndaki, depolama, rafineri, taúÕma, iletim, da÷ÕtÕm ve pazarlama faaliyetlerini düzenleyen 5015 sayÕlÕ “Petrol PiyasasÕ Kanunu” ise, 20 AralÕk 2003 tarihinde yürürlü÷e girerek, 6326 sayÕlÕ Petrol Kanunu’nun ‘bazÕ faaliyetlerini’ kendi kapsamÕna almÕútÕr. Petrol PiyasasÕ Kanunu’nun hükümlerini uygulamak da yine Enerji PiyasasÕ Düzenleme Kurulu’nun görevleri arasÕndadÕr. Petrol ile ilgili arama ve üretim faaliyetleri dÕúÕndaki birçok faaliyetin baúka kanunlarÕn bünyesine alÕnmÕú olmasÕ, Petrol Kanununun Avrupa Birli÷i direktiflerine uygun hale getirilmesi gere÷i, arama ve iúletme hak ve mükellefiyetlerinin günün koúullarÕna göre düzenlenmesi ve özellikle yerli ve yabancÕ sermayeyi sektöre 72 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 çekebilmek gibi nedenlerle yeni bir yasal düzenleme yapÕlmasÕna ihtiyaç duyulmaktadÕr. Yeni Petrol Kanunu TasarÕsÕnda yer almasÕnÕn uygun olabilece÷i düúünülen hususlardan bazÕlarÕ aúa÷Õda belirtilmektedir: ƒ Petrol Kanunu bakÕmÕndan ülkenin “Kara” ve “Deniz”’ olarak iki petrol bölgesine ayrÕlmasÕ, ƒ Arama Ruhsatnamesi sürelerinin de de÷iútirilmesi, ƒ Arama Ruhsatnamesi alma sayÕsÕndaki TPAO ve di÷er ùirketler arasÕndaki eúitsizli÷in kaldÕrÕlmasÕ, ƒ Arama Ruhsatnamesi MüracaatÕ için úirketlere tanÕnan sürenin uzatÕlmasÕ, ƒ Arama Ruhsatnamesi sahibinin “Bölgesel Sondaj Mükellefiyetinin” kaldÕrÕlmasÕ, ƒ ùirketler, Petrol øúleri Genel Müdürlü÷üne verdikleri iú programÕ ve mali yatÕrÕm programÕ çerçevesinde mali yatÕrÕmÕn belli bir yüzdesini teminat olarak vermeleri, ƒ Gerek Arama RuhsatÕ “alÕnÕr alÕnmaz”, gerek Arama RuhsatÕnÕn “uzatÕmlarÕnda” “teminat” alÕnmasÕ, ƒ Üretim yapsa dahi bir úirketin bir øúletme RuhsatÕnÕ “en fazla 40 yÕl” elde tutulabilme sÕnÕrlamasÕnÕn kaldÕrÕlmasÕ, ƒ Üretilip depolanan petrolden Devlete ödenen “Devlet Hissesi” (Royalty) oranÕnÕn ham petrol fiyatlarÕ, kara ve deniz alanlarÕnda ve kuyu derinliklerine ba÷lÕ olarak de÷iúen oranlarda alÕnmasÕ, ƒ “Petrol Bulgusu (emare)” ve “Petrol Keúfi” nin ayrÕ ayrÕ tanÕmlanmasÕ, ƒ Dünyada úu anda geçerli olan ve devam etmeyece÷ine dair hiçbir garanti bulunmayan “spekülatif petrol fiyatlari” nedeniyle, yeni keúfedilecek petrolün paylaúÕmÕ konusunda ‘kontrat dönemine’ gidilmesinin düúünülmesi, ƒ Yerli ham petrolün piyasa fiyatÕ tarifinin ve esaslarÕnÕn “5015 sayÕlÕ Petrol PiyasasÕ Kanunu’ndan çÕkarÕlarak”, yeni hazÕrlanacak Petrol Kanunu metni içine alÕnmasÕ, önerilebilecek hususlardandÕr. 3.3.Petrol PiyasasÕ 20.12.2003 tarihinde yürürlü÷e giren 5015 sayÕlÕ Petrol PiyasasÕ Kanunu ile ülkemizdeki petrol piyasasÕ yeniden yapÕlandÕrÕlmÕútÕr. Kanun, yurtdÕúÕndan temin edilen veya yurtiçinde üretilerek teslime hazÕr hale getirilen ham petrolden baúlayan ve ürün halinde kullanÕcÕlara sunulan petrole iliúkin piyasa faaliyetlerini (downstream) düzenlemektedir. Kanun, piyasasÕnÕn yönlendirilmesi, düzenlenmesi, gözetimi ve denetlenmesine iliúkin görev, yetki, sorumluluklarÕ Enerji PiyasasÕ Düzenleme Kurumu’na (EPDK) vermiútir. Türkiye’de petrol piyasasÕ 9 faaliyet (rafinaj, da÷ÕtÕm, iletim, depolama, iúleme, madeni ya÷, ihrakiye teslimi, taúÕma ve bayilik) ve 1 kullanÕm (serbest kullanÕcÕ) alanÕnda, yasal ayrÕúÕma tabi tutulmuútur. Yasal ayrÕúÕma tabi tutulan faaliyet veya kullanÕmlarÕn yapÕlmasÕ için lisans alÕnmasÕ gerekmektedir. 3.4. Rafinaj Sektörü Ülkemizde, Türkiye Petrol Rafinerileri A. ù. (TÜPRAù)’ne ait øzmit, øzmir, KÕrÕkkale ve Batman olmak üzere toplam dört adet rafineri faaliyet göstermektedir. 1962 yÕlÕnda Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 73 iúletmeye alÕnan ATAù Rafinerisi ise Temmuz 2004 tarihinde depolama faaliyetlerine yönelerek rafineri faaliyetlerine son vermiútir. Ataú Rafinerisinin faaliyetlerine son vermesi ile 32 milyon ton/yÕl olan Türkiye toplam rafineri kapasitesi 28,1 milyon ton/yÕl’a düúmüútür. 2007 yÕlÕnda Do÷u Akdeniz Petrokimya ve Rafineri Sanayi ve Ticaret Anonim ùirketi’ne 15 milyon ton/yÕl kapasiteli Ceyhan/ADANA’da, 2010 yÕlÕnda ise Socar & Turcas Rafineri Anonim ùirketi’ne 10 milyon ton/yÕl kapasiteli Alia÷a/øzmir’de rafineri kurulmasÕ için lisans verilmiú olup 5 milyar $ yatÕrÕm bedeli tutarÕnda Star Rafineris’nin temeli 25 Ekim 2011 tarihinde atÕlmÕútÕr. Rafineride LPG ve Nafta üretiminin Petkim için; dizel ve jet yakÕt üretiminin ise yurt içi piyasalar için hizmete sunulmasÕ planlanmaktadÕr. Tablo 3.12. Rafinaj Sektöründe Kurulu Kapasite ve Kapasite KullanÕm OranlarÕ Kapasite ve YÕllar KKO* Rafineri (Mton/yÕl ve %) 2007 2008 2009 2010 11,0 11,0 Kapasite 100,0 94,0 KKO 11,0 11,0 Kapasite 97,0 93,0 øzmir KKO 5,0 5,0 Kapasite 63,0 58,0 KÕrÕkkale KKO 1,1 1,1 Kapasite 71,0 72,0 Batman KKO Kapasite 28,1 28,1 TOPLAM KKO 91,1 86,0 * KKO: Kapasite KullanÕm OranÕ Kaynak EPDK øzmit 11,0 75,0 11,0 67,0 5,0 62,0 1,1 58,0 28,1 69,0 11,0 76,1 11,0 67,0 5,0 52,5 1,1 81,8 28,1 68,4 3.4.1. Rafinerilerde øúlenen Ham Petrol 2010 yÕlÕnda TÜPRAù, 19,6 milyon ton ham petrol ve 2,1 ton yarÕ mamul ile birlikte toplam 21,7 milyon úarjdan 20,6 milyon ton üretim gerçekleútirmiútir. YÕl içinde siyah ürün payÕ %27,6 olarak gerçekleútirilirken yüksek ham petrol kapasite kullanÕmÕ ile artan siyah ürün üretiminde yurt içi talep fazlasÕ olan fuel oil yerine yurt içi talebi yüksek olan asfaltÕn üretimi %39 artÕúla 2,8 milyon ton olarak gerçekleútirilmiútir. Tüpraú yÕl içinde 22,81 API ile 43,89 API arasÕnda de÷iúen gravitelerde ve %0,6 ile %4,13 arasÕnda de÷iúen kükürt içeriklerinde olmak üzere 9 ülkeden 13 farklÕ çeúit ham petrol alÕmÕ yapmÕútÕr. 74 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Tablo 3.13. 2008-2010 Rafinerici Lisans Sahiplerinin Ham Petrol øthalatÕ (1.000 ton) ÜLKE 7ran Rusya S.Arabistan Irak Kazakistan Suriye 7talya 7ngiltere Azerbeycan Libya Gürcistan Nijerya Toplam 2008 7.800 7.137 3.073 1.874 636 515 447 184 77 Ͳ Ͳ Ͳ 21.743 Miktar 2009 3.228 5.762 2.096 1.733 522 160 249 Ͳ 77 139 36 190 14.192 2010 7.261 3.320 1.953 2.001 1.786 406 110 Ͳ Ͳ Ͳ Ͳ Ͳ 16.837 2008 36 33 14 9 3 2 2 1 Ͳ Ͳ Ͳ Ͳ 100 Pay (% ) 2009 2010 23 43 41 20 15 12 12 12 4 11 1 2 2 1 Ͳ Ͳ 1 Ͳ 1 Ͳ Ͳ Ͳ 1 Ͳ 100 100 2009 yÕlÕnda küresel kriz nedeniyle 2008 yÕlÕna göre ham petrol ithalatÕnda %35’lik düúüú gözlenmiútir. 2010 yÕlÕnda ise ham petrol ithalatÕ 16,84 milyon ton seviyesine çÕkmÕútÕr. 2008 yÕlÕnÕn son çeyre÷inden bu yana dünyayÕ derinden etkileyen ekonomik krizin 2010 yÕlÕnda etkisini kaybetmesinin etkisiyle 2010 yÕlÕ ham petrol ithalatÕnÕn bir önceki yÕla göre %19 oranÕnda arttÕ÷Õ görülmektedir. Tablo 3.14. 2008-2010 Rafinerici LisansÕ Sahiplerinin Petrol Ürünleri Üretimi (ton) TanŦmŦ Benzin Türleri Fuel Oil Türleri Motorin Türleri DiŒer Ürünler Toplam 2008 4.415.631 4.735.550 6.567.176 8.530.943 24.249.300 2009 3.795.165 2.076.000 4.694.922 8.816.818 19.382.905 2010 3.793.712 2.591.618 5.243.398 7.938.860 19.567.588 DeŒiƔim(%) 2008Ͳ2009 2009Ͳ2010 Ͳ14 0 Ͳ56 25 Ͳ29 12 3 Ͳ10 Ͳ20 1 Tablo 3.14’te verilen veriler incelendi÷inde; 2009 yÕlÕna ait Benzin, Motorin ve Fuel Oil türlerinin üretim miktarlarÕnÕn 2008 yÕlÕna göre ciddi miktarda düútü÷ü görülürken, 2010 yÕlÕna ait üretim miktarlarÕnÕn 2009 yÕlÕna göre genel toplamda %1 oranÕnda arttÕ÷Õ görülmektedir. 2010 yÕlÕna ait Benzin ve di÷er ürün üretim miktarlarÕ 2009 yÕlÕna göre azalÕrken, Fuel Oil ve Motorin türleri üretimi önemli miktarda artmÕútÕr. Tablo 3.6’da ve ùekil 3.21’de rafinerici lisans sahiplerinin petrol ürünleri ithalat miktarlarÕ verilmektedir. 2009 ve 2010 yÕllarÕ karúÕlaútÕrÕldÕ÷Õnda, petrol ürünleri ithalatÕnda %37’ye yakÕn bir düúüú oldu÷u görülmektedir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 75 Tablo 3.15. Rafinerici LisansÕ Sahiplerinin Petrol Ürünleri øthalat MiktarlarÕ (ton) Petrol Ürünü Motorin Türleri KŦrsal Motorin Fuel Oil Türleri Jet YakŦtŦ Toplam 2008 987.964 1.261.200 459.282 Ͳ 2.708.446 2009 Ͳ 2.502.953 548.949 615.308 3.667.210 2010 Ͳ 1.645.397 515.778 156.008 2.317.183 DeŒiƔim(%) 2008Ͳ2009 2009Ͳ2010 Ͳ Ͳ 98 Ͳ34 20 Ͳ6 Ͳ Ͳ75 35 Ͳ37 Tablo 3.16’da görüldü÷ü üzere; 2009 yÕlÕnda toplam petrol ürünleri ihracatÕnda 2008 yÕlÕna göre %45’e yakÕn düúüú yaúanmÕú olup, ihracatta en büyük düúüú Fuel Oil türleri, Motorin ve Jet YakÕtÕnda gerçekleúmiútir. 2010 yÕlÕna ait petrol ürünleri ihracatÕna bakÕldÕ÷Õnda ise; benzin, Motorin ve Fuel Oil türleri ile Jet YakÕtÕ ihracatÕnda artÕú oldu÷u gözlenmektedir. Tablo 3.16. Rafinerici LisansÕ Sahiplerinin Petrol Ürünleri øhracat MiktarlarÕ (ton) TanŦmŦ Benzin Türleri Motorin KŦrsal Motorin Fuel Oil Türleri Jet YakŦtŦ Toplam 2008 2.537.716 455.201 58.931 2.274.885 536.767 5.863.500 2009 1.919.632 196.117 55.373 1.036.255 11.649 3.219.026 DeŒiƔim(%) 2010 2008Ͳ2009 2009Ͳ2010 2.008.407 Ͳ24 5 260.506 Ͳ57 33 57.608 Ͳ6 4 2.329.530 Ͳ54 125 110.062 Ͳ98 845 4.766.113 Ͳ45 48 *Di÷er Ürünler: Asfalt, LPG, Heavy Vacuum Gas Oil (HVGO), Heavy Sulphur Gasoil (HSG), Nafta, Baz ya÷ vb. ürünlerdir. **Rafinerici lisansÕ sahipleri tarafÕndan yapÕlan askeri ve ihrakiye teslim satÕúlarÕnÕ da içerir. 2002Ͳ2010DÖNEM7PETROLFATURASI 25,0 20,0 15,5 19,3 18,5 15,0 15 0 Milyar$ 11,1 13,4 12,6 10,0 5,0 0,0 2002 2003 2004 5,1 6,0 8,6 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Ͳ5,0 , Ͳ10,0 HamPetroleÖdenenDöviz PetrolÜrünlerineÖdenenDöviz PetrolÜrünleri 7hracatGeliri ToplamPetrolGideri ùekil 3.21. 2002-2010 Dönemi Petrol FaturasÕ Kaynak: PøGM 76 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 2002-2010 Dönemi Petrol faturlarÕna baktÕ÷ÕmÕzda artan ham petrol fiyatlarÕna paralel olarak hampetrole ödenen döviz miktarÕnÕn arttÕ÷Õ görülmektedir. 2010 yÕlÕ petrol faturamÕz 2002 yÕlÕna göre yaklaúÕk 3 kat artarak 18,5 milyar $’a ulaúmÕútÕr. Türkiye’de Ulusal Stok Türkiye, UEA üyeli÷i gere÷i fiziki olarak 90 günlük petrol stoku tutmak zorundadÕr. Ulusal petrol stoklarÕ 5015 sayÕlÕ Petrol PiyasasÕ Kanunu’nun 16. maddesinde düzenlenmiútir. Söz konusu 16. maddeye göre; ülkemizde akaryakÕt ve LPG da÷ÕtÕm úirketleri ikmal ettikleri günlük ortalama ürün miktarÕnÕn minimum 20 katÕnÕ, bir tüketim tesisinde bir cins üründen (motorin, fuel oil vb) yÕlda 20.000 ton ve üzeri akaryakÕt kullanan serbest kullanÕcÕlar ise tüketimlerinin 15 günlük kÕsmÕnÕ stok tutmakla yükümlüdür. Kanuna göre da÷ÕtÕm úirketlerinin ve serbest tüketicilerin tuttuklarÕ bu stoklar “zorunlu stoklar”dÕr. Yine söz konusu 16. madde’de zorunlu stoklar dÕúÕnda 90 güne “tamamlayÕcÕ stoklar”Õn rafinericiler tarafÕndan tutulmasÕna iliúkin bir düzenleme mevcuttur. Bu amaçla EPDK tarafÕndan ton baúÕna azami 10 USD olacak úekilde belirlenen gelir payÕ rafinericiler tarafÕndan tüketici fiyatlarÕna (pompa fiyatÕna) yansÕtÕlmaktadÕr. AynÕ úekilde akaryakÕt ithal eden úirketlerin de TÜPRAù’a gelir payÕ ödeme zorunlulu÷u bulunmaktadÕr. 3.5. Do÷al Gaz PiyasasÕ 2001 yÕlÕnda Türkiye’e sadece 6 ilde do÷al gaz kullanÕlÕyor iken, Kanunda ve ikincil mevzuatta öngörülen mekanizmanÕn iúletilmesiyle EPDK tarafÕndan açÕlan úehir içi do÷al gaz da÷ÕtÕm ihaleleri sonrasÕnda, mevcut illerimizdeki da÷ÕtÕm bölgeleri için verilen 7 da÷ÕtÕm lisansÕ ile birlikte lisanslÕ da÷ÕtÕm úirketi sayÕsÕ 60’a, gaz arzÕ sa÷lanan da÷ÕtÕm bölgesi sayÕsÕ ise 58’e ulaúmÕútÕr. EPDK tarafÕndan 2003 yÕlÕndan itibaren yapÕlan do÷al gaz da÷ÕtÕm lisansÕ ihaleleriyle birlikte 2010 yÕlÕ sonu itibariyle toplam 63 ilde konutlarda ve sanayide do÷al gazÕn kullanÕlmasÕ sa÷lanmÕútÕr. Do÷al Gaz PiyasasÕ Kanununda do÷al gaz piyasa faaliyetleri øthalat, øletim, Depolama, Toptan SatÕú, Da÷ÕtÕm, øhracat, CNG Da÷ÕtÕmÕ ve øletimi olarak ayrÕútÕrÕlmÕútÕr. Kanunun geçici 2. maddesi uyarÕnca, 2009 yÕlÕna kadar BOTAù’Õn, mevcut do÷al gaz alÕm veya satÕm sözleúmelerini, her takvim yÕlÕnda devredilen miktarÕn 2001 yÕlÕndan itibaren yÕllÕk %10’un altÕnda olmamasÕ úartÕyla devrederek, ithalatÕnÕ ulusal tüketimin %20’sine düúürmesi öngörülmektedir. Bu do÷rultuda do÷al gaz alÕm sözleúmelerinin özel sektöre devri amacÕyla, 64 lot (16 milyar m³) için ihaleye çÕkÕlmÕútÕr. 4 milyar m³ karúÕlÕ÷Õ toplam 16 lot için geçerli teklif veren 4 istekli ile sözleúme devri yapÕlmÕútÕr. Yaúanan süreç kanunun BOTAù’Õn ithalattaki payÕnÕn %20’ye düúürülmesini öngören hükmünün uygulanamaz oldu÷unu ortaya koymuútur. Do÷al Gaz PiyasasÕ gerekmektedir. YasasÕnÕn bazÕ hükümlerinin yeniden düzenlenmesi Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 77 ùeffaf bir do÷al gaz sektörü için; tasarÕ ilgili tüm taraflarÕn, BOTAù ve ilgili di÷er kamu kuruluúlarÕnÕn, sektör derneklerinin, mühendis odalarÕnÕn, meslek odalarÕnÕn, uzmanlarÕn katÕlÕmÕyla, kamuoyunun eriúiminde, úeffaf bir ortamda, ortak uzlaúÕyÕ yansÕtacak bir úekilde hazÕrlanarak TBMM’ye sunulmasÕnda fayda görülmektedir. Do÷al Gaz PiyasasÕ YasasÕnda yapÕlacak de÷iúikliklerle; iúlemedi÷i açÕkça belli olan sözleúme devirleri uygulamasÕndan ve BOTAù’Õ ikiye bölme planlarÕndan vaz geçilmelidir. Tersine do÷al gaz ve petrol sektörlerinde dikey bütünleúmeyi sa÷layacak yasal düzenlemeler yapÕlmalÕdÕr. 3.6. Ülkemizde Petrol ve Do÷al Gaz Arama, Üretim ve Piyasa Sektörleri için Öneriler Petrol ve do÷al gaz arama ve üretim faaliyetleri kapsamÕnda; ƒ “Ulusal Petrol Arama Stratejisi” øhtiyacÕ ƒ Hukuki Belirsizlik ye Mevzuat Yetersizli÷i ƒ Veri BankasÕnÕn OlmamasÕ ve Saha Verilerine Eriúim Zorlu÷u ve Bilgi Paketi Eksikli÷i ƒ Petrol Sektöründe UluslararasÕ Alanda Yerimiz ƒ Kamuoyunda Yerleúik ÖnyargÕlar ve Bilgi Kirlili÷i ƒ Destek ve Teúvik ihtiyacÕ ƒ Ekipman ve Hizmet AlÕmÕnda DÕúa Ba÷ÕmlÕlÕk ƒ Yeni YatÕrÕm Sermayesi Bulmada Yaúanan Zorluklar ƒ Petrol Sektörü Hizmet ve Sanayisinin Geliútirilmesi Di÷er Sektörlere de KatkÕ Sa÷lanmasÕ ( Jeotermal ve Kömür gibi) ƒ Yerli Ham Petrolün FiyatlandÕrÕlmasÕndaki SÕkÕntÕlarÕ ƒ Özel Güvenlik TeúkilatÕ Kurma Zorunlulu÷u önem kazanmaktadÕr. Ülkemizin büyük ihtiyaç duydu÷u önemli enerji kaynaklarÕndan olan petrol ve do÷algazÕn öncelikle kendi öz kaynaklarÕmÕzdan sa÷lanmasÕ ve dÕúa ba÷ÕmlÕlÕ÷Õn azaltÕlmasÕ ancak, yerli üretimin tüketimi karúÕlama oranÕnÕn arttÕrÕlmasÕyla mümkündür. Bunun için de kara alanlarÕ yanÕnda derin deniz alanlarÕnda da petrol arama faaliyetleri arttÕrmalÕdÕr. ETKB tarafÕndan arz güvenli÷i için gerekli önlemler alÕnmalÕ ve kriz durumlarÕ için uygulanabilir acil eylem planlarÕ hazÕrlanmalÕdÕr. Tüm dünyada petrol ve do÷al gazÕn yapÕsÕ gere÷i birbirleriyle ayrÕlmaz bütünlü÷ü; arama ve üretimden, iletim ve tüketiciye ulaúmada petrol ve do÷al gazÕn de÷er zincirindeki halkalarÕnÕn ayrÕlmaz oldu÷u göz önüne alÕnmalÕ ve dünyanÕn birçok ülkesinde oldu÷u gibi ülkemizde de, petrol ve do÷al gaz arama, üretim, rafinaj, iletim, da÷ÕtÕm ve satÕú faaliyetleri dikey bütünleúmiú bir yapÕda sürdürülmelidir. MÕsÕr ve øsrail deniz alanlarÕnda yer alan do÷al gaz rezervleri Do÷u Akdeniz’in önemini artÕrmÕútÕr. øsrail-Güney KÕbrÕs-Lübnan ve MÕsÕr eksenli paylaúÕm anlaúmalarÕnda Türkiye’nin seyirci de÷il aktör olmasÕ için Kuzey KÕbrÕs Türk Cumhuriyet Statüsünün uluslararasÕ alanda belirlenmesi ve bu gücün kullanÕlmasÕ 78 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 gerekmektedir. Bu durumda TPAO’nun kamu adÕna faaliyet etmesi ve stratejik önemi bir kez daha ortaya çÕkmÕútÕr. TPAO 1980’li yÕllardan buyana yurtdÕúÕnda birçok ülkede yatÕrÕm yapmaktadÕr. TPAO’nun mevcut yurtdÕúÕ ortak arama ve üretim yatÕrÕmlarÕnÕ arttÕrmak üzere gerekli siyasi, ekonomik destek verilmelidir. Halen yürürlükteki 6326 sayÕlÕ Petrol Kanununun, günümüz koúullarÕna uygun ve eksiklikleri giderecek bir úekilde revize edilmesinde veya onun yerine hazÕrlanacak yeni bir Petrol Kanununun yürürlü÷e girmesinde fayda görülmektedir. Önümüzdeki yÕllarda daha da artmasÕ beklenen do÷al gaz tüketimi dikkate alÕndÕ÷Õnda Türkiye’nin mevcut do÷al gaz úebeke alt yapÕsÕnÕn geliútirilmesi, bu amaçla BOTAù’Õn güçlendirilmesi ve yeni do÷al gaz alÕm sözleúmeleri yapabilmesi gerekmektedir. Do÷algaz piyasasÕ kanununda BOTAù’Õn ithalattaki payÕnÕn %20’ye düúürülmesini öngören hükmünün uygulanamaz oldu÷u ortaya çÕkmÕú olup, kanunun bazÕ hükümlerinin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Do÷al gaz piyasasÕnda arz güvenli÷inin sa÷lanabilmesi amacÕyla yeni depolama tesisleri, iletim hatlarÕ gibi altyapÕ yatÕrÕmlarÕnÕn devamlÕlÕ÷Õ önem arz etmektedir. Bu do÷rultuda TPAO Silivri Do÷al Gaz Depolama Tesislerinin kapasitesini yÕllÕk 3 milyar m3’e çÕkarÕlmasÕ yatÕrÕmÕna ve BOTAù’Õn Tuz Gölü Do÷al Gaz Depolama Projelerine a÷ÕrlÕk verilmesi gerekmektedir. BOTAù’Õn yürüttü÷ü Hazar ve Ortado÷u ülkelerinin gaz arzÕnÕ Yunanistan üzerinden øtalya’ya, Bulgaristan, Romanya Macaristan, Avusturya üzerinden Orta Avrupa’ya ulaútÕrmayÕ öngören projeler, Türkiye’nin basit bir transit ülke olmasÕ anlayÕúÕ bir kenara itilerek, do÷al gaz taúÕma ve ticaret merkezi olmasÕnÕ öngören bir içeri÷e kavuúacak úekilde düzenlenmelidir. Bu kapsamda, do÷al gazÕn transit taúÕmalarÕ ve ticareti ile ilgili yasal düzenlemeler tamamlanmalÕ ve do÷al gaz ihracatÕ mümkün olmalÕdÕr. Temel bir ihtiyaç olan do÷al gaz fiyatlarÕ üzerindeki %18 KDV %1’e düúürülmeli, ÖTV kaldÕrÕlmalÕ ve ÖTV’den de KDV alÕnmasÕ uygulamasÕ son bulmalÕdÕr. AkaryakÕt ürünlerinin ithalat-ihracat ve üretim oranlarÕnÕ gözeterek buna göre ürünlerin kendi aralarÕnda vergi dengelemesinin yapÕlmasÕ hem kaçak, hem de vergi kaybÕ sorununu minimize edebilir. Perakende fiyatlarÕn artmasÕna neden olan maliyet unsurlarÕnÕn sektördeki yapÕsal ve mevzuattan kaynaklanan bozukluklar giderilmek suretiyle bertaraf edilmesi gerekmektedir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 79 Kaynaklar 1. 2. 3. 4. 5. 6. BP Statistical Review Of World Energy, June 2011 Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanlÕ÷Õ Petrol øúleri Genel Müdürlü÷ü, Faaliyet RaporlarÕ, http://www. pigm. gov. tr, http://www. tpao. gov. tr, World Energy Outlook 2011, International Energy Agency, Special Report: Are We 7. Entering A Golden Age of Gas, June 2011 8. International Energy Outlook, Energy Information Administration, U.S. Department of Energy, 41 80 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 4. HİDROLİK 82 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 4. HøDROLøK 4.1. Giriú Geçen üç yüz yÕlda Dünya nüfusu 8 faktörü ile artarken, temiz su kaynaklarÕndan çekilen su miktarÕ 35 faktörü ile büyümüútür. Dünyada su tüketimi hÕzla artmaktadÕr. Bu nedenle günümüzde su yapÕlarÕnÕn; havza bazÕnda de÷erlendirilerek iyi bir planlama mantÕ÷Õ içerisinde bütüncül projeler oluúturulmasÕ, di÷er hak sahipleriyle ve toplumla mümkün oldu÷unca fikir birli÷i sa÷lanmasÕ gerçekçi ve ekonomik kriterlere dayalÕ projeler geliútirilmesi suyun daha verimli kullanÕlmasÕ bir zorunluluk haline gelmiútir. ønsan ihtiyaçlarÕnÕ karúÕlamaya yönelik su kaynaklarÕ geliútirme projelerinin beú bin yÕllÕk bir geçmiúi vardÕr ancak Dünyada, yeni projeler önceye nazaran daha dikkatle ve hassasiyetle geliútirilmesine ra÷men, daha çok irdelenmekte, sorgulanmakta, geciktirilmekte veya bazÕ durumlarda yapÕmÕ askÕya alÕnmakta ya da vazgeçilmektedir. Önceki yÕllarda bu itirazlar sadece büyük depolamalÕ baraj ve hidroelektrik santrallarÕn yapÕmÕna karúÕ olmasÕna ra÷men günümüzde çok küçük ölçekli projelere de karúÕ çÕkÕlmaktadÕr. Bu görüúler içinde bazÕ haklÕ gerekçeler bulunsa bile, bunlar geliúmekte olan ülkelerin ihtiyaç duydu÷u, su, enerji, gÕda temini ve taúkÕn problemlerinin çözümüne yeni bir öneri getirmemektedir. Dünya BankasÕnÕn 2004 yÕlÕnda hazÕrlamÕú oldu÷u raporda Dünya Liderlerinin öncelikli konularÕ ve o konuya verdikleri önem aúa÷Õdaki grafikte gösterildi÷i úekilde sÕralanmÕútÕr. Yüksek Su Yenilenebilir Enerji Yoksulluk Kamu saŒlŦŒŦ Biyolojik çeƔitlilik GŦda güvenliŒi KiƔisel Tüketim Kentsel altyapŦ 54 50 85 81 75 70 69 25 34 21 23 21 15 Orta DüƔük 94 11 16 20 4 2 4 4 5 8 8 ùekil. 4.1. Dünya Liderlerinin Öncelikli KonularÕ ve Konuya Verdikleri Önem Enerji, çeúitli geliúme amacÕnÕn anahtarÕ olmakla beraber, bütünün sadece bir parçasÕdÕr. Su ise, yaúamsal bir maddedir ve su yapÕlarÕ projeleri ile yaúamsal ihtiyaçlarÕn kesintisiz karúÕlanmasÕ sa÷lanabilir. Su yapÕlarÕnÕn; içme kullanma suyu temini, sulama, taúkÕn koruma, enerji ve su ürünleri üretimi gibi ekonomik olarak de÷erlendirilebilir amaçlarÕnÕn yanÕnda, rekreasyon, emisyon azaltÕmÕ gibi ekonomik Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 83 olarak de÷erlendirilmeyen bir çok amaçlarÕ da bulunmaktadÕr. Bütün bunlar, su kaynaklarÕ geliútirme projelerinin önemini ve gere÷ini vurgulamaktadÕr. DolayÕsÕyla yukarÕda verilen grafikte Dünya liderlerinin en önemli konular olarak belirttikleri konularÕn ilk iki sÕrasÕnda yer alan su ve yenilenebilir enerji konularÕ aynÕ grafikte belirtilen di÷er tüm konularÕn ortadan kaldÕrÕlmasÕ veya iyileútirilmesi, bugünün ve gelecek kuúaklarÕn ihtiyaçlarÕnÕn bir arada gözetilerek korunabilmesi ve devamÕnÕn sa÷lanmasÕ için olmazsa olmaz koúullardÕr. 4.2. Dünya Su KaynaklarÕ Dünya’daki toplam su miktarÕ 1 400 milyon km3’tür. Bu suyun %97,5’i denizlerde ve okyanuslardaki tuzlu sulardan oluúmaktadÕr. Geriye kalan %2,5’luk pay, yani 35 milyon km3, tatlÕ su kayna÷Õ olup, çeúitli amaçlar için kullanÕlabilir oldu÷u belirlenmiútir. Ancak tatlÕ su miktarÕnÕn %68,7’si kutuplarda (Antartika ve Greenland) buzul kütle, %0,8’i yeraltÕnda fosil, %30,1’i yeraltÕ suyu ve nihayet %0,4’ü yerüstü suyu ve atmosferik buharlardan oluúmaktadÕr. Öte yandan bu kaynaklarÕn tümüne ulaúmakta kolay de÷ildir. Nehirler ve göllerdeki su miktarÕndan kat kat fazla su potansiyeline sahip yeraltÕ sularÕ ço÷u kez ulaúÕlmasÕ imkansÕz derinliklerde bulunmakta, yüzey sularÕnÕn ço÷u ise ya insanlarÕn ihtiyaç duydu÷u yerlerden çok uzaklarda, yada kontrol altÕna alÕnamayan taúkÕnlar nedeniyle faydalanmadan denizlere boúalmaktadÕr. Su, hidrolojik çevrim içerisinde; kÕta, okyanus ve atmosfer ortamlarÕ arasÕnda devamlÕ bir dönüúüm halindedir. Dünya yüzeyine ya÷Õúla düúen su miktarÕ yÕlda ortalama 800 mm, yada yaklaúÕk 119 000 km3 olup, bunun 72 000 km3’ü buharlaúarak atmosfere geri dönmekte ve 47 000 km3’ü akÕúa geçerek nehirler vasÕtasÕyla denizlere ve kapalÕ havzalardaki göllere ulaúmaktadÕr Tablo 4.1. Denizlerden buharlaúan 505 000 km3 suya karúÕn, denizlere ya÷Õú olarak dönen su miktarÕ 458 000 km3 tür. Baúka bir deyiúle her yÕl 47 000 km3 lük bir su miktarÕ denizlerden karalara dönmektedir. Bu miktar su, DünyanÕn yÕllÕk toplam yenilenebilir tatlÕ su miktarÕdÕr ve karalarda canlÕlarÕn kullandÕ÷Õ tatlÕ su kaynaklarÕnÕ besler. Toplam yÕllÕk yenilenebilir su miktarÕ de÷iúik kaynaklarda, farklÕ de÷erlerde, örne÷in 40 000 km3 veya 41 000 km3 olarak verilmektedir. Karalara düúen toplam yÕllÕk ya÷ÕúÕn ancak üçte birlik kÕsmÕ su kaynaklarÕnÕ beslemektedir. Bu oran bölgelere göre de÷iúmektedir. AkÕúa geçen miktarÕn bugün için ancak 9000 km3’ü teknik ve ekonomik olarak kullanÕlabilir durumdadÕr. 84 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 KÕta Avrupa Asya Afrika Kuzey Amerika Güney Amerika Okyanusya Antartika DÜNYA Tablo 4.1. KÕtalarda Su Dengesi Ya÷Õú Buharlaúma 3 (mm) (km ) (mm) (km3) Fark (mm) 283 324 153 339 685 280 165 315 AkÕú (km3) 2970 14 100 4600 8180 12 200 2510 2310 47 000 790 740 740 756 1600 791 165 800 8290 32 200 22 300 18 300 28 400 7080 2310 119 507 416 587 418 910 511 0 485 5320 18 100 17 700 10 100 16 200 4570 0 72 000 Kaynak: Igor A. Shiklomanov “World Fresh Water Resources”. K. Pamukçu (Su PolitikasÕ, 2000) Su hidrolojik çevrim içerisinde, bulundu÷u duruma göre de÷iúik dönüúüm hÕzlarÕna sahip olur. Di÷er bir ifade ile hidrolojik çevrim sisteminin her elemanÕ farklÕ zaman dilimlerinde yenilenebilmektedir. Örne÷in bütün okyanuslarÕn yeniden dolup boúalmasÕ 2 500 yÕl, kutuplardaki buz da÷larÕnÕn yenilenmesi 10 000 yÕl, derinlerde bulunan yeraltÕ suyunun ve da÷lardaki buzullarÕn ise 1 500 yÕlda do÷al dönüúümünü tamamladÕ÷Õ ifade edilmektedir. Di÷er yandan göllerde bulunan sular 17 yÕlda ve nehirlerdeki sular ise sadece 16 günde yenilenebilmektedir. Hidrolojik çevrim elemanlarÕ içinde dönüúümünün hÕzlÕ olmasÕ nedeniyle, nehirlerdeki su yaúamsal bir önem arz etmektedir. Suyun dönüúüm süreci içerisinde, nehir akÕúlarÕ sadece miktar olarak de÷il, kalite olarak ta kendini yenileyebilmekte ve zaman içerisinde kendi do÷al temizli÷ine dönebilmektedir. Bu nedenle nehir sularÕnÕn zamansal ve uzaysal da÷ÕlÕmÕnÕn bilinmesi ve de÷erlendirilmesi günümüzde çok önem kazanmÕútÕr. 4.3. Dünya Hidroelektrik Potansiyeli ve Geliúme Durumu 2010 World Atlas & Industry Guide (Aqua-Media International Ltd.2010) adlÕ yayÕna göre, DünyanÕn; ƒ ƒ ƒ Brüt, teorik hidroelektrik potansiyeli, yaklaúÕk 39 894 392 GWh/yÕl, Teknik yapÕlabilir hidroelektrik potansiyeli, yaklaúÕk 14 575 094 GWh/yÕl Ekonomik yapÕlabilir hidroelektrik potansiyeli, yaklaúÕk 8 710 948 GWh/yÕl dÕr. Bu potansiyelin 2009 yÕlÕ itibariyle 926 GW (ya da 3 551 000 GWh/yÕl) kurulu gücü iúletmede, 161 GW’Õ inúa halindedir. Gelecekte yapÕm için planlanan toplam kapasite ise 362-602 GW arasÕndadÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 85 Bugün için hidroelektrik Dünya’da üretilen toplam elektrik enerjisinin yaklaúÕk %20’sini sa÷lamaktadÕr. Hidroelektrik yaklaúÕk 53 ülkenin ulusal elektri÷inin %50’sini, 21 ülkenin %80’nini ve 17 ülkenin de elektri÷inin neredeyse tamamÕnÕ sa÷lamaktadÕr. Çok sayÕda ülke, hidroelektri÷i gelecekteki ekonomik geliúmelerinin anahtarÕ olarak görmekte ve bu yönde ulusal bir strateji belirlemektedir. 4.3.1. Dünya HES potansiyeli ve Geliúme Durumunun KÕtalararasÕ Da÷ÕlÕmÕ Tablodaki verilere göre, iúletmede olan hidroelektrik santrallarÕn (HES) yÕllÕk üretim kapasitesi dikkate alÕndÕ÷Õnda, teknik ve ekonomik yapÕlabilir hidroelektrik potansiyelin bugün için sÕrasÕyla, ancak %24,3’u ve %40,70’i de÷erlendirilebilmiú bulunmaktadÕr. Grafiklerden de görülece÷i üzere kalan potansiyelin büyük bir kÕsmÕ Afrika ve Asya’da yer almaktadÕr. Tablo 4.2. Dünya Hidroelektrik Enerji Potansiyeli ve 2009 Geliúme Durumu BRÜT TEORøK HES POTANS. GWh/yÕl AFRøKA ~ 2 461 967 TEKNøK HES POTANS. EKONOMøK HES POTANS. øùLETMEDE K.GÜÇ MW ~ 23 482 ORT. ÜRETøM GWh/yÕl ~ 97 519 øNùA HALøNDE PLANLANAN GWh/yÕl ~ 1 173 945 GWh/yÕl ~ 769 297 MW > 5 222 MW ~27 868-91 723 >205156-340 453 ASYA (Rusya ve Türkiye dahil) AVUSTRALYA/ OKYANUSYA AVRUPA (Rusya& Türkiye hariç) KUZEY VE ORTA AMERøKA GÜNEY AMERøKA TOPLAM ~19 716 941 ~ 7 680 910 ~ 4 475 489 ~ 401 626 ~1 514 198 >125 736 ~657 984 ~185 012 ~ 88 700 ~ 13 370 ~ 37 138 >67 > 420-2 768 > 2 817 477 ~ 1 020 926 ~ 776 656 ~ 179 152 ~ 541 908 > 3 028 >15 793-18 516 ~7 600 775 ~ 1 907 776 ~ 1 063 014 ~ 169 105 ~ 689 314 > 7 798 >34 784-52 001 >78 445-96 103 ~362 466-601 565 ~ 6 639 000 ~ 2 606 526 ~ 1 536 794 ~ 139 424 ~670 780 > 19 555 ~ 39 894 392 ~ 14 575 094 ~ 8 709 948 ~ 926 159 ~3 550 856 > 161 406 Kaynak: 2010 World Atlas & Industry Guide (The International Journal on Hydropower & Dams) TÜRKøYE DÜNYA TOPLAMINA ORANI 433 000 216 000 140 000 14 500 35 958 8 600 22 700 % 1,08 %1,48 %1,6 %1,56 %1,01 %5,33 % 6,26 - 3,77 86 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 AFR7KA øúletmede 8% ASYA øúletmede 16% Teknik Potansiyel 84% Teknik Potansiyel 92% AVUSTURALYA/OKYANUS øúletmede 17% AVRUPA øúletmede 35% Teknik Potansiyel 83% Teknik Potansiyel 65% KUZEY AMER7KA øúletmede 27% GÜNEY AMER7KA øúletmede 28% Teknik Potansiyel 73% Teknik Potansiyel 72% ùekil. 4.2. Teknik ve Ekonomik Olarak YapÕlabilir Hidroelektrik Potansiyelin KÕtalara Göre KullanÕm OranlarÕ 4.3.2. 2009-2010 YÕlÕnda Dünya’da En Yüksek HES Üretimi Sa÷layan ølk 10 Ülke En yüksek hidroelektrik üretimi sa÷layan ilk 10 ülkenin toplamÕ, Dünya hidroelektrik üretiminde ~%70 paya sahiptir. Dünyada, hidroelektrik üretimde 1. sÕrayÕ koruyan Çin’de iúletmede yüksekli÷i 30 m’nin üzerinde olan 5327 büyük baraj bulunmaktadÕr. Teknik HES potansiyelinin % 23’ü kullanÕlmaktadÕr. Ancak kurulu gücünü 2020 yÕlÕna kadar %50 artÕrarak 300 000MW’a çÕkaraca÷ÕnÕ açÕklamÕútÕr. 2. SÕrada yer alan Brezilya ise teknik potansiyelinin sadece %25’ini kullanmasÕna ra÷men elektrik enerjisinin %83,9’ unu hidroelektrikten karúÕlamaktadÕr. Buna ra÷men inúaatÕ devam eden kurulu güçleri toplamÕ 9759MW olan 10 adet büyük HES 2011 yÕlÕnda iúletmeye alÕnacak olup, 29 364 MW kurulu gücünde 10 adet HES ise planlamasÕ tamamlanmÕú ve 2019 yÕlÕna kadar inúa edilerek iúletmeye alÕnmasÕ planlanmaktadÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 87 Tablo 4.3. Dünya’da En Yüksek Hidroelektrik Üretim Yapan 10 Ülke 2009 YÕlÕnda Kurulu Gücü Üretimi No Ülke Üretimdeki PayÕ (MW) (GWh/yÕl) % 15,5 1 Çin Halk Cum 200 000 860 000 83,9 2 Brezilya 84 000 391 000 3 4 5 6 7 8 9 Kanada ABD Rusya Hindistan Norveç Japonya Venezüella 74 433 78 200 49 700 123 570 29 636 27 562 14 627 16 203 697 931 358 000 270 000 180 000 40 000 122 700 94 567 86 700 65 300 2 468 267 59 6 19 17,5 99 5,2 73,4 48,8 10 øsveç TOPLAM 1-10 Kaynak: HydHydropower & Dams, 2010 World Atlas & Industry Guide 4.4. Türkiye’nin Su KaynaklarÕ HES Potansiyeli ve Geliúme Durumu 4.4.1. Su KaynaklarÕ Türkiye topraklarÕ orta iklim kuúa÷ÕndadÕr. Türkiye’de yer yer üç ayrÕ iklim tipine rastlanÕr; Akdeniz iklimi, her mevsim ya÷ÕúlÕ orta kuúak iklimi ve bozkÕr (step) iklimi. Bu iklim çeúitlili÷i, ya÷ÕúlarÕnda bölgelere ve mevsimlere göre çok büyük farklÕlÕk göstermesine neden olur. YÕlda ortalama m2 baúÕna 643 mm/ olan ya÷Õú miktarÕ Güneydo÷u ve øç Anadolu’da 250-300 mm’ye kadar düúerken Karadeniz’in Kuzeydo÷u kÕyÕlarÕnda 2500-3000 mm’ye kadar yükselir. Bu ya÷Õú yÕlda ortalama 501 km3 (milyar m3) suya tekabül etmektedir. Bu suyun 274 km3’ü toprak ve su yüzeyleri ile bitkilerden olan buharlaúmalar yoluyla atmosfere geri dönmekte, 69 km3’lük kÕsmÕ yeraltÕ sularÕnÕ beslemekte ve 158 km3’ü akÕúa geçmektedir. YeraltÕ suyunu besleyen ya÷ÕúlarÕn 28 km3’lük kÕsmÕ pÕnarlar vasÕtasÕyla yerüstü suyuna katÕlmakta, buna göre ülkedeki yüzeysel akÕú yÕlda ortalama 186 km3’e ulaúmaktadÕr. AyrÕca komúu ülkelerden do÷an akarsular ile yÕlda ortalama 7 km3 su ülkemiz su potansiyeline katÕlmaktadÕr. Böylece Türkiye’nin toplam yüzeysel akÕúÕ 193 km3’e (158+28+7) ulaúmaktadÕr. 11 km3 yeraltÕ suyu ve 64 km3 yüzeysel akÕú komúu ülkelere akmaktadÕr. 8 km3 yüzey suyu kapalÕ havzalara akmakta ve buralarda buharlaúmaktadÕr. Bu kaynaklarÕn geri kalan 151 km3’ü -121 km3’ü yüzeysel akÕútan ve 30 km3’ü yeraltÕ suyundan- Türkiye’yi çevreleyen çeúitli denizlere akmaktadÕr. Türkiye’de drenaj sahalarÕ bakÕmÕndan 26 hidrolojik havza bulunmaktadÕr. Bu 88 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 havzalardan 15’i nehir havzasÕ, 7’si irili ufaklÕ nehirlerden oluúan müteferrik havza ve 4’ü ise denize boúalÕmÕ olmayan kapalÕ havzalardan oluúmaktadÕr. 4.4.2. Türkiye HES Potansiyeli ve Geliúme Durum 4.4.2.1. Türkiye’nin hidroelektrik potansiyeli Brüt, teorik hidroelektrik enerji potansiyeli Teknik yapÕlabilir hidroelektrik enerji potansiyeli Ekonomik yapÕlabilir hidroelektrik enerji potansiyeli 433 TWh/yÕl, 216 TWh/yÕl, 170 TWh/yÕl Buna göre Türkiye’de ekonomik yapÕlabilir HES potansiyel, teknik yapÕlabilir HES potansiyelin %59’u dolayÕndadÕr. Bu oran Avrupa’da %76’dÕr. 4.4.2.2. 6200, 3096 ve 5346 SayÕlÕ Kanunlar KapsamÕnda Geliútirilen HES’ler Türkiye’de 1984 yÕlÕna kadar su yapÕlarÕnÕn geliútirilmesi 6200 sayÕlÕ yasa kapsamÕnda DSø görev ve yetki alanÕnda bulunmaktaydÕ. Sadece enerji amacÕ olan projelerin etüt ve planlamasÕ EøE Genel Müdürlü÷ü tarafÕndan, çok amaçlÕ projelerin etüt ve planlamasÕ DSø Genel Müdürlü÷ü tarafÕndan yapÕlmakta planlamadan sonraki tüm aúamalar ve yatÕrÕmlarÕn gerçekleútirilmesi ise DSø Genel Müdürlü÷ünün yetki ve görevleri arasÕnda yer almakta idi. Ancak özel sektör yatÕrÕmlarÕnÕ elektrik sektörüne yönlendirebilmek amacÕyla 1984 yÕlÕnda çÕkartÕlan ve 14 yÕl boyunca yürürlükte kalan 3096, 3996 ve 4283 sayÕlÕ kanunlar kapsamÕnda uygulanan YøD, Yø, øHD ve Otoprodüktör modellerinden beklenen sonuç alÕnamamÕú, özel sektör ve yabancÕ sermaye yatÕrÕmlarÕ istenilen düzeyde bu sektöre çekilememiútir. Özellikle YøD, Yø ve øHD modellerinin baúarÕya ulaúmamasÕ nedeniyle, Dünya BankasÕnÕn giriúimiyle baúlatÕlan yeniden yapÕlanma çalÕúmalarÕ sonucunda; 4628 sayÕlÕ Elektrik PiyasasÕ Kanunu 3 Mart 2001 de, 4646 sayÕlÕ Do÷al Gaz PiyasasÕ Kanunu ’da 2 MayÕs 2001’de yürürlü÷e girmiútir. Bu kanunlarÕn öngördü÷ü unsurlar arasÕnda bulunan Düzenleme Kurulu ise, 4628 sayÕlÕ kanun ile önce Elektrik PiyasasÕ Düzenleme Kurumu olarak kurulmuú, daha sonra 4646 sayÕlÕ kanun ile de Enerji PiyasasÕ Düzenleme Kurumu (EPDK) adÕnÕ almÕútÕr. Yeni piyasa modeli 3 Eylül 2002’den itibaren uygulanmaya baúlamÕútÕr. 26 Haziran 2003 tarihinde “Su KullanÕm AnlaúmasÕ” yönetmeli÷inin yürürlü÷e girmesiyle birlikte de hidroelektrik projeler özel sektöre açÕlmÕú ve kamu tamamen bu alandan çekilmiútir. 2003 yÕlÕnda Türkiye ekonomik yapÕlabilir Hidroelektrik enerji potansiyelinin proje durumlarÕna göre da÷ÕlÕmÕ Tablo 4.4’te verilmektedir. DSø ve EøE tarafÕndan çeúitli kademelerde geliútirilmiú olan ve aúa÷Õdaki tabloda verilen projelerden iúletmedeki 135 proje ile ikili iúbirli÷i anlaúmalarÕ kapsamÕnda yer alan birkaç proje dÕúÕndaki projelerin hemen hemen tamamÕ 4628 sayÕlÕ kanun kapsamÕnda özel sektör baúvurusuna açÕlmÕútÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 89 Tablo 4.4. 2003 YÕlÕna Kadar DSø/EøE TarafÕndan Çeúitli Kademelerde Geliútirilmiú Olan Projeler Proje Durumu Adet K.Güç Güvenilir Enerji Ortalama Enerji Üretimi Üretimi 1- øúletmede 2- ønúa Halinde 3- Projeli Toplam Potansiyel 135 41 497 673 MW 12 619 3219 20 394 36 232* GWh/YÕl 33 250 6356 39 948 79 554 GWh/yÕl 45 300 10 636 71 409 127 345 HazÕrlayan: Ayla TUTUù øúletmedeki santrallardan 11 678 MW kurulu gücündeki 106 adedi DSø tarafÕndan inúa edilerek EÜAù’ a devredilmiú ve EÜAù tarafÕndan iúletilmekte olan santrallardÕr. 22 adedi ise 3096 sayÕlÕ Kanun kapsamÕnda YøD, Yø, øHD ve otoprodüktör modeliyle özel sektör tarafÕndan inúa edilerek iúletmeye alÕnan santrallardÕr. 4.4.2.3. 4628 ve 5346 SayÕlÕ Kanun KapsamÕndaki HES’lerin Durumu 2001 tarihinde yayÕmlanarak yürürlü÷e giren 4628 sayÕlÕ Kanun kapsamÕnda çÕkartÕlan “Elektrik PiyasasÕnda Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su KullanÕm HakkÕ AnlaúmasÕ ømzalanmasÕna øliúkin Usul ve Esaslar HakkÕnda Yönetmelik” 26 Haziran 2003 tarih ve 25150 sayÕlÕ Resmi Gazetede yayÕmlanarak yürürlü÷e girmiútir. A÷ustos 2003 tarihinde ise DSø tarafÕndan Hidroelektrik santral projeleri geliútirip iúletilmek amacÕyla özel sektör baúvurularÕna açÕlmÕútÕr. Bu kapsamda DSø Genel Müdürlü÷ü WEB sayfasÕnda 7 adet tablo oluúturulmuútur. Projelerin bulunduklarÕ konum itibariyle hukuki sorun yaratmamasÕ için aúa÷Õda açÕklanan farklÕ tablolarda baúvuruya açÕlmÕútÕr. Bunlar; ƒ ƒ ƒ ƒ ƒ ƒ DSø/EøE TarafÕndan Geliútirilerek Özel Sektör Baúvurusuna AçÕlmÕú Projeler Tüzel Kiúiler TarafÕndan Geliútirilerek Baúvuru yapÕlan Projeler ønúaatÕ Devam Eden ve Baúvuru YapÕlabilecek DSø Projeleri økili øúbirli÷i KapsamÕndan çÕkartÕlarak Baúvuruya AçÕlan Projeleri YøD KapsamÕndan ÇÕkartÕlarak Baúvuruya AçÕlan Projeler GruplandÕrÕlarak Baúvuruya AçÕlan DSø/EøE projeleri Tablo-2 Tablo-3 Tablo-4 Tablo-5 Tablo-6 Tablo-7 90 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Tablo 4.5. 4628 sayÕlÕ Kanun kapsamÕnda A÷ustos 2003-Ekim 2011 tarihleri ArasÕnda Su KullanÕm AnlaúmasÕ Yapmak Üzere DSø’ye YapÕlan Baúvurular TABLO ADI TABLO-2 TABLO-3 TABLO-4 TABLO-5 TABLO-6 TABLO-7 Baúvuruya açÕlan Proje ToplamÕ 3096 FERAGAT øKøLø ANLAùMA TOPLAM Toplam HES Adedi 348 1 215 7 13 1 18 Toplam Baúvurulan HES Adedi 324 1,145 7 11 1 14 Çoklu Baúvuru Adedi 221 429 6 11 1 15 Toplam K. Güç (MW) 9 924 ~12 000 366 2 216 93 1050 Toplam Baúvurulan K.Güç (MW) 9 770 ~12 000 366 1 434 93 644 1 2 3 4 5 6 1 602 14 12 1 628 1 502 1 513 683 683 25 649 1 171 3 052 29 872 24 307 1 171 2 844 28 322 7 8 HazÕrlayan: Ayla Tutuú 7. sÕrada yer alan projeler daha önce 3096 sayÕlÕ Kanun kapsamÕnda hak kazanmÕú olan fakat haklarÕndan feragat ederek 4628 sayÕlÕ Kanun kapsamÕnda projeyi geliútirmek isteyen firmalarÕn projeleridir. 8. sÕrada økili Anlaúma adÕ ile yer alan projeler ise daha önce “Hükümetler arasÕ økili øúbirli÷i Protokolu” ile geliútirilmek üzere çeúitli ülkelerle anlaúma yapÕlmÕú fakat Kanun de÷iúikli÷i nedeniyle kendilerine 4628 sayÕlÕ Kanun kapsamÕnda projelerini geliútirme hakkÕ verilmiú olan projelerdir. AynÕ kapsamda yer alan projelerden 13 adedi ise daha önce protokol yapÕlmÕú olan ülkelerin haklarÕndan feragat etmesi sonucunda Tablo 4.5. kapsamÕnda yeniden baúvuruya açÕlmÕútÕr. 4.4.2.4. Lisans AlmÕú Olan Projeler ve ølerleme DurumlarÕ Tablo 4.6. Lisans AlmÕú Olan Projeler ve ølerleme DurumlarÕ Ekim 2011 Toplam LisanslÕ HES adedi 524 %10ve altÕ 240 %10-50 arasÕ 147 %50-80 arasÕ 33 %80-100 arasÕ 42 HazÕrlayan: Ayla TUTUù DSø Genel Müdürlü÷ü tarafÕndan baúvuruya açÕlmÕú olan 1602 projeden 1502’sine geliútirilmek üzere özel sektör tarafÕndan baúvuru yapÕlmÕú bunlardan 524 ‘üne yani yaklaúÕk 1/3’üne lisans verilmiútir. ølerleme raporlarÕna göre lisans alan projelerden 240 adedinde ilerleme %10 gösterilmesine ra÷men henüz hiçbir geliúme bulunmamakta, 147 adedinde %10-%50 arasÕnda, 33’ünde %50-%80 arasÕnda 42’sinde ise %80-%100 arasÕnda ilerleme belirtilmektedir. Lisans almÕú olan bu Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 91 projelerden 17 tanesinde hukuki sorunlar oldu÷u belirtilmekte 29 adet proje ile ilgili ise herhangi bir bilgi bulunmamaktadÕr. 4628 sayÕlÕ Kanun kapsamÕnda kurulu güçleri toplamÕ 3014 MW olan 128 adet proje geliútirilerek iúletmeye alÕnmÕútÕr. Türkiye’de 4628 öncesi ve sonrasÕnda geliútirilerek iúletmeye alÕnmÕú tüm Hidroelektrik projelerin durumu aúa÷Õda verilmiútir. Tablo 4.7. øúletmedeki HES’ler. Ekim 2011 Adet DSø tarafÕndan geliútirilerek øúletilmek üzere EÜAù’a devredilmiú olan HES Projeleri 56 3096 KapsamÕndaki HES projeleri 34 DSø tarafÕndan geliútirilerek øúletilmek üzere EÜAù’a devredilmiú daha sonra da Özelleútirilmiú olan HES projeleri 60 4628 KapsamÕnda Özel Sektör TarafÕndan Geliútirilerek øúletmeye AlÕnmÕú Projeler 128 TOPLAM 278 HazÕrlayan: Ayla TUTUù 4.4.2.5. KatkÕ PaylarÕ KatkÕ payÕ; DSø Genel Müdürlü÷ü tarafÕndan özel sektör baúvurusuna açÕlmÕú olan projelere birden fazla firmanÕn baúvurmasÕ durumunda seçim kriteri olarak belirlenen yöntemdir. Tablo 4.5’ten görülece÷i üzere Ekim 2011 tarihine kadar 1 602 adet proje DSø internet sayfasÕnda baúvuruya açÕlmÕú bunlardan 1502’sine baúvuru yapÕlmÕútÕr. YapÕlmÕú olan bu baúvurulardan 683 adedine birden fazla firma baúvurmuútur. Projeyi geliútirip 49 yÕl boyunca çalÕútÕrmak üzere lisans alma hakkÕ verilecek olan FirmayÕ belirlemek amacÕyla DSø Genel Müdürlü÷ü tarafÕndan katkÕ payÕ toplantÕsÕ düzenlenmiú bu toplantÕda üretece÷i enerjiden devlete en yüksek payÕ vermeyi taahhüt etmiú olan 570 firmaya bu hak verilmiú 43 projenin katkÕ payÕ toplantÕsÕ ise iptal edilmiútir. Çoklu baúvuru kategorisindeki projelerden sadece 14’ü geliútirilerek iúletmeye alÕnmÕútÕr. Bu kapsamdaki projeler ve bu projelerden elde edilecek gelirler Tablo 4.8.’de özet olarak verilmiútir. Tablo 4.8. Birden Fazla FirmanÕn Baúvurdu÷u Projeler, Gelirler ve Devlet KatkÕ PaylarÕ Adet 683 613 43 570 14 Teklif YÕlÕna Göre Elde Edilecek Toplam Gelir (TL/yÕl) Teklif yÕllarÕna Göre Devlete Ödenecek KatkÕ PayÕ (TL/yÕl) 2010 yÕlÕ Devlet KatkÕ PayÕ (TL/yÕl) K. Güç (MW) 11536 1209 795 3014 16 554 Toplam Çoklu Baúvuru KatkÕ PayÕ ToplantÕsÕ YapÕlan øptal edilen Sonuçlanan iúletmedekiler 92 6.144.756.240 100.969.400 6.043.786.840 HazÕrlayan: Ayla TUTUù 1.181.554.920 1.181.551.926 1.456.818.966 1.456.818.966 57.600.000 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 KatkÕ payÕ ilgili yönetmelikte “Elektrik PiyasasÕnda Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su KullanÕm HakkÕ AnlaúmasÕ ømzalanmasÕna øliúkin Usul ve Esaslar HakkÕnda Yönetmelikte Hidroelektrik Kaynak KatkÕ PayÕnÕn esaslarÕ ve hesaplama úekli, aúa÷Õdaki gibi yer almÕútÕr: AynÕ kaynak için DSø' ye birden fazla baúvuru yapÕlmÕú olmasÕ halinde, fizibilitesi kabul edilebilir bulunan úirketler arasÕnda Madde-10’ da belirtilen usul ve esaslarla belirlenen ve EPDK tarafÕndan Enerji Üretim LisansÕ verilmesi uygun bulunan úirket tarafÕndan DSø’ ye ödenmesi taahhüt edilen birim elektrik kilowatsaat (kWh) baúÕna .. (rakam ile) ............................................(yazÕ ile) kuruúun yÕllÕk enerji üretimi ile çarpÕlmasÕ sonucu Hidroelektrik Kaynak KatkÕ PayÕ tutarÕ belirlenir. Tesisin yÕllÕk enerji üretimi bir sonraki yÕlÕn 15 Ocak tarihine kadar Türkiye Elektrik øletim Anonim ùirketi (TEøAù) veya ilgili da÷ÕtÕm úirketi tarafÕndan bildirilir. Belirlenen Hidroelektrik Kaynak KatkÕ PayÕ tutarÕnÕn teklif yÕlÕndan ödemeye esas üretim yÕlÕna kadar EPDK tarafÕndan belirlenen Türkiye Ortalama Elektrik Toptan SatÕú FiyatÕnÕn artÕúÕ oranÕnda güncelleútirilerek EPDK' ca verilen lisans süresince, takip eden Ocak ayÕ sonuna kadar gelir kaydedilmek üzere úirket tarafÕndan DSø' ye ödenmesi gerekmektedir. Hesap edilen tutarÕn zamanÕnda ödenmemesi halinde genel hükümlere göre tahsil edilecektir. Hidroelektrik Kaynak KatkÕ PayÕ TutarÕnÕn hesaplanmasÕ için aúa÷Õdaki formül uygulanÕr: Hidroelektrik Kaynak KatkÕ PayÕ Tutar= YKR*E*K YKR= ùirket tarafÕndan DSø'ye birim kilowatt/saat (kW/h) baúÕna ödenmesi taahhüt edilen Kuruú. E= YÕllÕk Enerji Üretimi (kW/h) K= Güncelleútirme KatsayÕsÕ K= K1/K2 K1= Ödemeye esas üretim yÕlÕndaki EPDK tarafÕndan belirlenen Türkiye Ortalama Elektrik Toptan SatÕú FiyatÕ. K2= Teklif yÕlÕndaki EPDK tarafÕndan belirlenen Türkiye Ortalama Elektrik Toptan SatÕú FiyatÕ.” Olarak düzenlenmiútir' YukarÕdaki esaslar çerçevesinde hesaplanacak olan bedel, lisans alan úirket tarafÕndan DSø’ ye ilk üretim yÕlÕ sonunda baúlamak üzere ödenmektedir. Yönetmeli÷in ilk yayÕmlandÕ÷Õ günlerde Hidroelektrik Kaynak KatkÕ PayÕ uygulanmamakta idi. Daha sonra firmalar tarafÕndan taahhüt edilen çok yüksek katkÕ paylarÕ nedeniyle bir çok projenin gerçekleútirilebilmesinin önü tÕkandÕ. Tablo 4.8’de verilmiú olan katkÕ payÕ toplantÕsÕ yapÕlmÕú olan 570 projeden sadece 14’ünün inúaatÕ tamamlanarak iúletmeye açÕlabilmiútir. Söz konusu tabloda belirtilen 570 adet projenin iúletmeye alÕnmasÕ durumunda üretilecek enerjiden elde edilecek toplam gelir 6.043.786.840 TL/yÕl, bu gelirden devlete verilecek olan katkÕ payÕ ise katkÕ payÕ toplantÕsÕ yÕlÕna göre 1.181.551.926 TL/yÕl’dir. 2010 yÕlÕna güncelleútirildi÷in de ise devlete ödenecek olan miktar 1.456.818.966 TL/yÕl olacaktÕr. TamamlanmÕú olan 14 adet projeden 2010 yÕlÕnda Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 93 lisanslarÕnda belirtilen üretimlerinin gerçekleúmesi durumunda 57 600 000 TL/yÕl ödenmiú olmasÕ gerekmektedir. 4.5 Hidroelektrik SantrallarÕn Geliútirme Süreçleri ve YaúanÕlan Problemler Di÷er hak sahipleriyle ve toplumla mümkün oldu÷unca fikir birli÷i oluúturarak, enerjiyi üretirken çevre dengesinin de korunmasÕ gerekti÷ini unutmayarak gerçekçi ve ekonomik kriterlere dayalÕ projeler geliútirildi÷i müddetçe sürdürülebilir kalkÕnma sa÷lanabilir. Türkiye’de ço÷unlukla denetimsizlik ve uygulamada yapÕlan bazÕ yanlÕúlÕklar nedeniyle günümüzde HES’lere karúÕ ciddi itirazlar baúlamÕútÕr. Bir takÕm lobiler ve çÕkar guruplarÕ da bu durumu körükleyerek projelerin yapÕmÕnÕn engellenmesini sa÷lamaktadÕrlar. 4.5.1 Fizibilite AúamasÕ Projelerin önündeki en önemli teknik engellerin, iyi bir etüt, planlama ve fizibilite çalÕúmasÕnÕn yapÕlamamasÕ olarak de÷erlendirilmektedir. Bunun sebebi çok sayÕdaki projenin, havza planlamasÕ yapÕlmadan, altyapÕ oluúturulmadan kÕsa süre içinde özel sektöre açÕlmasÕ nedeniyle, proje ve müúavirlik firmalarÕnÕn yetersiz kalmalarÕdÕr. Bu yetersizlik sebebiyle, çok sayÕda proje firmasÕ kurulmuú, ancak bu firmalarda çalÕúacak yeterli sayÕda kalifiye eleman bulunamamÕútÕr. Kamu kurumlarÕndaki yetiúmiú elemanlar ücret politikalarÕnÕn da etkisiyle bu kurumlardan ayrÕlmÕú ve kamunun denetimi zayÕflamÕútÕr. Kamudaki eleman sayÕsÕ bile, oldukça fazla sayÕda kurulan bu firmalara yeterli olmayÕp, tecrübesiz elemanlarla çalÕúma yoluna gidilmiútir. Bunun sonucu olarak planlama, proje ve fizibilite kalitesi olumsuz yönde etkilenmiútir. Önceden var olan uzman proje firmalarÕ ise iúlerini daha kaliteli yapma yolu yerine, daha fazla iú alma yoluna giderek kalitelerini düúürmüúlerdir. Projelerin düúük kaliteli ve eksik olmasÕ iúin inúaat kalitesini etkilemiú, dolayÕsÕyla buda iúletme aúamasÕnda çok ciddi problemler yaúanmasÕna neden olmuútur. Sa÷lÕklÕ planlama, projelendirme ve fizibilite çalÕúmalarÕnÕn olmamasÕnÕn yanÕnda Kanun’daki boúluk nedeniyle inúaatlarÕn denetimin olmamasÕ da problemleri artÕrmÕútÕr. Tüm bu zincirleme olumsuzluklar projelerin kötü sonuçlanarak çevreyi, ekolojik dengeyi ve en önemlisi de ülke kaynaklarÕnÕn iyi yönetilmesini olumsuz etkilemiútir. 4.5.2 Çevresel Etki De÷erlendirme Süreci 4.5.2.1 ÇED’in KapsamÕ ve HES Projelerinin Çevre MevzuatÕnda Yeri Çevresel Etki De÷erlendirmesi (ÇED), kalkÕnma projelerinin çevresel etkilerinin belirlendi÷i, çevreye olabilecek olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alÕnacak önlemlerin, seçilen yer ve 94 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 teknoloji alternatiflerinin tespit edilerek de÷erlendirildi÷i ve bu projelerin inúaat, iúletme ve iúletme sonrasÕ dönemlerinde nasÕl uygulandÕ÷ÕnÕn izlendi÷i ve denetlendi÷i bir süreçtir. Bu süreç, kendi baúÕna bir karar verme süreci olmayÕp, karar verme süreci ile birlikte geliúen ve onu destekleyen pek çok aúamadan oluúmaktadÕr. ÇED’in temel görevi karar vericilerin daha sa÷lÕklÕ karar vermelerini sa÷lamak için, onlara, projelerin çevresel etkilerini göstermektir. ÇED’in en önemli özelliklerinden birisi ilgili taraflar ve halkÕn görüúlerinin ve kaygÕlarÕnÕn dikkate alÕnabilmesi için sürece katÕlÕm sa÷lanmasÕdÕr. Projeler, idealden çok optimal çözüme ulaúÕlacak úekilde, tüm taraflarÕn geribildirimleriyle birlikte úeffaf bir biçimde geliúmelidir. øyi iúleyen bir ÇED sürecinin úeffaf tabiatÕ ve çok boyutlulu÷u sayesinde projenin uygulanmasÕ sÕrasÕnda ortaya çÕkabilecek olasÕ problemler, tasarÕm aúamalarÕnda bertaraf edilebilmektedir. Önerilen projeye getirilen çeúitli alternatiflerin incelenmesi, çevresel faydalarÕ arttÕrÕrken, proje sahibinin maliyetlerini azaltabilecek baúka seçenekler de sunabilir. AynÕ úekilde, halkÕn katÕlÕm süreci sayesinde, ilgili taraflar ve ilgili kamu kurumlarÕ arasÕnda güven duygusu oluúturur ve katÕlÕmcÕ tabiatÕ sayesinde de ÇED süreci, ülkenin genel demokratik sürecine katkÕda bulunur. Uygulama aúamasÕnda ortaya çÕkabilecek problemlere karúÕ daha önceden önlemler üreterek hazÕrlÕklÕ olunmasÕ, proje sahibi için projenin tüm yönlerinin görülebilmesi ve seçeneklerin de÷erlendirilebilmesi ve karar verme sürecine yönelik daha güvenilir ve iúbirlikçi bir yaklaúÕm sa÷lamasÕ, ÇED’in en önemli faydalarÕ arasÕnda sÕralanabilmektedir. Günümüzde yapÕmÕ planlanan bir barajlÕ ya da nehir tipi (regülatör) HES projeleri için fizibilite aúamasÕnda ÇED çalÕúmasÕ yapÕlmaktadÕr. Bu çalÕúmada do÷al ve sosyoekonomik çevre üzerindeki tahribatÕ en aza indirecek tedbirler alÕnmaktadÕr. DepolamalÕ HES projeleri toplam göl hacmine ya da göl alanÕna göre ÇED Yönetmeli÷i kapsamÕna alÕnmakta iken, regülatörlü HES projeleri de kurulu güçlerine bakÕlarak yönetmeli÷in ilgili ekinde yerini almaktadÕr. 30 Haziran 2011’de Ek Listelerde yapÕlan bazÕ de÷iúikliklerle birlikte halen yürürlükte olan 17.07.2008 tarih ve 26939 sayÕlÕ ÇED Yönetmeli÷i uyarÕnca “Kurulu gücü 25 MWm ve üzeri olan nehir tipi hidroelektrik santraller”, Çevresel Etki De÷erlendirmesi Uygulanacak Projeler Listesi (Ek-I) 16. maddede, kurulu gücü 25 MWm’a kadar olan nehir tipi hidroelektrik santraller ise Seçme Eleme Kriterleri Uygulanacak Projeler Listesi (Ek-II) 32. maddede yer almÕútÕr. 4.5.2.2 ÇED Sürecinin AúamalarÕ ve Bu Süreçte Yer Alan Taraflar ÇED Yönetmeli÷inin EK-I listesinde yer alan projeler, Seçme Eleme Kriterlerine tabi olup da "Çevresel Etki De÷erlendirmesi Gereklidir" kararÕ verilen projeler ve Yönetmelik kapsamÕnda ya da kapsamÕ dÕúÕnda bulunan projelere iliúkin kapasite artÕrÕmÕ ve/veya geniúletilmesi halinde, kapasite artÕúÕ toplamÕ Yönetmeli÷in EKDünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 95 I’inde belirtilen eúik de÷er veya üzerindeki projeler ÇED prosedürüne tabidir. Bu projeler için Çevresel Etki De÷erlendirmesi Raporu hazÕrlanmasÕ zorunludur. Di÷er taraftan Yönetmeli÷in EK-II listesinde yer alan projeler, bu Yönetmelik kapsamÕnda ya da kapsamÕ dÕúÕnda bulunan projelere iliúkin kapasite artÕrÕmÕ ve/veya geniúletilmesi halinde, kapasite artÕú toplamÕ bu Yönetmeli÷in EK-II’sindeki eúik de÷er veya üzerindeki projeler ise seçme eleme kriterlerine tabi olduklarÕndan, bu projeler için de Proje TanÕtÕm DosyasÕ hazÕrlanmasÕ zorunludur. YukarÕdaki bilgiler ÕúÕ÷Õnda ÇED Yönetmeli÷inin Ek-I Listesinde yer alÕp da ÇED prosedürüne tabi olan bir HES projesinin ÇED sürecinde hangi aúamalara maruz kaldÕ÷Õna bakÕlacak olursa, bu sürecin, yatÕrÕmcÕ tarafÕndan hazÕrlanan ÇED Baúvuru DosyasÕnÕn BakanlÕ÷a teslimiyle baúladÕ÷Õ görülecektir. Daha sonraki adÕmlar ise sÕrasÕyla, dosyanÕn bakanlÕkça de÷erlendirilmesi, halka duyurulmasÕ, inceleme de÷erlendirme komisyonunun kurulmasÕdÕr. Proje ile ilgili olarak süreç içerisinde yapÕlan ilk toplantÕ HES’in kurulaca÷Õ yöredeki halkÕ proje hakkÕnda bilgilendirme, görüúlerini almaya yönelik halkÕn katÕlÕmÕ toplantÕsÕdÕr. Bunu, bakanlÕkta yapÕlan kapsam ve özel format belirleme toplantÕsÕ izler ki bu toplantÕ sonucunda, HES projesine ait ÇED raporunun hangi kapsamda hazÕrlanaca÷Õ belirlenmektedir. Süreç içerisinde BakanlÕ÷a sunulan ÇED Raporu da halkÕn görüúüne açÕldÕktan sonra, inceleme de÷erlendirme komisyonu toplantÕlarÕ gerçekleútirilmektedir. Bu toplantÕlar neticesinde ÇED raporuna son úekli verilerek, komisyon çalÕúmalarÕ sonlandÕrÕlmaktadÕr. ArtÕk rapor, Nihai ÇED Raporu adÕnÕ almakta ve son kez halkÕn görüúüne açÕlmaktadÕr. AskÕ süreci tamamlanÕp, gelen görüúler de de÷erlendirildikten sonra HES projesi hakkÕnda ÇED Olumlu ya da ÇED Olumsuz kararÕ verilmektedir. Bu kararÕn da halka duyurulmasÕ ile ÇED süreci tamamlanmaktadÕr. Bu süreçte yer alan taraflar sÕrasÕyla, BakanlÕk merkez ve taúra teúkilatÕ, merkezi ve yerel ilgili kamu kurum ve kuruluúlarÕ, yerel halk ve ilgili halk, sivil toplum kuruluúlarÕ (üniversiteler, araútÕrma enstitüleri, dernekler, meslek odalarÕ vb.), ulusal ve yerel medya, proje sahibi (yatÕrÕmcÕ) ve ÇED çalÕúmalarÕnÕ yürüten müúavir firmalar (yeterli÷i olan)dÕr. Ek-I listesinde yer alan bir HES projesi için, yukarÕda metinsel olarak anlatÕmÕ verilen ÇED sürecinin úematik gösterimi de aúa÷Õdaki gibidir: 96 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ÇED PROSEDÜRÜ EK-I Listesindeki Projeler, Elemeden Genel Projeler Ek-III’deki format Do÷rultusunda ÇED Baúvuru DosyasÕ ile BakanlÕ÷a Baúvuru, Uygunluk Yönünden ønceleme ve Halka Sürecin DuyurulmasÕ (Madde 8) Projenin Yeri ve Türü ile ilgili Otoritelerin Temsilcilerinden ønceleme De÷erlendirme Komisyonunun Teúkili, HalkÕn KatÕlÕmÕ ToplantÕsÕ Yeri ve Tarihinin, Kapsam Belirleme ToplantÕsÕ Tarihinin kararlaútÕrÕlmasÕ (Madde 8) ToplantÕlarÕn detaylarÕ, duyurularÕ BakanlÕk web sitesinde yayÕnlanÕr HalkÕn KatÕlÕmÕ ToplantÕsÕ Yerel ve ulusal gazetelerde ilan edilmesi, yöre halkÕ ile anket, seminer vb çalÕúmalar yapÕlmasÕ, toplantÕ için askÕda ilanlar ve el broúürlerinin hazÕrlamasÕ (Madde 9) Kapsam ve Özel Format Belirleme ToplantÕsÕ (Madde 10) ÇED Raporuna esas teúkil edecek format hazÕrlanÕrken, HKT ve Kapsam Belirleme ToplantÕlarÕnÕn çÕktÕlarÕnÕn kullanÕlmasÕ Proje sahibine veya ÇED DanÕúmanÕna FormatÕn Verilmesi. Proje özelinde hazÕrlanan formatÕn geçerlilik süresi 1 yÕldÕr ÇED Raporunun BakanlÕ÷a sunulmasÕ (Madde 11) ÇED Raporunun Formata Uygunluk Yönünden øncelenmesi Rapor Uygun HazÕrlanmamÕú (danÕúman firmaya iade) Düzeltmeler Do÷rultusunda HazÕrlanan Raporun Yeniden BakanlÕ÷a SunulmasÕ Rapor Özel Formata Uygun HazÕrlanmÕú Raporun Üye SayÕsÕ Kadar Ço÷altÕlmasÕ, Komisyonun ToplantÕlara Davet Edilmesi (Raporun BakanlÕkta ve Valilikte HalkÕn Görüúüne AçÕlmasÕ) ønceleme-De÷erlendirme Süreci (Madde 12) ÇED süreci içerisinde her aüamada, Halk×n ÇED Raporu/Nihai ÇED Raporu ve projeye iliükin görüü ve önerileri dikkate al×n×r, halk×n ÇED kararlar× ile ilgili yarg×ya baüvurma hakk× olduùu unutulmamal×d×r!!! Raporun nihailendirilmesi,Nihai Raporun BakanlÕ÷a sunulmasÕ ( halkÕn görüúüne açma) ÇED Olumsuz KararÕ ÇED Olumlu KararÕ (7yÕl) Karar Valilikçe gerekçeleri ile birlikte halka duyurulur 4.5.2.3 HES’lerin Çevresel Boyutu, En Önemli Etkiler ve Öngörülen Tedbirler HES projesini geçekleútirmeyi planlayan bir yatÕrÕmcÕ, ulusal enerji politikalarÕnÕ ve yatÕrÕm programlarÕnÕ göz önünde bulundurarak projenin gereklili÷ini, amaçlarÕnÕ ve projenin ulusal, bölgesel ve yerel ekonomiye ve sosyal kalkÕnmaya katkÕlarÕnÕ açÕkça ortaya koyabilmelidir. Proje, çevresel etki oluúturabilecek tüm bileúenleri ile birlikte tanÕmlanmalÕdÕr. Bu ba÷lamda, proje uygulamasÕnÕn zaman çizelgesi ve kaynak (su, personel, ekipman v.b.) ihtiyaçlarÕ ile birlikte projenin inúaat ve iúletme aúamalarÕnda gerçekleútirilecek proje faaliyetlerinin de ortaya konmasÕ gerekmektedir. ÇED sürecinde, ülkemizde çevre ile ilgili yürürlülükte olan kanunlar ve yönetmeliklerin yanÕ sÕra, özellikle hidroelektrik santral projeleri ile ilgili mevcut di÷er mer’i mevzuat da dikkate alÕnmalÕdÕr. Sürecin daha sa÷lÕklÕ iúlemesi adÕna, Mevzuat zaman içinde de÷iúebildi÷i için ÇED sürecinde yürürlükte olan mevzuat araútÕrÕlmalÕ ve göz önünde bulundurulmalÕdÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 97 ÇED çalÕúmasÕ kapsamÕnda proje kaynaklÕ etkiler proje özelliklerinin yanÕ sÕra mevcut çevre özelliklerine ba÷lÕ olarak da ele alÕnmalÕ ve önlemler bu do÷rultuda belirlenmelidir. Baraj ve HES’lerin yapÕlmasÕ için en uygun alanÕ belirlemek ve projelendirmek, baraj ve HES’lerin olumsuz etkilerinden kaçÕnmakta öncelikli amaç olmalÕdÕr. Bu nedenle, di÷er projelerde oldu÷u gibi HES projelerinde de yer seçimi çevresel anlamda büyük önem arz etmektedir. Akarsu a÷zÕ (mansap) ekosistemleri ve topluluklarÕ için gereksinilen su aktarÕlmak suretiyle barajÕn ya da regülatörün yapÕlaca÷Õ akarsu a÷zÕ korunabilmektedir. Hidroelektrik santrallarÕn etkileri iki aúamada gözlenmektedir: ƒ ønúaat safhasÕnda özellikle büyük baraj ve rezervuarlÕ projelerde sosyal ve do÷al çevre önemli boyutlarda etkilenmektedir. ƒ øúletme aúamasÕnda ise akÕú aúa÷Õ bÕrakÕlacak su miktarÕnÕn ayarlanmasÕ ve projede belirtilen seviyede tutulmasÕ akÕú aúa÷Õ ekolojik denge üzerinde büyük ölçüde söz sahibi olmaktadÕr. HES projelerinin en önemli etkilerinden biri olan, do÷al hayatÕn devamlÕlÕ÷Õ için dere yata÷Õna (mansaba) bÕrakÕlmasÕ gereken “can suyu” miktarÕ, her proje ve akarsu özelinde de÷iúiklik göstermekte olup, bu miktar; Devlet Su øúleri Genel Müdürlü÷ü’nün Su KullanÕm HakkÕ AnlaúmasÕnda belirledi÷i miktar (son on yÕllÕk ortalama akÕmÕn en az %10 u) ile bu miktar üzerinden projenin gerçekleútirilece÷i bölge, akarsuyun taúÕdÕ÷Õ su miktarÕ, debisi, dere tabanÕnÕn geniúli÷i, buharlaúma, sÕzma, baraj veya regülatör yapÕsÕndan sonra mevcut olan su kullanÕmlarÕ (içme ve kullanma suyu, sulama suyu, balÕkçÕlÕk, su de÷irmeni vb), akarsuda bulunan canlÕ türleri, bu türlerin tabii karakterleri, ulusal ve uluslararasÕ mevzuatla koruma altÕna alÕnan türlerin bulunup bulunmadÕ÷Õ, bunlarÕn üreme, beslenme, sÕ÷Õnma ve yaúama ortamlarÕ, bu ortamlar için belirlenen koruma kararlarÕ, sucul hayatÕn yanÕ sÕra di÷er canlÕlarÕn ihtiyacÕ olan su miktarlarÕ da dikkate alÕnarak belirlenmektedir. ÇED sürecinde ekolojik ihtiyaçlar göz önüne alÕndÕ÷Õnda bu miktarÕn (son on yÕllÕk ortalama akÕmÕn en az %10 u) yeterli olmayaca÷ÕnÕn belirlenmesi durumunda miktar artÕrÕlmaktadÕr. Belirlenen bu miktara mansaptaki di÷er teessüs etmiú kadim su haklarÕ ayrÕca ilave edilmekte ve kesin proje çalÕúmalarÕ ile ÇED çalÕúmalarÕ belirlenen toplam bu miktar dikkate alÕnarak yapÕlmaktadÕr. Nehirde son on yÕllÕk ortalama akÕmÕn %10 undan daha az akÕm olmasÕ halinde suyun tamamÕnÕn do÷al hayatÕn devamÕ için mansaba bÕrakÕlmasÕ sa÷lanmaktadÕr. Hidroelektrik santral projelerinde flora ve faunanÕn, özellikle akarsuyun regülatör kurulacak yeri ile HES çÕkÕú suyunun bÕrakÕlaca÷Õ nokta arasÕnda kalan sucul alanda yaúayan canlÕlar açÕsÕndan (sudaki azalmadan öncelikli etkilenecek olanlar) hidrolojik sistemin ihtiyaçlarÕ do÷rultusunda ekosistemin devamlÕlÕ÷Õ için mansaba bÕrakÕlmasÕ gereken optimum suyun bilimsel yaklaúÕmlarla de÷erlendirilmesi esastÕr. 98 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 4.5.2.4 HES projeleri ile ilgili; Bölge HalkÕ ve Sivil Toplum Örgütlerinin øletti÷i Sorunlar ƒ YapÕlan projelerde çevresel boyutun yeterince dikkate alÕnmamasÕ ƒ Öngörülenden fazla a÷aç kesilmesi, orman ve mera alanlarÕnÕn dikkate alÕnmamasÕ ƒ Do÷al hayat suyuna (can suyu) gereken önemin verilmemesi (miktar, denetim, vb.) ƒ Havzalar arasÕ su aktarÕmÕ (sonradan planlama de÷iúiklikleri) ƒ ønúaat atÕklarÕnÕn yarattÕ÷Õ sorunlar ƒ Su kirlili÷i (sÕcaklÕk, sertlik, oksijen miktarÕ vb. biyolojik, fiziksel, kimyasal etki) ƒ øklimsel ve ekolojik dengenin bozulmasÕ (orman yangÕnlarÕ, sÕcaklÕk ve rutubet de÷iúikli÷i) ƒ TarÕm arazilerinin yerleúime açÕlmasÕ ƒ Bölgesel ve havza bazÕnda bütüncül planlama yapÕlmamasÕ ƒ ÇED projelerinin havza bazÕnda yapÕlmamasÕ ƒ Su yönetimi planlamasÕ ve havzanÕn hidrolojik özelliklerinin öncelikli olarak belirlenmemesi 4.5.2.5 Mahkemeler TarafÕndan ÇED RaporlarÕnda Görülen Eksiklikler ƒ Havza bazÕnda bütüncül projelendirme yapÕlmadÕ÷Õ, ƒ HES Projesinin Enerji Nakil HatlarÕnÕn güzergâhÕnÕ ve planlamasÕnÕ içermedi÷i ƒ Yol yapÕmÕ sÕrasÕnda meydana gelen çevre hasarlarÕnÕn keúif sÕrasÕnda da görüldü÷ü, oluúan hafriyatÕn toplanmadÕ÷Õ ve depolama alanlarÕna götürülmedi÷i, bu iúlem sÕrasÕnda yamaçlarda bulunan bitki örtüsünün zarar gördü÷ü ƒ AynÕ havzada yapÕlacak bütün HES Projelerinin birlikte de÷erlendirilmesi gerekti÷i, HES çalÕúmalarÕnÕn akan suyu alÕp elektrik üretimi için kullanÕp sonra birkaç yüz metre daha düúük kotta tekrar dere yata÷Õna bÕrakmak úeklinde planlandÕ÷Õ, bir sonraki HES’ in birkaç yüz metre sonra aynÕ süreci tekrarladÕ÷Õ, bu sürecin suyun potansiyel enerjisi bitene kadar devam etti÷i, bu süreçten makromikro canlÕlarÕn etkilenmeyece÷ini düúünmenin do÷ru olmadÕ÷Õ, ƒ Sadece inúaat sürecinde bile oluúacak askÕda madde taúÕnÕmÕ ile sucul canlÕlarÕn hassas olanlarÕnÕn bu ekosistemden yok olaca÷Õ, hassas türlerin nasÕl korunaca÷ÕnÕn ÇED Raporunda yer almadÕ÷Õ, ƒ Proje alanÕnda yer alan yerleúimlerin, su haklarÕnÕn ve tarÕmsal faaliyetlerin tam bir dökümünün yapÕlmadÕ÷Õ, ƒ KamulaútÕrma sürecinin projede açÕk olarak yer almadÕ÷Õ, ƒ Su havzasÕnÕn baúlangÕç noktasÕnda iúletilecek KÕrma-Eleme Tesisinin, bütün havza boyunca su kalitesini ve ilgili yaúamlarÕ olumsuz etkilemesi anlamÕna geldi÷i, ƒ Bütün üstlenici firmalar için bir çevre yönetim ekibinin zorunlu kÕlÕnmasÕ gerekti÷i, bütün bunlarÕn ancak bir havza planlamasÕ ile sa÷lanabilecek düzenlemeler oldu÷u, Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 99 ƒ Çevresel etkilerin azaltÕlmasÕ için gerekli tedbirlerin ÇED Raporunda belirtilmedi÷i, belirtilen tedbirlerin sadece yazÕ olarak yer aldÕ÷Õ, kontrol edilebilecek, denetlenebilecek kurallara dayandÕrÕlmadÕ÷Õ, ƒ Geçici depolama alanlarÕnÕn ve kapasitelerinin, çÕkarÕlacak hafriyat için yeterli olmayabilece÷i, hafriyat hesabÕnÕn kontrol edilmesi gerekti÷i, ƒ ÇED çalÕúmasÕnda tarÕmsal alan kullanÕmÕnda su paylaúÕmÕ olarak belirsizli÷in söz konusu oldu÷u, yöre halkÕnÕn tarÕmsal sulama adÕna beklentisinin oldu÷u, çok sayÕda tarÕmsal alan oldu÷u ve bu bölgede sulama için ma÷duriyet potansiyeli oldu÷u, ƒ HalkÕn su kullanÕm miktarlarÕnÕn yetersiz kalaca÷Õ, su miktarÕnÕn azaldÕ÷Õ dönemlerde su paylaúÕmÕnÕn ayrÕca endiúe kayna÷Õ oldu÷u, ƒ Projenin yöre halkÕna sosyo-ekonomik katkÕsÕnÕn sÕnÕrlÕ olaca÷Õ, bu nedenle projenin iú potansiyeli olarak de÷erlendirilmemesi gerekti÷i, ƒ Her havza için can suyu miktarÕnÕn özel olarak hesaplanmasÕnÕn gerekti÷i, úu anda uygulanan yöntemin ülkemiz úartlarÕna uygun olmadÕ÷Õ, ƒ Kum-ÇakÕl tesislerinin iúletilmesi hususunun bazÕ ÇED raporlarÕnÕn hazÕrlanmasÕnda dikkate alÕnmadÕ÷Õ, entegre de÷erlendirilmedi÷i, hususlarÕnÕn ÇED RaporlarÕnda bulunmasÕ gerekti÷inin tespiti mahkemelerce yapÕlmÕútÕr. 4.5.3. Arazi Temini Süreci ve Prosedürü Hidroelektrik üretim tesislerinin kurulaca÷Õ alanda bulunan özel mülkiyetteki taúÕnmazlarÕn kamulaútÕrÕlmasÕ; Maliye Hazinesinin mülkiyetindeki ya da Devletin hüküm ve tasarrufu altÕndaki taúÕnmazlarda irtifak hakkÕ tesis edilmesi ve/veya kiralama yapÕlmasÕ; di÷er kamu kurum ve kuruluúlarÕnÕn mülkiyetindeki taúÕnmazlarÕn temin edilmesi iúlemleri tamamlanmadan söz konusu yatÕrÕmlarÕn gerçekleútirilmesi mümkün bulunmamaktadÕr. Bu süreç uzun, son derece karmaúÕk ve zaman alÕcÕ bir süreçtir. Küçük ölçekli bir projede bile sahaya girebilmek için en az bir yÕl gibi bir zaman harcanmaktadÕr Konuyu bilen iúini ciddiye alan uzman hukukçu ve haritacÕlarla çalÕúÕlmamasÕ halinde ise bu süreler çok fazla uzamaktadÕr. 4.5.3.1. KamulaútÕrma KamulaútÕrma; kamu yararÕnÕn gerektirdi÷i hallerde, Devlet ve kamu tüzel kiúileri tarafÕndan, özel mülkiyette bulunan bir taúÕnmaza, taúÕnmazÕn malikinin rÕzasÕnÕn olup olmadÕ÷Õna bakÕlmaksÕzÕn, kanunda belirtilen usul ve esaslara göre el konularak taúÕnmazÕn kamu mülkiyetine geçirilmesi olarak tanÕmlanabilir. HES üretim tesislerinin kurulabilmesi için gerekli olan özel mülkiyetteki taúÕnmazlarÕn kamulaútÕrma iúlemleri EPDK tarafÕndan yürütülmektedir. 4628 sayÕlÕ Elektrik PiyasasÕ Kanununun 15/(c) maddesine göre, elektrik piyasasÕnda üretim ve/veya da÷ÕtÕm faaliyetlerinde bulunan lisans sahibi özel hukuk tüzel kiúilerinin kamulaútÕrma talepleri Kurum tarafÕndan de÷erlendirilir ve uygun görülmesi hâlinde 2942 sayÕlÕ KamulaútÕrma Kanununda belirtilen esaslar dahilinde Kurumca 100 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 kamulaútÕrma yapÕlÕr. Bu konuda Kurulca verilecek olan kamulaútÕrma kararlarÕ kamu yararÕ kararÕ yerine geçer. Bu durumda kamulaútÕrma bedelleri ile kamulaútÕrma iúlemlerinin gerektirdi÷i di÷er giderler kamulaútÕrma talebinde bulunan lisans sahibi tüzel kiúi tarafÕndan ödenir. KamulaútÕrÕlan taúÕnmazÕn mülkiyeti, üretim veya da÷ÕtÕm tesislerinin mülkiyetine sahip olan ilgili kamu kurum veya kuruluúuna, bunlarÕn bulunmamasÕ hâlinde ise Hazineye ait olur. Hazine adÕna tescil edilen taúÕnmazlar üzerinde Maliye BakanlÕ÷Õnca kamulaútÕrma bedelini ödeyen lisans sahibi özel hukuk tüzel kiúileri lehine bedelsiz irtifak hakkÕ tesis edilir. ørtifak hakkÕnÕn geçerlili÷i lisansÕn geçerlilik süresi ile sÕnÕrlÕdÕr. LisansÕn sona ermesi veya iptali hâlinde, lisans sahibi tüzel kiúiler tarafÕndan ödenmiú bulunan kamulaútÕrma bedelleri iade edilmez. Kamu tüzel kiúili÷ini haiz lisans sahibi tüzel kiúilerce yürütülen üretim, iletim veya da÷ÕtÕm faaliyetleri için gerekli olan taúÕnmazlarla ilgili kamulaútÕrma iúlemleri, bu tüzel kiúiler tarafÕndan yapÕlÕr ve kamulaútÕrÕlan taúÕnmazlar üretim, iletim veya da÷ÕtÕm tesislerinin mülkiyetine sahip olan ilgili kamu tüzel kiúileri adÕna tescil edilir. Ülkemiz açÕsÕndan büyük önem taúÕyan enerji projelerinin gerçekleútirilebilmesi için 30 Eylül 2004 tarihli ve 25599 sayÕlÕ Resmi Gazete’de yayÕmlanan “Enerji PiyasasÕ Düzenleme Kurumunca YapÕlacak KamulaútÕrmalarda 2942 sayÕlÕ KamulaútÕrma Kanununun 27’nci Maddesinin UygulanmasÕ HakkÕnda Bakanlar Kurulu KararÕ” çÕkarÕlmÕútÕr. Söz konusu Bakanlar Kurulu KararÕ gere÷ince, enerji tesislerinin kurulabilmesi için gerekli olan taúÕnmazlarÕn kamulaútÕrÕlmasÕnda acele kamulaútÕrma yöntemi uygulanabilmektedir. Bu çerçevede, ilgili asliye hukuk mahkemesi tarafÕndan taúÕnmaza el konulmasÕna karar verilmesi halinde, HES üretim tesislerinin yapÕmÕna baúlanabilmektedir. 2942 sayÕlÕ KamulaútÕrma Kanununun “Acele KamulaútÕrma” baúlÕklÕ 27’nci maddesine göre, 3634 sayÕlÕ Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasÕnda yurt savunmasÕ ihtiyacÕna veya aceleli÷ine Bakanlar Kurulunca karar alÕnacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen ola÷anüstü durumlarda gerekli olan taúÕnmazlarÕn kamulaútÕrÕlmasÕnda kÕymet takdiri dÕúÕndaki iúlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taúÕnmazÕn 10’uncu madde esaslarÕ dairesinde ve 15’inci madde uyarÕnca seçilecek bilirkiúilerce tespit edilecek de÷eri, idare tarafÕndan mal sahibi adÕna 10’ uncu maddeye göre yapÕlacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatÕrÕlarak o taúÕnmaza el konulabilir. SatÕn alma usulü ile kamulaútÕrma yöntemi ise özetle; kamulaútÕrma iúlemleri için yeterli ödenek temin edilmesi, kamu yararÕ kararÕnÕn alÕnmasÕ ve onaylanmasÕ, kamulaútÕrma planÕ ve di÷er belgelerin hazÕrlanmasÕ, kamulaútÕrma kararÕnÕn alÕnmasÕ ve kamulaútÕrma úerhi verilmesi, taúÕnmazlarÕn pazarlÕkla ve anlaúarak satÕn alÕnmasÕnÕn denenmesi, satÕn almanÕn mümkün olmamasÕ halinde kamulaútÕrma bedelinin mahkemece tespiti ve taúÕnmazÕn idare adÕna tescili aúamalarÕndan oluúmaktadÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 101 SatÕn alma usulü ile kamulaútÕrma yönteminde, taúÕnmaz ilgili idare adÕna tescil edilmeden, idare tarafÕndan taúÕnmaza el konulmasÕ mümkün bulunmamaktadÕr. EPDK tarafÕndan, HES üretim tesislerinin kurulabilmesi için gerekli olan taúÕnmazlar hakkÕnda satÕn alma usulü ile kamulaútÕrma yönteminin uygulanmasÕ, ülkemizin artan elektrik enerjisi talebinin karúÕlanabilmesi için bir an önce yapÕlmasÕ gereken enerji yatÕrÕmlarÕnÕn zamanÕnda tamamlanamamasÕna neden olabilecektir. Bu nedenle, hidroelektrik üretim tesislerinin kurulabilmesi için ihtiyaç duyulan taúÕnmazlar hakkÕnda acele kamulaútÕrma yönteminin uygulanmasÕ, söz konusu elektrik üretim tesislerinin zamanÕnda tamamlanabilmesi açÕsÕndan gereklidir. 4.5.3.2 ørtifak HakkÕ, Kullanma øzni ve Kiralama HES üretim tesislerinin kurulaca÷Õ alanda bulunan taúÕnmazlarÕn hukuki nitelikleri, uygulanacak hukuk kurallarÕ ve taúÕnmaz temini yöntemi açÕsÕndan önemlidir. Söz konusu üretim tesislerinin yerleúim yerinde bulunan taúÕnmazlar temel olarak, kamulaútÕrÕlmasÕ mümkün olmayan Devlete ait taúÕnmazlar ile kamulaútÕrÕlmasÕ mümkün olan özel mülkiyetteki taúÕnmazlar olmak üzere ikiye ayrÕlmaktadÕr. Bu çerçevede, Devlete ait taúÕnmazlar özel mülkiyete konu olamayacaklarÕ için kamulaútÕrÕlmalarÕ da mümkün bulunmamaktadÕr. HES üretim tesislerinin kurulaca÷Õ alanda Hazinenin mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altÕndaki taúÕnmazlar bulunmasÕ durumunda; lisans sahibi tüzel kiúilerce irtifak hakkÕ tesisi, kullanma izni veya kiralama yapÕlabilmesi için EPDK’dan talepte bulunulmakta, bu talebin Enerji PiyasasÕ Düzenleme Kurulu tarafÕndan uygun görülmesi hâlinde, ilgili mevzuat uyarÕnca Maliye BakanlÕ÷Õ ile lisans sahibi özel hukuk tüzel kiúileri arasÕnda lisans süresi ile sÕnÕrlÕ olmak üzere irtifak hakkÕ tesisi, kullanma izni veya kiralama sözleúmesi düzenlenmektedir. ørtifak hakkÕ, kullanma izni ve kiralama, 4628 sayÕlÕ Elektrik PiyasasÕ Kanununun 15/(d) maddesinde düzenlenmiútir. Buna göre, piyasada üretim veya da÷ÕtÕm faaliyetinde bulunan lisans sahibi özel hukuk tüzel kiúileri, faaliyetleri ile ilgili olarak Hazinenin mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altÕndaki taúÕnmazlar üzerinde irtifak hakkÕ tesisi, kullanma izni veya kiralama yapÕlabilmesi için Kurumdan talepte bulunur. Bu talebin Kurulca uygun görülmesi hâlinde, ilgili mevzuat uyarÕnca Maliye BakanlÕ÷Õ ile lisans sahibi özel hukuk tüzel kiúileri arasÕnda lisans süresi ile sÕnÕrlÕ olmak üzere irtifak hakkÕ tesisi, kullanma izni veya kiralama sözleúmesi düzenlenir. Bu sözleúmelerde, sözleúmenin geçerlili÷inin lisansÕn geçerlilik süresi ile sÕnÕrlÕ olaca÷Õ hükmü yer alÕr. Bu úekilde tesis edilen irtifak hakkÕ, kullanma izni veya kiralama bedelini ödeme yükümlülü÷ü, lisans sahibi özel hukuk tüzel kiúisine aittir. Piyasada kamu tüzel kiúili÷ini haiz lisans sahibi tüzel kiúilerce yürütülen üretim, da÷ÕtÕm veya iletim faaliyetleri için gerekli olan, Hazinenin mülkiyetindeki veya Devletin hüküm ve tasarrufu altÕndaki taúÕnmazlarla ilgili olarak irtifak hakkÕ tesisinin veya kullanma izni verilmesinin talep edilmesi hâlinde, Maliye BakanlÕ÷Õ tarafÕndan ilgili kamu tüzel kiúileri lehine lisans süresince bedelsiz irtifak hakkÕ tesis edilir veya kullanma izni verilir. 102 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Bununla beraber, 5346 sayÕlÕ Yenilenebilir Enerji KaynaklarÕnÕn Elektrik Enerjisi Üretimi AmaçlÕ KullanÕmÕna øliúkin Kanunun “Arazi ihtiyacÕna iliúkin uygulamalar” baúlÕklÕ 8’inci maddesine göre, bu Kanun kapsamÕndaki hidroelektrik üretim tesislerinin rezervuar alanÕnda bulunan Hazinenin özel mülkiyetindeki ve Devletin hüküm ve tasarrufu altÕndaki taúÕnmazlar için Maliye BakanlÕ÷Õ tarafÕndan bedelsiz olarak kullanma izni verilir. 4.5.3.3. Di÷er Kamu Kurum ve KuruluúlarÕna Ait TaúÕnmazlarÕn Temini HES üretim tesislerinin kurulaca÷Õ sahada Hazineye ait taúÕnmazlar dÕúÕndaki kamu kurum veya kuruluúlarÕna ait taúÕnmazlar bulunmasÕ halinde, söz konusu taúÕnmazlar EPDK tarafÕndan 2942 sayÕlÕ KamulaútÕrma Kanununun 30’uncu maddesi uygulanarak temin edilmektedir. 4628 sayÕlÕ Elektrik PiyasasÕ Kanununun 15/c maddesinde, özel hukuk tüzel kiúilerince yürütülen üretim veya da÷ÕtÕm faaliyetleri için gerekli olan Hazineye ait taúÕnmazlar dÕúÕndaki kamu kurum veya kuruluúlarÕna ait taúÕnmazlarÕn, Kurumca 2942 sayÕlÕ KamulaútÕrma Kanununun 30’uncu maddesi uygulanarak temin edilece÷i; bu taúÕnmazlarÕn üretim veya da÷ÕtÕm tesislerinin mülkiyetine sahip olan ilgili kamu kurum veya kuruluúuna, bunlarÕn bulunmamasÕ hâlinde ise Hazineye ait olaca÷Õ belirtilmektedir. 2942 sayÕlÕ KamulaútÕrma Kanununun 30’uncu maddesinde, kamu tüzelkiúilerinin ve kurumlarÕnÕn sahip olduklarÕ taúÕnmaz, kaynak veya irtifak haklarÕnÕn di÷er bir kamu tüzelkiúisi veya kurumu tarafÕndan kamulaútÕrÕlamayaca÷Õ belirtilmiú ve kamu tüzel kiúileri arasÕnda taúÕnmaz devri hakkÕnda özel bir yöntem öngörülmüútür. Buna göre, taúÕnmaz mala; kaynak veya irtifak hakkÕna ihtiyacÕ olan idare, aynÕ Kanunun 8’inci maddesi uyarÕnca bedeli tespit eder. Bu bedel esas alÕnarak ödeyece÷i bedeli de belirterek mal sahibi idareye yazÕlÕ olarak baúvurur. Mal sahibi idare devire muvafakat etmez veya altmÕú gün içinde cevap vermez ise anlaúmazlÕk, alÕcÕ idarenin baúvurusu üzerine DanÕútay ilgili idari dairesince incelenerek iki ay içinde kesin karara ba÷lanÕr. Taraflar bedelde anlaúamadÕklarÕ takdirde; alÕcÕ idare, devirde anlaúma tarihinden veya DanÕútay kararÕnÕn tebli÷i tarihinden itibaren otuz gün içinde, aynÕ Kanunun 10’uncu maddesinde belirtilen yazÕlÕ usule göre mahkemeye baúvurarak, kamulaútÕrma bedelinin tespitini ister. Mahkemece, 10’uncu maddede öngörülen usule göre kamulaútÕrma bedeli olarak tespit edilen miktarÕn, peúin ve nakit olarak mal sahibi idareye verilmek üzere belirleyece÷i bir bankaya yatÕrÕlmasÕ ve yatÕrÕldÕ÷Õna dair makbuzun ibraz edilmesi için alÕcÕ idareye onbeú gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere uzatÕlabilir. AlÕcÕ idare tarafÕndan kamulaútÕrma bedelinin mal sahibi idare adÕna bankaya yatÕrÕldÕ÷Õna dair makbuzun ibrazÕ halinde mahkemece, taúÕnmazÕn alÕcÕ idare adÕna tesciline ve kamulaútÕrma bedelinin mal sahibi idareye ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranÕn yatÕrÕldÕ÷Õ bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup taraflarÕn bedele iliúkin temyiz haklarÕ saklÕdÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 103 Bu suretle devir alÕnan taúÕnmaz, kaynak veya irtifak hakkÕ, sahibinden kamulaútÕrma yolu ile alÕnmÕú sayÕlÕr ve devir amacÕ veya devreden idarenin izni dÕúÕnda baúkaca bir kamusal amaçla kullanÕlamaz. Aksi takdirde devreden idare, 23’üncü madde uyarÕnca taúÕnmazÕ geri alabilir. Bu husus tapu kütü÷ünün beyanlar hanesine úerh verilir. 4.6. Pompa DepolamalÕ HES’ler Günümüzde bütün modern enerji sistemleri arz güvenilirli÷i, sistem stablitesi, enerji kaynaklarÕnÕn daha verimli kullanÕlmasÕ iletim/da÷ÕtÕm problemlerinin ve maliyetlerinin minimize edilmesi gibi birçok nedenlerle enerjinin depolanmasÕnÕ zorunlu kÕlar. E÷er bir ülkenin enerji ihtiyacÕ büyük oranda termik ve nükleer gibi baz karakterli santrallerden karúÕlanÕyorsa, bunun yanÕnda ülke kesintili karakterde yenilenebilir enerji kaynaklarÕna sahip ve bu kaynaklarÕ verimli bir úekilde kullanmak istiyorsa, sistemde hÕzla devreye girip çÕkabilme özelli÷ine sahip santrallere ihtiyaç vardÕr. Bu ihtiyaç; ya büyük oranda fosil yakÕt santrallerini birkaç dakikada devreye girebilmesi için sÕcak yedekte hazÕr tutarak ekonomik olmayan bir yöntemle ya da hÕzla devreye girip çÕkma özelli÷ine sahip olan klasik depolamalÕ hidroelektrik santrallar ve/veya di÷er enerji depolama sistemleri hayata geçirilerek karúÕlanabilir. Ülkemiz için kÕsmen tercih edilmekte olan yöntem bunlardan birincisidir. Bu da zaten %80’lerin üzerinde olan fosil yakÕt kullanÕmÕnÕn ve 2008 yÕlÕnda genel enerjide %76 elektrik enerjisinde %60’a ulaúmÕú olan dÕúa ba÷ÕmlÕlÕ÷ÕmÕzÕn ve aynÕ zamanda fosil yakÕt kullanÕmÕndan dolayÕ oluúacak emisyonlarÕn artÕrÕlmasÕ anlamÕ taúÕmaktadÕr. Enerjinin depolanmasÕ, Dünyada son yÕllarda geliúen yeni liberal piyasa modelinde, elektrik de÷er zincirinin en kritik bileúenlerinden birisidir ve enerji depolama sistemleri endüstrisi yeni, önemli ve tüm Dünyada hÕzla geliúmekte olan bir endüstri seçene÷idir. Liberal piyasalarda sistem iúletmecilerinin büyük ölçekte yenilenebilir enerji üretimini sisteme entegre edebilmeleri için enerjinin depolanmasÕna ihtiyaçlarÕ vardÕr. Teknik de÷erlendirmeler ve fizibilite çalÕúmalarÕ enerji depolamanÕn sadece teknik bir gereklilik de÷il aynÕ zamanda maliyet avantajÕ sa÷ladÕ÷ÕnÕ da göstermektedir. Türkiye’de bugüne kadar enerjinin depolanmasÕ konusuna gereken önem verilmemiútir. Ancak ülkemizde kesintili karakterdeki enerji kaynaklarÕnÕn ve/veya nükleer santrallarÕn enerji planlamasÕ içerisinde yer almasÕ düúünülüyorsa verimli ve daha sa÷lÕklÕ bir planlama için bunlarÕn enerji depolama sistemleri ile birlikte planlanmasÕ gerekmektedir. Dünya’da bu konuda en geliúmiú yöntem enerjinin su formunda depolandÕ÷Õ ve çok kÕsa süre içerisinde hÕzla devreye alÕnabilme özelli÷ine sahip olan Pompa DepolamalÕ Hidroelektrik SantrallardÕr. Ülkemizde de bu anlamda ekonomik olarak birçok proje geliútirilmesi mümkündür. TEøAù tarafÕndan yapÕlmÕú olan kapasite üretim projeksiyonlarÕ kapsamÕnda iyimser ve kötümser iki senaryo hazÕrlanmÕútÕr. øyimser senaryoya göre 2017, kötümser 104 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 senaryoya göre 2015 yÕlÕndan itibaren iúletmede olan, inúaa edilen ve lisansÕ alÕnmÕú olan santrallerin tümünün puant enerji ihtiyacÕnÕ karúÕlayamayaca÷Õ tespit edilmiútir. Puant talebin karúÕlanmasÕnda barajlÕ hidroelektrik santrallerin yetersiz kalmalarÕ halinde devreye girmesi hedeflenen pompaj depolamalÕ hidroelektrik santral projeleri geliútirme çabasÕnda olan Elektrik øúleri Etüt ødaresi (EøE), 2009 – 2013 Strateji PlanÕ kapsamÕnda belirtilen hedefe göre 2011 yÕlÕ sonuna kadar tamamlanmasÕ gereken bir program kapsamÕnda çalÕúmaktadÕr. EøE, hali hazÕrda, ilk etüt seviyesinde olmak üzere, 11 tanesinde mevcut baraj göllerinin dikkate alÕndÕ÷Õ toplam 16 proje geliútirmiútir. Bu projeler hakkÕnda kÕsa bilgiler aúa÷Õdaki tabloda verilmiútir; Tesis AdŦ Gökçekaya PHES 7znik I PHES SarŦyar PHES BayramhacŦlŦ PHES Hasan UŒurlu PHES AdŦgüzel PHES Burdur PHES EŒridir PHES KargŦ PHES Karacaören II PHES Yalova PHES Yamula PHES OymapŦnar PHES AslantaƔ PHES 7znik II PHES Demirköprü PHES Kurulu Gücü [MW] 1600 1500 1000 1000 1000 1000 1000 1000 1000 1000 500 500 500 500 500 300 7li EskiƔehir Bursa Ankara Kayseri Samsun Denizli Burdur Isparta Ankara Burdur Yalova Kayseri Antalya Osmaniye Bursa Manisa Türü Mevcut baraj gölüne entegre Tamamen yeni yatŦrŦm Mevcut baraj gölüne entegre Mevcut baraj gölüne entegre Mevcut baraj gölüne entegre Mevcut baraj gölüne entegre Tamamen yeni yatŦrŦm Tamamen yeni yatŦrŦm Mevcut baraj gölüne entegre Mevcut baraj gölüne entegre Tamamen yeni yatŦrŦm Mevcut baraj gölüne entegre Mevcut baraj gölüne entegre Mevcut baraj gölüne entegre Tamamen yeni yatŦrŦm Mevcut baraj gölüne entegre Proje Debisi [m3/s] 193 687 270 720 204 484 316 175 238 190 147 228 156 379 221 166 DüƔü [m] 962 255 434 161 570 242 370 672 496 615 400 260 372 154 263 213 EøE tarafÕndan yapÕlan pompaj depolamalÕ hidroelektrik santral talep çalÕúmasÕna göre; Ankara, østanbul, øzmir, Bursa, øzmir illeri birinci dereceden öncelikli, Tekirda÷, Antalya, Konya, Adana, Hatay, Gaziantep ve ùanlÕurfa illeri ikinci dereceden öncelikli, KÕrklareli, Çanakkale, BalÕkesir, Manisa, Denizli, Mu÷la, øçel, Eskiúehir, Sakarya, Zonguldak, Samsun, Kayseri, Kahramanmaraú, DiyarbakÕr, Mardin üçüncü dereceden öncelikli, Edirne, Bilecik, Kütahya, AydÕn, Ordu, Sivas, Malatya, ElazÕ÷, AdÕyaman, Batman, ùÕrnak, Van illeri dördüncü dereceden öncelikli illerdir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 105 Kaynaklar 1-DEK TMK Genel Enerji KaynaklarÕ Raporu,2004 2- World Atlas&Industry Guide 2010 3-DSø Etüd ve Plan Daire BaúkanlÕ÷Õ ÇalÕúmalarÕ 4-www.dsi.gov.tr sayfasÕndan alÕnan datalar ile yapÕlan çalÕúmalar 5-www.epdk.org.tr sayfasÕndan alÕnan datalar ile yapÕlan çalÕúmalar 6-Ayla TUTUù Türkiye 11. Enerji Kongresi 2009-øzmir 7-Pompaj DepolamalÕ Santrallerin Türkiye’de Geliútirilmesi – Neslihan S.AöLAM YORGANCILAR EøE, Hüseyin KÖKÇÜOöLU EøE 8-Pompaj DepolamalÕ Hidroelektrik Santraller – Maksut SARAÇ EøE – Forum 2009 Trabzon 9-2009 – 2013 Stratejik PlanÕ – Elektrik øúleri Etüt ødaresi 106 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 5. RÜZGAR ENERJİSİ 108 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 5. RÜZGAR ENERJøSø 5.1. Dünya Rüzgar Enerjisi PazarÕndaki Geliúmeler 1996’dan beri kümülatif rüzgar kurulu gücü logaritmik olarak artÕú göstermektedir. 2010 yÕlÕnda 35.802 MW gücünde rüzgâr enerjisi santralÕnÕn (RES) devreye alÕnmasÕyla küresel rüzgar enerjisi kurulu gücü 194.390 MW’a yükselmiútir (ùekil 5.1. ve ùekil 5.2.). 2010 yÕlÕ sonu itibariyle global rüzgar enerjisi pazarÕnda %23’lük büyüme görülmüútür. Bu büyüme oranÕ 2004’den beri görülen en düúük büyümedir (ùekil 5.3.). AyrÕca global rüzgar enerjisi pazarÕnda 1996’dan beri ilk kez yÕllÕk ilave kurulu güç de÷eri bir önceki yÕlÕn altÕnda kalmÕútÕr (ùekil 5.2). 250.000 Kurulu Güç (MW) 200.000 150.000 100.000 50.000 0 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 YÕl 17.400 6.100 7.600 10.200 13.600 39.431 23.900 31.100 47.620 74.052 120.550 93.835 59.091 194.390 158.738 ùekil 5.1. Küresel Kümülatif Rüzgar Kurulu Gücü (1996-2010) Kaynak: Global Wind Statistics 2010, Global Wind Energy Council (GWEC) 50.000 Kurulu Güç (MW) 40.000 30.000 19.865 20.000 10.000 0 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 YÕl 2006 2007 2008 2009 2010 3.440 3.760 1.280 1.530 2.520 6.500 7.270 8.133 8.207 11.531 15.244 26.282 38.610 35.802 ùekil 5.2. Küresel YÕllÕk Kurulan Rüzgâr Kurulu Gücü (1996-2010) Kaynak: Global Wind Statistics 2010, Global Wind Energy Council (GWEC) Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 109 50 Pazar Geliúimi (%) 40 30 20 10 0 1998 29,2 41,7 31,7 34,8 28,2 26,0 21,3 23,8 25,6 26,7 28,7 31,7 23,6 2000 2002 2004 YÕl 2006 2008 2010 ùekil 5.3. Küresel Rüzgâr Enerjisi PazarÕnÕn YÕllÕk Büyüme OranlarÕ (1998-2010) Kaynak: World Wind Energy Report 2010, World Wind Energy Association (WWEA) 2010 yÕlÕnda küresel ölçekte 430 Terawat saat elektrik enerjisi RES ile üretilmiú ve küresel elektrik talebinin %2,5’u rüzgar enerjisi ile karúÕlanmÕútÕr. 2010 yÕlÕnda ülkeler bazÕnda elektrik talebinin rüzgar enerjisi ile karúÕlanma oranlarÕ Tablo 5.1’de ifade edilmiútir. Tablo 5.1. Ülkeler BazÕnda Elektrik Talebinin Rüzgar Enerjisi øle KarúÕlanma OranÕ Ülke KarúÕlama OranÕ (%) Danimarka 21 Portekiz 18 øspanya 16 Almanya 9 Çin 1,2 ABD 2 Kaynak: World Wind Energy Report 2010, World Wind Energy Association (WWEA) 2008-2007 yÕllarÕ arasÕnda MW baúÕna rüzgar türbin yatÕrÕm maliyeti 1,21 milyon Euro, 2009 yÕlÕnda yatÕrÕm maliyeti 1,06 milyon Euro/MW civarÕndaydÕ. 2010 sonu itibariyle arz fazlasÕ nedeniyle küresel rüzgar enerjisi pazarÕnda 2005’den beri ilk kez MW baúÕna yatÕrÕm maliyeti 1 milyon Euro’nun altÕna düúmüútür. 2010 yÕlÕ sonu itibariyle MW baúÕna ortalama yatÕrÕm maliyeti 980.000 Euro olmuútur. 2009 yÕlÕnda küresel rüzgar enerjisi pazarÕnÕn cirosu 50 milyar Euro’du, 2010 yÕlÕnda pazar cirosu 40 milyar Euro’ ya düúmüútür. Bu düúüúün temel sebepleri küresel rüzgar enerji pazar büyüme hÕzÕnÕn yavaúlamasÕ, rüzgar türbini birim fiyatlarÕnÕn düúmesi ve rüzgar türbin üretiminin bir bölümünün Çin’e kaymasÕdÕr. 2005 yÕlÕnda rüzgar enerjisi sektöründe 235.000 olan istihdam sayÕsÕ, 2010 yÕlÕnda 670.000’ne yükselmiútir. 110 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Birim Alan BaúÕna Rüzgar Kurulu Gücü (kW/km2) 100 75 86,6 76,2 53,8 50 25 0 40,9 40,2 29 21,4 20,3 19,2 16,2 12 9,2 8,8 6,1 4,7 4,6 4,1 4 ar ka m an ya Ho lla nd a øs pa ny a Po rte ki z Be lçi ka øn gi lt e re ørl an da øta Lü lya ks em bu rg Av us tu ry Yu a na ni st an Fr an sa Ja po ny a Çi n øs ve ç AB D Da ni m Ülke ùekil 5.4. Ülkeler BazÕnda Birim Alan BaúÕna Rüzgar Kurulu Gücü Kaynak: World Wind Energy Report 2010, World Wind Energy Association (WWEA) Tablo 5.2. Ülkeler BazÕnda Kiúi BaúÕna Rüzgar Kurulu Gücü Ülke kW/Kiúi Danimarka 0,675 øspanya 0,442 Portekiz 0,344 Almanya 0,334 ørlanda 0,306 øsveç 0,226 Hollanda 0,133 ABD 0,128 Avusturya 0,123 Yeni Zellanda 0,118 Kanada 0,118 Yunanistan 0,112 øtalya 0,095 Norveç 0,093 Fransa 0,087 Avustralya 0,086 Belçika 0,085 Lüksemburg 0,083 Kaynak: World Wind Energy Report 2010, World Wind Energy Association (WWEA) Birim alan baúÕna rüzgar kurulu gücü parametresinde 86,6 ile Danimarka lider konumdadÕr. Danimarka’yÕ 76,2 ile Almanya, 53,8 ile Hollanda, 40,9 ile øspanya ve 40,2 ile Portekiz takip etmektedir (ùekil 5.4.). Kiúi baúÕna düúen rüzgar kurulu gücü parametresinde, 0,675 ile Danimarka yine lider konumdadÕr. Danimarka’yÕ 0,442 ile øspanya, 0,334 ile Portekiz ve Almanya takip etmektedir (Tablo5.2). Küresel rüzgar kurulu gücü sÕralamasÕndaki ilk iki ülke olan Çin ve ABD’nin kiúi baúÕna rüzgar kurulu güç de÷erleri 0,128 ve 0,033‘tür. 2010 yÕlÕ pazar geliúim e÷ilimlerine göre küresel rüzgar enerjisi pazarÕ üç temel grupta incelenebilir. ABD ve Çin’in oluúturdu÷u 5.000 MW ile 20.000 MW arasÕnda yeni Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Hi n Al di st an 111 RES kurulumunun gerçekleúti÷i rüzgar enerji pazarlarÕ, 500 ile 1500 MW arasÕnda yeni RES kurulumunun gerçekleúti÷i rüzgar enerjisi pazarlarÕ (Almanya, øspanya, Hindistan, øngiltere, Fransa, øtalya, Kanada, øsveç, Türkiye), 100 ile 500 MW arasÕnda yeni RES kurulumunun gerçekleúti÷i rüzgar enerjisi pazarlarÕ (Romanya, Polonya, Portekiz, Belçika, Brezilya, Danimarka, Japonya, Bulgaristan, Yunanistan, MÕsÕr, ørlanda, Meksika). 2010 yÕlÕnda eklenen en büyük kurulu güç 16.500 MW ile Çin’de olmuú ve Çin’deki rüzgâr enerjisi pazarÕ %65’lik önemli bir büyüme sergilemiútir. Çin’i 9.755 MW ile Avrupa bölgesindeki ve 5.115 MW ile de ABD’deki yatÕrÕmlar izlemiútir. 2010 yÕlÕ sonu itibariyle dünyadaki en büyük rüzgâr kurulu gücü 42.287 MW ile Çin’de bulunmakta ve onu 40.180 MW ile ABD’de takip etmektedir (Tablo5.3). Tablo 5.3. Global Rüzgâr Enerjisi PazarÕndaki ølk On Ülke (2010) Küresel Kurulu Güç 2010 kapasite Ülkeler Pazar PayÕ (MW) artÕúÕ (MW) (%) Çin 42.287 21,8 16.500 ABD 40.180 20,7 5.115 Almanya 27.214 14,0 1.493 øspanya 20.676 10,6 1.516 Hindistan 13.065 6,7 2.139 øtalya 5.797 3,0 948 Fransa 5.660 2,9 1.086 øngiltere 5.204 2,7 9.62 Kanada 4.009 2,1 6.90 Danimarka 3.752 1,9 3.27 Di÷er 13,7 Ülkeler 26.546 5.026 Toplam 194.390 100 35.802 Kaynak: Global Wind Statistics 2010, Global Wind Energy Council (GWEC) 112 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ùekil 5.5. Bölgelere Göre YÕllÕk ArtÕú (2003-2010) Kaynak: Global Wind Statistics 2010, Global Wind Energy Council (GWEC) KÕtalara göre 2003 ve 2010 yÕllarÕnda arasÕnda eklenen kurulu güçler ùekil 5.5’de ifade edilmiútir. 2010 yÕlÕnda Asya kÕtasÕ Çin ve Hindistan’daki geliúmeler sebebi ile önemli bir artÕú göstermiútir. 2010 yÕl sonu itibariyle kurulu offshore deniz üstü rüzgar kurulu gücü 3.118 MW seviyesine ulaúmÕútÕr. Bu kurulu gücün 1.162 MW’lÕk bölümü 2010 yÕlÕnda kurulmuútur. 2010 yÕlÕ içinde offshore rüzgar enerjisi pazarÕ yaklaúÕk %59 büyümüútür. 2009 yÕlÕnda toplam rüzgar kurulu gücü içinde offshore RES’lerin oranÕ %1,2 iken 2010 sonunda bu de÷er %1,3’e yükselmiútir. Küresel offshore rüzgar kurulu gücünün %50’den fazlasÕ øngiltere’de bulunmaktadÕr (1.341 MW). 2010 yÕlÕ içinde øngiltere’de 653 MW gücünde offshore RES devreye alÕnmÕútÕr. Danimarka offshore rüzgar enerjisi pazarÕnda 854 MW’lÕk kurulu güçle ikinci sÕrada yer almaktadÕr (Tablo 5.4). Çin offshore rüzgar enerjisi pazarÕnda 123 MW ile altÕncÕ sÕradÕr. 2010 yÕlÕnda ùangay yakÕnlarÕnda 100 MW gücünde bir offshore RES devreye alÕnmÕútÕr ki bu RES dünyadaki ikinci en büyük offshore RES olarak kabul edilmektedir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 113 Ülke øngiltere Danimarka Hollanda Belçika øsveç Çin Almanya Finlandiya ørlanda Tablo 5.4. Küresel Offshore Rüzgar Kurulu Gücü 2008 2009 2010 2010 Toplam Toplam 2010 Toplam kapasite Offshore Offshore ArtÕú Offshore artÕúÕ OranÕ (%) Kapasitesi Kapasitesi Kapasitesi (MW) (MW) (MW) (MW) 1341 653 94,9 688 574 854 249 195 164 123 108,3 30 25 190,4 2 165 0 100 36,3 0 0 28,7 0,8 550 0 434,8 50,4 0 0 663,6 247 30 164 23 72 30 25 426,6 247 30 134 2 12 30 25 Japonya 16 15 1500 1 1 øspanya 10 0 0 10 10 Norveç 2,3 0 0 2,3 0 Toplam 3117,6 1161,7 59 1955,9 1491,6 Kaynak: World Wind Energy Report 2010, World Wind Energy Association (WWEA) 5.2. Afrika Rüzgar Enerjisi PazarÕndaki Geliúmeler 2010 yÕl sonu itibariyle Afrika kÕtasÕnda bulunan kurulu rüzgar gücü 906 MW’tÕr (ùekil 5.6). Bu güç global rüzgar gücünün %0,5’ne karúÕlÕk gelmektedir. Afrika’da 2009 yÕlÕnda 169 MW gücünde yeni RES devreye alÕnmasÕna karúÕn 2010 yÕlÕnda 155 MW gücünde RES devreye alÕnmÕútÕr. 1.000 K urulu Güç (MW) 800 600 400 200 0 2006 2007 2008 YÕl 2009 2010 337 478 562 756 906 ùekil 5.6. Afrika Kümülatif Rüzgar Kurulu Gücü (2006-2010) Kaynak: World Wind Energy Report 2010, World Wind Energy Association (WWEA) 114 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Rüzgar gücü açÕsÕndan Afrika’nÕn en önemli 2 ülkesi 550 MW kurulu gücüyle MÕsÕr ve 286 MW kurulu gücüyle Fas’tÕr. Güney Afrika’da 2013 yÕlÕna kadar 700 MW gücünde RES’ in devreye girmesi beklenmektedir. 5.3 . Asya Rüzgar Enerjisi PazarÕndaki Geliúmeler 2010 yÕl sonu itibariyle Asya’da bulunan kurulu rüzgar gücü 61.182 MW’ ta ulaúmÕútÕr (ùekil 5.7.) ki bu güç global rüzgar gücünün %31’ni temsil etmektedir. Asya’ daki en büyük ve hÕzlÕ geliúen rüzgar enerjisi pazarÕ Çin’de bulunmaktadÕr. Çin’ deki kurulu rüzgar gücü 42.287 MW’tÕr. Ancak elektrik iletim ve da÷ÕtÕm úebekesindeki sorunlar nedeniyle bu gücün 31.070 MW’lÕk bölümü kullanÕlabilmektedir. 70.000 Kurulu Güç (MW) 60.000 50.000 40.000 30.000 20.000 10.000 0 2006 2007 2008 YÕl 2009 2010 10.624 15.863 24.440 40.625 61.182 ùekil 5.7. Asya Kümülatif Rüzgar Kurulu Gücü (2006-2010) Kaynak: World Wind Energy Report 2010, World Wind Energy Association (WWEA) Asya’da Çin’den sonra gelen ikinci büyük rüzgar enerjisi pazarÕ Hindistan’da bulunmaktadÕr. Hindistan’daki Kurulu rüzgar gücü 2010 yÕlÕ sonu itibariyle 13.065 MW’ ta ulaúmÕútÕr ve Hindistan rüzgar enerjisi pazarÕ bir önceki yÕla göre %10,7’lik bir büyüme göstermiútir. Asya’da Çin ve Hindistan’Õn dÕúÕnda orta ölçekli üç tane daha rüzgar enerjisi pazarÕ bulunmaktadÕr. Bunlar; 2300 MW Kurulu rüzgar gücüyle Japonya, 519 MW ile Tayvan ve 379 MW ile de Güney Kore’dir. 5.4 . Avrupa Rüzgar Enerjisi PazarÕndaki Geliúmeler 2010 yÕlÕnda 9.259 MW gücünde rüzgâr enerjisi santralÕnÕn (RES) devreye alÕnmasÕyla Avrupa Birli÷i (AB) rüzgar enerjisi kurulu gücü 84.074 MW’a yükselmiútir (ùekil 5.8. ve ùekil 5.9.). Bu güç global rüzgar gücünün %43’nü temsil etmektedir. 2010 yÕlÕ sonu itibariyle AB rüzgar enerjisi pazarÕnda %12’lik büyüme görülmüútür. Ancak AB rüzgar enerjisi pazarÕnda 2010 sonunda yÕllÕk kurulu güç de÷eri bir önceki yÕlÕn altÕnda kalmÕútÕr (ùekil 5.9.). Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 115 84.074 90.000 74.919 80.000 64.719 70.000 56.517 60.000 48.031 50.000 40.500 34.372 40.000 23.09824.491 30.000 17.315 12.887 20.000 9.678 6.453 10.000 2.497 3.476 4.753 0 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 YÕl ùekil 5.8. AB Kümülatif Rüzgar Kurulu Gücü (1995-2010) Kaynak: Wind in Power, 2010 European Statistics 2010, European Wind Energy Association (EWEA) 12.000 Kurulu Güç (MW) 10.000 8.000 6.000 4.000 2.000 0 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 YÕl 814 1.700 979 1.277 3.225 3.209 4.428 7.592 5.913 5.462 5.838 6.204 8.535 8.268 10.315 9.259 ùekil 5.9. AB YÕllÕk Kurulan Rüzgâr Kurulu Gücü (1995-2010) Kaynak: Wind in Power, 2010 European Statistics 2010, European Wind Energy Association (EWEA) 2010 yÕlÕnda eklenen en büyük kurulu güç 1516 MW ile øspanya’da olmuú ve øspanya’daki rüzgâr enerjisi pazarÕ %7’lik bir büyüme sergilemiútir. øspanya’yÕ 1.493 MW ile Almanya ve 1.086 MW ile de Fransa’daki yatÕrÕmlar izlemiútir (Tablo 5.5.). Tablo 5.5. Avrupa Bölgesindeki Rüzgâr Enerjisi PazarÕndaki ølk Beú Ülke (2010) Ülkeler 2009 YÕlÕ 2009 Sonu 2010 YÕlÕ 2010 Sonu Eklenen Güç Kurulu Güç Eklenen Güç Kurulu Güç (MW) (MW) (MW) (MW) øspanya 2.459 19.160 1.516 20.676 Almanya 1.917 25.777 1.493 27.214 Fransa 1.088 4.574 1.086 5.660 øngiltere 1.077 4.245 962 5.204 øtalya 1.114 4.849 948 5.797 Toplam 7.655 58.605 6.005 64.551 Kaynak: Wind in Power, 2010 European Statistics 2010, European Wind Energy Association (EWEA) 116 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Kurulu Güç (MW) 2010 yÕl sonu itibariyle küresel kurulu rüzgar gücünün yaklaúÕk %44’lük bölümü 86.075 MW ile Avrupa bölgesinde bulunmaktadÕr. Bu kurulu gücün 84.074 MW’lÕk bölümü Avrupa Birli÷i (AB) ülkelerinde kuruludur. AB rüzgar enerji pazarÕnda Almanya 27.214 MW ile liderli÷ini korumaktadÕr. Almanya’yÕ 20.676 MW ile øspanya, 5.797 MW ile øtalya, 5660 MW ile Fransa ve 5.204 MW ile de øngiltere takip etmektedir. Söz konusu beú ülke kurulu rüzgar gücü açÕsÕndan AB rüzgar enerjisi pazarÕnÕn %76’sÕnÕ oluúturmaktadÕr. Avrupa rüzgar enerjisi pazarÕ üç ana grupta incelenebilir. Bunlar Almanya ve øspanya’dan oluúan büyük ölçekli pazarlar, øtalya, Fransa ve øngiltere’nin oluúturdu÷u orta ölçekli pazarlar ve geliúim hÕzlarÕ çok büyük olan dinamik rüzgar enerjisi pazarlarÕdÕr. Avrupa’daki dinamik rüzgar enerji pazarlarÕnÕ altÕ ülke oluúturmaktadÕr. Bu ülkelerin isimleri ve 2010 yÕlÕ içinde göstermiú olduklarÕ geliúmeler aúa÷Õdaki tabloda ifade edilmiútir. Tablo 5.6. Avrupa’daki Dinamik Rüzgar Enerjisi PazarlarÕ Ülkeler 2010 Sonu Kurulu 2010 Pazar Geliúim Güç (MW) OranÕ (%) Romanya 591 4000 Bulgaristan 375 112 Litvanya 154 69 Türkiye 1329 65 Polonya 1107 53 Macaristan 295 47 Kaynak: World Wind Energy Report 2010, World Wind Energy Association (WWEA) 2010 yÕlÕ süresinde AB’de devreye alÕnan toplam 52.820 gücündeki elektrik enerjisi santrallerinin 9.259 MW’lÕk bölümünü rüzgâr enerjisi santralleri oluúturmaktadÕr. 2010 yÕlÕnda AB’deki yÕllÕk kurulu güç sÕralamasÕnda 28.280 MW’lÕk yatÕrÕmla do÷al gaz enerji santralleri ilk sÕrayÕ almÕútÕr (Tablo 5.7.). Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 117 Tablo 5.7. 2010 yÕlÕnda AB’de Devreye AlÕnan ve Devreden ÇÕkarÕlan Elektrik Santralleri Santral Türü 2010 YÕlÕ Eklenen 2010 YÕlÕ Devreden ÇÕkarÕlan Kurulu Güç (MW) Kurulu Güç (MW) Do÷al Gaz 28.280 0 Güneú (PV) 12.000 0 RES 9.259 105 Kömür 4.256 1.550 Biokütle 573 45 Konsantre Güneú 405 0 Enerjisi Büyük Hidroelektrik 208 26 AtÕk 149 0 Nükleer 145 535 Küçük Hidroelektrik 25 0 Jeotermal 25 0 Fuel-oil 0 245 Toplam 55.325 2.506 Kaynak: Wind in Power, 2010 European Statistics 2010, European Wind Energy Association (EWEA) 2010 yÕlÕnda 9.259 MW’lÕk rüzgar gücü yatÕrÕmÕ için AB’de toplam 12,7 milyar € harcanmÕú. 2009 yÕlÕna göre yatÕrÕm harcamalarÕnda %10’luk düúüú olmuútur. AB enerji kompozisyonunda 2000 yÕlÕnda %2 olan rüzgar enerjisinin payÕnÕn 2010’da yaklaúÕk 5 kat artarak %9,6’ya ulaútÕ÷Õ görülmektedir.2010 yÕlÕ sonu itibariyle AB’deki kurulu rüzgar gücü ile 181 TWh’lik enerji üretimi gerçekleútirilmiú ve enerji talebinin %5,3 rüzgar enerjisiyle karúÕlanmÕútÕr. 2010 yÕlÕ sonu itibariyle Avrupa bölgesinde bulunan kurulu rüzgâr gücü 86.079 MW seviyesine ulaúmÕú ve 9.883 MW’lÕk rüzgâr gücü devreye alÕnmÕútÕr. AyrÕca denizüstü (offshore) RES kurulu gücü de 2.946 MW olup Avrupa’da ki toplam kurulu güç olan 86.079 MW içerisinde %3,42’lik orana sahiptir (Tablo 5.8.). 2010 yÕlÕnda onshore rüzgâr enerjisi pazarÕ önceki yÕla göre %11 büyürken, offshore rüzgâr enerjisi pazarÕ %42 büyüme ve Avrupa Birli÷i ülkelerinde toplam rüzgar enerjisi pazarÕ 2010 yÕlÕnda %12’lik büyüme göstermiútir. Bu de÷er küresel rüzgar enerjisi pazarÕndaki büyüme oranÕn altÕnda kalmÕútÕr. 118 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Tablo 5.8. Avrupa Bölgesi Rüzgar Kurulu Gücü 2009 YÕlÕ 2009 Sonu 2010 YÕlÕ 2010 Sonu Eklenen Kurulu Güç Eklenen Kurulu Güç (MW) (MW) Güç (MW) Güç (MW) AB Ülkeleri 10.315 74.919 9.259 84.074 AB Aday Ülkeler 353 829 589 1.418 EFTA 6 449 34 483 Di÷er 4 103 1 104 Toplam 10.678 76.300 9.883 86.079 Onshore 10096 74.236 9030 83.133 Offshore 582 2.064 883 2.946 Kaynak: European Wind Energy Association (EWEA), Wind in Power 2009 European Statistics, 2010 Rüzgar türbini üretimi alanÕnda halen Danimarka, Almanya ve øspanya’daki üreticiler lider konumdadÕr. Ancak söz konusu üreticilerin Çin, Hindistan ve Güney Kore’de bulunan rakipleri her geçen yÕl Pazar paylarÕnÕ artÕrmaktadÕr. Almanya’da repowering uygulamalarÕna baúlanmÕú ve 2010 yÕlÕ içinde 183 MW gücünde RES yeni rüzgar türbini ile de÷iútirilmiútir. 2020 yÕlÕ için rüzgar kurulu güç hedefleri Almanya için 45.000 MW, øspanya için 38.000 MW, øngiltere için 28.000 MW ve øtalya içinse 12.680 MW olarak öngörülmektedir. 2010 yÕlÕnda AB’de rüzgâr enerjisi yatÕrÕmlarÕ için toplam 12,7 milyar € harcanmÕú olup, bunun 10,1 milyar € bölümü onshore rüzgâr enerjisi santralleri kalan 2,6 milyar € bölümü de offshore santraller için kullanÕlmÕútÕr. 5.5. Güney Amerika Rüzgar Enerjisi PazarÕndaki Geliúmeler 2010 yÕlÕnda Güney Amerika’da 466 MW gücünde RES devreye alÕnmÕútÕr ve toplam kurulu rüzgar gücü de÷eri 1.982 MW seviyesine ulaúmÕútÕr (ùekil 5.10.). Bir önceki yÕla göre Güney Amerika rüzgar enerjisi pazarÕ %30 büyüme göstermiútir. 3.000 Kurulu Güç (MW) 2.500 2.000 1.500 1.000 500 0 2006 2007 2008 YÕl 2009 513 550 667 1.516 1.982 2010 ùekil 5.10. Güney Amerika Kümülatif Rüzgar Kurulu Gücü (2006-2010) Kaynak: World Wind Energy Report 2010, World Wind Energy Association (WWEA) Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 119 2010 yÕlÕ içinde devreye alÕnmÕú olan 466 MW gücündeki RES’ ler altÕ ülkede kurulmuútur. Bunlar; Brezilya (320 MW), Meksika (104,5 MW), Arjantin (25,3 MW), Uruguay (10 MW), Küba (4,5),ùili (2,6 MW). 2011 yÕl sonuna kadar Meksika’da 800 MW gücünde yeni RES’in devreye girmesi beklenmektedir. 5.6. Kuzey Amerika Rüzgar Enerjisi PazarÕndaki Geliúmeler 2010 yÕl sonu itibariyle Asya’da bulunan kurulu rüzgar gücü 44.188 MW’ ta ulaúmÕútÕr (ùekil 5.11). 2009 yÕlÕnda %39’luk büyüme göstermiú olan ABD’ de rüzgar enerjisi pazarÕndaki büyüme oranÕ 2010’da %16’ya düúmüútür. Bunun sonucu olarak ABD global rüzgar kurulu gücü alanÕndaki yerini Çin’e devretmiútir. 50.000 44.188 38.478 27.606 18.669 13.035 Kurulu Güç (MW) 40.000 30.000 20.000 10.000 0 2006 2007 2008 YÕl 2009 2010 ùekil 5.11. Kuzey Amerika Kümülatif Rüzgar Kurulu Gücü (2006-2010) Kaynak: World Wind Energy Report 2010, World Wind Energy Association (WWEA) ABD’ de 2009 yÕlÕnda 9900 MW gücünde RES devreye alÕnmasÕna karúÕn 2010 yÕlÕnda sadece 5115 MW gücünde yeni RES devreye alÕnabilmiútir. 2011 yÕlÕ sonuna kadar da ABD’de 11.000 MW gücünde RES’ in devreye alÕnmasÕ beklenmektedir. Kuzey Amerika rüzgar enerjisi pazarÕnÕn ikinci büyük ülkesi Kanada’dÕr. Kanada rüzgar enerjisi pazarÕ 2010 yÕlÕ içinde %21’lik bir büyüme göstermiú ve 690 MW gücünde yeni RES devreye alÕnmÕútÕr. Böylece toplam rüzgar gücü 4009 MW’a ulaúmÕútÕr. Kuzey Amerika rüzgar enerjisi pazarÕndaki en büyük darbo÷az yetersiz üretim kapasitesi ve dÕúa ba÷ÕmlÕlÕk oranÕnÕn çok yüksek olmasÕdÕr. ABD ve Kanada’da çok az sayÕda yerel rüzgar türbin üreticisi bulunmakta olup rüzgar türbinlerinin çok büyük bölümü Avrupa’daki üretici úirketlerden ithal edilmektedir. 5.7. Türkiye Rüzgar Enerjisi pazarÕndaki Geliúmeler Rüzgâr Enerjisi Potansiyeli AtlasÕna (ùekil 5.12.) göre Türkiye’deki teorik rüzgâr enerjisi potansiyeli 48.000 MW civarÕndadÕr. Mevcut elektrik úebeke alt yapÕsÕ dikkate alÕndÕ÷Õnda ise elektrik úebekesine ba÷lanabilir rüzgar enerjisi potansiyeli 10.000 MW düzeyinde hesaplanmÕútÕr. AyrÕca elektrik úebekesinde yapÕlabilecek olasÕ 120 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 revizyon çalÕúmalarÕ sonucu orta vadede elektrik úebekesine ba÷lanabilir rüzgar enerjisi potansiyelinin 20.000 MW seviyesine yükselmesi olasÕ gözükmektedir ki 2020 yÕlÕna kadar Türkiye’de rüzgâr kurulu gücünde 20.000 MW seviyelerine ulaúÕlmasÕ öngörülmektedir. ùekil 5.12. Rüzgar Enerjisi Potansiyeli AtlasÕ (REPA) 2010 yÕlÕnda 528 MW gücünde rüzgâr enerjisi santralÕnÕn (RES) devreye alÕnmasÕyla Türkiye rüzgar enerjisi kurulu gücü 1.329 MW’a yükselmiútir (ùekil 5.13.). 2010 yÕlÕ sonu itibariyle Türkiye rüzgar enerjisi pazarÕnda %65,9’luk büyüme görülmüútür (Tablo 5.9.). Türkiye kümülatif rüzgar kurulu güç de÷erlendirilmesinde Avrupa’da 11. ve 2010 yÕlÕnda devreye alÕnan rüzgar gücü parametresinde ise Avrupa’da 7. sÕraya sahiptir. Son 10 yÕllÕk dönem ele alÕndÕ÷Õndan en hÕzlÕ büyüme 2007 yÕlÕnda yaúanmÕútÕr. 2010 yÕl sonu itibariyle Türkiye’deki enerji kompozisyonunda kurulu güç açÕsÕndan rüzgar enerjisinin payÕ %2 seviyesindedir. Türkiye’deki rüzgar enerjisi pazarÕnÕn de÷erinin 8,5 ile 17 milyar Euro arasÕnda oldu÷u öngörülmektedir. Tablo 5.9. YÕllara Göre Türkiye’deki Rüzgar Kurulu Gücünün Geliúimi (1999-2010) Kurulu Güç YÕllÕk Eklenen Yeni YÕllÕk Kurulu Güç YÕl (MW) Kapasite (MW) ArtÕú OranÕ (%) 1999 8,7 0,0 0,0 2000 18,9 10,2 117,2 2001 18,9 0,0 0,0 2002 18,9 0,0 0,0 2003 20,1 1,2 6,3 2004 20,1 0,0 0,0 2005 20,1 0,0 0,0 2006 65,0 44,9 223,4 2007 207,0 142,0 218,5 2008 333,0 126,0 60,9 2009 801,0 468,0 140,5 2010 1.329,0 528,0 65,9 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 121 Kaynak: www.thewindpower.net 1400 1329 Kurulu Güç (MW) 1200 1000 800 600 400 200 0 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 YÕl 8,7 18,9 18,9 18,9 20,1 20,1 20,1 65 333 207 801 ùekil 5.13. Türkiye Kümülatif Rüzgar Kurulu Gücü (1999-2010) 29.12.2010 tarihli 6094 SayÕlÕ Kanunun birlikte RES’ler ile üretilmiú olan elektri÷in birim satÕú fiyatÕ 7,3 ABD $ cent/kWh olarak belirlenmiútir. AyrÕca aynÕ kanun kapsamÕnda yurt içinde üretilmiú olan rüzgar türbin parçalarÕnÕn yeni kurulacak RES’ler de kullanÕlmalarÕ halinde birim satÕú fiyatÕ üzerinden ek desteklerinde sa÷lanaca÷Õ belirtilmiútir. Bu destekler kanat bölümü için 0,8 ABD $ cent/kWh, kule bölümü için 0,6 ABD $ cent/kWh, Jeneratör bölümü için 1 ABD $ cent/kWh ve tüm sistem içinse 1,3 ABD $ cent/kWh olarak ifade edilmiútir. Söz konusu kanundaki üretim teúvikleri ile birlikte Türkiye’deki rüzgar türbin parçasÕ üretimi yapan tesislerin sayÕsÕnda artÕú beklenmektedir. 5.8. 2011 YÕlÕ ølk AltÕ AylÕk Rüzgar Enerjisi PazarÕ Özet Verileri 2011 yÕlÕ ilk altÕ aylÕk rüzgar kurulu güç de÷erleri incelendi÷inde, söz konusu altÕ aylÕk dönemde küresel olarak 18.400 MW yeni RES’in devreye alÕnarak küresel rüzgar kurulu gücünün Haziran 2011 itibariyle 215.000 MW ulaúmÕú oldu÷u görülmektedir. Rüzgar kurulu gücündeki artÕú e÷ilimi dikkate alÕndÕ÷Õnda 2011 yÕl sonu itibariyle küresel rüzgar kurulu gücünün 240.000 MW düzeyine ulaúmasÕ öngörülmektedir. ølk altÕ aylÕk dönemde rüzgar kurulu gücündeki 18.400 MW’lÕk artÕúÕn önemli bir bölümünün 8.000 MW ile Çin ve 2.252 MW ile ABD’den geldi÷i görülmektedir. Söz konusu yeni yatÕrÕmlarla Çin’in toplam rüzgar kurulu gücü 52.800 MW’ta ve ABD’nin rüzgar kurulu gücüde 42.432 MW’ta yükselmiútir. Çin küresel rüzgar enerji pazarÕnda liderli÷ini korumaya devam etmektedir. 2011’in ilk altÕ ayÕnda Türkiye’de 271 MW’lÕk yeni RES yatÕrÕmÕ devreye alÕnmÕú ve Türkiye’nin rüzgar kurulu gücü 1.600 MW’ta ulaúmÕútÕr. 5.9. Sonuç Aúa÷Õda belirtilmiú olan dört temel baúlÕk orta ve uzun dönemde rüzgar enerjisi pazarÕnÕn geliúimi etkileyecek konulardÕr. Bunlar; 122 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ƒ HÕzlÕ iklim de÷iúikli÷i sorunu ve CO2 salÕmÕ azaltma politikalarÕ, ƒ Fosil ve nükleer enerji kaynaklarÕnÕn tükenmesi ve bunlara ba÷lÕ olarak artan enerji maliyetleri, ƒ Geliúmekte olan ülkelerin artan enerji talepleri, ƒ YakÕn gelecekte rüzgar enerjisi teknolojilerindeki geliúmeler, teknolojisindeki ve enerji depolama Rüzgar enerji teknolojisinde dört temel konu önemli baúlÕklarÕ oluúturmaktadÕr. Bunlar, offshore rüzgar enerji santralleri, repowering uygulamalarÕ, direct drive teknolojisine yönelim ve daha büyük nominal güce sahip rüzgar türbinlerinin üretimidir. Offshore rüzgar enerji santraller uygulamalarÕnda inúaat maliyetini düúürebilecek hususlar üzerinde ve derin deniz offshore RES’leri konularÕnda çalÕúmalar sürmektedir. Repowering uygulamalarÕ da baúta Almanya olmak üzere özellikle Avrupa ülkelerinde yaygÕn úekilde uygulanmaya baúlanmÕú durumdadÕr. 2011 sonrasÕ küresel rüzgar enerji pazarÕnda teknik avantajlarÕ nedeniyle direct drive teknolojinin kullanÕldÕ÷Õ RES’lerin yaygÕnlaúmasÕ beklenmektedir. Günümüzde RES yatÕrÕmlarÕnda en çok tercih edilen rüzgar türbinleri 2-3 MW aralÕ÷Õnda yer almakta olan rüzgar türbinleri olmaktadÕr bununla birlikte kullanÕm alanÕ kurulu güç oranÕnÕ optimize edebilmek için baúka bir ifadeyle minimum alanda maksimum gücü elde edebilmek için daha büyük nominal güce sahip rüzgar türbinlerinin üretimi için araútÕrma çalÕúmalarÕ sürmektedir. Söz konusu çalÕúmalar kapsamÕnda özellikle rüzgar türbinlerinde kullanÕlan malzeme teknolojisinde önemli geliúmeler beklenmektedir. Kaynaklar 1. Global Wind Statistics 2010, Global Wind Energy Council (GWEC) 2. Rüzgar Enerjisi Potansiyeli AtlasÕ (REPA) 3. Wind in Power, 2010 European Statistics 2010, European Wind Energy Association (EWEA) 4. World Wind Energy Report 2010, World Wind Energy Association (WWEA) 5. World Wind Energy Half Year Report 2011, World Wind Energy Association (WWEA) 6. www.thewindpower.net Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 123 124 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 6. JEOTERMAL ENERJİ 126 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 6. JEOTERMAL ENERJø 6.1.Giriú Jeotermal enerji (Jeo /yer - termal /ÕsÕ) 6371 km yarÕçaplÕ yerkürenin derinliklerinde bulunan ÕsÕl enerjisinin, 5 - 35 km kalÕnlÕ÷Õndaki “Kabuk” bölgesine iletilmesi, oradan yeryüzüne taúÕnÕlmasÕ ve yararlanÕlmasÕ olarak tanÕmlanabilir. Yerkürenin iç yapÕsÕ ve derinlikle de÷iúen yüksek sÕcaklÕk de÷erleri ùekil 6.1.‘de görülmektedir. Kabuk bölgesinde yerkürenin sÕcaklÕk gradyanÕ ortalama olarak 25 – 30 qC/km dir. SÕcaklÕ÷Õn derinlikle 100 qC/km civarÕnda ve daha yüksek de÷erlerde arttÕ÷Õ aktif tektonik bölgelerde ise jeotermal enerji kaynaklarÕnÕn oluútu÷u gözlenmektedir. Yerküre Kabuk Manto Yerküre sÕcaklÕk de÷erleri DÕú çekirdek SÕcaklÕk, qC øç çekirdek Derinlik, km ùekil 6.1. Yerkürenin yapÕsÕ ve sÕcaklÕk de÷erleri Jeotermal enerji kayna÷Õ, yerkabu÷u içinde bazÕ gerekli fiziki koúullarÕn bir araya gelmesi sonucunda oluúur. Bu gerekli koúullar úunlardÕr: Yer yüzünden yaklaúÕk 0.5-2 km derinlikte, granit gibi geçirgen olmayan kayaçlar üzerinde yer alan geçirgen ve gözenekli bir yapÕ (Hazne - Rezervuar) bünyesinde yerin derinliklerine süzülen ya÷mur ve kar sularÕnÕn depolanmasÕ, haznenin üzerinde örtü kaya adÕ verilen ve geçirgenli÷i olmayan killi katmanlarÕnÕn varolmasÕ, yerkürenin ÕsÕl enerjisini taúÕyan 5000 km derinlikteki magmanÕn tektonik olaylarla bu bölgede yer yüzüne 15 km ye kadar yaklaúmasÕ, hazne içindeki suyun basÕnç altÕnda ÕsÕnmasÕ, bu sÕcak jeotermal akÕúkanÕn insanlar tarafÕndan açÕlan üretim kuyularÕndan yer yüzüne çÕkartÕlmasÕ (ùekil 6.2) . Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 127 ùekil 6.2. Jeotermal Enerji Kayna÷Õ oluúumu Yerkürenin ÕsÕ enerjisinin büyüklü÷ü yanÕnda, ya÷mur ve kar ya÷ÕúlarÕ devam etti÷i sürece jeotermal enerji yenilenebilir ve sürdürülebilir niteliklere sahip olur. Ancak, bir jeotermal saha üzerinde gere÷inden fazla sayÕda üretim kuyusu açÕlarak rezervuarÕn beslenme suyu debisinden daha yüksek debide jeotermal akÕúkanÕn yeryüzüne çÕkartÕlmaya baúlanmasÕyla sahanÕn akÕúkan dengesi bozulur ve buna ba÷lÕ olarak kuyu basÕncÕnda ve üretim debisinde beklenmeyen azalmalar meydana gelebilir. RezervuarÕn sürdürülebilirli÷ine katkÕda bulunmak amacÕyla, üretilen jeotermal akÕúkanÕn yeryüzü kullanÕmÕndan sonra üretim kuyularÕndan uzak bir noktada rezervuara geri basÕlmasÕ (re-enjeksiyon) gerekmektedir. Jeotermal akÕúkan yer altÕ sularÕndan oluútu÷u için çeúitli çözünmüú mineraller içerir. Tipik mineral yapÕsÕ NaCl (a÷ÕrlÕk olarak yaklaúÕk %70), KCl, CaCl2 (%6), H2SiO3 (%12), az miktarda bor vb.’dan oluúur. AyrÕca içinde yo÷uúmamÕú karbondioksit, hidrojensülfür vb. gazlar da bulunur. Jeotermal akÕúkanÕn 1 ppm den fazla bor içermesi bitkiler için zararlÕdÕr. Bu nedenle jeotermal akÕúkan tarÕm sulamasÕnda kullanÕlmaz. Jeotermal akÕúkanÕn içinde yo÷uúmamÕú karbondioksit ve hidrojen sülfür gazÕ bulunmasÕ onu asidik yapar. Jeotermal akÕúkanÕn ph de÷eri 7 den küçük ise asidik etkisi ile çelik borularda paslanma ve çürüme yapar. Bu nedenle jeotermal akÕúkanÕn taúÕnmasÕnda cam elyaf takviyeli plastik boru kullanÕlmasÕ tercih edilebilir. Jeotermal akÕúkanÕn fiziksel özellikleri, içerdi÷i çözünmüú mineraller nedeniyle saf sudan farklÕdÕr. Örne÷in sÕcaklÕ÷Õ 210 oC olan saf suyun yo÷unlu÷u 852.51 kg/m3 iken, aynÕ sÕcaklÕkta ve toplam mineral konsantrasyonu 100 000 ppm olan jeotermal akÕúkanÕn yo÷unlu÷u %9 artÕúla 930.66 kg/m3 dür. Jeotermal enerjinin kullanÕldÕ÷Õ sistemlerde su, su- buhar karÕúÕmÕ ve buhar halindeki jeotermal akÕúkandan yararlanÕlmaktadÕr. AkÕúkanÕn sÕcaklÕ÷Õ, sistem basÕncÕna 128 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 karúÕlÕk gelen doyma sÕcaklÕ÷Õndan düúük ise buna aúÕrÕ so÷uk sÕvÕ (veya sÕkÕútÕrÕlmÕú sÕvÕ) hali denir. AkÕúkanÕn sÕcaklÕ÷Õ doyma sÕcaklÕ÷Õna eúit ise doymuú sÕvÕ ve doymuú buhar karÕúÕmÕndan oluúan “Õslak buhar” elde edilir. KarÕúÕmÕn kuruluk derecesi %0 ile %100 arasÕnda de÷iúebilir. Kuruluk derecesi %0 ise doymuú sÕvÕ, %100 ise kuru buhar denir. Jeotermal akÕúkan rezervuarÕn gözenekli yapÕsÕ içinde sÕkÕútÕrÕlmÕú sÕvÕ halinde bulunur. Örnek olarak Denizli- KÕzÕldere sahasÕndaki KD-14 jeotermal kuyusundaki sÕcaklÕk ve basÕnç de÷iúimini ele alÕnÕrsa: Derinlik ( m ) 0 200 534 SÕcaklÕk ( oC ) 187.04 ( pdoy = 11.75 bar) 201.57 206.14 ( pdoy = 17.60 bar) BasÕnç ( bar ) 15.11 23.73 49.58 Görüldü÷ü gibi jeotermal akÕúkan kuyu boyunca sÕkÕútÕrÕlmÕú sÕvÕ halinde kalarak buharlaúmasÕ önlenmekte, ayrÕca içerdi÷i karbondioksit (CO2) gazÕnÕn serbest kalmasÕ engellenerek kuyu içinde kireç taúÕ (CaCO3) oluúum hÕzÕ azaltÕlmaktadÕr. Jeotermal sahalar, içerdikleri jeotermal akÕúkanÕn sÕcaklÕ÷Õna göre sÕnÕflandÕrÕlÕrlar. SÕcaklÕk 90 oC’ den az ise “düúük entalpili saha” denir. Entalpi, bir akÕúkanÕn sahip oldu÷u iç enerjisi ile akÕú enerjisinin büyüklük ölçüsünü gösteren bir termodinamik özellikdir. Düúük entalpili sahalardan elde edilen jeotermal akÕúkandan daha çok merkezi ÕsÕtma sistemlerinde yararlanÕlÕr. 90 oC - 125 oC arasÕndaki “orta entalpili sahalar” ÕsÕtma sistemlerinde, endüstriyel uygulamalarda ve iki akÕúkan çevrimli jeotermal santrallarda kullanÕlÕr. Rezervuar sÕcaklÕ÷Õ 125 oC’den fazla ise “yüksek entalpili saha” olarak adlandÕrÕlÕr ve do÷rudan buharlaúma-yo÷uúma çevrimli jeotermal santrallar için uygun sahalardÕr. Dünyada kuru buhar elde edilebilen úanslÕ jeotermal sahalara örnek olarak øtalya’da Larderello ve ABD’de Geyzer sahalarÕ gösterilebilir. Jeotermal enerjiden yararlanÕlan sistemler iki ana baúlÕk altÕnda incelenebilir: Do÷rudan kullanÕm ve jeotermal santrallar. 6.2. Jeotermal Enerjinin Do÷rudan KullanÕmÕ “Do÷rudan KullanÕm (Direct Use)” jeotermal enerjinin en eski ve en yaygÕn uygulamasÕdÕr. KaplÕcalar, bölgesel konut ÕsÕtÕlmasÕ, sera ÕsÕtÕlmasÕ, endüstriyel uygulamalar, tarÕmsal kurutma, ÕsÕ pompasÕ vb. do÷rudan kullanÕmÕn kapsamÕ içindedir. 6.2.1 Dünya’da Jeotermal Enerjinin Do÷rudan KullanÕmÕ 2010 yÕlÕ itibariyle Dünyada 78 ülkenin jeotermal enerji do÷rudan kullanÕm kapasite toplamÕ 50 583 MWt dÕr. ølk 10 ülke ABD 12 611 MWt,Çin 8 898 MWt, øsveç 4 460 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 129 MWt,Norveç 3 300 MWt, Almanya 2 485 MWt, Japonya 2 099 MWt, Türkiye 2 084 MWt, øzlanda 1 826 MWt, Hollanda 1 410 MWt, øsviçre 1 061 MWt dÕr. Dünyada toplam 50 583 MWt jeotermal enerji do÷rudan kullanÕm kapasitesinin uygulamalara göre da÷ÕlÕmÕ : Jeotermal ÕsÕ pompalarÕ 35 206 MWt, yüzme havuzlarÕ / kaplÕcalar 6 689 MWt, bölgesel konut ÕsÕtÕlmasÕ 5 391 MWt, sera ÕsÕtÕlmasÕ 1 544 MWt, balÕk çiftlikleri 653 MWt, endüstriyel kullanÕm 533 MWt, so÷utma / kar eritme 368 MWt, tarÕmsal kurutma 127 MWt, di÷er kullanÕmlar 72 MWt dÕr. Türkiye’de toplam 2 084 MWt do÷rudan kullanÕm kapasitesinin uygulamalara göre da÷ÕlÕmÕ ise:Bölgesel konut ÕsÕtÕlmasÕ 1 011 MWt, yüzme havuzlarÕ / kaplÕcalar 552 MWt, sera ÕsÕtÕlmasÕ 483 MWt, Jeotermal ÕsÕ pompalarÕ 38 MWt dÕr. Dünyada 2010 yÕlÕ itibariyle jeotermal enerjinin do÷rudan kullanÕm yÕllÕk ÕsÕl enerji miktarÕ toplam 438 071 TJ dür (121 696 GWh). ølk 10 ülke Çin 75 348 TJ, ABD 56 552 TJ, øsveç 45 301 TJ, Türkiye 36 886 TJ, Norveç 25 200 TJ, øzlanda 24 361 TJ, Japonya 15 698 TJ, Fransa 12 929 TJ, Almanya 12 765 TJ, Hollanda 10 699 TJ dür. Dünyada toplam 438 071 TJ jeotermal enerjinin do÷rudan kullanÕm yÕllÕk ÕsÕl enerji miktarÕnÕn uygulamalara göre da÷ÕlÕmÕ: Jeotermal ÕsÕ pompalarÕ 214 782 TJ, yüzme havuzlarÕ / kaplÕcalar 109 032 TJ, bölgesel konut ÕsÕtÕlmasÕ 62 984 TJ, sera ÕsÕtÕlmasÕ 23 264 TJ, endüstriyel kullanÕm 11 746 TJ, balÕk çiftlikleri 11 521 TJ, so÷utma/ kar eritme 2 126 TJ, tarÕmsal kurutma 1 662 TJ, di÷er kullanÕmlar 954 TJ dür. Türkiye’de toplam 36 886 TJ jeotermal enerjinin do÷rudan kullanÕm yÕllÕk ÕsÕl enerji miktarÕnÕn uygulamalara göre da÷ÕlÕmÕ ise: Yüzme havuzlarÕ / kaplÕcalar 17 408 TJ, bölgesel konut ÕsÕtÕlmasÕ 9 803 TJ, sera ÕsÕtÕlmasÕ 9 138 TJ, Jeotermal ÕsÕ pompalarÕ 537 TJ dür . 6.2.1.1. Jeotermal IsÕ PompalarÕ Jeotermal enerjinin do÷rudan kullanÕmÕ içinde kapasite ve yÕllÕk ÕsÕl enerji miktarÕ olarak en büyük payÕ jeotermal ÕsÕ pompalarÕ almaktadÕr. En yaygÕn olarak Kuzey Amerika ve Avrupa’da 42 ülkede (özellikle ABD, øsveç, Norveç Almanya’da) ve Çin’de kullanÕlmaktadÕr. Jeotermal IsÕ PompasÕ ÕsÕl gücü meskenlerde 5.5 kWt’dan büyük iúletmelerde 150 kWt’ a kadar de÷iúmektedir. ABD ve batÕ Avrupa’da tipik olarak 12 kWt gücünde jeotermal ÕsÕ pompasÕ kullanan evlerin sayÕsÕ 2.94 milyondur. Türkiye’de jeotermal ÕsÕ pompasÕ kullanan 15 iúletmenin toplam ÕsÕl gücü yaklaúÕk 38 MWt dÕr. 6.2.1.2. Bölgesel Konut IsÕtÕlmasÕ Dünya’da 24 ülkede yapÕlan jeotermal bölgesel konut ÕsÕtÕlmasÕ uygulamasÕnda yÕllÕk ÕsÕl enerji miktarÕ itibariyle ilk 5 ülke øzlanda, Çin, Türkiye, Fransa ve Rusya’dÕr. 130 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 6.2.1.3. Sera IsÕtÕlmasÕ Dünya’da 34 ülkede yapÕlan jeotermal sera ÕsÕtÕlmasÕnda lider ülkeler Türkiye, Macaristan, Rusya, Çin ve øtalya’dÕr. Seralarda yetiútirilen ürünlerin baúÕnda sebze ve çiçek gelmekle birlikte, ABD’de a÷aç fidesi, øzlanda’da muz gibi meyve de yetiútirilmektedir. Türkiye’de ilk kez 1973’de Denizli- KÕzÕldere’de Birleúmiú Milletler KalkÕnma PlanÕ çerçevesinde 2 000 m2 sera alanÕnda baúlatÕlan jeotermal ÕsÕtma uygulamasÕ bu gün Denizli-KÕzÕldere, Tosunlar, øzmir-Dikili, Bergama, Balçova, Manisa-Salihli, UrganlÕ, Kütahya-Simav, ùanlÕurfa-Karaali’de 2.3 milyon m2 sera alanÕnÕ kapsamaktadÕr. 6.2.1.4. BalÕk Çiftlikleri Su havuzlarÕ jeotermal enerji ile ÕsÕtÕlan balÕk çiftliklerine sahip olan 22 ülke arasÕnda Çin, ABD, øtalya, øzlanda ve øsrail önde gelmektedir. Çiftliklerde elde edilen su ürünlerinin baúÕnda somon, alabalÕk, tropikal balÕk, istakoz ve karides sayÕlabilir. 6.2.1.5. TarÕmsal Kurutma Dünya’da 14 ülkede tarÕmsal kurutma için Jeotermal enerjiden yararlanÕlmaktadÕr. Kurutulan ürünlere örnek olarak: Deniz yosunu (øzlanda), so÷an (ABD), bu÷day ve di÷er tahÕllar (SÕrbistan), meyve (El Salvador, Guatemala, Meksika), yonca (Yeni Zelanda), hindistan cevizi (Filipinler), kereste (Meksika, Yeni Zelanda, Romanya) gösterilebilir. 6.2.1.6. Endüstriyel KullanÕm Jeotermal enerjinin endüstriyel kullanÕmÕ Dünya’da 14 ülkede gerçekleúmektedir. Yüksek enerji tüketimi gerektiren endüstriyel iúlemlere örnek olarak : Beton kürü (Guatemala, Slovenya), gazlÕ içeceklerin úiúelenmesi (Bulgaristan, SÕrbistan, ABD), süt pasterizasyonu (Romanya), dericilik (SÕrbistan, Slovenya), kimyasal ekstraksiyon (Bulgaristan, Polanya, Rusya), selüloz ve ka÷Õt iúleme (Yeni Zelanda), iyot ve tuz ekstraksiyonu (Vietnam), borat ve borik asit üretimi (øtalya), sÕvÕ karbondioksit ve kuru buz üretimi (øzlanda, Türkiye) gösterilebilir. Türkiye’de KÕzÕldere ve SalavatlÕ’da iúletilen jeotermal santrallarÕn yan ürünü olarak toplam 160.000 ton/yÕl kapasiteli sÕvÕ karbondioksit ve kuru buz üretim tesisleri kurulmuútur. 6.2.1.7. So÷utma /Kar Eritme Jeotermal enerji Dünya’da sadece 5 ülkede so÷utma amaçlÕ kullanÕlmakta olup toplam ÕsÕl kapasitesi 56 MWt, yÕllÕk ÕsÕl enerji miktarÕ toplam 281 TJ dür. Dünya çapÕnda 2 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 131 milyon metre kare kaldÕrÕm alanÕnda jeotermal enerji ile kar eritme iúlemi yapÕlmaktadÕr.Önde gelen ülkeler øzlanda, Arjantin, Japonya, øsviçre ve ABD’dir. l / l l 6.2.1.8. Yüzme HavuzlarÕ/ KaplÕcalar Jeotermal enerji 67 ülkede yüzme havuzlarÕnÕn ÕsÕtÕlmasÕ ve kaplÕca amacÕyla kullanÕlmaktadÕr. Baúta gelen ülkeler, Çin, Japonya, Türkiye, Brezilya ve Meksika’dÕr. Yurdumuzda bulunan 260 kaplÕca ve benzeri iúletmede 2010 yÕlÕnda 12 milyona yakÕn ziyaretçi jeotermal enerjiden yararlanmÕútÕr. 6.2.1.9. Di÷er KullanÕmlar Dünya’da 7 ülkede jeotermal enerjinin do÷rudan kullanÕmÕndaki farklÕ uygulamalar úunlardÕr: Hayvan yetiútiricili÷i, deniz suyunu arÕtma ve úiúelerin sterilizasyonu. 6.2.2 Türkiye’de Jeotermal Enerjinin Do÷rudan KullanÕmÕ Türkiye’nin yo÷un tektonik hareketlili÷i nedeniyle önemli bir yerli ve yenilenebilir enerji kayna÷ÕmÕz jeotermal enerjidir. Yurdumuzun jeotermal potansiyelinin belirlenmesi için gerekli araútÕrmalar ve incelemeler Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlü÷ü tarafÕndan 50 yÕl önce baúlatÕlmÕútÕr. Günümüze kadar MTA tarafÕndan 198 jeotermal alan tespit edilmiú ve yaklaúÕk 550 sondaj kuyusu açÕlmÕútÕr. ùekil 6.3. Türkiye’de Jeotermal KaynaklarÕn Da÷ÕlÕmÕ Ülkemizdeki Jeotermal sahalar (ùekil 6.3.) daha çok BatÕ Anadolu'da yer almaktadÕr (Örne÷in, Afyon, AydÕn, BalÕkesir, Bursa, Çanakkale, Denizli, øzmir, Kütahya, Manisa, Mu÷la, Sakarya, Uúak, Yalova). Jeotermal sahalarÕn %95'i orta ve düúük 132 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 entalpili sahalar olup, do÷rudan kullanÕma yani bölgesel konut ÕsÕtÕlmasÕ, seracÕlÕk ve kaplÕca turizmine uygundur. MTA tarafÕndan en düúük 35oC kuyubaúÕ sÕcaklÕ÷Õna göre ispatlanmÕú jeotermal ÕsÕl kapasite toplamÕ 4078 MWt düzeyindedir. Yurdumuzun tahmin edilen Jeotermal ÕsÕl gücünün (31 500 MWt) 5 milyon eúde÷er konutun ÕsÕtÕlmasÕna yetece÷i ifade edilmektedir. Türkiye jeotermal bölgesel konut ÕsÕtÕlmasÕnda bilgi, deneyim ve uygulama açÕsÕndan Dünya’da önde gelen ülkeler arasÕndadÕr. 6.2.2.1. Jeotermal Bölgesel Konut IsÕtmacÕlÕ÷Õ Üretim kuyularÕndan gelen jeotermal akÕúkan, içindeki gaz kuyubaúÕ separatörlerinde alÕndÕktan sonra, ÕsÕ merkezindeki plaka tipli ÕsÕ de÷iútiricilerine pompalanÕr. jeotermal akÕúkanÕn ÕsÕl enerjisi ÕsÕ de÷iútiricilerinde temiz úebeke suyuna aktarÕlÕr. Jeotermal akÕúkan re-enjeksiyon kuyularÕndan yer altÕna geri basÕlÕr. IsÕtÕlan temiz úebeke suyu ise kapalÕ bir devre içinde bölgedeki konutlara gönderilir. Her bir konutun giriúinde bulunan plaka tipli ÕsÕ de÷iútiricisinde úebeke suyunun ÕsÕ enerjisi konut içindeki radyatörlerde dolaúan suya aktarÕlÕr. Konutlardan dönen úebeke suyu ÕsÕ merkezindeki ÕsÕ de÷iútiricilerine geri pompalanÕr (ùekil 6.4). ùekil 6.4. Jeotermal Konut IsÕtma sistemi Türkiye’de halen jeotermal bölgesel ÕsÕtma uygulanan yerler, ÕsÕtÕlan eúde÷er konut sayÕsÕ, iúletmeye alÕnÕú yÕlÕ ve jeotermal akÕúkan sÕcaklÕ÷Õ Tablo 6.1’de gösterilmektedir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 133 Tablo 6.1. Türkiye’de Jeotermal Bölgesel IsÕtma Uygulanan Yerler IsÕtma YapÕlan Bölge BalÕkesir-Gönen Kütahya- Simav KÕrúehir AnkaraKÕzÕlcahamam øzmir-Balçova Afyon Nevúehir-KozaklÕ øzmir - NarlÕdere Afyon-SandÕklÕ A÷rÕ-Diyadin Manisa-Salihli Denizli-Sarayköy BalÕkesir -Edremit BalÕkesir-Bigadiç Yozgat-SarÕkaya Yozgat-Sorgun Yozgat-Yerköy øzmir-Bergama IsÕtÕlan Eúde÷er øúletmeye AlÕnÕú Konut SayÕsÕ YÕlÕ 3400 1987 5000 1991 1900 1994 2500 1995 15000 4600 1300/3500 1500 6000/12000 570 / 2000 5000/ 24000 1900 / 5000 4600 / 7500 1950 /3000 600/2000 1500 500/3000 7850/10000 1996 1996 1996 1998 1998 1999 2002 2002 2003 2005 2007 2008 2009 2009 Jeotermal AkÕúkan SÕcaklÕ÷Õ (oC) 80 137 57 70 137 95 90 125 75 70 94 95 60 96 60 80 65 60 6.3. Jeotermal Santrallar 6.3.1. Dünya’da Jeotermal Santrallar 2010 yÕlÕ itibariyle Dünya’da iúletilmekte olan jeotermal santrallarÕn toplam kurulu gücü 10,715 MWe ve üretilen yÕllÕk elektrik enerjisi toplam 67,246 GWh’dÕr. Önde gelen 5 ülke ABD, Filipinler, Endonezya, Meksika ve øtalya’dÕr. Ülkelere göre da÷ÕlÕm Tablo 6.2.’de verilmektedir. 134 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Tablo 6.2. Dünya’da øúletilmekte Olan Jeotermal Santrallar Ülkeler Toplam Kurulu Güç YÕllÕk Elektrik Enerjisi (MWe) Üretimi (GWh) 3 093 16 603 ABD 1.1 0.5 Avustralya 1.4 3.8 Avusturya 24 150 Çin 166 1 131 Kosta Rika 204 1 422 El Salvador 7.3 10 Etyopya 16 95 Fransa 6.6 50 Almanya 52 289 Guatemala 575 4 597 øzlanda 1 197 9 600 Endonezya 843 5 520 øtalya 536 3 064 Japonya 167 1 430 Kenya 958 7 047 Meksika 628 4 055 Yeni Zelanda 88 310 Nikaragua 56 450 Papua-Yeni Gine 1 904 10 311 Filipinler 29 175 Portekiz 82 441 Rusya 0.3 2 Tayland Türkiye 100 670 Bir jeotermal santralÕn kurulu gücü santralin beslendi÷i jeotermal rezervuarÕn akÕúkan kapasitesine, üretim debisine ve sÕcaklÕ÷Õna ba÷lÕdÕr. 2010 yÕlÕ itibariyle Dünya’da iúletmede olan 526 adet jeotermal santralÕn ortalama kurulu gücü 20.6 MWe dÕr. Gücü 10 MWe’dan az olan 259 adet “küçük santralÕn”ortalama kurulu gücü 3.2 MWe dÕr. Gücü 55 MWe’dan fazla olan 48 adet “büyük santralÕn” ortalama kurulu gücü 79.5 MWe dÕr. 100 MWe ve daha fazla kurulu gücü olan jeotermal santrallarÕ gerçekleútirmiú ülkeler, santral sayÕsÕ ve gücü úöyledir: ABD 4 x 113 MWe, 2 x 110 MWe, 1 x 109 MWe, Endonezya 1 x 117 MWe, 2 x 110 MWe, Meksika 4 x 110 MWe, Yeni Zelenda 1 x 100 MWe . 6.3.2 Türkiye’de Jeotermal Santrallar Yurdumuzda elektrik üretimine uygun yüksek entalpili sahalar : Denizli-KÕzÕldere (242 °C rezervuar sÕcaklÕ÷Õ), AydÕn-Germencik (232 °C), Manisa-AlaúehirDünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 135 KavaklÕdere (213 °C), AydÕn- Kuyucak-Pamukören (188 °C), Manisa-Salihli-Göbekli (182 °C), Kütahya- Saphane (180 °C),Çanakkale-Tuzla (174 °C), AydÕn-SalavatlÕ (171 °C),Kütahya-Simav (162 °C), AydÕn-Umurlu (155 °C), øzmir-Seferihisar (153 °C), Manisa-Salihli-Caferbey (150°C), AydÕn-Sultanhisar (146 °C), AydÕn-HÕdÕrbeyli (143 °C), AydÕn-YÕlmazköy (142 °C), øzmir-Balçova (137 °C), øzmir-Dikili (130 °C), AydÕn-Atça (124 °C) dÕr. Türkiye’de halen iúletmede olan 6 jeotermal elektrik santralÕnÕn toplam kurulu gücü 100 MWe’tÕr. Bu santrallarÕn, yeri, iúletici firma, kurulu gücü ve iúletmeye alÕnÕú yÕlÕ Tablo 6.3’deki gibidir. Tablo 6.3. Türkiye’de øúletmede Olan Jeotermal Elektrik SantrallarÕ Yer Denizli- KÕzÕldere-Sarayköy AydÕn-SalavatlÕ (Dora-1) AydÕn-SalavatlÕ (Dora-2) AydÕn-Germencik Denizli-KÕzÕldere Çanakkale-Tuzla øúletici Firma Zorlu Enerji Menderes Jeotermal Menderes Jeotermal Gürmat Bereket Enda (TJEAS) Kurulu Gücü (MWe) 20.4 8.50 9.50 47.4 6.85 7.5 øúletmeye AlÕnÕú YÕlÕ 1984 2006 2010 2009 2008 2010 AyrÕca toplam 378 MWe kurulu gücünde 13 jeotermal santral fizibilite ve/veya proje aúamasÕndadÕr. DetaylarÕ Tablo 6.4.’de verilmektedir. Tablo 6.4. Türkiye’de Fizibilite veya Proje AúamasÕnda Olan Jeotermal Elektrik SantrallarÕ Yer øúletici Firma Kurulu Gücü (MWe) Zorlu 60 Denizli-KÕzÕldere-Sarayköy Gürmat 50 AydÕn-Germencik Çelikler 70 AydÕn-KuyucakPamukören Çelikler 30 AydÕn - Sultanhisar Maren 20 AydÕn - Atca Erdem 25 AydÕn- Nazilli Karadeniz 20 AydÕn - HÕdÕrbeyli Egenda 7.5 Çanakkale - Tuzla 15 AydÕn- Buharkent 30 AydÕn – YÕlmazköy 30 Manisa-Alaúehir Zorlu 10 Kütahya-Simav øzmir Jeotermal 10 øzmir-Seferihisar Yurdumuzda iúletmede olan jeotermal santrallar ”Do÷rudan Buharlaúma-Yo÷uúma Çevrimli Santral” ve ”øki AkÕúkan Çevrimli Santral” olarak iki farklÕ tiptedir. 136 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 6.3.2.1 Do÷rudan Buharlaúma- Yo÷uúma Çevrimli Jeotermal Santral Üretim kuyusundan kendi basÕncÕyla kuyubaúÕ seperatörüne gelen jeotermal akÕúkan burada maruz kaldÕ÷Õ basÕnç düúümüyle kÕsmen buharlaúÕr. Merkezkaç kuvvet etkisiyle doymuú buhar ve doymuú sÕvÕ birbirinden ayrÕlÕr. Buhar, türbine gönderilirken, sÕvÕ jeotermal akÕúkan ise ÕsÕl enerjisinden daha fazla yararlanÕlmak üzere bir ÕsÕtma sistemine veya bir endüstriyel yahut bir tarÕmsal uygulama sistemine (kurutma, dericilik, seracÕlÕk vb.) iletilebilir. En son re-enjeksiyon aúamasÕnda yer altÕna pompalanÕr (ùekil 6.5). Buhar türbininden atÕlan Õslak buhar yo÷uúturucuya gönderilir. Buharla birlikte taúÕnan Karbodioksit ve Hidrojen Sülfür gazlarÕ yo÷uúma sebebiyle açÕ÷a çÕkar. Bir kompresör yardÕmÕyla yo÷uúturucudan çekilerek bacadan dÕúarÕ atÕlÕr veya bir karbondioksit fabrikasÕna gönderilerek sÕvÕ karbondioksit ve kuru buz üretimi yapÕlÕr Yo÷uúturucuda do÷rudan Õslak buhar üzerine püskürtülen so÷utma suyu aslÕnda yo÷uúturucudan bir pompa vasÕtasÕyla so÷utma kulesine basÕlan ve orada so÷utularak vakum sebebiyle yo÷uúturucuya geri çekilen jeotermal akÕúkandÕr. Hava ve su buharÕ Jeneratör Türbin Yo÷uúturucu Buhar AyÕrma ünitesi Buhar Tuzlu su Yo÷uúan akÕúkan AtÕk Tuzlu su Hava So÷utma Kulesi Hava Su Do÷rudan ÕsÕ uygulamalarÕ Jeotermal katman Üretim kuyusu Geri basÕm kuyusu ùekil 6.5. Do÷rudan Buharlaúma- Yo÷uúma Çevrimli Jeotermal Santral Do÷rudan buharlaúma-yo÷uúma çevrimli jeotermal santrallar genellikle 50 MWe dan daha düúük kapasiteli santrallardÕr. Ancak jeotermal kayna÷Õn uygun oldu÷u yerlerde 100 MWe’a kadar çÕkÕlabilmektedir. Yurdumuzdaki ilk jeotermal santral olan Denizli-KÕzÕldere-Sarayköy SantralÕ do÷rudan buharlaúma-yo÷uúma çevrimlidir. 1984 yÕlÕnda iúletmeye alÕnmÕútÕr. EÜAù tarafÕndan iúletilmekte iken, 2008 yÕlÕnda özelleútirilerek Zorlu Do÷al Elektrik Üretim A.ù firmasÕna satÕlmÕútÕr. SantralÕn kuruluú kapasitesi 20.4 MWe, brüt kapasitesi 14 MWe, net kapasitesi 11.2 MWe dÕr. Santral, kuyubaúÕ sÕcaklÕ÷Õ ve basÕncÕ 194 - 242 oC ve 12.8-15.8 bar arasÕnda de÷iúen 9 kuyudan yapÕlan üretimle çalÕúmaktadÕr. Toplam Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 137 jeotermal akÕúkan debisi 1 047 ton/saat’dir. Türbin giriúinde kuru buhar sÕcaklÕ÷Õ 147 o C, basÕncÕ 3.78 bardÕr. KuyubaúÕ seperatörlerinden atÕlan 147 °C sÕcaklÕktaki jeotermal suyun bir kÕsmÕ 2004 yÕlÕndan beri Sarayköy Belediyesi’ne bölgesel konut ÕsÕtÕlmasÕ amacÕyla, 2008 yÕlÕndan beri de Bereket Enerji Jeotermal Santrali’ne elektrik üretimi amacÕyla verilmektedir. Geri kalan jeotermal sÕcak suyun bir kÕsmÕ re-enjeksiyon edilmekte, bir kÕsmÕ da Büyük Menderes Nehri’ne atÕlmaktadÕr. SantralÕn atÕk jeotermal suyunda bulunan bor mineralinin Büyük Menderes sulama suyunu olumsuz etkilemesi nedeniyle, önceki yÕllarÕn kurak geçen aylarÕnda santralÕn gücü 6 MWe’a kadar düúürülmekte iken, özelleútirilmeden sonra yapÕlan re-enjeksiyon kapasite artÕrÕmÕ çalÕúmalarÕnÕn sonucunda 14 MWe’a çÕkartÕlmÕútÕr. Gürmat Elektrik Üretim A.ù. tarafÕndan AydÕn Germencik-Ömerbeyli jeotermal sahasÕnda kurulan ve Mart 2009 da üretime baúlayan 47.4 MWe brüt gücündeki santral da do÷rudan buharlaúma-yo÷uúma çevrimli olup, Denizli-Sarayköy santralÕndan farkÕ kuyubaúÕ seperatörlerinden atÕlan jeotermal suyun daha düúük basÕnçta tekrar buharlaútÕrÕlarak santralÕn elektrik gücünde %10-15 artÕú sa÷lanabilmesidir. Toplam 2500 ton/saat akÕúkan debisi 8 adet üretim kuyusundan karúÕlanmaktadÕr. 6 adet re-enjeksiyon kuyusu vardÕr. KuyularÕn derinlikleri 965 ile 2432 metre arasÕnda de÷iúmektedir. En yüksek kuyubaúÕ sÕcaklÕ÷Õ 228 °C,buharÕn türbine giriú noktasÕndaki sÕcaklÕ÷Õ ise yüksek basÕnç kademesi için 158 °C, alçak basÕnç kademesi için 102.7 °C dir. 6.3.2.2. øki AkÕúkan Çevrimli Jeotermal Santral Bu sistemde yeryüzüne çÕkarÕlan jeotermal akÕúkan bir ÕsÕ de÷iútirici vasÕtasÕyla ÕsÕ enerjisini kapalÕ bir sistemde daha düúük basÕnç ve sÕcaklÕkta dönmekte olan bir organik akÕúkana (izo-bütan, Freon 12, Klea 134a, n-pentan vb.) aktarÕr. AktarÕlan ÕsÕ ile buharlaúan organik akÕúkan türbin-jeneratörü çevirdikten sonra yo÷uúturulur ve ÕsÕ de÷iútiricisine sÕvÕ fazda geri döner. Bu sistemde kullanÕlan jeotermal akÕúkan ise enerjisini organik akÕúkana aktardÕktan sonra yeraltÕna geri basÕlÕr (ùekil 6.6) . 138 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Jeneratör Türbin øzo-bütan buharÕ Türbin IsÕ de÷iútirici AtÕk Tuzlu su Yo÷uúturucu Hava ve su buharÕ So÷utma kulesi Hava Hava Su Jeotermal katman Üretim kuyusu Geri basÕm kuyusu ùekil 6.6. øki AkÕúkan Çevrimli Jeotermal Santral Menderes Geothermal Elektrik Üretimi A.ù. tarafÕndan AydÕn- Sultanhisar-SalavatlÕ Jeotermal SahasÕ’nda kurulan 8,5 MWe gücündeki øki AkÕúkan Çevrimli DORA-1 Jeotermal Elektrik Santrali 2006 yÕlÕnda iúletmeye alÕnmÕútÕr. KuyubaúÕ sÕcaklÕ÷Õ 168 °C olan iki adet üretim kuyusu ve bir adet re-enjeksiyon kuyusu vardÕr. KuyubaúÕ seperatörlerinde elde edilen jeotermal sÕcak su ve buharÕ ayrÕ ÕsÕ de÷iútiricilerine girerek türbini döndürecek olan ikincil n- pentan organik akÕúkanÕnÕ ÕsÕtarak buharlaútÕrÕr. Jeotermal akÕúkanÕn sÕcaklÕ÷Õ 78°C ye kadar düútükten sonra reenjeksiyon kuyusuna pompalanÕr. Menderes Geothermal Elektrik Üretimi A.ù. tarafÕndan 2010 yÕlÕnda iúletmeye alÕnan ve øki AkÕúkan Çevrimli olan DORA-2 Jeotermal Enerji Santrali 9.5 MWe kurulu güce sahip olup SalavatlÕ jeotermal sahasÕ içerisindeki DORA-1 santralÕndan 4 km uzaklÕktadÕr. KÕzÕldere Jeotermal SahasÕ’nda, Bereket Jeotermal Enerji Üretim A.ù. tarafÕndan 2008 yÕlÕnda iúletmeye alÕnan 6,85 MWe kurulu gücündeki santral da øki AkÕúkan Çevrimlidir. Bu santralda, yakÕnÕnda bulunan Zorlu Enerji firmasÕna ait Do÷rudan BuharlaúmaYo÷uúma Çevrimli Jeotermal SantralÕn kuyubaúÕ seperatörlerinden atÕlan 147oC sÕcaklÕktaki jeotermal akÕúkandan yararlanÕlmaktadÕr. økincil organik sÕvÕ n-pentandÕr. Santraldan atÕlan jeotermal akÕúkan Sarayköy Bölge IsÕtma Sistemine ait plaka tipli ÕsÕ de÷iútiricilerine gönderilmektedir. Burada 50 °C sÕcaklÕ÷Õna düúen jeotermal akÕúkan re-enjeksiyon hattÕyla rezervuara geri basÕlmaktadÕr. 6.4. Di÷er Hususlar Jeotermal enerji yüz yÕldan fazla bir süredir elektrik üretimi için øtalya/Larderello sahasÕnda ve bölgesel ÕsÕtma için Boise Idaho’da (ABD)’e kullanÕlmaktadÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 139 Türkiye’de ise ilk jeotermal arama çalÕúmalarÕ 1961 yÕlÕnda MTA tarafÕndan øzmirBalçova’da baúlatÕlmÕú, ilk jeotermal ÕsÕtma sistemi 1983 yÕlÕnda øzmir 9 Eylül Üniversitesi yerleúkesinde, ilk jeotermal santral 1984 yÕlÕnda Denizli- KÕzÕldereSarayköy’de iúletmeye alÕnmÕútÕr. Türkiye’nin jeotermal enerji uygulamalarÕndaki bilgi ve deneyim birikimi yanÕnda olumlu uluslararasÕ iliúkilerinin bir sonucu olarak,”2005 Dünya Jeotermal Kongresi” UluslararasÕ Jeotermal Kurumu ve Türkiye Jeotermal Derne÷i’nin iúbirli÷iyle 2005 yÕlÕnda Antalya’da baúarÕyla düzenlenmiútir. Yurdumuzda Jeotermal enerji uygulamalarÕ için gerekli olan hukuki altyapÕ oluúturulmuútur. 13 Haziran 2007 tarihinde yürürlü÷e giren 5686 sayÕlÕ ”Jeotermal kaynaklar ve do÷al mineralli sular kanunu”nun amacÕ; jeotermal ve do÷al mineralli su kaynaklarÕnÕn etkin bir úekilde aranmasÕ, araútÕrÕlmasÕ, geliútirilmesi, üretilmesi, korunmasÕ, bu kaynaklar üzerinde hak sahibi olunmasÕ ve haklarÕn devredilmesi, çevre ile uyumlu olarak ekonomik úekilde de÷erlendirilmesi ve terk edilmesi ile ilgili usûl ve esaslarÕ düzenlemektir. Kanuna göre, yerli ve yabancÕ úirketlere ruhsat süreleri ve yatÕrÕm garantileri ilk aúamada 30 yÕla kadar geçerlidir ve daha sonraki aúamada 10 yÕl boyunca geniúletme imkanÕ sa÷lanmÕútÕr. 10 MayÕs 2005 tarihinde yürürlü÷e giren 5346 sayÕlÕ “Yenilenebilir enerji kaynaklarÕnÕn elektrik enerjisi üretimi amaçlÕ kullanÕmÕna iliúkin kanun”un amacÕ; jeotermal, rüzgar, güneú, biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarÕnÕn elektrik enerjisi üretimi amaçlÕ kullanÕmÕnÕn yaygÕnlaútÕrÕlmasÕ, bu kaynaklarÕn güvenilir, ekonomik ve kaliteli biçimde ekonomiye kazandÕrÕlmasÕ ve çevrenin korunmasÕdÕr. AnÕlan Kanun’da yapÕlan bazÕ de÷iúiklikler 6094 sayÕlÕ Kanunda belirtilmiú ve 29 AralÕk 2010 tarihinde yürürlü÷e girmiútir. øller BankasÕ Genel Müdürlü÷ü jeotermal kayna÷Õ olan belediyelere jeotermal ÕsÕtma ve entegre kullanÕmlar için destek amacÕyla arama, geliútirme ve kredilendirme çalÕúmalarÕnÕ 2003 yÕlÕnda baúlatmÕútÕr. BazÕ jeotermal alanlarÕn özel sektör tarafÕndan kullanÕmÕ 2009 yÕlÕnda MTA tarafÕndan ihale edilmiútir. 6.5. Sonuç Jeotermal potansiyel açÕsÕndan dünyanÕn en zengin ülkelerden biri olan Türkiye’de son 10 yÕl içinde jeotermal enerji uygulamalarÕ genellikle bölgesel konut ÕsÕtmasÕ ve elektrik üretimi üzerinde yo÷unlaúmÕútÕr. Türkiye’de jeotermal kaynaklar sÕcaklÕk itibariyle daha çok ÕsÕtmacÕlÕ÷a uygundur. Jeotermal bölgesel konut ÕsÕtmasÕna yönelik proje yatÕrÕmlarÕ yerel yöneticilerin, belediyelerin ve özel sektörün iúbirli÷i ile gerçekleúmektedir. 140 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Türkiye’deki jeotermal kaynaklar ucuz, temiz ve ekonomik olmalarÕ nedeniyle bulunduklarÕ bölgedeki ana enerji kayna÷Õ olarak kullanÕlmalÕdÕr. Bir bölgedeki jeotermal enerji uygulamalarÕna karúÕ en büyük köstek o bölgeye do÷al gaz getirilmesidir. Yurdumuzda jeotermal enerji uygulamalarÕnÕn teúvik edilmesi amacÕyla petrol aramalarÕnda oldu÷u gibi jeotermal arama ve iúletmelerde kullanÕlan ekipmanlar da gümrük vergisinden muaf tutulmalÕdÕr. Kaynaklar 1. Bertani, R.,2010,“Geothermal Power Generation in the World 2005–2010 Update Report”, 2010 Dünya Jeotermal Kongresi,, 25-29 Nisan 2010, Bali- Endonezya. 2. EÜAù, 2010 Raporu, Ankara. 3. Kemik, E., 2009, “TR32 düzey 2 bölgesi (AydÕn, Denizli, Mu÷la) jeotermal kaynaklarÕ ve jeotermal enerji santrallarÕ araútÕrma raporu”, Güney Ege KalkÕnma AjansÕ . 4. Lund,J.W., Freeston,D.H.,Boyd,T.L., 2010, Direct Utilization of Geothermal Energy 2010 Worldwide Review, 2010 Dünya Jeotermal Kongresi, 25-29 Nisan 2010, Bali- Endonezya. 5. Merto÷lu, O., 2011, “Geothermal applications in Turkey”, 2. østanbul Uluslar arasÕ Su Forumu, 3-5 MayÕs 2011, østanbul. 6. Parlaktuna, M., “Jeotermal Enerji”, ODTÜ Petrol ve Do÷al Gaz Mühendisli÷i Bölümü, Ankara. 7. ùimúek, ù.,2010, “Türkiye’de jeotermal enerji araútÕrma deneyimleri ve bazÕ sahalarda geliútirme çalÕúmalarÕ”, IGV Jeotermal Kongresi, 17-19 KasÕm 2010, Karlsruhe-Almanya. 8. Yeúin, A.O., 2011, “Türkiye’de jeotermal enerji uygulamalarÕ”, VI. Yeni ve Yenilenebilir Enerji KaynaklarÕ Sempozyumu, 21-22 Ekim 2011, Kayseri. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 141 142 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 7. ELEKTRİK ENERJİSİ 144 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 7. ELEKTRøK ENERJøSø 7.1. Elektrik Enerjisinin Dünyadaki Durumu 2007-2015 arasÕnda Dünya genelinde elektrik enerjisi tüketimi 2007 yÕlÕndaki 18,8 trilyon kWh de÷erinden 2020 yÕlÕnda 25 trilyon kWh, 2035 yÕlÕnda ise 35,2 trilyon kWh de÷erine ulaúacaktÕr. OECD ülkelerinde yÕllÕk tüketim artÕúÕ %1,1 iken OECD dÕúÕ ülkelerde %3,3 olacaktÕr. Elektrik üretiminde en büyük artÕú yenilenebilir enerji kaynaklarÕnda olurken sÕvÕ yakÕtlarÕn elektrik üretimindeki kullanÕlmasÕnda azalma öngörülmektedir. Dünya’da 2009 yÕlÕnda toplam 4,5 trilyon kWh tutarÕndaki yenilenebilir enerji üretimi içinde hidrolik kaynaklarÕn payÕ %54 (2,4 trilyon kWh) olurken bunu %26 payla (1,2 trilyon kWh) ile rüzgar enerjisinin izlemesi beklenmektedir. Küresel ÕsÕnmanÕn ön plana çÕkmasÕ ile fosil kaynaklara alternatif olarak yenilenebilir kaynaklar ve enerji verimlili÷i ön plana çÕkacaktÕr. Yükselen enerji fiyatlarÕna çözüm olarak, hükümetler bu alternatiflere finansal destek programlarÕnÕ açÕklamaya baúlamÕúlardÕr. “UluslararasÕ Enerji AjansÕnÕn 2011 Dünya Enerji Görünümü” raporunda, Hükümetlerin enerji yatÕrÕmlarÕnda daha etkili olmalarÕ ve karbon salÕnÕmÕ düúük teknolojilere öncelik vermeleri istenmektedir. Raporda Fukuúima’daki kaza, Ortado÷u ve kuzey Afrika’daki çalkantÕlarÕn ve karbon salÕnÕmÕnÕn daha fazla artmasÕna yol açan 2010 yÕlÕ enerji taleplerindeki artÕúÕn, enerji politikalarÕnda köklü de÷iúikli÷in artÕk zorunlu hale geldi÷i, enerji politikalarÕnda cesur önlemler alÕnmadÕ÷Õ takdirde yüksek karbon içeren enerji kaynaklarÕ ile dünya kendi gelece÷ini adeta kilitleyece÷i ifade edilmektedir. 7.2. Türkiye Elektrik Sisteminin Bugünkü Durumu 7.2.1. Talep Geliúimi Türkiye elektrik enerjisi brüt tüketimi (Türkiye brüt üretimi+dÕú alÕm–dÕú satÕm) 2009 yÕlÕnda %2 azalma ile 194,1 Milyar kWh, 2010 yÕlÕnda ise %8,4 artÕú ile 210,4 Milyar kWh olarak gerçekleúmiútir. Türkiye net tüketimi 2009 yÕlÕnda 156,9 Milyar kWh, 2010 yÕlÕnda ise 169,4 Milyar kWh olmuútur. 2009 yÕlÕ için hazÕrlanan üretim programÕnda ekonomik kriz öncesi 207 Milyar kWh olarak tahmin edilen Türkiye toplam elektrik tüketimi yaúanan ekonomik kriz nedeni ile bir önceki yÕla göre %2 azalarak 194,1 Milyar kWh olarak gerçekleúmiútir. 2010 yÕlÕnda ise, yaúanan krizin etkisi dikkate alÕnarak tahmin edilen 202,7 Milyar kWh’lik Türkiye toplam elektrik tüketimi yaúanan ekonomik krizin etkilerinin azalmasÕyla bir önceki yÕla göre %8,4 artÕúla 210,4 Milyar kWh olarak gerçekleúmiútir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 145 Tablo 7.1. Puant Güç ve Enerji Talebinin YÕllÕk ArtÕúlarÕ YÕllar 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 40000 Puant Güç Talebi (MW) 17799 18938 19390 19612 21006 21729 23485 25174 27594 29249 30517 29870 33392 ArtÕú (%) 5,2 6,4 2,4 1,1 7,1 3,4 8,1 7,2 9,6 6,0 4,3 -2,1 11,8 Enerji Talebi (GWh) 114023 118485 128276 126871 132553 141151 150018 160794 174637 190000 198085 194079 210434 250000 ArtÕú (%) 8,1 3,9 8,3 -1,1 4,5 6,5 6,3 7,2 8,6 8,8 4,3 -2,0 8,4 35000 200000 30000 25000 150000 MW 20000 100000 15000 10000 50000 5000 0 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Enerji Talebi 2005 2006 Puant Talep 2007 2008 2009 2010 0 ùekil 7.1. Puant Güç ve Enerji Talebinin YÕllÕk ArtÕúlarÕ Kaynak: TEøAù Türkiye enterkonnekte sisteminde yÕllar itibariyle puant talebin de enerji talebine benzer oranda geliúti÷i gözlemlenmektedir. Puant talep 2009 yÕlÕnda 29870 MW, 2010 yÕlÕnda ise yazÕn yaúanan aúÕrÕ sÕcaklarÕn elektrik tüketimine etkisiyle bir önceki yÕla oranla %11,8 artÕú yaparak 33392 MW olarak gerçekleúmiútir. Elektrik sisteminde anlÕk en düúük tüketim olan minimum yük de÷erlerinin geliúimi puant talep geliúiminden daha farklÕ seyretmektedir. Minimum Yük 2009 yÕlÕnda 11123 MW iken 2010 yÕlÕnda 13513 MW olarak gerçekleúmiútir. Genellikle, Türkiye’de yÕllÕk puant kÕú döneminde görülmekte iken son yÕllarda yaz dönemlerinde de anlÕk tüketim de÷erleri belirgin bir úekilde artmaya baúlamÕútÕr. 2008 2010 yÕllarÕnda yÕllÕk puant Temmuz – A÷ustos aylarÕnda gerçekleúmiútir. Puant talep yÕllara göre sürekli bir artÕú gösterirken minimum yükteki yÕllÕk de÷iúim oldukça düzensizdir. Elektrik sisteminde puant talep ile minimum yük seviyesinin iliúkisi elektrik enerjisinin tüketiminde verimlilik açÕsÕndan önemli bir göstergedir. Minimum Yük de÷erinin 146 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 GWh Puant Talebe oranÕ toplam elektrik tüketiminde yük faktörünün de bir göstergesi olup bu oranÕn yüksek olmasÕ elektrik enerjisinin daha verimli kullanÕldÕ÷Õ anlamÕna gelmektedir. Tablo 7.2. Puant Yük ile Minumum Yüklerin Geliúimi PUANT YILLAR YÜK (MW) 2000 19390 2001 19612 2002 21006 2003 21729 2004 23485 2005 25174 2006 27594 2007 29249 2008 30517 2009 29870 2010 33392 60 ARTIù (%) 1,1 7,1 3,4 8,1 7,2 9,6 6,0 4,3 -2,1 11,8 MøNøMUM YÜKÜN MøNøMUM ARTIù YÜK (MW) (%) PUANT YÜKE ORANI (%) 9369 48,3 8336 -11,0 42,5 9127 9,5 43,5 9270 1,6 42,7 8888 -4,1 37,8 10120 13,9 40,2 10545 4,2 38,2 10965 4,0 37,5 10409 -5,1 34,1 11123 6,9 37,2 13513 21,5 40,5 50 48,3 42,5 43,5 42,7 40,2 40,5 38,2 37,5 34,1 37,2 37,8 40 % 30 20 10 0 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 ùekil 7.2. Puant Yük ile Minumum Yüklerin Geliúimi Kaynak: TEøAù Tablo ve Grafik’ten de açÕkça görülece÷i üzere son yÕllarda minimum yükün puant yüke oranÕ zaman içinde belirgin bir úekilde düúmekte, ülkemizde elektrik enerjisinin verimli olarak kullanÕlmadÕ÷ÕnÕ göstermektedir. Ancak, 2010 yÕlÕnda bu oran tekrar %40’larÕn üzerinde gerçekleúmiú oldu÷u yani tekrar artÕú yönünde oldu÷u görülmüútür. 7.2.2. Elektrik Sistemi Üretim-Tüketim øncelemesi 7.2.2.1. Elektrik Üretim Tesislerinin Kuruluúlara Göre Geliúimi Türkiye elektrik enerjisi üretiminde kamu kurumlarÕnÕn yanÕ sÕra özel sektör kuruluúlarÕ da yer almÕútÕr. Her ne kadar Türkiye’de özelleútirme kavramÕ 1984 yÕlÕnda 3096 sayÕlÕ yasanÕn yürürlü÷e girmesi ile güncel hale geldiyse de bu tarihin daha öncesinde elektrik üretiminde ÇEAù ve KEPEZ gibi imtiyazlÕ özel úirketler yer almÕútÕr. 1984 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 147 yÕlÕndan 2010 yÕlÕ sonuna kadar kurulu güç ve elektrik üretim miktarlarÕnÕn yÕllara göre geliúimi aúa÷Õdaki tablolarda ayrÕ ayrÕ gösterilmektedir. Tablo 7.3. Türkiye Kurulu Gücünün Kamu ve Özel Sektör Olarak Geliúimi Tablo 7.3. Türkiye Kurulu Gücünün Kamu ve Özel Sektör Olarak Geliúimi KURULU GÜÇ (MW) KURULU GÜÇ (MW) KAMU SANTRALLARI ÖZEL SANTRALLARI TÜRKøYE TOPLAMI KAMU SANTRALLARI ÖZEL SANTRALLARI TÜRKøYE TOPLAMI TERMøK HøDROLøK TOPLAM PAY (%) TERMøK HøDROLøK TOPLAM PAY (%) TERMøK HøDROLøK TOPLAM TERMøK HøDROLøK TOPLAM PAY (%) TERMøK HøDROLøK TOPLAM PAY (%) TERMøK HøDROLøK TOPLAM 3545,4 3644,2 7189,6 85,0% 1041,4 230,6 1272,0 15,0% 4586,8 3874,8 8461,6 1984 3545,4 3644,2 7189,6 85,0% 1041,4 230,6 1272,0 15,0% 4586,8 3874,8 8461,6 4150,4 3644,2 7794,6 85,5% 1096,4 230,6 1327,0 14,5% 5246,8 3874,8 9121,6 1985 4150,4 3644,2 7794,6 85,5% 1096,4 230,6 1327,0 14,5% 5246,8 3874,8 9121,6 8264,2 6465,1 14729,3 90,3% 1289,1 299,2 1588,3 9,7% 9553,3 6764,3 16317,6 1990 8264,2 6465,1 14729,3 90,3% 1289,1 299,2 1588,3 9,7% 9553,3 6764,3 16317,6 9650,6 9207,6 18858,2 90,0% 1440,9 655,2 2096,1 10,0% 11091,5 9862,8 20954,3 1995 9650,6 9207,6 18858,2 90,0% 1440,9 655,2 2096,1 10,0% 11091,5 9862,8 20954,3 11274,6 9977,3 21251,9 77,9% 4795,4 1216,8 6012,2 22,1% 16070,0 11194,1 27264,1 2000 11274,6 9977,3 21251,9 77,9% 4795,4 1216,8 6012,2 22,1% 16070,0 11194,1 27264,1 10954,6 10108,7 21063,3 74,3% 5686,0 1583,1 7269,1 25,7% 16640,6 11691,8 28332,4 2001 10954,6 10108,7 21063,3 74,3% 5686,0 1583,1 7269,1 25,7% 16640,6 11691,8 28332,4 10949,6 10108,7 21058,3 66,1% 8636,4 2151,1 10787,5 33,9% 19586,0 12259,8 31845,8 2002 10949,6 10108,7 21058,3 66,1% 8636,4 2151,1 10787,5 33,9% 19586,0 12259,8 31845,8 10803,1 10990,2 21793,3 61,2% 12186,3 1607,4 13793,7 38,8% 22989,4 12597,6 35587,0 2003 10803,1 10990,2 21793,3 61,2% 12186,3 1607,4 13793,7 38,8% 22989,4 12597,6 35587,0 10794,9 10994,7 21789,6 59,2% 13364,8 1669,6 15034,4 40,8% 24159,7 12664,3 36824,0 2004 10794,9 10994,7 21789,6 59,2% 13364,8 1669,6 15034,4 40,8% 24159,7 12664,3 36824,0 11474,9 11109,7 22584,6 58,1% 14442,4 1816,5 16258,9 41,9% 25917,3 12926,2 38843,5 2005 11474,9 11109,7 22584,6 58,1% 14442,4 1816,5 16258,9 41,9% 25917,3 12926,2 38843,5 12554,9 11161,0 23715,9 58,5% 14880,3 1968,6 16848,9 41,5% 27435,2 13129,6 40564,8 2006 12554,9 11161,0 23715,9 58,5% 14880,3 1968,6 16848,9 41,5% 27435,2 13129,6 40564,8 12524,9 11350,3 23875,2 58,6% 14710,5 2191,6 16902,1 41,4% 27235,4 13541,9 40777,3 2007 12524,9 11350,3 23875,2 58,6% 14710,5 2191,6 16902,1 41,4% 27235,4 13541,9 40777,3 57,3% 2766,3 17836,4 42,7% 27595,0 14222,2 41817,2 2008 12524,9 12524,9 11455,9 11455,9 23980,8 23980,8 57,3% 15070,1 15070,1 2766,3 17836,4 42,7% 27595,0 14222,2 41817,2 12524,9 11677,9 24202,8 54,1% 16814,2 3744,2 20558,4 45,9% 29339,1 15422,1 44761,2 2009 12524,9 11677,9 24202,8 54,1% 16814,2 3744,2 20558,4 45,9% 29339,1 15422,1 44761,2 48,9% 5567,7 25321,3 51,1% 32278,5 17245,6 49524,1 2010 12524,9 12524,9 11677,9 11677,9 24202,8 24202,8 48,9% 19753,6 19753,6 5567,7 25321,3 51,1% 32278,5 17245,6 49524,1 Not: Rüzgar ve ve Jeotermal Hidrolik içinde Not: Rüzgar Jeotermal Hidrolik içindegösterilmiútir. gösterilmiútir. Kaynak: TEøAù Kaynak: TEøAù Tablo 7.4. Türkiye Üretiminin Kamu ve Özel Sektör Olarak Geliúimi ÜRETøM (GWh) KAMU SANTRALLARI TERMøK 1984 1990 1995 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 14426 30698 45090 65462 65954 51028 33070 27349 38416 46037 61345 69297 61115 54155 HøDROLøK 12260 22156 33105 27772 20409 26304 30027 40669 35046 38679 30979 28419 28338 41377 TOPLAM 26685,7 52854,2 78194,9 93234,0 86362,4 77332,1 63096,9 68017,2 73461,9 84716,1 92324,0 97716,8 89454,0 95532,0 PAY (%) 87,2% 91,9% 90,7% 74,6% 70,4% 59,8% 44,9% 45,1% 45,4% 48,1% 48,2% 49,2% 45,9% 45,2% TERMøK 2761,1 3697,3 5616,9 28547,4 32698,8 44639,5 72119,8 77208,2 83920,6 85892,4 93961,2 94841,8 95808,0 101673,0 ÖZEL SANTRALLARI HøDROLøK 1166,7 991,5 2435,6 3140,2 3663,5 7427,9 5363,8 5472,9 4573,7 5691,4 5269,5 5859,4 9551,0 14003,0 TOPLAM 3927,8 4688,8 8052,5 31687,6 36362,3 52067,4 77483,6 82681,1 88494,3 91583,8 99230,7 100701,2 105359,0 115676,0 PAY (%) 12,8% 8,1% 9,3% 25,4% 29,6% 40,2% 55,1% 54,9% 54,6% 51,9% 51,8% 50,8% 54,1% 54,8% TÜRKøYE TOPLAMI TERMøK 17187,2 34395,4 50706,5 94009,7 98652,4 95667,7 105189,6 104556,9 122336,7 131929,1 155306,0 164139,2 156923,0 155828,0 HøDROLøK 13426,3 23147,6 35540,9 30911,9 24072,3 33731,8 35390,9 46141,4 39619,5 44370,8 36248,7 34278,8 37890,0 55380,0 TOPLAM 30613,5 57543,0 86247,4 124921,6 122724,7 129399,5 140580,5 150698,3 161956,2 176299,8 191554,7 198418,0 194813,0 211208,0 Not: Rüzgar ve Jeotermal Hidrolik içinde gösterilmiútir. Kaynak: TEøAù 1984 yÕlÕnda kurulu güç toplamÕnda %85 olan kamu payÕ 2010 yÕlÕnda %48,9 seviyesine, 1984 yÕlÕnda Türkiye toplam elektrik üretiminde %87,2 olan kamu payÕ 2010 yÕlÕnda %45,2 seviyesine gerilerken buna paralel olarak da hem kurulu güç hem de toplam üretimde özel sektör payÕ artmÕútÕr. 1995 yÕlÕndan sonra sektörde kamu payÕ sürekli olarak azalÕrken özel sektör payÕ artmÕútÕr. Kurulu güç ve toplam elektrik üretiminde kamu-özel sektör paylarÕnÕn yÕllara göre geliúimi aúa÷Õdaki grafiklerde görülebilmektedir. 148 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 100,0 90,0 80,0 70,0 60,0 50,0 40,0 30,0 20,0 10,0 0,0 1984 19851986 1987 1988 19891990 1991 1992 19931994 1995 1996 19971998 1999 2000 20012002 2003 20042005 2006 2007 20082009 2010 KAMU ÖZEL ùekil 7.3. Kurulu Güç øçinde Kamu ve Özel Sektör PaylarÕnÕn Geliúimi 100% 90% 80% 70% 60% 50% 40% 30% 20% 10% 0% 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 KAMU ÖZEL ùekil 7.4. Türkiye Toplam Elektrik Üretiminde Kamu ve Özel Sektör paylarÕnÕn Geliúimi YukarÕdaki grafikler incelendi÷inde özel sektöre ait olan üretim tesislerinin toplam elektrik üretimi içindeki payÕnÕn kurulu güç içindeki payÕna göre daha hÕzlÕ arttÕ÷Õ ve 2010 yÕlÕnda daha yüksek seviyeye ulaútÕ÷Õ açÕkça görülmektedir. Özellikle 1998 yÕlÕndan 2003 yÕlÕna kadar toplam üretim içinde özel sektör payÕ oldukça hÕzlÕ bir úekilde artmÕútÕr. Bu dönem YøD, øHD ve Yø modeli kapsamÕnda özel sektörün elektrik üretmeye baúladÕ÷Õ dönemdir. Yø modeli kapsamÕndaki kapasitenin tamamÕ ile YøD ve øHD kapsamÕndaki kapasitenin büyük bir ço÷unlu÷u termik kapasite oldu÷u ve bu modeller kapsamÕnda üretimlerine satÕn alma garantisi verildi÷i için toplam Türkiye elektrik üretimi içindeki özel sektör payÕ hÕzlÕ bir úekilde artmÕútÕr. 2004 yÕlÕ ve sonrasÕnda ise özel sektör payÕ toplam kurulu güç ve toplam üretim içinde önemli bir de÷iúiklik göstermemiú, ancak 2010 yÕlÕ sonuna göre kamu santrallarÕnÕn toplam kurulu güçteki payÕ %50’nin altÕna düúmüútür. Enerji üretiminde ise kamunun payÕ %45 seviyesine inmiútir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 149 Kamu ve özel sektör kurulu güç ve toplam elektrik üretiminin 1984 yÕlÕndaki de÷erine göre yÕllÕk olarak 2010 yÕlÕna kadar büyüme oranlarÕ aúa÷Õdaki grafiklerde gösterilmiútir. 4,0 3,5 3,0 2,5 2,0 1,5 1,0 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 KURULU GÜÇ ÜRETøM ùekil 7.5. Kamu SantrallarÕnÕn Toplam Kurulu Güç ve Toplam Elektrik Üretimi De÷erlerinin 1984 YÕlÕna Göre Geliúimi 31,0 26,0 21,0 16,0 11,0 6,0 1,0 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 KURULU GÜÇ ÜRETøM ùekil 7.6. Özel Sektör SantrallarÕnÕn Toplam Kurulu Güç ve Toplam Elektrik Üretimi De÷erlerinin 1984 YÕlÕna Göre Geliúimi Kaynak: TEøAù Kamu santrallarÕnÕn kurulu güç ve üretim miktarlarÕ 1984 yÕlÕna göre 2010 yÕlÕnda yaklaúÕk 3,5 kat büyümüútür. Buna karúÕlÕk özel sektör santrallarÕnÕn toplam kurulu gücü aynÕ dönemde yaklaúÕk 20 kat, toplam üretim miktarÕ ise yaklaúÕk 30 kat büyümüútür. YukarÕda da belirtildi÷i üzere özellikle 1998 yÕlÕndan sonra YøD, Yø ve øHD modeli kapsamÕnda özel sektörün elektrik üretiminde a÷ÕrlÕklÕ olarak termik 150 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 kapasite ile yer almasÕ ve bu kapasitelerin üretimlerine satÕn alma garantisi verilmesi büyümedeki farklÕlÕ÷Õn birincil nedenidir. Bunun yanÕ sÕra, 2001 yÕlÕnda 4628 sayÕlÕ yasanÕn yürürlü÷e girmesiyle elektrik sektöründe serbest piyasa modeli uygulanmaya baúlamÕú ve bu dönemde yatÕrÕmlarÕn hÕz almasÕ ile 2010 yÕlÕnda özel sektörün payÕ oldukça artmÕútÕr. Bilindi÷i üzere elektrik enerjisi tüketilece÷i anda üretilmesi gerekir. Bu nedenle elektrik enerjisi üretimi için asÕl belirleyici unsur talep miktarÕdÕr. Kurulu gücün enerjiye dönüútürülebilir kÕsmÕnÕn ancak talep kadar olan miktarÕ üretilece÷i için kapasitenin bir kÕsmÕ üretime hazÕr ama üretim yapmadan yedek olarak bekleyecektir. Talebi karúÕlamak üzere sistemdeki santrallar emre amadelik durumlarÕna göre çalÕútÕrÕlmakta ve elektrik üretilmektedir. Emre amadelik durumu hidrolik santrallarda hidrolojik koúullara göre de÷iúkenlik göstermekte, termik santrallarda ise çalÕútÕrÕlma koúullarÕnÕn hazÕr bulundurulmasÕna göre belirlenmektedir. Emre amade olma durumunu etkileyen unsurlardan önemli olanlarÕ arÕza olasÕlÕklarÕ, bakÕm ihtiyaçlarÕ ve yakÕt temini ve kalitesidir. SantrallarÕn çalÕúma durumunu etkileyen bütün unsurlar göz önüne alÕnarak emre amade olma durumu belirlenmektedir. Bir grup kapasite emre amade olsa bile talep durumuna göre ihtiyaç duyulmadÕ÷Õndan çalÕútÕrÕlmayan bir kÕsÕm kapasite bulunacaktÕr. YÕllÕk üretim miktarÕ ile toplam kurulu güç iliúkisi mevcut kapasitenin kullanÕmÕ hakkÕnda bir fikir vermektedir. Kurulu kapasiteden yararlanma oranÕnÕ de÷erlendirmenin de÷iúik ölçütleri bulunmaktadÕr. Bu ölçütler bir anlamda kurulu kapasitenin kullanÕlmasÕnda verimlili÷in de bir göstergesidir. Bu ölçütlerden en önemli olanlarÕ tam kapasite eúde÷eri çalÕúma süresi ve kapasite faktörü’dür. Tam kapasite eúde÷eri çalÕúma süresi ve kapasite faktörü de÷erlendirilirken gerçekleúen üretim de÷erinin talep de÷erine ba÷lÕ oldu÷u dolayÕsÕyla kullanÕlabilir kapasite oldu÷u halde talepten fazla üretim yapÕlamayaca÷Õ için kurulu gücün bir kÕsmÕnÕn kullanÕlamadÕ÷Õ göz önünde bulundurulmalÕdÕr. Kurulu gücün verimli kullanÕlmasÕnÕn ölçütlerinden bir di÷eri de santrallarÕn kapasite faktörüdür. Bir santral emre amade olsa bile talep durumuna göre bazÕ zamanlarda çalÕútÕrÕlmayabilecektir. Talebin güvenilir bir úekilde karúÕlanmasÕ için sistemde bulunan santrallar belirlenen politikalar çerçevesindeki ilkelere göre sÕralanarak çalÕútÕrÕlmaktadÕr. Bu ilkeler en düúük maliyetle üretim yapan santraldan baúlanarak pahalÕya do÷ru sÕra ile çalÕútÕrÕlabilece÷i gibi özel bazÕ koúullara öncelik de verilebilir. Örne÷in Türkiye elektrik sisteminde üretimlerine satÕn alma garantisi verilmiú olan santrallar maliyet göz önüne alÕnmadan öncelikli olarak çalÕútÕrÕlmaktadÕr. Bu durum ekonomik ve düúük maliyetli üretim imkanÕnÕ önlemektedir. Benzer úekilde kamu ve özel sektör termik santrallarÕnÕn yÕllÕk kapasite faktörleri incelendi÷inde 1999 yÕlÕna kadar kamu santrallarÕnÕn kapasite faktörleri yüksek iken 1999 yÕlÕndan sonra özel sektör santrallarÕnÕn kapasite faktörleri daha büyük oldu÷u ve artarak devam etmiútir. Buna karúÕlÕk kamu termik santrallarÕnÕn kapasite faktöründe 2001-2004 döneminde çok hÕzlÕ bir düúüú gözlenmiútir. Bu dönem baúta Yø modeli kapsamÕndaki santrallar olmak üzere oldukça büyük miktarda özel sektör termik santrallarÕnÕn iúletmeye girdi÷i dönemdir. 2004 yÕlÕndan sonra ise yeni ilave kapasite Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 151 artÕúÕ talep artÕúÕna göre daha düúük oldu÷undan kamu santrallarÕnÕn çalÕútÕrÕlma süreleri dolayÕsÕyla kapasite faktörleri artmÕútÕr. 2001 yÕlÕndan itibaren büyük miktarda özel sektör termik kurulu gücün sisteme dahil olmasÕ ve bu kapasitelerin büyük miktarda satÕn alma garantisi kapsamÕnda olmasÕ nedeniyle toplam üretim kapasitelerinin büyük miktarÕ kullanÕlmÕútÕr. Özel sektör termik santrallarÕndaki bu yüksek kullanma oranÕna karúÕlÕk kamu termik santrallarÕnÕn üretim kapasitelerindeki kullanma oranÕ hÕzlÕ bir úekilde düúmüútür. Özellikle 20022005 döneminde sistem kapasite yede÷inin %35 seviyelerinde yüksek olmasÕ kamu termik santrallarÕnÕn üretim kapasitelerinin kullanÕlma oranÕndaki düúüúü hÕzlandÕrmÕútÕr. Daha sonraki yÕllarda sisteme yeni eklenen kapasite miktarÕnÕn talep artÕú miktarÕna göre daha az olmasÕndan dolayÕ sistem yede÷i azaldÕ÷Õ için kamu termik santrallarÕnÕn üretim kapasitesinin kullanÕlma oranÕ zorunlu olarak yeniden artÕú e÷ilimine geçmiútir. Kurulu güç yedekleri hesaplanÕrken yÕllÕk toplam kurulu güç ile aynÕ yÕlÕn puant talep de÷erleri kullanÕlmÕútÕr. 1984 yÕlÕndan bu yana bütün yÕllarda puant talep artarken sisteme eklenen yeni kapasite miktarÕ aynÕ oranda olmamÕútÕr. Bundan dolayÕ da kurulu güç yede÷i yÕllara göre de÷iúkenlik göstermiútir. Aúa÷Õdaki grafikten de görülece÷i üzere sisteme eklenen yeni kapasite miktarÕnÕn fazla oldu÷u yÕllarda kurulu güç yede÷i yükselmiútir. 1999 yÕlÕndan 2003 yÕlÕna kadar olan dönemde kurulu güç içinde özel sektör payÕ daha fazla olmak üzere sisteme büyük miktarda yeni kapasite eklenmiú ve buna ba÷lÕ olarak da yedek oranÕ yükselmiútir. YukarÕda da belirtildi÷i üzere 1999 yÕlÕndan itibaren özel sektöre ait olan kurulu güç büyük oranda kullanÕlÕrken yedek kapasite için öncelikli olarak kamu santrallarÕ bekletilmiútir. 50% 45% 40% 35% 30% 25% 20% 15% 10% 5% 0% 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 ùekil 7.7. Türkiye Elektrik Sisteminde Kurulu Güç Yede÷inin YÕllara Göre Geliúimi 7.2.2.2. Elektrik Üretim Tesislerinin Birincil Kaynaklara Göre Geliúimi Türkiye elektrik sisteminde kurulu güç geliúimi incelendi÷inde do÷al gaz yakÕtlÕ kurulu gücün di÷er kaynaklara göre daha büyük miktarda ve oranda arttÕ÷Õ gözlenmektedir. 152 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Ülkemizde son yÕllarda yapÕlmaya baúlanÕlan rüzgar enerjisine dayalÕ santrallarÕn kurulu gücünde de bir artÕú görülmektedir. Tablo 7.5. Kurulu Gücün YakÕt KaynaklarÕna göre Geliúimi (MW) BøOGAZ+ATI K JEOTERMAL DOöAL GAZ T.KÖMÜR + ASFALTøT HøDROLøK MOTORøN FUEL OIL TERMøK TOPLAM TOPLAM 8461,6 9121,6 16317,6 20954,3 27264,1 28332,4 31845,8 35587,0 36824,0 38843,5 40564,8 40835,8 41817,3 44761,3 49524,1 RÜZGAR 0,0 0,0 0,0 0,0 18,9 18,9 18,9 18,9 18,9 20,1 20,1 92,0 316,3 791,6 øTHAL KÖMÜR 0,0 0,0 0,0 0,0 145,0 145,0 145,0 LøNYøT YÕllar 1984 2359,3 219,9 1985 2864,3 219,9 1990 4874,1 331,6 1995 6047,9 326,4 2000 6508,9 335,0 2001 6510,7 335,0 2002 6502,9 335,0 2003 6438,9 335,0 2004 6450,8 335,0 2005 7130,8 335,0 2006 8210,8 335,0 2007 8211,4 335,0 2008 8205,0 335,0 2009 8199,3 470,0 2010 8199,3 470,0 0,0 100,0 2210,0 2924,5 7044,0 7153,5 9702,1 1362,8 627,3 1417,8 627,3 1574,5 545,6 1557,2 204,2 1766,3 229,5 2219,8 235,5 2620,4 235,5 2962,8 235,5 2808,5 214,4 2744,8 215,9 2615,6 251,9 2264,8 206,4 2263,2 2088,4 2018,8 26,4 26,4 0,0 0,0 0,0 4569,3 17,5 5229,3 17,5 9535,8 17,5 3874,8 3874,8 6764,3 9862,8 13,8 11074,0 17,5 23,8 16052,5 17,5 11175,2 23,6 16623,1 17,5 11672,9 27,6 19568,5 17,5 12240,9 27,6 22974,4 15,0 12578,7 27,6 24144,7 15,0 12645,4 35,3 25902,3 15,0 12906,1 41,3 27420,2 61,8 13062,7 42,7 27271,7 77,2 13394,9 59,7 27595,1 77,2 13828,7 86,5 29339,1 77,2 14553,4 1465,0 11509,6 1510,0 12798,4 1651,0 13789,5 1651,0 14314,6 1651,0 14560,4 1651,0 15054,8 1921,0 16547,5 3281,0 18175,0 27,2 107,2 32278,5 94,2 15831,2 1320,2 Kaynak: TEøAù Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 153 154 Tablo 7.6. Toplam Kurulu Gücün Termik ve HES-Yenilenebilir Kaynaklara Göre ArtÕúÕ (%) 1998 1999 6,6 10,6 2,1 2,2 6,1 4,4 4,9 2,7 0,5 2,1 1,6 3,2 19,5 3,2 3,6 17,7 17,4 5,1 7,3 5,6 -0,3 11,8 4,3 3,9 12,4 11,8 3,5 5,5 4,3 0,8 2,4 1,2 4,9 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 7,1 6,3 8,4 2010 10,6 10,0 11,8 3,2 3,7 2,5 5,2 17,7 15,5 1,9 0,0 0,7 1,7 5,7 2,4 3,1 3,2 0,9 2,0 4,2 5,5 8,8 8,7 2,6 0,5 1,4 3,0 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 TOPLAM 7,8 10,9 23,5 16,2 8,9 14,4 18,9 20,2 10,8 11,0 TERMøK HES + YENøLENEBøLøR 0,0 0,1 28,9 24,2 6,1 35,0 30,0 25,0 20,0 15,0 10,0 5,0 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 TOPLAM TERM7K HES + YEN7LENEB7L7R 0,0 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Ͳ5,0 ùekil 7.8. Toplam Kurulu Gücün Termik ve HES-Yenilenebilir Kaynaklara Göre ArtÕúÕ Kaynak: TEøAù øncelenen dönem içinde hÕzlÕ bir artÕú gösteren do÷al gaz kaynaklÕ kurulu kapasite 1984 yÕlÕnda sistemde bulunmaz iken 2010 yÕlÕna kadar hÕzlÕ bir geliúme göstererek toplam kurulu gücün %37’si seviyesine ulaúmÕútÕr. 1984 yÕlÕndan 2010 yÕlÕna kadar olan dönemde elektrik enerjisi üretiminin kaynaklara göre geliúimi aúa÷Õda tabloda gösterilmektedir. TAù TAù KÖMÜRÜ+ KÖMÜRÜ+ ASFALTøT ASFALTøT JEOTERMA HøDROLøK L JEOTERMA RÜZGAR L MOTORøN FUEL OIL Tablo 7.7.Elektrik Elektrik Enerjisi Üretiminin Kaynaklara Geliúimi (GWh) Tablo 7.7. Enerjisi Üretiminin Kaynaklara göregöre Geliúimi (GWh) RÜZGAR TOPLAM TERMøK TOPLAM HøDROLøK MOTORøN FUEL OIL TERMøK TOPLAM 1984 1984 1985 1985 1990 1990 1995 1995 2000 2000 2001 2001 2002 2002 2003 2003 2004 2004 2005 2005 2006 2006 2007 2007 2008 2008 2009 2010 2009 2010 705,6 705,6 710,3 710,3 620,8 620,8 2232,1 2232,1 3175,9 3175,9 2705,7 2705,7 2646,1 2646,1 2693,6 2693,6 2478 2478 2965,1 2965,1 3073,6 3073,6 3289,7 3289,7 3290,8 3290,8 3334,8 4572,6 3334,8 22,1 0,0 0,0 6 0,0 80,1 0,0 86 33,4 75,5 62,4 89,6 48,0 104,6 61,4 88,6 57,7 93,2 59,0 94,4 126,5 94,0 355,1 156,0 846,5 162,4 1495,4 2916,5 435,7 4572,6 14531,7 35942,1 2143,8 Kaynak: 4,2 31,9 98143,7 457,5 155827,5 51795,5 668,2 TEøAù 9412,7 6710,6 336,2 17165,1 13426,3 9412,7 6710,6 336,2 17165,1 13426,3 22,1 14317,5 7028,6 58,2 58,2 22168,0 12044,9 6 14317,5 7028,653,4 53,4 22168,0 12044,9 19560,5 3920,9 10192,3 34315,3 23147,6 80,1 19560,5 3920,920,8 20,8 10192,3 34315,3 23147,6 25814,8 5498,2 273,8 16579,3 222,3222,3 50620,5 35540,9 86 25814,8 5498,2 273,8 16579,3 50620,5 35540,9 643,1 7459,1 980,6 871,1 46216,9 220,2220,2 93934,2 30878,5 75,5 643,1 34367,3 34367,3 7459,1 980,6 871,1 46216,9 93934,2 30878,5 1340,3 8816,6 904,0 645,6 49549,2 229,9229,9 98562,8 24009,9 89,6 1340,3 34371,5 34371,5 8816,6 904,0 645,6 49549,2 98562,8 24009,9 1447,0 28056,0 9505,0 270,9 967,9 52496,5 173,7 95563,1 33683,8 104,6 1447,0 28056,0 9505,0 270,9 967,9 52496,5 173,7 95563,1 33683,8 5969,4 23589,9 8152,7 4,4 1039,1 63536,0 115,9 105101,0 35329,5 88,6 5969,4 23589,9 8152,7 7,3 4,4 1039,1 63536,0 115,9 105101,0 35329,5 9520,1 22449,5 6689,9 973,1 62241,8 104,0 104463,7 46083,7 93,2 9520,1 29946,3 22449,5 6689,9 2,5 7,3 973,1 62241,8 104463,7 46083,7 10281,1 5120,7 359,3 73444,9 122,4104,0 122242,3 39560,5 94,4 10281,1 32432,9 29946,3 5120,757,7 2,5 50,3 359,3 73444,9 122242,3 39560,5 11143,0 4232,4 80691,2 154,0122,4 131835,1 44244,2 94,0 11143,0 38294,7 32432,9 4232,413,2 57,7 43,950,3 80691,2 131835,1 44244,2 11846,7 6469,5 95024,8 213,7154,0 155196,2 35850,8 156,0 11846,7 41858,1 38294,7 6469,5 13,2 43,643,9 95024,8 155196,2 35850,8 12566,8 7208,6 266,2 98685,4 219,8213,7 164139,3 33269,8 162,4 12566,8 39537,1 41858,1 7208,6 266,2 18,043,6 98685,4 164139,3 33269,8 12813,2 4439,8 345,8 96094,7 340,1219,8 156923,5 35958,4 435,7 14531,7 2143,8 98143,7 457,5340,1 155827,5 51795,5 668,2 12813,2 35942,1 39537,1 4439,8 4,2 345,8 31,918,0 96094,7 156923,5 35958,4 0,0 30613,5 30613,5 34218,9 0,0 34218,9 57543,0 0,0 57543,0 86247,4 0,0 86247,4 124921,6 33,4 124921,6 122724,7 62,4 122724,7 129399,5 48,0 129399,5 140580,5 61,4 140580,5 150698,3 57,7 150698,3 161956,2 59,0 161956,2 176299,8 126,5 176299,8 191558,1 355,1 191558,1 198418,0 846,5 198418,0 194813,0 211207,7 1495,4 194813,0 2916,5 211207,7 Kaynak: TEøAù 1984 yÕlÕndan 2010 yÕlÕna kadar elektrik üretiminde yÕllara göre önemli miktarda artÕú gözlenirken dönem içinde termik santrallardan elde edilen üretimin daha hÕzlÕ büyüdü÷ü, hidrolik ve yenilenebilir kaynaklardan olan üretimin ise ya÷Õú koúullarÕna ba÷lÕ olarak yÕllara göre büyük de÷iúkenlik gösterdi÷i ve toplamda daha yavaú büyüdü÷ü görülmektedir. 2010 yÕlÕnÕn ya÷ÕúlÕ bir yÕl olmasÕ nedeniyle hidrolik santrallarÕn üretiminde bir önceki yÕllara göre %44 gibi oldukça yüksek bir artÕú gözlenmiútir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 155 TOPLAM KÖMÜR øTHAL øTHAL KÖMÜR DOöAL GAZ LPG + NAFTA DOöAL GAZ LPG + NAFTA LøNYøT LøNYøT ATIK ATIK 156 Tablo 7.8. Toplam Elektrik Üretiminin Termik ve HES-Yenilenebilir Kaynaklara Göre ArtÕúÕ (%) 1990 10,6 0,8 29,0 -2,0 17,0 27,7 -9,9 16,2 13,8 -1,6 6,1 -17,8 -10,9 -22,0 40,0 4,9 30,3 -14,1 12,0 -18,2 9,2 8,6 -2,3 19,8 6,2 7,3 16,7 8,4 18,9 15,0 4,9 -3,0 10,0 -0,6 17,0 7,8 17,7 4,7 11,8 9,6 6,1 10,1 10,0 8,9 7,5 4,9 7,3 -1,8 5,4 8,6 7,2 7,5 8,9 8,7 3,6 5,8 -5,7 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 -1,8 -4,4 10,5 2010 8,4 -1,0 46,1 YÕl 1985 1986 1987 1988 1989 TOPLAM 11,8 16,0 11,7 8,3 8,3 TERMøK 29,1 25,3 -7,6 -25,9 78,9 HES + YENøLENEBøLøR -10,4 -1,1 56,7 55,4 -38,0 100,0 80,0 60,0 40,0 20,0 0,0 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Ͳ20,0 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 TOPLAM TERM7K HES + YEN7LENEB7L7R Ͳ40,0 Ͳ60,0 ùekil 7.9. Toplam Elektrik Üretiminin Termik ve HES-Yenilenebilir Kaynaklara Göre ArtÕúÕ Kaynak: TEøAù Elektrik enerjisinin üretim, iletim, da÷ÕtÕm faaliyetleri dikey olarak bir bütündür. Bu bütünlük elektrik úebekesi olarak adlandÕrÕlÕr. Türkiye elektrik úebekesi tüm ülkeyi kapsayan tümleúik bir sistemdir. Fiziki yapÕ olarak bakÕldÕ÷Õnda bu úebekenin tek elden yönetilmesinin sayÕsÕz yararlar sa÷layaca÷Õ açÕk olarak görülmektedir. Rekabet ortamÕnÕn yaratÕlaca÷Õ varsayÕmÕ ile faaliyet aúamalarÕna göre ayrÕ kuruluúlarÕn yaratÕlmasÕ, öngörülen rekabet ortamÕnÕ úimdiye kadar yaratamadÕ÷Õ gibi üstelik verimsizli÷i de artÕrmÕútÕr. Elektrik FiyatlarÕ TETAù’Õn 1 Ekim 2008’de 14,39 kuruú olan elektrik satÕú fiyatÕ 1 Ocak 2009’dan itibaren 12,62 kuruú olarak uygulanmaya baúlanmÕú, 1 Eylül 2009 tarihine kadar bu satÕú fiyatÕ sabit kalmÕútÕr. Ancak TETAù’Õn elektrik fiyatlarÕnda yaptÕ÷Õ bu indirim tüketici fiyatlarÕna yansÕtÕlmamÕútÕr. TETAù’Õn Eylül 2009’da yaptÕ÷Õ %21,08 oranÕndaki zamla fiyatlarÕn 15,28 kuruúa yükseltilmesinin ardÕndan Ekim 2009’da tüketici fiyatlarÕna %9,8 oranÕnda zam uygulanmaya baúlanmÕútÕr. 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren yine 15,28 olan satÕú fiyatÕ Ekim 2010’da yaklaúÕk %20 indirim yapÕlarak 12,45 kuruúa düúürülmüú olup, 2011 yÕlÕnda da bu fiyat uygulanmaya devam etmektedir. Burada dikkati çeken husus, maliyetlerdeki yükseliúler do÷rudan tüketici fiyatÕna yansÕtÕlÕrken, maliyetlerdeki azalÕúÕn (do÷al gaz fiyatlarÕnÕn düútü÷ü dönemlerde) tüketici fiyatlarÕna yansÕtÕlmamasÕdÕr. Oysa elektrik fiyatlarÕnÕn ucuzlatÕlmasÕ 4628 sayÕlÕ Elektrik PiyasasÕ YasasÕnda da belirtildi÷i gibi ana hedef olmalÕdÕr. Elektrik fiyatlarÕnÕn yüksekli÷i, Türk sanayinin rekabetçi gücünü azaltmakta ve toplumun yaúam standardÕnÕ da düúürmektedir. 2007-2011 yÕllarÕ arasÕnda konutlara uygulanan elektrik fiyatlarÕ aúa÷Õdaki gibi olmuútur. Tablo 7.9. Elektrik FiyatlarÕ Aylar Fiyat (Krú/kWh) ArtÕú (%) AralÕk 2007 15,81 Ocak 2008 18,90 19,5 Temmuz 2008 22,87 21,0 Ekim 2008 24,69 7,9 Ocak 2009 24,93 1,0 Nisan 2009 24,53 -1,6 Ekim 2009 26,93 9,8 Ocak 2010 27,24 1,1 Ekim 2011 29,85 9,6 Kaynak : EMO Ülkemizdeki elektrik fiyatlarÕnÕn bu kadar yüksek oluúunun baúlÕca nedenleri elektrik üretimindeki ithal do÷al gazÕn payÕnÕn yüksekli÷i ile elektrik üretimindeki verimsizlik ve tüketimdeki tasarruf önemlerinin yetersiz oluúudur. Bu güne kadar yapÕlan çalÕúmalarla ortaya konulan sonuçlara göre; %15 elektrik tasarrufu yapÕlabildi÷inde do÷al gaz ithal giderlerinde 3.0 Milyar USD tutarÕnda bir azalma sa÷lanabildi÷i gibi elektrik tüketimimizin %3’lük kÕsmÕna karúÕlÕk gelen úehir aydÕnlatmasÕnda da verimli ampüller kullanÕldÕ÷Õnda yÕlda yaklaúÕk 5 Milyar kWh’lik bir tasarruf sa÷lanabilmektedir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 157 7.3. Türkiye Elektrik Enerjisi Sektörü ile ølgili UygulamalarÕn De÷erlendirilmesi Türkiye elektrik enerjisi brüt tüketimi 2008 yÕlÕnda %4,3 artÕúla 198,0 milyar kWh, 2009 yÕlÕnda ise %2,0’lÕk bir azalma ile 194,0 milyar kWh 2010 yÕlÕnda ise 201,4 milyar kWh olarak gerçekleúmiútir. Sistem kurulu gücü 2010 yÕlÕ sonu -2011 yÕlÕ baúÕnda yaklaúÕk 50000 MW, puant yük ise 35000 MW civarÕnda olmuútur. Bu rakamlardan sistem yede÷i 15000 MW bir di÷er deyiúle %30 olarak gözükmekte ise de santrallarÕn bir kÕsmÕnÕn çalÕútÕrÕlamayÕúÕ nedeni ile fiili olarak yedek bunun çok altÕndadÕr. Son yÕllarda sistem minimum yükünün, maksimum (puant) yüke oranÕ 2001’de %42,5 iken 2007’de %37,5 - 2008’de %34,1 – 2009’da %37,2 olmuú. Oranlardaki bu düúme ülkemizde elektrik enerjisinin verimli olarak kullanÕlmadÕ÷ÕnÕn da bir göstergesidir. 1984 yÕlÕnda toplam kurulu güç içerisinde %85 olan kamu payÕ 2007 yÕlÕnda %58,6 seviyesine, 1984 yÕlÕnda toplam elektrik üretiminde %87,2 olan kamu 2007 yÕlÕnda %48,3 seviyesine gerilerken özel sektörün payÕ ise hem kurulu güç hem de elektrik üretiminde artmÕútÕr. 1984 yÕlÕnda elektrik üretiminde do÷al gaz bulunmazken 1990’lardan sonra do÷al gazÕn elektrik üretimindeki payÕ hÕzla artmÕú ve 2010 yÕlÕnda sistem üretiminin %48’i seviyesine çÕkmÕútÕr. 7.3.1. Elektrik Enerjisi Potansiyelimiz Elektrik enerjisi yerli potansiyelini de÷erlendirirken elektrik enerjisi üretiminde kullanÕlan yakÕtlarÕn potansiyelini, yani genel enerji kaynaklarÕmÕzÕn potansiyelini de÷erlendirmek gerekir. Tablo 7.10. Ülkemizin Elektrik Enerjisi Yerli Potansiyeli Linyit 12,3 milyar ton potansiyel ile 120,0 milyar kWh T.Kömür 1,3 milyar ton potansiyel ile 6,5 milyar kWh Jeotermal 500 MW potansiyel ile 4,0 milyar kWh Rüzgar 25000 MW potansiyel ile 75,0 milyar kWh Hidrolik 170,0 milyar kWh potansiyel ile 140,0 milyar kWh Kaynak: DEK-TMK RaporlarÕ Bugün için kullanÕlmaya hazÕr birincil kaynaklarÕmÕzdan 345,5 milyar kWh elektrik enerjisi üretmek mümkündür. 209 milyar kWh elektrik enerjisine ek olarak iúletmedeki santrallarÕn rehabilitasyonlarÕnÕn tamamlanmasÕ ve Afúin- Elbistan B santralÕnÕn kömür sahasÕnÕn yeniden üretime baúlamasÕ ile sistem üretimi yaklaúÕk 230 milyar kWh olabilecektir. Türkiye’nin yukarÕda açÕklanan 345,5 milyar kWh’lik bilinen elektrik üretim potansiyeline sistemin mevcut 230 milyar kWh üretim kapasitesi de eklendi÷inde toplam elektrik üretim potansiyelimiz 575 milyar kWh olacaktÕr. Böylece %5 talep artÕúÕna göre 2030 yÕlÕnda 555 milyar kWh olaca÷Õ hesaplanan elektrik talebini karúÕlamakta bir sorun yaúanmayacaktÕr. 158 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 7.3.2. Uzun Dönem Arz Projeksiyonu TEøAù Genel Müdürlü÷ünün hazÕrladÕ÷Õ Türkiye Elektrik Enerjisi 10 YÕllÕk Üretim Kapasite Projeksiyonu (2010-2019) raporuna göre elektrik talebinin 2019 yÕlÕnda 357 milyar kWh olmasÕ kabulü halinde 2016 yÕlÕndan itibaren elektrik arzÕnÕn, elektrik talebini karúÕlayamayaca÷Õ belirtilmektedir. Ancak bu raporun yayÕnlanmasÕndan sonra sistem üretim úartlarÕnda zorunlu de÷iúiklikler olmuútur. Afúin Elbistan-B santralÕ kömür oca÷Õnda bu yÕl içinde meydana gelen göçük sonucu en az iki yÕl süre ile bu santrala kömür verilemeyece÷i, dolayÕsÕ ile sistemde 9,0 milyar kWh’lik üretim kaybÕ yaúanaca÷Õ beklenmektedir. Sistemde mevcut santrallarÕn rehabilitasyonlarÕ ile lisans almÕú yatÕrÕmcÕlarÕn kurmakta oldu÷u santrallarda meydana gelebilecek gecikmeler de göz önüne alÕndÕ÷Õnda 2016 yÕlÕ için öngörülen talebin karúÕlanamamasÕ riskinin daha öne kaymasÕ beklenebilir. Bu durum karúÕsÕnda vakit geçirmeden gerekli önlemlerin alÕnmasÕ gerekmektedir. Elektrik yatÕrÕmlarÕnÕn hÕzlandÕrÕlmasÕ için mevcut Elektrik PiyasasÕ yasasÕnÕn de÷iútirilmesi kaçÕnÕlmazdÕr. 7.3.3. Elektrik Sektöründe Özelleútirmenin Sektöre Etkileri Türkiye’de özelleútirme giriúimleri ve tartÕúmalarÕ 1980’li yÕllarÕn ortalarÕndan bu yana gündemden hiç düúmemiútir. Gerek kamu oyunun bir bölümünde, gerek enerji yönetiminde serbest piyasa koúullarÕnÕn oluúabilmesi için elektrik enerjisi ile ilgili faaliyetlerin özel kesim eliyle yapÕlmasÕnÕn gerekti÷i, bunun için de özelleútirmenin gerekli oldu÷u savunulmakta ise de karúÕ görüúü savunanlarÕn da oldu÷u gerçektir. Konuyu serbestleúme yönünden inceleyecek olursak 4628 sayÕlÕ Elektrik PiyasasÕ yasasÕnda böyle bir mecburiyete rastlanmadÕ÷Õ görülecektir. Serbestleúme uygulamalarÕnda özelleútirme bir amaç olmayÕp, bir araç niteli÷inde kabul edilmektedir. AB ülkelerinde sektörde özelleútirme yapmadan serbest piyasanÕn oluútu÷unu gösteren örnekler bulundu÷u bilinmektedir. Fransa, ørlanda, Lüksemburg, Yunanistan bu konuda örnek olarak gösterilecek ülkeler arasÕndadÕr. Serbestleútirme ile birlikte özelleútirmeyi bir arada götürmeyi amaçlayan ülkemizde özelleútirme ön plana çÕkmÕú, Bu nedenledir ki serbestleútirmenin uygulandÕ÷Õ on yÕllÕk dönemde elektrik sektöründe serbestleúme 4628 sayÕlÕ yasada öngörülen hedefe uygun olarak gerçekleútirilememiútir. Elektrik sektöründe kamu varlÕ÷ÕnÕ ortadan kaldÕrmanÕn en etkili yolu olan özelleútirme uygulamalarÕnÕn ilk kademesi olarak 20 elektrik da÷ÕtÕm bölgesinin bir kÕsmÕ kazanan úirketlere devredilmiú, bir kÕsmÕ devir aúamasÕndadÕr. Özelleútirme ihalesini kazanan úirketlerin bir kÕsmÕ özelleútirmeye karúÕlÕk taahhüt ettikleri parayÕ zamanÕnda sa÷layamadÕklarÕ için kazandÕklarÕ ihaleler iptal edilerek teminatlarÕ irat kaydedilmiútir. Böylece serbestleúme ve özelleútirmelerin baúarÕya ulaúabilmesi için mali yönden güçlü úirketlerin gereklili÷i hakkÕndaki görüúlerin haklÕlÕ÷Õ bir kere daha ortaya çÕkmÕútÕr. Elektrik üretim tesislerinin özelleútirilmesi uygulamasÕna baúlangÕçta Hamitabat, Kangal, Seyitömer, Soma A ve B santrallarÕ olmak üzere dört adet santral ile baúlanaca÷Õ, bunlarÕ takiben portföy santrallarÕ özelleútirilece÷i öngörülmüútü. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 159 BaúlangÕçtaki bu dört santral EÜAù toplam üretiminin %28’ni oluúturmaktadÕr. Portföy gruplarÕ içinde 13 adet termik, 28 adet hidrolik santral yer almaktadÕr. Hidrolik santrallarÕn iúletme hakkÕ devri yöntemi ile, termik santrallarÕn ise mülkiyet satÕúÕ ile özelleútirilmesi öngörülmektedir. ølk aúamadaki bu özelleútirmeler EÜAù kurulu gücünün %68’ni Türkiye kurulu gücünün %39’nu teúkil etmektedir. Bu büyüklükteki özelleútirmeler ile kamu elektrik gelirlerinin tamamÕna yakÕnÕnÕ kaybedecek ve arz güvenilirli÷inin sa÷lanmasÕ da büyük ölçüde mümkün olamayacaktÕr. 2001-2010 döneminde finansal úartlarÕn en uygun oldu÷u dönemde özel yatÕrÕmcÕlarÕn tesis ettikleri üretim tesislerinin ancak 12724 MW oldu÷u göz önünde bulunduruldu÷unda ekonominin ve finansal úartlarÕn bozuldu÷u önümüzdeki yÕllarda her yÕl en az 3500 MW kurulu gücün sisteme eklenmesinin nasÕl mümkün olaca÷Õ soru iúareti olarak karúÕmÕzda durmaktadÕr. Bu nedenle elektrik yatÕrÕmlarÕnÕn önündeki engeller olan 4628 sayÕlÕ Elektrik PiyasasÕ yasasÕ ve özelleútirmelere öncelik veren anlayÕú de÷iútirilmelidir. 7.4. Elektrik Sektörünün Gelecekteki Talep ArtÕúÕnÕn KarúÕlanma OlanaklarÕ 2004 yÕlÕnda yayÕnlanan ‘Elektrik Enerjisi Sektörü Reformu ve Özelleútirme Strateji Belgesi’nde yer alan talep tahminlerinin dayandÕ÷Õ ana unsurlar: ƒ 2000 yÕlÕnda 67,461 milyon olan nüfusun 2005 yÕlÕnda yÕllÕk %1,6 artÕúla 73,100 milyona, 2005-2010 döneminde %1,4 artÕúla 2010 yÕlÕnda 78,460 milyona, 20102020 döneminde ise %1,1 artÕúla 2020 yÕlÕnda 87,760 milyona ulaúaca÷Õ Ekonomik büyümenin (GSYøH) 2005-2010 döneminde %5,5, 2010-2015 döneminde %6,4 olaca÷Õ ve 2015-2020 döneminde ise %6,4 olaca÷Õ kabulüne dayandÕrÕlmÕútÕr. Bu kabullere göre elektrik talep artÕúÕ ile ekonomik büyüme arasÕndaki iliúkinin (esneklik katsayÕsÕ) 2004 yÕlÕndaki 1,6 de÷erinden dönem sonunda 2020 yÕlÕnda 1,0 de÷erine gerileyece÷i öngörülmüútür. ƒ ƒ Bu kabullere göre elektrik enerjisi talep tahminleri baz ve düúük hÕzlÕ senaryo olmak üzere iki ayrÕ alternatif halinde hesaplanmÕútÕr. Baz senaryoya göre elektrik enerjisi talebi 2010 yÕlÕnda 38785 MW puant güce, 242021 GWh enerji üretimine, 2020 yÕlÕnda 79350 MW puant güce, 499489 GWh enerji üretimine, Düúük hÕzlÕ senaryoya göre 2010 yÕlÕnda 35232 MW puant güce, 216747 GWh enerji üretimine, 2020 yÕlÕnda ise 66611 MW puant güce, 406.533 GWh enerji üretim de÷erine ulaúaca÷Õ öngörülmüútür. 2004 yÕlÕnda yapÕlan bu öngörüler ekonomi dünyasÕnÕn yaúadÕ÷Õ ve ülkemizi de etkileyen global ekonomik kriz sonrasÕnda gerçekleúmemiú, özellikle 2009 ve 2010 yÕllarÕnda elektrik talebinde azalmalar yaúanmÕútÕr. Bu durum sonrasÕ TEøAù’nin hazÕrladÕ÷Õ 2009-2019 yÕllarÕnÕ kapsayan arz projeksiyonu raporunda baz senaryodaki 2019 yÕlÕ enerji talebi 469.500 GWh de÷erinden 389.980 GWh de÷erine, düúük hÕzlÕ senaryoda ise 380.503 GWh de÷erinden 357.000 GWh de÷erine düúürülmüútür. 160 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 2011 yÕlÕnda baú gösteren borç krizlerinin yarattÕ÷Õ ülkelerin ekonomilerindeki daralmanÕn tüm ülkelerin büyüme hedeflerini de etkileyece÷i anlaúÕlmaktadÕr. Bu son ekonomik krizin ülkemizi de etkileyece÷i düúünüldü÷ünde ekonomik büyüme hedeflerinin öngörülen de÷erlere ulaúamayaca÷Õ beklenmelidir. Bu durum karúÕsÕnda elektrik talep tahminlerini yeniden de÷erlendirmek zorunlulu÷u bulunmaktadÕr. Cumhuriyetin kuruluúundan 2000 yÕlÕna kadar elektrik talep artÕúlarÕnÕn yÕllÕk ortalama %5, oranÕnda gerçekleúti÷i göz önüne alÕndÕ÷Õnda önümüzdeki dönemde yÕlÕk ortalama elektrik talebinin %5,0 olarak kabulü gerçekçi bir yaklaúÕm olarak görülebilir. Tablo 7.11. ArtÕú HÕzÕna Göre Talep Geliúimi YÕl Puant talep Enerji talebi MW GWh 2010 35000 (fiili) 209000 (fiili) 2015 44670 266740 2020 57000 340440 2025 72500 434450 2030 92500 554475 Bu talep artÕúlarÕna göre, yeni kurulacak santrallarÕn finansman ihtiyacÕ azalaca÷Õ gibi, inúa sürelerinde de rahatlama sa÷lanmÕú olacaktÕr. Kurulacak yeni santrallar arasÕnda Afúin-Elbistan termik santral projeleri öncelikli konumdadÕrlar. Elbistan kömür havzasÕnda son aramalar sonucu toplam 10000 MW kurulu gücündeki elektrik santrallarÕnÕ besleyecek miktarda linyit rezervi tespit edilmiútir. Mevcutlara ek olarak kurulacak C, D, E, F santrallarÕndan, 55 milyar kWh elektrik enerjisi yaklaúÕk 3,5-4,0 cent/kWh civarÕnda bir fiyattan üretilebilecektir. Adana-Tufanbeyli, Konya-Kurugöl, Bolu-Göynük, Tekirda÷-Saray, ÇankÕrÕ-Orta, Eskiúehir-MihalÕççÕk, AdÕyaman-GölbaúÕ ile ùÕrnak asfaltit yakÕtlÕ santrallarÕnÕn toplam kurulu gücü 10150 MW olup 66 milyar kWh üretim kapasitesine sahiptirler. BunlarÕn dÕúÕnda Soma, Tunçbilek, ÇayÕrhan santrallarÕna yapÕlacak ek üniteler ile 7 milyar 800 milyon kWh de÷erinde elektrik üretimi elde edilebilecektir. Hidroelektrik projelerde ise halen 8600 MW kurulu gücünde ve 20 milyar kWh üretim kapasitesinde santral inúa halindedir. 22 milyar 700 milyon kWh üretim kapasitesindeki hidroelektrik santral projesine henüz baúlanmamÕútÕr. BunlarÕn dÕúÕnda halen 57 milyar kWh elektik üretebilecek hidroelektrik potansiyel bulunmaktadÕr. 2023 yÕlÕna kadar 10000 MW kurulu gücünde yaklaúÕk 30 milyar kWh üretim kapasitesinde rüzgar ve 500 MW gücünde yaklaúÕk 4 milyar kWh üretim kapasitesinde jeotermal elektrik santralÕnÕn kurulaca÷Õ ETKB tarafÕnca ifade edilmektedir. Daha ileri dönemler için biyoyakÕtlar, güneú enerjisi ve rüzgar enerjisi potansiyelini harekete geçirilmesi düúünülen kaynaklar vardÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 161 7.5. Serbest Piyasa Düzeninde Arz Güvenilirli÷inin Sa÷lanmasÕ Bir elektrik sisteminde arz güvenilirli÷inin sa÷lanmasÕ sistemdeki üretim tesislerinin üretimlerinin oluúacak elektrik talebini makul bir yedek kapasite ile karúÕlanmasÕ ile mümkündür. Elektrik sisteminde planlamanÕn yapÕlmamasÕ, bugün oldu÷u gibi yatÕrÕm kararlarÕnÕn do÷rudan yatÕrÕmcÕlarÕn tercihine bÕrakÕlmasÕna neden olur ve sistem üretimi genelde elektrik talebini karúÕlayamaz duruma düúer. Arz güvenilirli÷inin sa÷lanmasÕnda sorun yaúanmamasÕ için kamunun enerji yatÕrÕmlarÕnÕ yapabilmesi amacÕyla gerekli yasal düzenlemeler yapÕlmalÕdÕr. 4628 sayÕlÕ Elektrik PiyasasÕ YasasÕnÕn amaç maddesinde, serbestleúmenin baúarÕlÕ olabilmesi, piyasada yer alan oyuncularÕn (úirketlerin) mali yönden güçlü olmalarÕna ba÷lanmÕútÕr. Elektrik yatÕrÕmlarÕ ile ilgili úirketlerimizin, de÷eri milyar dolar mertebesindeki elektrik üretim tesislerinin tesis ve iúletmelerini tek baúlarÕna yapacak mali güçte olmadÕklarÕ gözlenmektedir. Bu nedenledir ki özel yatÕrÕmcÕlar üretim alanÕnda ço÷unlukla do÷algaz, rüzgar, ve küçük güçlü hidrolik santralarla yönelmekte, arz güvenilirli÷i ile ilgilenmemektedirler. Bu durumda arz güvenilirli÷ini sa÷lamak görevi kamuya (EÜAù) düúmektedir. Kamunun elektrik yatÕrÕmlarÕndan dÕúlanmasÕ nedeniyle bugüne kadar EÜAù bu konuda görevlendirilmemiú ve arz güvenilirli÷inin sa÷lamasÕ sorunu da çözülememiútir. Ancak úurasÕ da bir gerçektir ki serbest piyasa koúullarÕnda arz güvenilirli÷inin sa÷lanmasÕ mümkün olamayacaktÕr. Çünkü serbest piyasa içinde bir ürünün yeterli miktarda olup olmamasÕ piyasa katÕlÕmcÕlarÕnÕn insiyatifinde olup bazÕ durumlarda talebi karúÕlayacak elektrik enerjisi bulunamama riski ile karúÕlaúabilinir. Bunu da serbest piyasanÕn do÷al sonucu olarak kabul etmek gerekmektedir. Ancak elektrik enerjisinin di÷er piyasa mallarÕndan farklÕ bir durumunu da göz ardÕ etmemek gerekmektedir. Elektrik enerjisi anlÕk tüketilen bir ürün olmasÕ nedeni ile yoklu÷u hemen fark edilir ve bu yoklu÷u kÕsa zamanda gidermek mümkün de÷ildir. Bu durum elektrik sektörü için kabul edilemez. 7.6. Türkiye Elektrik Sektöründe DÕúa Ba÷ÕmlÕlÕk Giderek Artan Çari AçÕk Sorumu ve YatÕrÕmlarÕn FinansmanÕ DÕúa ba÷ÕmlÕ enerji politikasÕ ve giderek artan cari açÕk önemli bir sorun olarak gündemdeki yerini korumaktadÕr. Döviz açÕ÷Õ anlamÕna gelen cari açÕ÷Õ do÷uran dÕú ticaret açÕ÷ÕnÕn yÕl sonunda 75 milyar dolar civarÕna yaklaúaca÷Õ beklenmektedir. Bu açÕ÷Õn baúlÕca nedeni dÕúa ba÷ÕmlÕ enerji politikasÕnÕn do÷urdu÷u ithalat zorunlulu÷udur. Resmi açÕklamalara göre elektrik sektörü yatÕrÕmlarÕ için 2020 yÕlÕna kadar 100 milyar dolarÕn üzerinde yatÕrÕm yapÕlmasÕ gereklidir. Bunu karúÕlamak için yÕllÕk ortalama 10 milyar dolarlÕk bu yatÕrÕm harcamalarÕ da eklendi÷inde cari açÕ÷Õn gittikçe daha büyük de÷erlere ulaúmasÕ ve elektrik yatÕrÕmlarÕnÕ oldu÷u kadar iúletme fonksiyonlarÕnÕ çÕkmaza sokmasÕ olasÕdÕr. 162 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 øthalatÕmÕzÕn 2/3 nün ham petrol ve do÷algaz alÕmÕ oldu÷u düúünüldü÷ünde cari açÕ÷Õn gittikçe büyümesi, do÷algaza aúÕrÕ ba÷ÕmlÕ bir elektrik iúletmesinde ileriki dönemlerde, 1970’li yÕllarda oldu÷u gibi ithal yakÕt ithalatÕnÕ karúÕlayacak döviz bulmak sorun olacaktÕr. Elektrik yatÕrÕmlarÕnÕn finansman sorunu da önemli bir mesele olarak ele alÕnma durumundadÕr. Elektrik sektörü yatÕrÕmlarÕ için 2020 yÕlÕna kadar oluúacak finansman ihtiyacÕnÕn 100 milyar dolar olaca÷Õ hesap edilmektedir. Türk BankacÕlÕk sektörü son beú yÕl içerisinde elektrik sektörüne 10 milyar tutarÕnda finansman sa÷layabilmiútir. Türk BankacÕlÕ÷ÕnÕn dÕúÕnda uluslar arasÕ finans kuruluúlarÕndan do÷rudan finans sa÷lamanÕn dünya piyasalarÕndaki dalgalanmalar çevre iklim de÷iúikli÷i gibi konular nedeniyle bundan böyle kolay olmayaca÷Õ açÕktÕr. Bu yüzden tüm ülkeler yatÕrÕmlarÕnÕn finansmanÕ için kendi iç kaynaklarÕna yönelmek zorunlulu÷unu duymaktadÕrlar. Bizim de yeni yatÕrÕmlarÕn finansmanÕ için iç kaynak yaratmak zorunlulu÷u do÷acaktÕr. Kamunun gelirlerinin özelleútirme uygulamalarÕ ile ellerinden alÕnmasÕna son verilmesi gerekecektir. Genelde dÕúa ba÷ÕmlÕ enerji politikasÕnÕn do÷uraca÷Õ sorunlar aúa÷Õda açÕklandÕ÷Õ gibidir: 1. øúletme emniyetini sa÷lamak zorlaúacaktÕr Elektrik üretiminde ithal yakÕt ile çalÕúan elektrik üretim tesislerinin oranÕ yükseldikçe gerekli yakÕtÕn sa÷lanmasÕnda ço÷u zaman aksaklÕklar yaúanacak dolayÕsÕ ile üretim tesislerinin üretimi kesintiye u÷rayabilecek ve elektrik talebini zamanÕnda karúÕlamak mümkün olamayacaktÕr. 2. Üretim maliyeti yükselecektir øthal yakÕtlar yerli yakÕtlara göre pahalÕ olduklarÕndan elektrik üretim maliyetinin pahalÕlaúmasÕna dolayÕsÕ ile elektrik tarifelerinin yükselmesine neden olacaktÕr. Bugün ülkemize kullanÕlan elektrik fiyatlarÕnÕn dünya ülkelerinin bir ço÷undan pahalÕ oluúu, elektrik üretiminde kullanÕlan do÷al gazÕn payÕnÕn %50’ nin üzerinde olmasÕndan ileri gelmektedir. Ekonomik ve sosyal kalkÕnmamÕzÕn temeli olan elektrik enerjisi Sektöründe yaúanacak darbo÷az ekonomik ba÷ÕmsÕzlÕ÷ÕmÕzÕ oldu÷u kadar siyasi ba÷ÕmsÕzlÕ÷ÕmÕzÕ da tehdit eden sonuçlar do÷urmasÕ kaçÕnÕlmazdÕr. 7.7. Elektrik FiyatlarÕnÕn ArtÕúÕnÕn Sanayi Sektörüne Etkileri Elektrik enerjisinin ekonomik büyümeyi gerçekleútirecek en önemli etkenlerin baúÕnda geldi÷i bilinmektedir. Bunun için elektrik üretiminin elektrik talebini zamanÕnda, güvenli bir úekilde, çevresel etkileri de göz önünde tutarak, sanayinin rekabet gücünü azaltmayacak fiyatla karúÕlamasÕ bütün dünyada oldu÷u gibi ülkemizde de baúlÕca hedef olmalÕdÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 163 Elektrik enerji, geliúmiú ülkelerde daha az, geliúmekte olan ülkelerde daha büyük oranlarda olmak üzere yÕllÕk artÕúlar gösteren bir enerji türüdür. Elektrik enerjisi toplumun her kesimince kullanÕlmasÕna ra÷men sanayi sektörü elektrik enerjisine en çok ihtiyacÕ olan ve en çok kullanan sektördür. Türkiye’de 2010 yÕlÕnda sanayi sektörü elektrik tüketimi toplam elektrik tüketim içerisinde %37 oranÕnda bir paya sahip olmuútur. Ülkemiz sanayi sektörü içinde elektrik yo÷un tesislerin bulunuúu elektri÷in talebi karúÕlamada yaúadÕ÷Õ sorunlardan en çok etkilenen sektör olmasÕna neden olmaktadÕr. Bu durum bir bakÕma sanayin geliúmesini de önlemektedir. Bu yüzden sanayin yapÕsÕnÕ de÷iútirerek, elektrik yo÷un sanayi türünden elektri÷i daha az kullanan biliúim teknoloji türlerine geçmek zamanÕ gelmiútir. Türk sanayi sektörünün bu yönde çaba harcamasÕ ve yatÕrÕm yapmasÕ, elektrik sektörü yatÕrÕmcÕlÕ÷Õ ve iúletmecili÷ine yönelmesinden daha yararlÕ olacaktÕr. 7.8. Türkiye’de Elektromekanik Sanayinin Geliúimi Öncelikle, elektromekanik sanayi deyince hangi ürünlerin bu kapsam içinde yer almakta oldu÷una bakacak olursak; Elektrik enerjisinin üretildi÷i tesisten, bu enerjinin tüketicinin hizmetine sunuldu÷u noktaya kadar (ki bu nokta bir priz de olabilir bir úalt tesisi de) zincir içinde yer alan her türlü makine , teçhizat ve cihaz Elektromekanik Sanayinin konusu içinde yer almaktadÕr. Di÷er bir deyiúle Elektromekanik Sanayi çok geniú bir yelpaze içinde düúünülmesi gereken bir sanayi dalÕ olup Ülkemizde bu sanayi dalÕnda yapÕlmÕú olan yatÕrÕmlar ile kurulan tesislerde hangi ürünlerin üretilmekte oldu÷u ve bu tesislerin, dünyadaki teknolojik geliúmeye ne oranda adÕm uydurdu÷u veya uydurabildi÷i ve ülke ihtiyacÕnÕn tümünü karúÕlamaya yeterli olup olmadÕ÷Õ, dÕú ülkelerde üretilen benzer ürünlerle rekabet gücüne ne oranda sahip olduklarÕ ve bu rekabeti sürdürecek AR – GE çalÕúmalarÕna ne oranda kaynak ayÕrabildiklerinin tespiti için çok geniú araútÕrma yapmak gerekir. Oysa bu sanayi dalÕndaki durumu toplu olarak gösterecek bir resim ve bilgi demeti olmadÕkça bu konuda sa÷lÕklÕ bir de÷erlendirme yapmak objektif olmaktan daha ziyade sübjektif bir de÷erlendirme olacaktÕr. Bununla birlikte bazÕ tespitler yapmak mümkündür. Örne÷in Ülkemizde, yukarÕda belirtilen zincir içerisinde yer alan ürünlerden : ƒ 380 KV’ a kadar çeúitli kapasitede Güç ve da÷ÕtÕm transformatörleri, ƒ 380 KV’ a kadar enerji iletim ve da÷ÕtÕm hatlarÕ, ƒ ùalt tesisleri ile buralarda kullanÕlan her türlü akÕm ve gerilim trafolarÕ , kabinler, akÕm ve gerilim ölçü aletleri, ƒ Çeúitli izolâtörler ve kablolar üretilmektedir. Bu gibi ürünlerin sayÕsÕnÕ bir hayli artÕrmak mümkündür. Ancak, kömür yakan bir kazan, bir buhar türbini , bir jeneratör gibi elektromekanik’in a÷Õr sanayi bölümünü oluúturan ürünler, kÕsaca elektrik santralleri için ayni úeyleri söylemek mümkün de÷ildir. Gerçi 1975 yÕlÕnda kurulmuú olan TEMSAN (Türkiye Elektromekanik Sanayii A.ù.) 100 MW’a kadar hidrolik santral kurabilecek bir kapasiteye ulaúmÕúsa da bu de÷eri, 164 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 her yÕl elektrik enerjisi tüketiminde önemli artÕúlar gösteren Ülkemiz için yeterli bir geliúme olarak düúünmek ve kabul etmek mümkün de÷ildir. AyrÕca bugün ulaúÕlmÕú olan noktaya ne kadarlÕk bir zaman dilimi içinde gelindi÷ine bakacak olursak; Türkiye’de elektrik enerjisi ilk defa, 15.09.1902 yÕlÕnda Tarsus’ta bir su de÷irmeni milinden alÕnan hareketle çevrilen 60 kW’lÕk bir dinamo ile üretilmiútir. BatÕ ülkelerinin sanayi devrimini baúlattÕ÷Õ bu tarihlerde, günün úartlarÕ nedeniyle bu önemli de÷iúime ilgi gösterememesi veya gösterilen ilginin yetersiz oluúu sonucu olarak Cumhuriyetin ilân edildi÷i 1923 yÕlÕna kadar Ülkede sadece 4 il elektrikle (o da sadece sokak aydÕnlatmasÕ amacÕ ile) tanÕúabilmiútir. Cumhuriyetin hemen ilânÕndan önce øzmir’de düzenlenen Birinci øktisat Kongresinde alÕnan kararlardan; ƒ Ham maddesi yurt içinde yetiúen veya yetiútirilebilen sanayi dallarÕ kurulmalÕdÕr, ƒ DÕú rekabete dayanabilmek için sanayin toplu ve bütün olarak kurulmasÕ gereklidir, Maddeleri ile, Türkiye’nin ça÷daú ülkeler düzeyine ulaúabilmesi için alÕnan di÷er ekonomik kararlar yanÕnda sanayileúmenin, hem de top yekûn bir sanayileúmenin baúlatÕlmasÕ yönünde önemli kararlar alÕnmÕútÕr. Daha sonra 1933 – 1937 yÕllarÕnÕ kapsayan Birinci 5 YÕllÕk Sanayi plânÕ çerçevesinde 1935 yÕlÕnda ; ƒ ƒ ƒ ƒ Yer altÕ kaynaklarÕnÕn araútÕrÕlmasÕ için (MTA) Maden Tetkik Enstitüsü Su kaynaklarÕnÕn enerji amaçlÕ araútÕrÕlmasÕ için (EøEø) Elektrik Etüt ødaresi ile, Bu kaynaklarÕn iúletilmesi amacÕ ile de Etibank kurulmuútur. 1939 yÕlÕnda da a÷Õr sanayinin olmazsa olmazÕ olan Demir Sanayi tesisleri (Karabük Demir Çelik FabrikalarÕ) üretime geçirilmiútir. Görüldü÷ü üzere genç Türkiye Cumhuriyeti, ülke kalkÕnmasÕnÕn temel unsuru olan sanayileúmeye büyük önem vermiú ve özel sektörde henüz sermaye birikimi oluúmadÕ÷Õ için sanayideki ilk adÕmlar Devlet tarafÕndan atÕlmÕútÕr. Tablo 7.12. 1923’ten øtibaren Ülkenin Elektrik Enerjisi øhtiyacÕnÕn KarúÕlanmasÕndaki Geliúme(Primer Kaynaklara Göre) YÕllar 1923 1930 1940 1950 1960 1970 1980 1990 2000 2010 Termik Güç (MW) Hidrolik Güç (MW) 32,7 0,1 74,8 3,2 209,2 7,8 389,9 17,9 860,5 411,9 1509,5 725,4 2987,9 2130,8 9550,8 6764,3 16070,0 11194,1 32278,5 17245,6 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Toplam (MW) 32,8 78 217,0 407,8 1272,4 2234,9 5118,7 16315,1 27264,1 49524,1 165 2010 yÕlÕnda ulaúÕlmÕú 32278,5 MW olan Termik kurulu gücün, sadece 8669,3 MW’Õ , linyit, taú kömürü ve asfaltit gibi yerli kaynaklarÕmÕzla çalÕúan santrallerden geri kalan 23609,2 MW’Õ ise do÷al gaz, fuel oil, motorin gibi tamamen yurt dÕúÕndan ithal edilen yakÕtla çalÕúan santrallerden oluúmaktadÕr. Türkiye’nin hÕzla artan elektrik enerjisi ihtiyacÕnÕn karúÕlanmasÕnda hem yerli yakÕtlarÕn ve hidrolik potansiyelin yeterince de÷erlendirilememiú olmasÕ, hem de bu potansiyeli elektrik enerjisine dönüútürecek santrallerin %100 yerli olarak üretebilecek sanayinin, di÷er bir deyiúle a÷Õr elektromekanik sanayinin halâ kurulamamÕú olmasÕ nedenleri ile ülke, önemli döviz kaybÕna u÷ramaktadÕr. Di÷er taraftan, sahip oldu÷umuz birincil enerji kaynaklarÕndan elektrik enerjisi üretimini sa÷layacak santrallarÕn, yerli sanayimiz tarafÕndan %100 kurulamamasÕ veya yerli sanayii bu düzeye ulaútÕramamÕú olmak ülkeyi, BatÕ diye adlandÕrdÕ÷ÕmÕz geliúmiú ülkeler düzeyine çÕkarmak iradesini yeterince gösteremedi÷imizi ifade eder. Oysa 1950’li yÕllarÕn baúlarÕnda ayni durumda oldu÷umuz Güney Kore bizden çok önce a÷Õr sanayisini BatÕ ile rekabet eder noktaya ulaútÕrabilmiú bulunmaktadÕr. Liberasyonu ekonomik geliúmede esas olarak kabul etti÷imiz bu dönemde, bir santralÕn %100 yerli kaynaklar kullanÕlarak tesis edilmesinin özel sektöre düúen bir görev oldu÷u düúünülse bile bu durumda siyasi otorite, ya özel sektörü teúvik edici önlemleri almasÕ veya kamu kurumlarÕna bu yönde görev vermelidir. Her iki çözüm yolu için de öncelikle, ülkede her yönden a÷Õr sanayinin kurulmasÕ için Siyasi ørade oluúmasÕ gerekir. 2010 yÕlÕnda tüketilen 211.208 GWh lik enerjinin , 96.737 GWh’i öz kaynaklardan sa÷lanmÕú olup 114.471 GWh’i ithal kaynaklardan sa÷lanmÕútÕr. Oysa bu günkü de÷erlendirmelere göre; Linyit kömürü potansiyeli Taúkömürü potansiyeli Hidrolik potansiyel Jeotermal potansiyel Rüzgâr enerjisi potansiyeli olmak üzere toplam olarak 120.000 GWh 6.500 GWh 140.000 GWh 4.000 GWh 75.000 GWh 345.000 GWh öz kaynaklara dayalÕ üretim potansiyelimiz mevcuttur. KaldÕ ki bu de÷erler; bugün için iúletilmesi ekonomik görülmeyen potansiyeller elektrik fiyatlarÕnÕn artÕúÕna ba÷lÕ olarak artÕú gösterebilmektedir. Bu tespitlerin ÕúÕ÷Õ altÕnda ve Ülkenin elektrik enerjisi karúÕlanmasÕ için öz kaynaklarÕn de÷erlendirilmesine öncelik verilmesi ve dÕú kaynaklara ba÷ÕmlÕlÕ÷Õn mümkün oldu÷unca azaltÕlmasÕ ilkesi dikkate alÕndÕ÷Õnda üretim tesislerinin yapÕmÕnda da dÕúa ba÷ÕmlÕlÕ÷Õn önlenmesi ve bu amaçla a÷Õr elektromekanik sanayiin kurulmasÕ, kaçÕnÕlmaz olup, bu kez üretim tesislerinin yapÕmÕnda dÕúa ba÷ÕmlÕ olunaca÷Õ gözden kaçÕrÕlmamalÕdÕr. Bunu önlemenin yolu da bir üretim tesisi için gerekli tüm teçhizatÕn yurt içinde üretilerek santrallerin mühendislik hizmetleri de dahil olmak üzere, yerli malzeme kullanarak yerli iú gücüyle yapÕlmasÕdÕr. Bu sanayi geliúti÷inde yabancÕ firmalara ödenmekte olan milyarlarca dolar da yurt içinde kalmÕú olacaktÕr. 166 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 AslÕnda Ülkemizde söz konusu tesisleri kurabilecek makina teçhizatÕ mevcut olup eksik olan Know-How ve buna ba÷lÕ olarak mühendislik hizmetleridir. Nitekim, HirfanlÕ SantralÕnÕn ortalama net düúüdeki gücü 32 MW (maksimum net hidrolik düúüdeki gücü 40 MW) olan 4. Ünitesi (SantralÕn di÷er 3 ünitesinin gücü de ayni kapasitededir) santralÕn kendi elemanlarÕnca özel sektöre ait 16 ayrÕ fabrika ve imalathanede imal edilerek ünitenin montajÕ 1972 MayÕs ayÕnda tamamlanarak hizmete alÕnmÕútÕr. Görüldü÷ü üzere ünitenin imalatÕ tamamen yerli imkanlarla gerçekleútirilmiútir. Bu misal sadece Hidrolik santrallar açÕsÕndan örnek olmakla birlikte benzer imalatlarÕn termik santrallarÕn tesisinde de geçerli olabilece÷i kuúkusuzdur. Ancak bunun için gerekli Know-How Õn alÕnmasÕ ve Mühendislik hizmetlerinin geliútirilmesi için AR-GE için yeterli kaynaklarÕn tahsis edilmesi gereklidir. AyrÕca ülkemizde halen; ƒ ƒ ƒ ƒ ƒ CAD (Bilgisayar destekli tasarÕm) CAM (Bilgisayar destekli imalat) CAE (Bilgisayar destekli analiz) alt yapÕlarÕ ile getirilmesi Nümerik kontrollu iú tezgahlarÕ, Nümerik kontrollu kesme, kaynak, döküm, iúleme ve test teknolojileri oldukça geliúmiú oldu÷unun da dikkate alÕndÕ÷Õnda: Elektromekanik sanayinin, her güçteki santral için gerekli her türlü teçhizatÕ üretebilecek düzeye getirilmesi sadece bu hususta kararlÕlÕk gösterilmesi yeterli olacaktÕr. Bu arada Ülkenin enerji ihtiyacÕnÕn karúÕlanmasÕnda özel sektöre imkân veren yasalarÕn yürürlü÷e girmesinden itibaren özel sektör tarafÕndan inúa edilen santralarÕn tümünün ya ithal kömüre ya da do÷al gaza dayalÕ oldu÷u dikkate alÕnÕrsa (Adana – Tufanbeyli linyitlerini de÷erlendirmek üzere 450 MW lÕk bir santral için bir firma tarafÕndan alÕnmÕú olan lisans dÕúÕnda) yerli linyitlerimizi de÷erlendirmek ve bu suretle enerjide dÕúa ba÷ÕmlÕlÕ÷Õn minimize edilmesinin, temenniden öteye geçmeyece÷i intibaÕnÕ vermektedir. Söz konusu ilkenin hayata geçirilmesi için ek kararlarÕn veya önlemlerin alÕnmasÕ kaçÕnÕlmazdÕr. Burada gerek yerli linyit kaynaklarÕmÕzÕn de÷erlendirilmesi gerekse a÷Õr Elektromekanik Sanayiinin kurulmasÕ için Kamu KuruluúlarÕnÕn görevlendirilmesi en gerçekçi çözüm olarak akla gelmektedir. Aksi halde Ülkenin elektrik enerjisi karúÕlamak üzere baúka ülkelerden ithal edilecek olan, gerek yakÕtlar gerekse bu yakÕtlarÕ elektrik enerjisine dönüútürecek olan tesislerin yapÕmÕ için yabancÕ ülkelere milyarlarca dolarÕn ödenmesi kaçÕnÕlmaz olacaktÕr. Ülkenin içinde bulundu÷u döviz açÕ÷Õ dikkate alÕndÕ÷Õnda, sanayileúme çabasÕna hÕz vermek ve bunun için gerekli enerjinin öz kaynaklardan karúÕlanmasÕna öncelik vermek tek çözüm olarak görülmektedir. Bu hususta gösterilecek siyasi kararlÕlÕk, Türkiye’nin ça÷daú geliúmiú ülkeler düzeyine ulaúmasÕnda en önemli adÕm olacaktÕr. 7.9. Elektrik Da÷ÕtÕmÕnda AkÕllÕ ùebekeler AkÕllÕ ùebeke kavramÕ genel olarak verimli, sürekli, ekonomik ve güvenli elektrik sa÷lamak amacÕyla kendisine ba÷lÕ tüm üretici ve tüketicileri gözlemleyen, Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 167 bütünleútiren, bunun da ötesinde kendisine tanÕnan sÕnÕrlar içerisinde yöneten bir elektrik úebekesi olarak tanÕmlanmaktadÕr. AkÕllÕ úebeke sistemi, yenilikçi ürünleri, servisleri ve ileri düzeydeki haberleúme sistemlerini gözlem için kullanarak çevreci, sürekli ve rekabet gücü yüksek bir enerji kayna÷Õ sunar. Bu yapÕ bilginin serbestçe dolaúabildi÷i, elektrik üretici ve tüketicileri arasÕnda yo÷un iletiúimin var oldu÷u bir sistemi gerektirir. Bu iletiúim ve yönetimin kurulmasÕ ile güç sistemi dura÷ÕnÕ tasarÕmlÕ pasif yapÕdan, sorumluluk alan dinamik bir yapÕya dönüúür. Bu dönüúüm sÕrasÕnda klasik mekanik duyargalardan ve algÕlayÕcÕlardan modern elektronik ve akÕllÕ alanlara geçiú kaçÕnÕlmazdÕr. Mevcut yerel güç sistemine gözlem, analiz, kumanda ve iletiúim yetenekleri kazandÕrarak sistemin güç taúÕma kapasitesini en üst seviyeye, kayÕplarÕ en aza indirmeyi hedefleyen akÕllÕ úebeke, enerji kullanÕcÕsÕna tüketim konusunda, da÷ÕtÕm úirketine ise rota konusunda seçim özgürlü÷ü tanÕr. Bu sistemde elektrik úebekesi üretimden tüketime kadar her noktada kontrol edilir ve yönetilir. Sistem bu operasyonlarÕ gerçekleútirirken akÕllÕ sayaçlardan merkezi iú istasyonlarÕna kadar birçok biliúim teknolojisini en yüksek oranda kullanÕr. Genel olarak akÕllÕ bir da÷ÕtÕm úebekesinden beklentiler aúa÷Õdaki gibidir: ƒ ƒ ƒ ƒ ƒ ƒ ƒ ƒ Güç sistemini bozucu etkilere ve arÕzalara karúÕ kendini düzeltebilme yetene÷i, Sürekli ve kaliteli enerji sunulmasÕ, Her türlü da÷ÕtÕk üretim ve depolama sistemini kapsayabilme, Fiziksel ve siber ataklara karúÕ durabilen esnek iúletim yetene÷i, VarlÕk kullanÕmÕnÕ ve verimlili÷ini optimize edebilme, øúletmenin gerçek zamanlÕ verilere dayalÕ olmasÕ, Tam ve verimli úebeke kullanÕlmasÕ, YatÕrÕm, iúletme ve bakÕm masraflarÕnÕ minimize ederek son kullanÕcÕ için enerji maliyetinin düúünülmesi, ƒ Enerji düzenlenebilmesi açÕsÕndan tüketicilerin aktif katÕlÕmÕnÕn öneminin açÕlmasÕ, ƒ Yeni ürün, hizmet ve hasarlarÕ kolayca kabullenebilme, ƒ 21. YüzyÕlÕn enerji taleplerini karúÕlama. Bunun için birinci koúul ileri bir da÷ÕtÕm otomasyon sistemidir. Ülkemizde da÷ÕtÕm úebekelerinde otomasyon yeni bir konudur. 1996 yÕlÕnda TÜBøTAK BøLTEN tarafÕndan Bo÷aziçi EDAù’a yapÕlan SCADA tasarÕm ve uygulama çalÕúmasÕ, araútÕrma projesi aúamasÕnda kalmÕú, tasarÕmlar seri üretim aúamasÕna geçememiútir. Da÷ÕtÕm úebekelerinin özelleútirilmesi öncesinde, 2006 yÕlÕnda TEDAù tarafÕndan Ankara ve Konya illerinde baúlatÕlan SCADA MS projesi kapsamÕnda Ankara’da 120, Konya’da 150 noktaya uzaktan izleme ve kumanda sistemi kurulmuútur. Bu kurulan sistemleri geliútirme ve yaygÕnlaútÕrma çalÕúmalarÕ özelleútirme sonrasÕnda halen devam etmektedir. YukarÕda özetlenen akÕllÕ úebeke kavramÕ, Elektrik Piyasa YasasÕ’nÕn yürürlü÷e girmesi ile birlikte büyük önem kazanmÕútÕr. Özellikle elektrik piyasasÕnda lisansÕz elektrik üretimine iliúkin yönetmeli÷in yürürlü÷e girmesi ile da÷ÕtÕm úebekeleri üretim içeren aktif úebeke olma yoluna da girmiú ve alçak gerilim seviyesinden de úebekeye ba÷lantÕ yapÕlmasÕnÕn önü açÕlmÕútÕr. 168 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Yönetmelikte 500 kw altÕnda yenilenebilir kaynaklÕ, 50 kw altÕnda kalan mikro kojenerasyon elektrik üretim tesislerinin lisans alma yükümlülü÷ü kaldÕrÕlmÕútÕr. LisansÕz üretim yapan jeneratörlerin düúük güç seviyesi nedeniyle 06/AG seviyesinden sisteme dahil olabileceklerdir. Yenilenebilir kaynaklÕ enerji üretimindeki artÕú talebi, alÕúÕlmÕúÕn dÕúÕnda bir iúletme bir iúletme koruma ve planlama felsefesini zorunlu kÕlmaktadÕr. 7.10. Komúu Ülkeler Elektrik ùebekeleri ile Ba÷lantÕlarÕ 7.10.1. ENTSO-E Ba÷lantÕsÕ Elektrik úebekelerinin enterkoneksiyonu hususuna; elektrik ithalat ve ihracat potansiyelini artÕrmak, elektrik arz güvenli÷ini desteklemek ve enterkonnekte úebekelerin di÷er teknik avantajlarÕndan yararlanmak açÕsÕndan ülkemizce önem verilmektedir. Ülkemiz açÕsÕndan öncelik ve temel amaç, ulusal elektrik úebekemizin Avrupa úebekeleri elektrik iletim sistem iúletmecileri (ENTSO-E) úebekesiyle senkron-paralel çalÕúmasÕnÕ temin etmektir. Günümüzde ulusal elektrik pazarÕnÕn liberalleúmesini takiben, enterkonneksiyon hatlarÕ uluslararasÕ ticareti özendirerek bölgesel ve sonra da kÕtasal pazarlarÕn oluúturulmasÕ amacÕyla kullanÕlmakta ve enterkonneksiyonlardan maksimum faydanÕn sa÷lanmasÕ için yüksek standartta güçlü bir blok ile senkron paralel iúletme hedeflenmektedir. Ülkemiz de bu hedef do÷rultusunda, Avrupa Ana KÕta Senkron Bölgesi, ENTSO-E CESA, ile senkron paralel ba÷lanma çalÕúmalarÕnÕ yürütmüú ve 18 Eylül 2010 tarihinde ba÷lantÕ baúarÕyla gerçekleúmiútir. Böylece, elektrik sisteminin yedek paylaúÕmÕ ile daha ekonomik, kaliteli ve güvenilir iúletilmesi sa÷lanmÕútÕr. Halen, Avrupa iletim Sistemi øúletmecileri Birli÷i (ENTSO-E) tarafÕndan koordine edilen teknik kurallar ve piyasa kurallarÕna uyum sa÷lamaya çalÕúÕlmaktadÕr. Tarihçe Mart 2000’de TEAù (mevcut durumda TEøAù) tarafÕndan Avrupa elektrik sistemine senkron paralel ba÷lanmak UCTE (mevcut durumda ENTSO-E) sistemine üye olmak üzere ilk baúvuru yapÕlmÕútÕr. Bu amaçla ba÷lantÕnÕn sa÷lanabilmesi için gerekli aktiviteleri yerine getirmek üzere proje grubu kurulmuú ve çalÕúmalar devam etmiútir. ENTSO-E standart ve gerekliliklerinin sa÷lanmasÕ amacÕyla, TEøAù koordinasyonunda EÜAù, üniversiteler ve ENTSO-E elektrik iletim úirketleri uzmanlarÕyla birlikte, úebekede önemli büyük santrallerde iúletme ile ilgili iyileútirme ve kontrol sistemlerinin rehabilitasyonu konularÕnda kapsamlÕ çalÕúmalar yapÕlmÕútÕr. Avrupa kÕtasÕ senkron bölgesi ile ba÷lantÕ sonrasÕnda ortaya çÕkmasÕ olasÕ bölgelerarasÕ salÕnÕmlarÕ sönümlendirmek üzere özel önlemler alÕnmÕútÕr. OlasÕ bir arÕza sonrasÕnda arÕzanÕn yayÕlmasÕnÕn önlenmesi amacÕyla Türkiye elektrik sistemi sÕnÕr trafo merkezlerinde özel koruma sistemi tesis edilmiútir. 18 aralÕk 2009 tarihinde Avrupa kÕtasÕ senkron bölgesi ile Türkiye elektrik sisteminin ba÷lantÕsÕ için yöntem ve alÕnacak önlemler konusunda anlaúma imzalanmÕútÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 169 11-24 Ocak 2010 tarihlerinde sistem puant yük koúulu izole testleri, 22 Mart-5 Nisan 2010 tarihlerinde de sistem minimum yük koúulu testleri baúarÕyla tamamlanmÕútÕr. Türkiye elektrik sisteminin ENTSO-E sistemine ba÷lantÕsÕ çalÕúmalarÕ, sistem iúletme güvenli÷i ve kalitesinin arttÕrÕlmasÕna yönelik bütün hazÕrlÕk çalÕúmalarÕ, ENTSO-E teknik gerekliliklerinin sa÷lanmasÕ çalÕúmalarÕ ENTSO-E proje grubunun yönlendirmesi kapsamÕnda Avrupa iletim úirketlerinden ESO (Bulgaristan), HTSO (Yunanistan), AMPRION (Almanya), SWISSGRID (øsviçre), TERNA (øtalya), RTE (Fransa), EMS (SÕrbistan) ve Kuruluúumuz teknik uzmanlarÕ tarafÕndan gerçekleútirilmiútir. Deneme paralel çalÕúma öncesi yerine getirilmesi öngörülen önlemlerin tamamlanmasÕ ile birlikte 18 Eylül 2010 tarihinde senkron paralel iúletme baúlatÕlmÕútÕr. ENTSO-E senkron bölge geniúleme prensipleri gere÷i Türkiye elektrik sistemi sistem iúletme güvenirli÷i ve kalitesi ile ilgili gözlem yapÕlmasÕ amacÕyla bir yÕl boyunca deneme paralel iúletme testine tabii tutulacaktÕr. Ticari güç alÕúveriúleri ba÷lamÕnda deneme iúletme dönemi üç evreye bölünmüútür: 1. 2. KararlÕlÕ÷Õn sa÷lanmasÕ dönemi: ProgramlÕ enerji alÕúveriúlerinin olmadÕ÷Õ bu dönem iki hafta olarak öngörülmüútür. Ticari olmayan enerji alÕúveriúi dönemi: kararlÕlÕ÷Õn sa÷lanmasÕ evresinin de÷erlendirilmesinden sonra, 21 ùubat-6 Mart 2011 tarihleri arasÕnda ticari olmayan enerji alÕúveriúi dönemine geçilmiútir. Bu ticari olmayan enerji alÕúveriúi, Türk sistem iúletmecisi TEøAù ile sÕrasÕyla Bulgar sistem iúletmecisi ESO ve yunan sistem iúletmecisi HTSO arasÕnda her iki yönde ve her iki sÕnÕrda yapÕlmÕútÕr. Böylece herhangi bir ticaret içermeksizin fiziksel elektrik alÕúveriúi gerçekleútirilmiútir. Bütün enerji akÕúlarÕ karúÕlÕklÕ olarak gerçekleútirilmiú ve transfer edilen elektrik aynÕ tarife döneminde geri verilmiútir. Elektrik dengesi katÕlan sistem iúletmecileri için sÕfÕrlanmÕútÕr. Ticari enerji alÕúveriúi dönemi: her iki döneminde de baúarÕyla tamamlanmasÕnÕn ardÕndan, 02 Haziran 2011 tarihinde deneme paralel iúletme döneminin üçüncü aúamasÕna geçilmiútir. Türkiye ve ENTSO-E’nin Avrupa ana kÕta senkron bölgesi arasÕnda ticari elektrik alÕúveriúi için ENTSO-E uygulamalarÕ ve AB kurallarÕna uygun olarak; Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye arasÕnda imzalanan ortak anlaúma çerçevesinde limitli kapasite tahsisine izin verilebilecektir. Ticari alÕúveriúler için ihale kurallarÕ yayÕnlanmÕú ve ENTSO-E tarafÕndan da ayrÕca duyurulmuútur. 3. Türkiye elektrik sisteminin ba÷lantÕsÕ projesinin bütün hazÕrlÕk çalÕúmalarÕ ve gerekli önlemlerin uygulanmasÕnÕn denetlenmesi ile bir yÕllÕk deneme paralel iúletmesinin izlenmesi, ENTSO-E proje grubu tarafÕndan yönetilmektedir. ENTSO-E proje grubu, iletim sistemi iúletmecilerinden; Bulgaristan (ESO), Yunanistan (HTSO), Almanya (AMPRION + TRANSPOWER), øsviçre (SWISSGRID), øtalya (TERNA), Fransa (RTE), SÕrbistan (EMS) ve Türkiye (TEøAù) uzmanlarÕndan oluúmaktadÕr. Türkiye elektrik sisteminin ENTSO-E sistemine entegrasyonundan sonra Türkiye’nin Avrupa ülkeleri ile Avrupa iç elektrik pazarÕ kapsamÕnda yapaca÷Õ ticaret, halen di÷er ülkelerde oldu÷u gibi, ENTSO-E (eski UCTE) tarafÕndan koordine edilen teknik 170 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 kurallar ve (eskiden Avrupa iletim sistemi iúletmecileri birli÷i ETSO tarafÕndan koordine edilen) piyasa kurallarÕna göre yürütülecektir. Deneme iúletme üçüncü fazÕ olan ve Haziran 2011’den itibaren baúlatÕlan ticari enerji alÕúveriúi dönemi kapsamÕnda; Bulgaristan, Yunanistan ve Avrupa’dan Türkiye yönüne en çok 400 MW, ters yönde de en çok 300 MW olmak üzere elektrik enerjisi ticareti yapÕlmaktadÕr. 6 Eylül 2011’de ENTSO-E Avrupa kÕtasÕ bölgesel grubu genel kurulu, Türkiye elektrik sisteminin Avrupa kÕtasÕ ile senkron iúletmenin deneme üçüncü fazÕnÕn 2012 yÕlÕnÕn sonbaharÕna kadar uzatÕlmasÕna karar vermiútir. SÕnÕrlÕ ticari elektrik enerjisi alÕú veriúi sürecektir. Avrupa’da iletim sistemi iúleticileri birli÷i ENTSO-E’nin Avrupa kÕtasÕ bölgesel grubu tarafÕndan teknik de÷erlendirmeler neticesinde 18 Eylül 2011 yÕlÕnda bitmesi öngörülen üçüncü deneme iúletme fazÕnÕn uzatÕlmasÕ kararÕ alÕnmÕútÕr. Türkiye’de SÕnÕr Ötesi Elektrik Ticareti Türkiye elektrik iletim sistemi 18 Eylül 2010 tarihinden itibaren ENTSO-E CESA (European Networks Of Transmission System Operators For Electricity Continental Europe Synchronous Area – Avrupa ùebekeleri Elektrik øletim Sistemi øúletmecileri KÕta AvrupasÕ Senkron Bölgesi) sistemi ile senkron paralel çalÕúmaya baúlamÕútÕr. Stabilizasyon evresinin tamamlanmasÕnÕ müteakip, iletim úirketleri arasÕnda ticari olmayan deneme alÕúveriúleri 21 ùubat-6 Mart 2011 tarihleri arasÕnda gerçekleútirilmiútir. Türkiye elektrik sisteminin ENTSO-E CESA sisteminde uygulanan teknik ve piyasa kurallarÕ ile uyumlu olacak úekilde sÕnÕr ötesi elektrik ticareti yapÕlabilmesi için mevcut ithalat-ihracat yönetmeli÷inin revize edilmesi çalÕúmalarÕ baúlatÕlmÕútÕr. Bu kapsamda, ba÷lantÕ sonrasÕndaki dönem için enterkonneksiyon hatlarÕnÕn kapasite tahsisi yapÕlmasÕna yönelik olarak ENTSO-E CESA sisteminde uygulanan teknik ve piyasa kurallarÕ ile uyumlu olacak úekilde enterkonneksiyon hat kapasitelerinin tahsis edilmesine yönelik metodolojinin geliútirilmesi, ithalat-ihracat yönetmeli÷inin bu do÷rultuda revize edilmesi konularÕnda çalÕúmak üzere bir komisyon oluúturulmuútur. Komisyon EPDK ile birlikte ortak toplantÕlar gerçekleútirmiú ve bu toplantÕlar sonucunda revize ithalat-ihracat yönetmeli÷i hazÕrlanmÕú ve EPDK tarafÕndan onaylanarak 1 Haziran 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayÕnlanmÕútÕr. Revize ithalat-ihracat yönetmeli÷ine göre senkron paralel iúletilmekte olan enterkonneksiyon hatlarÕmÕzda gerçekleútirilecek kapasite tahsis ihalesine katÕlacak kullanÕcÕlara yol gösterici mahiyette ve gerçekleútirilecek ihale ile ilgili kurallarÕ ve elde edilen kapasitelerin nasÕl kullanaca÷Õ ile ilgili kurallarÕ düzenleyen “øhale KurallarÕ DokümanÕ” da hazÕrlanmÕútÕr. AyrÕca “øhale KurallarÕ DokümanÕ”nin özeti mahiyetindeki “Usul ve Esaslar DökümanÕ” da hazÕrlanmÕú olup EPDK tarafÕndan onaylanmÕútÕr. ENTSO-E’nin en son toplantÕsÕnda alÕnan karar gere÷i senkron paralel iúletme testi kapsamÕnda Haziran ayÕnda 3. faza geçilmesi, yani ticari alÕúveriúlerin baúlatÕlmasÕ kararlaútÕrÕlmÕútÕr. Bu amaçla Yunanistan ve Bulgaristan kapasite tahsislerini yapmÕú olup Türkiye tarafÕndaki kapasite tahsisi de haziran ayÕ içinde gerçekleútirilmiú, 20-30 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 171 Haziran 2011 tarihleri arasÕnda da Türkiye tarafÕndaki kapasite kullanÕlmaya baúlanmÕútÕr. Bu amaçla sÕnÕr ötesi elektrik ticareti yapmak isteyen kullanÕcÕlara yönelik olarak TCAT platformu (TEøAù Kapasite Tahsis AracÕ – Teias Capacity Auction Tool) hazÕrlanmÕútÕr. Bu platform sayesinde sÕnÕr ötesi elektrik ticareti yapmak isteyen bütün kullanÕcÕlarÕn kayÕt iúlemleri, ihale ilanlarÕ, ihale sonuçlarÕ, ikincil piyasa iúlemleri, muhatap bildirimi, program bildirimi, komúu iletim úirketlerine ve kontrol koordinasyon merkezi iúleticilerinden SWISSGRID’e programlama ve mahsuplaúma kapsamÕnda gönderilmesi gereken dökümanlar ile ilgili iúlemler internet tabanlÕ olarak yapÕlmaktadÕr. SÕnÕr ötesi elektrik ticareti yapmak isteyen kullanÕcÕlar için hazÕrlanan TCAT platformu hakkÕnda bilgi vermek ve yeni kurallarÕ piyasa katÕlÕmcÕlarÕna tanÕtmak amacÕ ile 9 MayÕs 2011 tarihinde Elektrik Ticaretçileri Derne÷i’nin organizasyonunda 1 günlük e÷itim verilmiútir. 02 Haziran 2011 tarihinden itibaren Türkiye-Bulgaristan ve Türkiye-Yunanistan enterkonneksiyon hatlarÕ üzerinden sÕnÕr ötesi elektrik ticareti yapÕlmaya baúlanmÕútÕr. 11 aylÕk deneme süreci boyunca sadece aylÕk olarak kapasite tahsisi yapÕlacaktÕr. Avrupa Birli÷i regülâsyonlarÕ gere÷i kapasite tahsisinin kullanÕcÕlar arasÕnda ayrÕm gözetmeyen, pazar tabanlÕ, kullanÕcÕlara ekonomik sinyaller veren bir yöntemle gerçekleútirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle sÕnÕrlarÕmÕzdaki enterkonneksiyon kapasitesinin tahsisi için ihale yöntemi belirlenmiútir. 02 Haziran 2011 tarihi itibari ile Türkiye’deki ticaret úirketleri Avrupa iç elektrik pazarÕna entegre olmuú ve gerçekleútirilen bütün faaliyetlerle ilgili olarak bir sorun yaúanmadan faaliyetlerini sürdürmektedirler. Türkiye elektrik sisteminin ENTSO-E CESA (eski UCTE) sistemine senkron paralel ba÷lanmasÕ konusundaki çalÕúmalar sonucunda 18 Eylül 2010 tarihi itibarÕ ile deneme senkron paralel iúletme aúamasÕ baúlamÕú, kararlÕlÕ÷Õn sa÷lanmasÕ ve ticari olmayan alÕú-veriúlerin denenmesi evrelerinin baúarÕyla tamamlanmasÕnÕ takiben 1 Haziran 2011 tarihinde ticari alÕú-veriúlerin yapÕldÕ÷Õ son evreye geçilmiútir. Bu fazda Avrupa’dan Türkiye yönüne 400 MW, Türkiye’den Avrupa yönüne ise 300mw kapasitede elektrik enerjisi ticaretine izin verilmiú olup bu miktarlar bir önceki alÕúveriúin baúarÕyla tamamlanmasÕna ba÷lÕ olarak, aylÕk olarak Bulgaristan ve Yunanistan olmak üzere her iki sÕnÕr ve ithalat ve ihracat olmak üzere her iki yön için hesaplanan Net Transfer Kapasite (NTK) de÷erine kadar artÕrÕlacaktÕr. Enterkonneksiyon hatlarÕnÕn Net Transfer Kapasiteleri Türkiye Elektrik øletim A.ù (TEøAù) web sayfasÕnda yayÕmlanmaktadÕr. 7.10.2. Mevcut Enterkonneksiyon HatlarÕnÕn Net Transfer Kapasiteleri Bu duyuruda; 1 Haziran 2011 tarihli ve 27951 sayÕlÕ Resmi Gazetede yayÕmlanarak yürürlü÷e giren “Elektrik PiyasasÕ øthalat ve øhracat Yönetmeli÷i”nde “Ulusal elektrik sisteminin di÷er ülkelere ait elektrik sistemi ile senkron paralel úekilde iúletilebilmesini ve/veya söz konusu ülke elektrik sistemindeki bir üretim tesisi ya da üretim tesisinin bir ünitesinin Elektrik PiyasasÕ ùebeke Yönetmeli÷i ve/veya Elektrik PiyasasÕ Da÷ÕtÕm Yönetmeli÷i hükümlerine uygun olarak ulusal elektrik sistemine 172 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 paralel çalÕútÕrÕlabilmesini ve/veya enterkonneksiyon hatlarÕ ile komúu ülkede oluúturulacak izole bölgenin beslenmesi ve/veya asenkron ba÷lantÕ” olarak tanÕmlanan “UluslararasÕ Enterkonneksiyon ùartÕ”na ve 26.07.2008 tarihli Resmi Gazetede yayÕnlanan 5784 sayÕlÕ Kanuna göre mevcut enterkonneksiyon hatlarÕ kullanÕlarak yapÕlabilecek ithalat/ihracat imkanlarÕ açÕklanmaktadÕr. Türkiye Elektrik Sisteminin ENTSO-E CESA (eski UCTE) sistemine senkron paralel ba÷lanmasÕ konusundaki çalÕúmalar sonucunda 18 Eylül 2010 tarihi itibarÕ ile Deneme Senkron Paralel øúletme aúamasÕ baúlamÕú, kararlÕlÕ÷Õn sa÷lanmasÕ ve ticari olmayan alÕú-veriúlerin denenmesi evrelerinin baúarÕyla tamamlanmasÕnÕ takiben 1 Haziran 2011 tarihinde ticari alÕú-veriúlerin yapÕldÕ÷Õ son evreye geçilmiútir. Bu fazda Avrupa’dan Türkiye yönüne 400 MW, Türkiye’den Avrupa yönüne ise 300MW kapasitede elektrik enerjisi ticaretine izin verilmiú olup bu miktarlar bir önceki alÕúveriúin baúarÕyla tamamlanmasÕna ba÷lÕ olarak, aylÕk olarak Bulgaristan ve Yunanistan olmak üzere her iki sÕnÕr ve ithalat ve ihracat olmak üzere her iki yön için hesaplanan Net Transfer Kapasite (NTK) de÷erine kadar artÕrÕlacaktÕr. Türkiye Elektrik Sisteminin ENTSO-E sistemine entegrasyonu ile birlikte batÕ komúularÕmÕz dÕúÕndaki ülkeler ile senkron paralel çalÕúma ancak bu ülkelerin de belirli standartlarÕ ve iúlemleri yerine getirmesi ve ENTSO-E’nin onayÕ çerçevesinde mümkün olacaktÕr. Bu durumda ENTSO-E ba÷lantÕsÕnÕ sa÷layan hatlarÕn dÕúÕndaki mevcut tüm enterkonneksiyonlarÕmÕzÕn ENTSO-E kurallarÕna göre çalÕútÕrÕlmasÕ gerekmektedir. ENTSO-E kurallarÕna göre, DC ba÷lantÕ, pasif izole bölge ve ünite yönlendirme yöntemi, bu sistemle paralel çalÕúmaya baúlayan bir ülkenin üçüncü ülkelerle enerji alÕú/veriúlerinde kullanÕlan yöntemlerdir. 7.11. Elektrik PiyasasÕ YasasÕnÕ De÷iútirmek Neden Gereklidir? Elektrik enerjisinin en önemli özelli÷i, depo edilememesidir. Bu nedenle elektrik enerjisi talep kadar üretilmeli ve üretildi÷i anda tüketilmelidir. Üretim ile tüketim arasÕndaki bu hassas dengeyi sa÷layabilmek için elektrik sektöründe planlama zorunlulu÷u vardÕr. Elektrik planlamasÕnda talep tahminleri gerçe÷e yakÕn olmalÕdÕr. Talep tahminleri yüksek tutuldu÷unda gere÷inden fazla yatÕrÕm yapÕlmasÕna ve israfa sebep olaca÷Õ gibi, düúük talep tahminleri de yetersiz elektrik üretimine dolayÕsÕ ile talebin karúÕlanamamasÕna neden olacaktÕr. Sosyal ve ekonomik hayatÕmÕzÕn devamlÕlÕ÷Õnda baúat bir rol oynayan elektrik enerjisinde planlama bu bakÕmdan çok önemlidir. Plan dahilinde yapÕlacak elektrik üretim tesisleri yatÕrÕmlarÕ ile birincil kaynaklarÕn daha verimli kullanÕlmasÕ sa÷lanabilece÷i gibi elektrik üretiminde kaynaktan tüketime kadar olan aúamalarda ihtiyaca uygun maliyet oluúaca÷Õ için elektrik fiyatlarÕ sürdürülebilir seviyelerde olacaktÕr. 2001 yÕlÕnda yürürlü÷e giren Elektrik PiyasasÕ YasasÕ ile kabul edilen serbest piyasa politikasÕ sonucunda elektrik yatÕrÕmlarÕnÕn yapÕlmasÕnda planlama terk edilmiú, yeni yatÕrÕmlarÕn yapÕlmasÕ sektörde yer alan yatÕrÕmcÕlarÕn kendi tercihlerine bÕrakÕlmÕútÕr. Bu çerçevede, serbest piyasa koúullarÕnda ihtiyacÕn üzerinde kapasite oluúaca÷Õ böylece üretim aúamasÕnda katÕlÕmcÕlar arasÕnda rekabet oluúaca÷Õ beklenmiútir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 173 Ancak, rekabet beklentisi olan ürün elektrik oldu÷unda durum oldukça farklÕdÕr. Oldukça yüksek maliyetli yatÕrÕmlarÕn gerekti÷i ve tüketilece÷i anda üretilmesi gereken elektrik enerjisi üretimi için ihtiyacÕn çok üzerinde kapasite kurulaca÷Õ ve rekabet oluúaca÷Õ beklentisinin gerçekçi olmayaca÷Õ úimdiye kadar olan geliúmeler sonucunda görülmüútür. Mevcut durumda, elektrik üretim tesisleri yatÕrÕmcÕlarÕ istedikleri yerde, istedikleri kayna÷a ba÷lÕ olarak, istedikleri zamanda, istedikleri teknolojiye ba÷lÕ olarak yatÕrÕm yapma olana÷Õna sahiptir. Bu durum ise ihtiyacÕn fazlasÕ yatÕrÕm yapÕlmasÕna neden olabilece÷i gibi ihtiyacÕ karúÕlamayacak miktarda yatÕrÕm yapÕlmasÕ sonucunu da getirebilecektir. Yeni yatÕrÕmlarÕn yapÕlmasÕnda yatÕrÕmcÕlar için yüksek miktarda kar etmek en önemli tercih sebebi oldu÷undan son yÕllarda yapÕlan yatÕrÕmlarda azalma yaúanmaktadÕr. 2001-2010 yÕllarÕ arasÕnda elektrik üretim tesisleri için lisans alan üretim úirketlerinin gerçekleútirdikleri üretim tesislerinin toplamÕ ancak 12700 MW civarÕnda olmasÕ da yukarÕda belirtti÷imiz görüúü desteklemektedir. Geçmiú yÕllarda özel teúebbüs yÕlda ancak 1500 MW toplam gücünde yatÕrÕm yapabilmiútir. Oysa yÕllÕk % 6-7 arasÕndaki elektrik talep artÕúÕnÕ karúÕlayabilmek için her yÕl sisteme en az 3000-3500 MW kapasitede üretim tesisi eklenmesi gerekmektedir. Özel teúebbüsün mali gücü yÕlda ancak bunun yarÕsÕnÕ karúÕlayabildi÷ine göre kalan yarÕsÕnÕ gerçekleútirmek için kamunun (EÜAù) devreye girmesi kaçÕnÕlmazdÕr. Ancak, yasal bir engel olmamasÕna ra÷men mevcut durumda EÜAù tarafÕndan yeni kapasite yatÕrÕmÕ yapÕlmasÕ mümkün görünmemektedir, bunun için yasal de÷iúikliklere gidilmesi zorunlulu÷u bulunmaktadÕr. Bu sonuçlar da göstermektedir ki 1990’lÕ yÕllarÕn baúÕndan itibaren neo-liberal ekonomistlerin savundu÷u elektrik yatÕrÕmlarÕnda kamuyu dÕúlayan serbest piyasa politikasÕnÕn ülkemiz için geçerlili÷i tartÕúmalÕdÕr. YalnÕz ülkemizde de÷il son global ekonomik kriz sonrasÕnda bu husus bir çok ülke için tartÕúma konusudur. Elektrik sektöründe serbest piyasa modelinin ülkemiz için do÷urdu÷u olumsuz sonuçlarÕ giderebilmek için bir an önce elektrik enerjisi politikasÕ de÷iútirilmelidir. Getirilecek yeni elektrik enerjisi politikasÕ aúa÷Õdaki unsurlarÕ kapsamalÕdÕr: ƒ Elektrik üretim, iletim da÷ÕtÕm faaliyetleri, kamu yararÕnÕ gözeten uzun vadeli bir elektrik planlamasÕna göre yürütülmelidir. ƒ Elektrik üretimi öncelikle yerli yakÕt kaynaklarÕmÕza dayalÕ olmalÕdÕr. ƒ Elektrik üretimi oluúmasÕ beklenen elektrik talebini belli bir yedekle karúÕlayabilecek miktarda ve tüketicilerin ödeme güçlerine uygun ucuzlukta olmalÕdÕr. ƒ Elektrik hizmeti kesintisiz olmalÕ bunu temin için de bakÕm hizmetleri ve yenileme yatÕrÕmlarÕ gecikmeden zamanÕnda yapÕlmalÕdÕr. ƒ Elektrik sektörü ülkenin sosyal ve ekonomik kalkÕnmasÕnÕ sa÷layacak úekilde yapÕlandÕrÕlmalÕ, kamu ve özel sektörün bir arada ve eúit úartlarda çalÕúmasÕ sa÷lanmalÕdÕr. ƒ Elektrik sektörü yatÕrÕmlarÕ için yeterli kaynak yaratabilmek için sektörde spekülatif kar amaçlÕ faaliyetlere izin verilmemeli, elektri÷i ticari bir meta olarak gören anlayÕú terk edilmelidir. ƒ Elektrik sektörü öncelikle sektör içi tasarruflara dayalÕ bir yatÕrÕm politikasÕ gerçekleútirecek yapÕda olmalÕdÕr. 174 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ƒ Elektrik enerjisi üretim ve tüketiminde verimlili÷e önem verilmelidir. ƒ Elektrikte arz güvenilirli÷inin sa÷lanmasÕnda kamunun yeterli mali kaynak sa÷layabilmesi için elektrik tesislerinin özelleútirilme faaliyetlerine son verilmeli veya özelleútirmeden elde edilecek gelirler kamu elektrik yatÕrÕmlarÕ için harcanmalÕdÕr. ƒ Elektrik enerjisi üretim, iletim ve da÷ÕtÕm tesisleri çevre ile uyumlu olmalÕ bu tesislerin çevreyi kirletmeyecek úekilde inúa edilmesi ve iúletilmesi sa÷lanmalÕdÕr. ƒ Enerji yatÕrÕmlarÕnda karbon salÕnÕmÕ düúük teknolojilere öncelik verilmeli ve desteklenmelidir. Kaynaklar 1. 2. 3. 4. 5. TMMOB Hidrolik Santrallar Raporu – Ekim 2011 TEøAù Genel Müdürlü÷ü TEøAù østatistikleri EPDK Raporu, 2011 DEK-TMK Türkiye Enerji Raporu -2004 (Elektrik Enerjisi Sektörü) Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 175 176 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 8. DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE BİYOYAKIT (BİYOETANOL, BİYODİZEL ve BİYOGAZ) SEKTÖRÜ 178 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 8. DÜNYA’DA VE TÜRKøYE’DE BøYOYAKIT BøYODøZEL ve BøYOGAZ) SEKTÖRÜ BiyoyakÕtlar HakkÕnda Genel Bilgi (BøYOETANOL, 8.1. YakÕn bir geçmiúe kadar az geliúmiú ülkelerin enerji tüketiminde büyük paya sahip olan ve genellikle do÷rudan yakma sonucu elde edilen biyokütle enerjisi, günümüzde modern teknoloji kullanÕlarak üretilen, geliúmiú ülkelerin enerji portföyünde yer bulan ve ciddi politikalarla yaygÕnlaútÕrÕlmaya çalÕúÕlan, çevre dostu, stratejik bir enerji kayna÷ÕdÕr. Di÷er yenilenebilir enerji kaynaklarÕndan farklÕ olarak biyokütle hem yakÕt, hem elektrik elde edilebilen ve kÕrsal kesimin ekonomisini geliútiren tek kaynaktÕr. Modern tekniklerle elde edilen biyokütle enerjisi yaygÕn olarak biyoyakÕt adÕ ile anÕlmaktadÕr. Gaz, sÕvÕ ve katÕ olmak üzere sÕnÕflandÕrÕlabilen biyoyakÕtlar, otomobillerde, a÷Õr vasÕtalarda, uçaklarda, trenlerde, gemilerde ulaútÕrma yakÕtÕ olarak kullanÕlmasÕnÕn yanÕ sÕra do÷algazÕn kullanÕldÕ÷Õ her alanda (elektrik, ÕsÕnma, piúirme, so÷utma) kullanÕlabilmektedir. SÕvÕ biyoyakÕtlardan biri olan biyoetanol, benzin ve son yÕllarda motorinle de harmanlanarak kullanÕlabilen, biyodizel ise motorinle harmanlanarak kullanÕlabilen veya do÷rudan motorin yerine kullanÕlabilen bir biyoyakÕttÕr. Biyogaz ise elektrik üretiminde kullanÕlabildi÷i gibi, zenginleútirilerek do÷al gazÕn tüketilebildi÷i her alanda kullanÕlmaktadÕr. KatÕ biyokütle örnekleri biyobriketler, biyopelletler, kömür ve odunun kullanÕldÕ÷Õ her alanda kullanÕlabilmektedir. AyrÕca biyokütleden gazlaútÕrma, piroliz, plazma tekni÷i vb termokimyasal yöntemlerle gaz ve sÕvÕ biyoyakÕtlara eriúilmesi, elektrik üretilmesi ve pek çok kimyasal ürün elde edilmesi mümkündür. 8.2. BiyoyakÕtlarÕn Dünya’da KullanÕmÕ AdÕna biyoyakÕt denmemiú olsa da insano÷lu yüzyÕllardÕr bu kayna÷Õ kullanmaktadÕr. Günümüzde de halen yakÕt olarak yararlanÕlmakta olan odun, teze÷in yanÕ sÕra, hint ya÷Õ mÕsÕrlÕlar tarafÕndan aydÕnlatma yakÕtÕ olarak, yer fÕstÕ÷Õ ya÷Õ 1898’te Paris Dünya FuarÕ’nda sergilenen dizel araçta yakÕt olarak kullanÕlmÕútÕr. ølk ticari biyodizel Avusturya’da 1988’de üretilmiú, ilk sanayi tesisi 1991’de kurulmuútur. 2009 yÕlÕnda 14,8 milyar litre olan dünya biyodizel üretiminin 9,1 milyar litresi Avrupa Birli÷inde gerçekleúmiútir. 2010 yÕlÕnda ise AB’nin üretim kapasitesinin 21,4 milyar litre olmasÕna karúÕlÕk dünya biyodizel üretimi yaklaúÕk 20 milyar litre olarak kaydedilmiútir. En büyük üretici ülkeler AB bölgesinde olup, Almanya, Fransa, øspanya ve øtalya’dÕr. Temmuz 2010 tarihi itibarÕ ile AB’de faaliyette olan 245 adet biyodizel tesisi vardÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 179 Dünya’da üretilen 6 birim sÕvÕ biyoyakÕttan 1 birimi biyodizel, 5 birimi biyoetanoldür. Biyoetanol di÷er bir de÷iúle yakÕt alkolü, 1930’lu yÕllardan beri Brezilya’da üretilmekte ve kullanÕlmakta olan bir biyoyakÕt olmasÕna karúÕn ardarda yaúanan petrol krizleri sonrasÕnda dünyada da önem kazanmÕútÕr. 2010 yÕlÕnda dünyada 101,4 milyar litre biyoetanol üretilmiútir. En büyük üretici ülkeler ABD ve Brezilya’dÕr. ABD’de biyoetanol üretimi 2010 yÕlÕnda bir önceki yÕla göre % 17,2 artarak 49,4, Brezilya’da ise % 10 artarak 28,7 milyar litreye ulaúmÕútÕr. Avrupa Birli÷inde 2009 yÕlÕnda 5,6 milyar litre olan biyoetanol üretimi 2010 yÕlÕnda 6,5 milyar litre olarak kaydedilmiútir. Tablo 1’de 2008-2010 döneminde dünyada biyoetanol üretim verileri görülmektedir. Tablo 8.1. Dünya Biyoetanol Üretimi (milyon litre) Ülkeler 2008 2009 2010 36388 42.177 ABD 49.440 27.146 26.075 Brezilya 28.680 6.900 7.300 Çin 7.000 2.063 1.588 Hindistan 1.938 1.545 1.790 Fransa 1.850 950 1.320 Kanada 1.500 815 1.015 Almanya 1.120 350 390 øngiltere 650 535 513 Rusya 544 417 540 øspanya 620 574 662 Tayland 795 370 360 Ukrayna 370 270 342 Kolombiya 342 186 216 Polonya 270 236 244 Arjantin 345 200 220 Endonezya 250 160 169 Güney Kore 172 111 115 øtalya 110 4.338 4.865 Di÷er Ülkeler 5.374 DÜNYA 83.554 89.901 101.370 (Toplam) Kaynak: World Sugar Statistics, F.O.LICHT, 2011 2010 yÕlÕnda sadece Brezilya’da 335, ABD’de 204, Avrupa Birli÷inde 79 adet biyoetanol tesisi bulunmaktadÕr. ABD en büyük biyoetanol üreticisi olmakla birlikte son yÕllarda Brezilya’dan ciddi miktarlarda ithalat yapÕlmaktadÕr. BiyoyakÕtlar baúta ABD ve Avrupa Birli÷i ülkeleri olmak üzere pek çok geliúmiú ülkenin enerji portföyünde ciddi bir yer tutmuú ve 1990’lÕ yÕllardan bugüne kadar çeúitli politikalarla ve büyük bütçeli projelerle desteklenmiútir. 180 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Genellikle organik atÕklar ve enerji bitkilerinden elde edilen biyogaz günümüzde pek çok geliúmiú ülkenin enerji portföyünde geniú yer bulmaktadÕr. Almanya’da 4078 biyogaz tesisinden elde 12 milyar kWh elektrik 3,5 milyon evin enerji ihtiyacÕnÕ karúÕlamaktadÕr. 11.000 kiúinin istihdam edildi÷i sektörde 2020 yÕlÕnda tüketilen elektri÷in %20’sinin yaklaúÕk 85 milyar kWh’inin biyogazdan karúÕlanmasÕ hedeflenmektedir. AB’nde biyogazÕn ulaútÕrma yakÕtÕ olarak kullanÕmÕ da giderek yaygÕnlaúmaktadÕr. Örne÷in øsveç’te 10 yÕlÕ aúkÕn süredir biyogazla çalÕúan otobüsler, kamyonlar, otomobiller mevcuttur. 2005 yÕlÕndan bu yana trenlerde biyogaz kullanÕlmaktadÕr. øsveç’te biyogaz kullanÕmÕ vergiden muaftÕr. SatÕú fiyatÕ akaryakÕttan %20-25 daha azdÕr. BiyogazlÕ araçlara ücretsiz park yeri sa÷lanmakta, biyogazlÕ firma araçlarÕnÕn araç vergilerinde indirim uygulanmaktadÕr. øsveç’te de biyogaz, do÷al gazÕn kullanÕldÕ÷Õ her alanda kullanÕlmakta ve 2020 yÕlÕnda do÷algazdan tamamen vazgeçilerek biyogaz kullanÕmÕna geçilmesi hedeflenmektedir. 8.3. Ülkelerin BiyoyakÕtlara BakÕú AçÕsÕ Ülkeler enerji arz güvenli÷ini artÕran, çevresel negatif etkileri minimum olan her türlü seçene÷i de÷erlendirmekte ve uyguladÕklarÕ politikalar ile sektörün geliúmesini sa÷lamaktadÕrlar. Amerika’da 1990’lÕ yÕllarÕn baúlarÕnda biyoetanol sektörünün öncülü÷ünde baúlayan biyoyakÕt serüveni biyodizel ve biyogazÕn da sektörde yer almasÕyla sürdürülmektedir. ABD’de biyoyakÕt üretimi ve tüketimi her dönemin baúkanÕ tarafÕndan desteklenmiútir. Baúkan Bush tarafÕndan zaman zaman tesislere yapÕlan ziyaretlerle kamuoyunun konuya dikkati çekilmiú, verilen teúvikler ve uygulanan izleme politikalarÕ ile sektörün ve teknolojinin geliúimi sa÷lanmÕútÕr. 3 A÷ustos 2006 tarihinde ABD yönetimi biyoyakÕt araútÕrmalarÕ için 250 Milyon $ bütçe ayÕrmÕú, biyoyakÕt ar-ge çalÕúmalarÕnÕn daha planlÕ yürütülebilmesi için Yüksek Teknoloji Biyomerkezi kurulmasÕ kararÕ alÕnmÕútÕr. 2006 yÕlÕnda yürürlükte olan Yeni Enerji YasasÕnda 2012 yÕlÕnda 7,5 milyar galon yenilenebilir yakÕt tüketimi hedeflenmiú, bu hedefe 2008 yÕlÕnda ulaúÕlmÕútÕr. Yeni hedef 2017 yÕlÕnda 35 Milyar galon/yÕl (130 milyar lt/yÕl)’dÕr. 2011 yÕlÕnÕn Ocak ayÕnda Baúkan Obama tarafÕndan yapÕlan açÕklamada biyoyakÕt teúviklerinin sürdürülece÷i, petrol ürünlerinin teúvik edilmeyece÷i bildirilmiútir. Yine 2011 yÕlÕ Ocak ayÕnda “BiyoyakÕt PazarÕnÕn Geniúletilmesi Yasa TasarÕsÕ” görüúmelere açÕlmÕútÕr. Fleksi yakÕtlÕ (E85) araçlarÕn, biyoyakÕtlÕ pompalarÕn ve yenilenebilir yakÕt boru hatlarÕnÕn sayÕlarÕnÕn artÕrÕlmasÕnÕ amaçlayan yasa tasarÕsÕna göre Amerika Birleúik Devletlerinde, 2015 yÕlÕnda üretilecek araçlarÕn %50’sinin, 2016’da üretilecek araçlarÕn %90’ÕnÕn E85 yakÕtlÕ araç olmasÕ hedeflenmektedir. Hali hazÕrda 2600 adet E85 yakÕt istasyonun yanÕ sÕra pek çok B15, B20 istasyonlarÕ da bulunmaktadÕr. A÷ustos 2011 tarihinde Beyaz Saray’dan yapÕlan bir açÕklamaya göre; ABD’de havacÕlÕk ve denizcilik taúÕmacÕlÕ÷Õnda biyoyakÕt kullanÕmÕ ile ilgili kapsamlÕ bir proje Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 181 baúlatÕlmÕútÕr. ABD TarÕm ve Enerji BakanlÕklarÕ, Hava ve Deniz Kuvvetleri ile özel sektörün katÕlÕmÕyla sürdürülecek olan bu projeyle askeri ve ticari ulaúÕmda kullanÕlmak üzere geliúmiú biyoyakÕtlar üretilecektir. Proje 3 yÕl sürecek olup, bu süre zarfÕnda 510 milyon dolarlÕk yatÕrÕm yapÕlmasÕ planlanmaktadÕr. Mart 2011’de Obama tarafÕndan açÕklanan “Güvenli Enerji Gelece÷i” planÕ kapsamÕnda yürütülecek bu proje ile ABD’nin her yÕl 300 milyar dolarlÕk bütçe gerektiren petrol ba÷ÕmlÕlÕ÷ÕnÕn azaltÕlmasÕ hedeflenmektedir. Birinci kuúak biyoyakÕtlardan daha da ötesine dikkat çeken Obama, ileri düzey yenilenebilir ulaúÕm yakÕtlarÕnÕn 21. yüzyÕlÕn en önemli ulusal endüstrisi olaca÷ÕnÕ söylemiútir. Bu nedenle bir an önce selülozik teknolojilerin ticarileútirilerek, mÕsÕr kullanmaktansa biyokütle ve atÕk materyallerden faydalanÕlmasÕ gerekti÷inin altÕnÕ çizmiútir. Son günlerde kredi ABD’de krizden çÕkÕú önlemlerinden biri biyotakÕtlar olarak ele alÕnmaktadÕr. Obama’nÕn 9 Eylül 2011 tarihindeki konuúmasÕnda da ileri kuúak biyoyakÕtlarÕn üretiminin artÕrÕlmasÕyla ABD’nin tekrar 1 numara olaca÷Õ vurgulanmÕútÕr. "25x25" sloganÕyla 2025 yÕlÕnda toplam enerji tüketiminin % 25’inin yenilebilir kaynaklardan karúÕlanmasÕnÕ hedefleyen ABD’de, biyoyakÕt konusunda oluúturulan bir eylem planÕ uygulanmaktadÕr. Bu eylem planÕnÕn ana faaliyetleri Sürdürülebilirlik, Hammadde Üretimi, Hammadde Lojisti÷i, Dönüúüm Bilimleri ve Teknolojisi, Da÷ÕtÕm için AltyapÕ, KarÕúÕm Oluúturma, Çevre, Sa÷lÕk ve Güvenlik olarak belirlenmiútir. 2010 yÕlÕnda, sadece biyoetanol sektörü tarafÕndan ABD ekonomisine 53,6 milyar $’lÕk katma de÷er yaratÕlmÕú, hane halkÕ gelirinde 36 milyar $’lÕk artÕú sa÷lanmÕútÕr. AyrÕca, 70.400’ü do÷rudan istihdam olmak üzere toplam 400.677 kiúiye istihdam yaratÕlmÕú, Federal Hükümet için 7 milyar $, eyalet ve úehir yönetimlerine de 4 milyar $ olmak üzere 11 milyar $ yeni vergi hasÕlatÕ sa÷lanmÕútÕr. Di÷er yandan, petrol ithalatÕnda 445 milyon varil azalma, buna karúÕlÕk 34 milyar $ tasarruf kaydedilmiútir. Brezilya dünyada biyoetanol kullanÕmÕnÕn öncüsüdür. Brezilya’da biyoetanol ilk kez 1931 yÕlÕnda benzine % 5 katÕlarak kullanÕlmÕú, 1938’de konu ile ilgili yasal düzenleme yapÕlmÕútÕr. KarÕúÕm oranÕ 1993 yÕlÕnda % 22’ye çÕkartÕlmÕútÕr. Son yÕllarda ise karÕúÕm oranÕ biyoetanol fiyatlarÕna ba÷lÕ olarak % 20-26 arasÕnda uygulanmaktadÕr. Bununla birlikte Brezilya’da %85 biyoetanollü benzin kullanan fleksi araç kullanÕmÕ oldukça yaygÕndÕr. 1979 yÕlÕnda uygulanmaya baúlayan Proalcool ProgramÕ ile úeker kamÕúÕndan biyoetanol üretimi çeúitli teúviklerle sürdürülmektedir. 6 milyon ha arazide (Brezilyadaki tarÕm arazilerinin %0,7’si) úeker kamÕúÕ tarÕmÕ yapÕlmaktadÕr. Brezilya’nÕn Pro-alcool programÕ kapsamÕnda TarÕmsal Geliúme BakanlÕ÷Õ, biyodizel ticareti ve da÷ÕtÕmÕnÕ yapan büyük firmalarÕn kullandÕ÷Õ hammaddelerin %50’sini küçük çiftçilerden sa÷lamasÕ zorunlulu÷u sayesinde ülkenin kuzey do÷u bölgesinde 2004 sonrasÕnda 100,000 yeni iú imkanÕ yaratÕlmÕútÕr. 182 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Brezilya’da 1 milyon kiúi biyoetanol sektöründen karnÕnÕ doyurmaktadÕr. 335 adet biyoetanol fabrikasÕ bulunan ülkede 186 milyar dolar’lÕk petrol tasarrufu sa÷lanmÕútÕr. KamÕú ùekeri Sanayileri Birli÷i “UNICA”ya göre 2012 yÕlÕ itibariyle fabrikalarÕn sayÕsÕnÕn 409’a ve toplam etanol üretiminin 35,7 milyar litreye ulaúmasÕ beklenmektedir. AB’de biyoyakÕtlar enerji güvenli÷i, tarÕmsal kalkÕnma ve küresel ÕsÕnmayla mücadele açÕsÕndan büyük önem taúÕmaktadÕr. 1990’lÕ yÕllardan bu yana geliútirilen politikalar çerçevesinde yayÕmlanan çeúitli resmi belgelerle biyoyakÕt kullanÕmÕna iliúkin çeúitli hedefler belirlenmiú, bu hedefleri gerçekleútirmek üzere stratejiler geliútirilmiú, teúvik sistemleri oluúturmuú ve yol haritalarÕ hazÕrlamÕútÕr. BiyoyakÕt üretiminin yanÕ sÕra enerji tarÕmÕnÕ da destekleyen politikalar geliútirilmiútir. AB’de 1997 yÕlÕnda yayÕmlanan Beyaz Belge Bildirisi ile 2020 yÕlÕnda 5 milyon ton sÕvÕ biyoyakÕt (biyodizel, biyoetanol) kullanÕmÕ hedeflenmiú, 2000 yÕlÕnda yayÕmlanan Yeúil Belge, 2003 yÕlÕnda çÕkartÕlan BiyoyakÕt Teúvik Direktifi, 2005’te yürürlü÷e giren Kyoto Protokolü, 2006’da yayÕmlanan BiyoyakÕt Strateji Belgesi gere÷ince, üye ülkeler biyoyakÕt üretimi ve kullanÕmÕ konusunda önemli politikalar oluúturmuúlardÕr. Hedeflerin gerçekleúmesi için pek çok Avrupa ülkesinde biyoyakÕt kullanÕmÕ zorunluluktur ve çeúitli desteklerle kullanÕmÕ ve üretimi yaygÕnlaútÕrÕlmaktadÕr. AB Komisyonu tarafÕndan hazÕrlanan Vizyon 2030 belgesinde, 2030 yÕlÕnda % 25 biyoyakÕt kullanÕmÕ öngörülmektedir. Bununla birlikte ticari geliúimini tamamlayan birinci kuúak biyoyakÕtlarÕn (biyodizel, biyoetanol, biyogaz vb) ardÕndan, 2010’dan itibaren ikinci kuúak biyoyakÕt üretiminin ticarileúmesi ve bu sürecin 2020’de tamamlanarak biyorafinerilere geçilmesi, 2030–2050 döneminde de entegre biyorafinerilerin yaygÕnlaútÕrÕlmasÕ hedeflenmektedir. AB 2020 yÕlÕnda enerji tüketiminin %20’sini yenilenebilir enerjiden karúÕlayacaktÕr. Bu çerçevede her bir üye ülke için ulaútÕrma sektöründe %10 biyoyakÕt kullanÕm hedefi konulmuútur. Hedefler 2008 yÕlÕnÕn AralÕk ayÕnda yayÕmlanan Yenilenebilir Enerji Direktifinde de yer almakla birlikte biyoyakÕtlarÕn sürdürülebilirlik kriterleri çerçevesinde üretilmesini ve/veya ithal edilmesini úart koúmaktadÕr. Bu koúuldan hareketle AB Komisyonunda, 2008 yÕlÕndan bu yana biyoyakÕtlarÕn sertifikalandÕrÕlmasÕ üzerine yapÕlan çalÕúmalar tamamlanmÕú ve Avrupa Birli÷ine üye ülkelerde biyoyakÕtlarÕn çevreye zarar vermeden üretilmesi ve ithal edilmesini sa÷layacak olan “Sürdürülebilirlik Kriter Paketi” 10 Haziran 2010 tarihinde Komisyon tarafÕndan kabul edilmiútir. Sürdürülebilirlik Kriter Paketine göre, fosil yakÕtlara nazaran % 35 sera gazÕ tasarrufu sa÷layan biyoyakÕtlar sertifikalandÕrÕlacaklardÕr. Bu de÷er 2017 yÕlÕnda % 50, 2018 yÕlÕnda %60 olarak uygulanacaktÕr. Bununla birlikte gÕda amaçlÕ tarÕm arazilerinde ve biyoçeúitlili÷i yüksek alanlarda yetiútirilen biyoyakÕt hammaddelerinden üretilen biyoyakÕtlara sertifika verilmeyecektir. AB’de ve dünyada biyoyakÕtlar ve biyodizel konusunda Almanya öncü bir ülkedir. BiyoyakÕtlar “Yenilenebilir Enerji KaynaklarÕna Öncelik TanÕma YasasÕ” kapsamÕ Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 183 içinde de÷erlendirilmektedir. 2007’den itibaren biyoyakÕtlara kademeli vergi uygulamasÕna baúlanmÕú ancak biyodizelin çiftçi yakÕtÕ olarak kullanÕmÕnda vergi istisnasÕ getirilerek enerji tarÕmÕ desteklenmiútir. Milyon tonluk biyodizel üretimi her geçen yÕl artmaktadÕr. Almanya 01.01.2007’den geçerli olmak üzere Enerji Vergisi Kanunu ile BiyoyakÕtlara kullanÕm zorunlulu÷u getirmiútir. Buna göre Motorinde (enerji de÷eri olarak) %4,4 (Hacimce %5’e denk gelmektedir), Benzinde %1,2 (2007), %2 (2008), 2,8 (2009), %3,6 (2010) zorunlu kullanÕm uygulanmaktadÕr. Biyodizel ve biyoetanolün yanÕ sÕra biyogaz sektörünün de geliúti÷i Avrupa’da enerji bitkilerinin yetiútirilmesi ve biyogazdan elde edilen elektrik teúvik edilmektedir. Genellikle organik atÕklar ve enerji bitkilerinden elde edilen biyogaz günümüzde pek çok geliúmiú ülkenin enerji portföyünde geniú yer bulmaktadÕr. Almanya’da 4078 biyogaz tesisinden elde 12 milyar kWh elektrik 3,5 milyon evin enerji ihtiyacÕnÕ karúÕlamaktadÕr. 11.000 kiúinin istihdam edildi÷i sektörde 2020 yÕlÕnda tüketilen elektri÷in %20’sinin yaklaúÕk 85 milyar kWh’inin biyogazdan karúÕlanmasÕ hedeflenmektedir. AB’nde biyogazÕn ulaútÕrma yakÕtÕ olarak kullanÕmÕ da giderek yaygÕnlaúmaktadÕr. Örne÷in øsveç’te 10 yÕlÕ aúkÕn süredir biyogazla çalÕúan otobüsler, kamyonlar, otomobiller mevcuttur. HalihazÕrda øsveç’teki otomobilerin %60’Õ biyogaz ile çalÕúmaktadÕr. 2005 yÕlÕndan bu yana trenlerde de biyogaz kullanÕlmaktadÕr. 2005 yÕlÕndan bu yana trenlerde de biyogaz kullanÕlmaktadÕr. Ülkede 2005’de 160 GWh(16 milyon litre petrole eúde÷er) 2006’da 230 GWh (23 milyon litre petrole eúde÷er) biyogaz üretilmiútir. 1999 tarihinden bu yana biyogaz standardÕ kullanÕlmakta olan øsveç’te 2007 yÕlÕ rakamlarÕna göre 68 özel biyogaz istasyonu, 27 belediyeye ait biyogaz dolum istasyonu mevcuttur. øsveç’te biyogaz kullanÕmÕ vergiden muaftÕr. SatÕú fiyatÕ akaryakÕttan %20-25 daha azdÕr. BiyogazlÕ araçlara ücretsiz park yeri sa÷lanmakta, biyogazlÕ firma araçlarÕnÕn araç vergilerinde indirim uygulanmaktadÕr. øsveç’te de biyogaz, do÷al gazÕn kullanÕldÕ÷Õ her alanda kullanÕlmakta ve 2020 yÕlÕnda do÷algazdan tamamen vazgeçilerek biyogaz kullanÕmÕna geçilmesi hedeflenmektedir. BiyoyakÕtlar AB’de Kyoto Protokolü’nün gereklerinin yerine getirilmesi konusundaki çalÕúmalar kapsamÕnda da öncelikli olarak ele alÕnmaktadÕr. AB ve ABD’nin yanÕsÕra Brezilya, Kanada, Malezya, Tayland, Çin, Kolombiya, Filipinler vb. pek çok ülkede biyoyakÕtlarla ilgili harmanlama zorunluluklarÕ uygulanmaktadÕr. 8.4. Ülkemizde BiyoyakÕt Sektörü Ülkemizdeki biyodizel ve biyoetanol çalÕúmalarÕnÕn baúlangÕcÕ 2000’li yÕllarÕn baúlarÕna rastlamaktadÕr. Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanlÕ÷Õ tarafÕndan yürütülen Biyoenerji Projesi ile yatÕrÕmcÕlar 2000’li yÕllarÕn baúlarÕnda biyoenerji ile tanÕúmÕú ve yatÕrÕmcÕlarÕn konuya ilgisi büyük olmuútur. Bu çerçevede, kÕsa sürede pek çok biyodizel tesisi kurulmuú, hatta bazÕ kimya fabrikalarÕ biyodizel tesislerine dönüútürülmüútür. Geçti÷imiz yÕllarda Türkiye’de 56’sÕ lisanslÕ olmak üzere 200’den 184 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 fazla biyodizel tesisi kurulmuútur. Kurulan biyodizel tesislerinin toplam kapasiteleri 1,5 milyon ton civarÕnda olmakla birlikte yerli hammadde bulunmamasÕ nedeniyle pek çok tesisin kapandÕ÷Õ bilinmektedir. 14 Eylül 2011 verilerine göre EPDK’da kayÕtlÕ 36 firma biyodizel üretim lisansÕna sahiptir. Ancak yerli tarÕm ürünlerinden aktif biyodizel üretimi yapan sadece bir firma (DB TarÕmsal Enerji Sanayi Ve Ticaret A.ù) bulunmaktadÕr. øzmir’de faaliyet gösteren firma Eskiúehir’den Turhal’a, Uúak’tan Siirt’e kadar verimsiz tarÕm arazilerinde yetiútirilen aspir bitkisi ile biyodizel üretimini gerçekleútirmektedir. Çevre BakanlÕ÷Õ verilerinde 3 adet tesis atÕk ya÷dan biyodizel üretimi için izinli görünse de bunlardan sadece 1 tanesi EPDK’dan lisanslÕdÕr ve aktif üretim yapmaktadÕr (Ezici Biyodizel). Çok yakÕn bir gelecekte de firmanÕn biyodizel üretiminden vazgeçerek elektrik üretimi yapmayÕ planlandÕ÷Õ bilinmektedir. Ülkemizde yerli hammadde ile üretilen biyodizelin motorinle harmanlanan %2’lik dilimi ÖTV’den muaftÕr. 27.09.2011 tarihli Resmi Gazetede yayÕmlanarak yürürlü÷e giren EDK KararÕ gere÷ince piyasaya akaryakÕt olarak arz edilen motorin türlerinin, yerli tarÕm ürünlerinden üretilmiú biyodizel (ya÷ asidi metil esteri-YAME) içeri÷inin 1 Ocak 2014 tarihi itibariyle en az yüzde 1, 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle en az yüzde 2, 1 Ocak 2016 tarihi itibariyle en az yüzde 3 olmasÕ zorunlulu÷u getirilmiútir. Biyoetanol pazarÕnda ise daha istikrarlÕ bir süreç iúlemiútir. Biyodizele benzer úekilde 2000’li yÕllarÕn baúÕnda baúlayan biyoetanol akÕmÕ istikrarlÕ yapÕlanma ile günümüze kadar gelse de bugüne kadar kullanÕm zorunlulu÷u olmamasÕ nedeniyle sektörde bir canlÕlÕk sa÷lanamamÕútÕr. Ülkemizde, biyoetanol sektöründe mevcut durumda 3 üretim tesisi bulunmaktadÕr. Bununla birlikte Eskiúehir ùeker FabrikasÕ Alkol Üretim Tesisinde de yakÕt alkolü üretimine dönük yatÕrÕm yapÕlmÕútÕr. Yasal düzenlemeleri Tütün ve Alkol PiyasasÕ Düzenleme Kurumu tarafÕndan yapÕlmaktadÕr. Türkiye’de kurulu biyoetanol üretim kapasitesi 149,5 milyon litredir. Bunun %56’lÕk kÕsmÕ, 84 milyon litre ile bir çiftçi kuruluúu olan Pankobirlik çatÕsÕ altÕnda yer alan Konya ùeker Tic. ve San. A.ù.’ye aittir. Hammadde olarak úeker pancarÕ ve úeker prosesinin artÕ÷Õ olan melas kullanÕlmaktadÕr. Di÷er 2 tesis Bursa (Kemalpaúa) ve Adana’da kurulu olup mÕsÕr ve bu÷daydan üretim yapÕlmaktadÕr. Ülkemizin biyoetanol kurulu kapasitesi benzin tüketimimizin yaklaúÕk %7’sini karúÕlar durumdadÕr. Ancak pazarda yer alan biyoetanol benzin tüketimimizin %1’inin çok altÕndadÕr. Ülkemizde sadece úeker pancarÕna dayalÕ biyoetanol üretim potansiyeli 2–2,5 milyon ton civarÕndadÕr. Bu de÷er 2010 yÕlÕ benzin tüketimimizin tümünü karúÕlamaktadÕr. Ülkemizde biyodizelde oldu÷u gibi biyoetanolde de yerli hammadde ile üretilen biyoetanolün benzinle harmanlanan %2’lik dilimi ÖTV’den muaftÕr. EPDK'dan yapÕlan açÕklamaya göre, piyasaya akaryakÕt olarak arz edilen benzin türlerine, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yüzde 2, 1 Ocak 2014 tarihi itibariyle de en az yüzde 3 oranÕnda yerli tarÕm ürünlerinden üretilmiú yakÕt etanolü (biyoetanol) ilave edilmesi zorunlu kÕlÕnmÕútÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 185 Di÷er yandan GÕda, TarÕm ve HayvancÕlÕk BakanlÕ÷Õ’na ba÷lÕ olan Karadeniz AraútÕrma Merkezi bünyesinde kurulmakta olan Enerji TarÕmÕ AraútÕrma Merkezinin 2011 yÕlÕnÕn sonunda hizmete girmesi beklenmektedir. Merkezin öncelikli çalÕúma konularÕndan birisi ileri kuúak biyoyakÕt teknolojileri do÷rultusunda olaca÷Õ bildirilmektedir. Biyogaz konusunda ülkemizdeki profesyonel çalÕúmalar 1980 yÕlÕnda TarÕm BakanlÕ÷Õ bünyesinde baúlamÕú olmasÕna ra÷men, sürdürülememiútir. Vizyon 2023’e göre, modern biyokütle alanÕnda 2005 itibarÕyla baúlamasÕ planlanan çalÕúmalar çerçevesinde, 2010 YÕlÕ’na kadar biyokütle gazlaútÕrma araútÕrmalarÕnÕn yapÕlmasÕ ve pilot tesislerin kurulmasÕ, 2018 YÕlÕ’nda küçük (1-3 MW) ve orta (5-10 MW) ölçekli biyokütle gazlaútÕran kojenerasyon tesislerinin kurulmasÕ öngörülmüútür. Yine Vizyon 2023’e göre, 2009 YÕlÕ’nda organik atÕklarÕn bertaraf edilmesi amacÕyla evler için 20 m3 metan/ton organik madde kapasiteli anaerobik çürütme reaktörlerinin tasarlanmasÕ, 2012’de, gazÕ ÕsÕ enerjisine dönüútüren reaktörlerin tasarlanmasÕ, 2014’te ise elde edilen gazÕ elektrik enerjisine dönüútüren reaktörlerin tasarlanmasÕ öngörülmektedir. 2016 YÕlÕ’nda ise gazÕn temizlenerek hidrojen gazÕ elde edilmesi ve 2018 YÕlÕ’ndan sonra biyokütleden de elde edilebilen hidrojen teknolojisinin taúÕtlarda uygulanmasÕ beklenmektedir. Her ne kadar öngörüler ve hedefler konulsa da bir strateji çizilmedi÷i ve eylem planlarÕ hazÕrlanmadÕ÷Õ için 2012’ye adÕm attÕ÷ÕmÕz úu günlerde beklenen geliúmeler kaydedilememiútir. Bununla birlikte, geçti÷imiz birkaç yÕlda biyogaz sektörünün dünyadaki geliúimine paralel olarak ülkemizde de çalÕúmalar yeniden baúlamÕútÕr. Bu süre zarfÕnda gündemde olan “Yenilenebilir Enerji KaynaklarÕnÕn Elektrik Üretimi AmaçlÕ KullanÕmÕna øliúkin Yasa 2011 yÕlÕnÕn Ocak ayÕnda yürürlü÷e girmiútir. Yasaya göre biyokütleden elde edilen elektrik 10 yÕl süre ile 13,3 dolar centten alÕm garantisine sahiptir. Bu de÷er yatÕrÕmcÕnÕn beklentisinden az oldu÷u için aslÕnda patlama noktasÕnda olan sektörde beklenen büyüme ne yazÕk ki gerçekleúememiútir. Bununla birlikte Haziran 2011 tarihinde resmileúen “Yenilenebilir Enerji KaynaklarÕndan Elektrik Enerjisi Üreten Tesislerde KullanÕlan AksamÕn Yurt øçinde ømalatÕ HakkÕnda Yönetmelik” gere÷ince yerli kaynaklarla kurulan tesisler için 5 yÕllÕ÷Õna verilen teúvikler bir nebze olsun kurtarÕcÕ olmuútur. Ülkemizde biyogaz sektörü baúta Ankara, østanbul, Bursa, Kayseri, Gaziantep, Samsun vb bazÕ úehirlerimiz olmak üzere çöpten biyogaz üretimi, bazÕ sanayi tesisleri ve belediyelerin atÕk su ve tesislerinden biyogaz üretimi, Orman ve Su øúleri BakanlÕ÷Õ tarafÕndan Anadolu’nun farklÕ yörelerinde yürütülen gazifikasyon demonstrasyon projeleri ve özel sektörde yürütülmekte olan sayÕlarÕ az da olsa nitelikli biyogaz projelerinden oluúmaktadÕr. 22,6 MW’lÕk elektrik üretim kapasitesine sahip olan Ankara-Mamak çöplü÷ünden elde edilen elektri÷in yanÕ sÕra oluúan atÕk ÕsÕ çöplük arazisinde kurulan seralarda kullanÕlmaktadÕr. AyrÕca toplamda 2.000 m2’ye tamamlanacak havuzlarda verimli bir biyoyakÕt hammaddesi olan algler (su yosunu) yetiútirilmektedir. TÜBøTAK-MAM tarafÕndan øzmit Belediyesi ortaklÕ÷Õ ile kurulan, 186 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 küçük ve büyük baú hayvan atÕklarÕ ile park ve bahçe atÕklarÕndan üretim yapan 330 kW’lÕk biyogaz tesisi bu yÕl hizmete alÕnmÕútÕr. Ülkemizde 13 Ekim 2011 tarihi itibarÕ ile, EPDK’dan iúletme lisansÕ alan 23 adet biyokütle santralÕ bulunmaktadÕr. Pek ço÷unun iúletmede oldu÷u bu santrallarÕn toplam elektrik üretim kapasitesi yaklaúÕk 131 MW’tÕr. Bunlara ilaveten toplam 8,32 MW kapasiteli 3 tesise de lisans verilmesi uygun görülmüútür. Di÷er yandan hayvan varlÕ÷ÕmÕz sürekli azalmasÕna ra÷men TUøK, FAO ve TarÕm BakanlÕ÷Õ verilerine göre 2010 yÕlÕnda 11,4 milyon büyükbaú, 29,2 milyon küçükbaú ve 238 milyon kümes hayvanÕ varlÕ÷ÕmÕz bulunmaktadÕr. Literatür verilerine göre 1 büyükbaú hayvan yÕlda 3,6 ton, bir küçük baú hayvan 0,7 ton, 1 kümes hayvanÕ 0,022 ton yaú gübre üretmekte ve 1 ton sÕ÷Õr gübresi 33 m3, 1 ton koyun gübresi 58 m3, 1 ton kümes hayvanÕ gübresi 78 m3 biyogaz oluúturmaktadÕr. Basit hesapla ülkemiz yÕllÕk hayvan dÕúkÕsÕ biyogaz teorik potansiyelinin büyüklü÷ü tahminen kümes hayvanlarÕ: 401,5 milyon m3, küçükbaú hayvanlar: 852,6 milyon m3, büyükbaú hayvanlar 1354,2 milyon m3 2608 milyon m3 gaz üretilebilir. Ülkemizde kÕrsal kesimde ilkel beslenen küçükbaú ve büyükbaú hayvan sayÕsÕ yÕldan yÕla azalÕrken çiftliklerde çok hayvanlÕ besi hayvancÕlÕ÷Õ hÕzlÕ bir artÕú göstermektedir. AynÕ úekilde çok sayÕlÕ kümes hayvanÕnÕn bir arada beslendi÷i tavuk çiftlikleri de hÕzla artmaktadÕr. Bu durum ise hayvan atÕklarÕndan daha büyük tesislerde biyogaz üretimini daha ekonomik hale getirecektir. Türkiye’nin biyogaz potansiyeli 14002000 Btep/yÕl oldu÷u tahmin edilmektedir. 8.5. Sonuç Biyokütle, di÷er yenilenebilir enerji kaynaklarÕndan farklÕ olarak hem elektrik hem yakÕt üreten ve kÕrsal kesimde ciddi anlamda sosyo ekonomik katkÕ yaratan bir kaynaktÕr. Pek çok geliúmiú ve geliúmekte olan ülkenin enerji politikalarÕnda geniú yer edinmiútir. Ülkemizde ise çok büyük potansiyeline ra÷men biyokütle enerjisine gereken önem henüz verilmemektedir. Bununla birlikte 2011 yÕlÕnda yapÕlan düzenlemeler sektörde memnuniyetle karúÕlanmÕútÕr. Her ne kadar biyokütleden üretilen elektrik 10 yÕl süreyle 13,3 dolar cent’ten alÕm garantisine sahip ise de bu de÷er, (her ne kadar kullanÕlan hammaddeye ba÷lÕ olarak de÷iúse de) bugünkü koúullarda baúa baú noktasÕna denk gelmektedir. Bununla birlikte yerli katkÕ payÕ ile bazÕ projeler ekonomik olmaktadÕr. Di÷er yandan 2013 ve 2014 yÕllarÕnda kademeli olarak baúlanacak biyoetanol ve biyodizel kullanÕm zorunluluklarÕ biyokütle sektörünü canlandÕracaktÕr. Ancak gÕdayem ve biyoyakÕt hammaddesi dengesi kurularak planlÕ bir enerji tarÕmÕyla bu süreç tamamlanmalÕdÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 187 AyrÕca Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanlÕ÷Õ tarafÕndan di÷er bakanlÕklarÕn, kurum ve kuruluúlarÕn da iúbirli÷i ile Biyokütle Strateji Belgesi oluúturulmalÕ, orta ve uzun vade için biyoyakÕt üretim ve kullanÕm hedefleri belirlenmeli, hedeflere ulaúÕlmasÕ için eylem planlarÕ hazÕrlanmalÕ, teknoloji platformlarÕ kurulmalÕ, hammadde üreticisinden, biyoyakÕt kullanÕcÕsÕna kadar sektördeki aktörler için uygun destekleme politikalarÕ belirlenmeli ve sektör için bir izleme mekanizmasÕ oluúturulmalÕdÕr. øzleme çalÕúmalarÕnÕn sonuçlarÕna göre strateji ve eylem planlarÕ belli aralÕklarla revize edilmelidir. Türkiye sahibi oldu÷u zengin biyokütle kaynaklarÕnÕ, “enerji arz güvenli÷inin sigortasÕ, kÕrsal kesimin refahÕ” vizyonu ile de÷erlendirmelidir. Kaynaklar 1. AR, BiyoyakÕtlar ve SorunlarÕ, VI. Yeni Ve Yenilenebilir Enerji KaynaklarÕ Sempozyumu, Kayseri, 21-22 Ekim 2011. 2. AR, F.F. (Editör), “BiyoyakÕtlar”, Grup ÇalÕúmasÕ, Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi YayÕnÕ, YayÕn no: 0016/2010, ISBN: 978-605-89548-5-4, Poyraz Ofset, Ankara, 2010. 3. Do÷an, M., Ülkemizin Biyoenerji Potansiyeli ve Ekonomik De÷erlendirilmesi Üzerine, Biyokütle ÇalÕútayÕ, Bursa, 7-8 Ekim 2011. 4. Renewable Fuel Association, 2011 5. World Sugar Statistics, F.O.LICHT, 2011 6. www.epdk.org.tr; 2011 188 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 9. BİYOKÜTLE’DEN ENERJİ ÜRETİMİ 190 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 9. BøYOKÜTLE’DEN ENERJø ÜRETøMø 9.1. Giriú TarÕm atÕklarÕ, orman atÕklarÕ, hayvansal atÕklar, enerji bitkileri ve benzerleri olarak adlandÕrÕlan biyokütle kaynaklarÕnÕn oldukça geniú kullanÕmÕ vardÕr. Bu atÕklar hayvansal gübre, ormancÕlÕk ve orman endüstrisinden a÷aç atÕklarÕ, gÕda ve ka÷Õt endüstrisi kalÕntÕlarÕ, belediyelerin yeúil kalÕntÕlarÕ, kanalizasyon çamuru, yÕllÕk kÕsa rotasyonlu a÷açlÕklar (okaliptüs, kavak, sö÷üt), çayÕr, úeker bitkileri (úeker kamÕúÕ, pancar, süpürge darÕsÕ), niúasta mahsülleri (mÕsÕr, bu÷day) ve ya÷lÕ mahsüller (soya, ayçiçe÷i, ya÷ úalgamÕ, palmiye ya÷Õ) olarak sÕnÕflanabilir. Biyokütle tabanlÕ bu malzemeler, hem do÷rudan biyokütle, hem de biyoyakÕt olarak enerji üretimi amaçlÕ kullanÕlmaktadÕr. Ülkemizde 6831 sayÕlÕ Orman Kanunu’nun 34. ve 37. Maddeleri uyarÕnca orman artÕklarÕ kullanÕlabilir. Bu atÕklardan enerji üretimi amacÕ için faydalanÕlmalÕdÕr. A÷aç ve di÷er tarÕmsal kalÕntÕlar, endüstride buhar ve elektrik üretmek üzere kojenerasyon santralÕ (CHP: Combine Heat Power) yakÕtÕ (ya da eú yakÕtÕ) olarak yakÕlmakta ve ayrÕca mesken ve ticari bina ÕsÕtmasÕ amacÕyla da kullanÕlmaktadÕr. Küçük ölçekli gazlaútÕrma tesisleri da÷ÕnÕk küçük yerleúim yerleri ve küçük güç santralleri için ideal bir seçenektir. Elektrik üretimi ve ÕsÕ geri kazanma kombine tesisleri, dünyada sayÕsÕz uygulamalarla sÕradÕúÕ bir öneme sahiptir. GazlaútÕrma, katÕ yakÕtÕn enerji bileúenini gaz motoru veya gaz turbini ile direk olarak enerjiye çevrilmesini kapsayan bir yöntem sunmaktadÕr. GazlaútÕrma teknolojisi kombine ÕsÕ güç sistemleri (CHP) üretim tesislerinde de ve entegre gazlaútÕrÕcÕlÕ kombine çevrim (IGCC) santrallerinde kullanÕlabilir. Esnek çalÕúma özelli÷ine sahip olan gazlaútÕrma tesisleri, kÕsmi oksijen ortamÕnda yapÕlan gazlaútÕrma ile çevreye uygun ve emisyon de÷erleri ile uyumlu özelliklere sahiptir. Türkiye’de, çam ve meúe atÕklarÕnÕn, bu÷day, arpa, mÕsÕr ve pamuk ürünlerinin atÕklarÕnÕn ve di÷er biyokütle kaynaklarÕnÕn yÕllÕk toplam enerji de÷erinin yaklaúÕk 10.000 MWe civarÕnda oldu÷u tahmin edilmektedir. Bu denli büyük bir potansiyelin ve özellikle yerli kayna÷Õn bölge ve ülkemiz ekonomisine vakit kaybetmeden katÕlmasÕ tarÕmsal atÕktan enerji üretim tesislerinin bölgede yaygÕn olarak uygulanmasÕnÕn mümkün ve kaçÕnÕlmaz oldu÷u ortaya çÕkmaktadÕr. Orman ve tarÕmsal atÕk enerji üretim tesislerinin bölgede yaygÕn olarak geliútirilmelerinin bölgeye sa÷layaca÷Õ faydalar çok yönlüdür. Bitkisel organik maddelerdenn oluúan biyokütlenin yakÕlmasÕ sonucu ortaya çÕkan CO2 daha önce bu maddelerin oluúmasÕ sÕrasÕnda atmosfere oksijen vermesi nedeniyle, biyokütleden enerji elde edilmesi süreci CO2 salÕnÕmÕ açÕsÕndan avantajlÕ olacaktÕr. Organik madde içeren artÕklarÕn de÷erlendirilmesi, çevre kirlili÷i ve temiz enerji üretimi bakÕmÕndan önem taúÕmaktadÕr. Bu amaçla özellikte geliúmekte olan ülkelerde kullanÕmÕ en yaygÕn olan kaynak biyokütledir. Dünya enerji tüketiminin yaklaúÕk %15’i, geliúmekte olan ülkelerde ise enerji tüketiminin yaklaúÕk %43’ü biyokütleden sa÷lanmaktadÕr (Baúçetinçelik ve ark. 2003, 2005). Biyokütle; her yerde yetiútirebilmesi, çevre korunmasÕna katkÕsÕ, elektrik üretimi, kimyasal madde ve özellikle taúÕtlar için yakÕt olabilmesi nedeni ile stratejik bir enerji kayna÷Õ olarak kabul edilmektedir. Biyolojik kökenli yakÕtlardan enerji üretimi için en etkin yöntemlerden birisi, kombine ÕsÕ ve Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 191 güç üretimidir. Kombine ÕsÕ ve güç üretiminden, endüstriyel uygulamalar için iúlem ÕsÕsÕ ve buhar üretimi amacÕyla da yararlanÕlabilir. Endüstri sektöründe kurutma gibi birçok iúlem için ÕsÕ üretimine gereksinim vardÕr. Bu gereksinim, bölgesel ÕsÕtma sistemi olmaksÕzÕn kombine ÕsÕ ve güç üretimi ile karúÕlanabilir. AyrÕca küçük ölçekli kombine ÕsÕ ve güç tesislerinden elde edilen ÕsÕ enerjisi, kamusal ve endüstriyel binalarÕn ÕsÕtÕlmasÕnda kullanÕlabilir (Baúçetinçelik ve ark. 2003; Tolay, 2007, 2010). Biyokütle kaynaklarÕ, pellet yapÕmÕ, yakma, gazlaútÕrma gibi teknolojilerle enerji üretiminde elektrik ve ÕsÕ üretim amaçlÕ kullanÕlabilir. Orman ve tarÕm atÕklarÕ çevreye zarar vermeden ve yakmadan bertaraf etmenin en optimum ve ekonomik yolu gazlaútÕrma iúlemidir. GazlaútÕrma özellikle kömür, biyokütle ve katÕ atÕklarÕn kontrollü hava ile katÕ halden gaz haline dönüútürme iúlemidir. Yakmaya göre gazlaútÕrma iúleminin enerji verimlili÷ini daha yüksek ve karbondioksit (CO2) emisyonu daha düúüktür. 9.2. Türkiye’de Odunsu Biyokütle Odun mükemmel bir biyokütle kayna÷ÕdÕr. Odun do÷rudan yakÕlarak kullanÕlabildi÷i gibi çeúitli iúlemler sonucunda pelet, briket haline getirilerek de konutlarda ve iú yerlerinde ÕsÕtma amacÕyla kullanÕlabilmektedir. Odun tek baúÕna ya da kömür ve di÷er biyokütle yakÕtlarÕyla birlikte kalorifer kazanlarÕnda, elektrik santrallerinde ve gazlaútÕrma kazanlarÕnda yakÕt olarak kullanÕlabilir. Modern teknolojiler odundan daha fazla enerji almamÕzÕ mümkün kÕlmaktadÕr. Gelece÷in teknolojileri ise odun artÕklarÕnÕn iúlenerek içten yanmalÕ motorlarda, yakÕt hücrelerinde ya da do÷algaz tesislerinde kullanÕlmak üzere yapay gaz üretilmesine olanak sa÷lamaktadÕr. En nihayetinde daha geliúmiú yakÕt üretim teknolojileriyle, odunda bulunan selülozik maddelerden biyobenzin, biyomotorin gibi çeúitli sÕvÕ yakÕtlar üretilebilmektedir. Türkiye’de henüz odunsu biyokütleden ticari olarak elektrik enerjisi ya da ÕsÕ enerjisi sa÷layan güç üretme tesisi olmamakla birlikte bu konuda deneme çalÕúmalarÕ devam etmektedir. Çaycuma’da faaliyet gösteren OYKA ka÷Õt fabrikasÕ, tesisin elektrik ihtiyacÕnÕ karúÕlaka üzere 10 MW’lik güç üreten bir buhar türbini sistemi yaptÕrmÕútÕr. Sistem yakÕt olarak ka÷Õt hamuru yapÕmÕnda de÷erlendirilemeyen odun talaúÕnÕ kullanacaktÕr. Tablo 9.1. Türkiye’de YÕllar øtibariyle Odun Üretimi ODUN ÜRETøMø YILLAR 1925-1937 1938-1949 1950-1962 1963-1973 1974-1984 1985-1990 1991-1995 1996-2000 2001-2006 192 YAKACAK ODUN ÜRETøMø m3 11.600.000 38.133.702 103.951.626 127.198.000 44.539.000 38.590.000 25.706.000 22.635.000 30.000.000 ENDÜSTRøYEL ODUN ÜRETøMø m3 6.440.000 6.601.263 19.550.732 46.185.000 25.558.000 75.960.000 34.978.000 35.882.000 49.670.000 TOPLAM ODUN ÜRETøMø m3 18.040.000 44.734.965 123.502.358 173.383.000 70.097.000 114.550.000 60.684.000 58.517.000 79.670.000 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Odunsu biyokütleden elektrik ve ÕsÕ üreten termik santraller konusunda gerek devletin gerekse özel sektörün çalÕúmalarÕ yetersizdir. Endüstriyel orman ürünleri sektöründe faaliyet gösteren fabrikalar, güç üretme merkezlerinin odunsu biyokütle yakmaya uygun olmamasÕ, çevre yönetmeliklerine uygun baca gazÕ de÷erlerini sa÷layamamalarÕ, yeterince odunsu biyokütle temin edememeleri, odunsu biyokütlenin taúÕnmasÕndaki zorluklar gibi nedenlerle elektrik enerjisi øhtiyaçlarÕnÕn ço÷unu do÷algazla çalÕúan çevrim santrallerinden karúÕlamaktadÕr. Bu tür fabrikalarda odunsu biyokütleden sadece ÕsÕ enerjisi üretiminde faydalanÕlmaktadÕr. Tablo 9.1’de Türkiye’de yÕllar itibariyle odun üretimi gösterilmiútir. Ülkemizde 6831 sayÕlÕ Orman Kanunu’nun 34. ve 37. Maddeleri uyarÕnca orman artÕklarÕ çeúitli amaçlar için kullanÕlabilir. Bu atÕklardan enerji üretimi amacÕ ile mutlaka faydalanÕlmalÕdÕr. Son yÕllardaki biyokütle çalÕúmalarÕnÕn büyük bölümü, orman yangÕnlarÕnÕ önleme ve orman iúletme faaliyetlerinin artmasÕ nedeniyle orman artÕklarÕ üzerinde yo÷unlaúmÕútÕr. Orman Bölge Müdürlüklerinin faaliyetleri arasÕnda ormanlarda biriken tehlikeli yakÕtlarÕn ormandan uzaklaútÕrÕlmasÕ, diri örtü temizli÷i ve orman bakÕm çalÕúmalarÕ önemli bir yer tutmaktadÕr. Orman øúletmeleri, yangÕn tehlikesi oluúturan orman içi artÕklarÕ daha çevreci yaklaúÕmlarla, de÷iúik úekilde de÷erlendirebilir. Orman øúletmeleri açÕsÕndan en iyi çözüm orman artÕklarÕ için bir pazarÕn yaratÕlmasÕdÕr. Düúünülen pazar, orman øúletmelerinin, ormancÕlÕk faaliyetleri yatÕrÕm programlarÕnda ihtiyaç duyulan geniúlemeyi karúÕlayabilecek kadar gelir getirmelidir. OrmanlarÕmÕzda bir biyokütle projesini desteklemek için gerekli olandan çok daha fazla miktarda orman artÕ÷Õ bulunmaktadÕr. Bununla birlikte orman içi artÕklarÕnÕn temininin de÷iúken olmasÕ, toplama, taúÕma ve depolama maliyetleri gibi bir takÕm güçlükler orman içi artÕklarÕnÕn yakÕt olarak kullanÕlmasÕ konusunda yapÕlmasÕ gereken çalÕúmalarÕ geciktirmektedir. Orman artÕ÷Õ teminindeki de÷iúmeler ormancÕlÕk faaliyetlerinin dönemsel yapÕsÕndan, orman endüstrisi sektöründeki e÷ilimlerden ve ormancÕlÕk faaliyetleri için ayrÕlan bütçe ödeneklerinin de÷iúmesinden kaynaklanmaktadÕr. Türkiye’deki orman endüstrisi son yÕllarda yükselme e÷iliminde olup sektörün talebini karúÕlayabilmek amacÕyla endüstriyel odun üretimi son 4 yÕlda %35 artÕrÕlmÕútÕr. Endüstriyel odun üretimi 10 milyon m3 yakacak odun üretimi ise 4 milyon m3 olmuútur. Ormanda hasat sonrasÕ kesilen a÷açlarÕn yaklaúÕk %50’si endüstriyel ürün olarak de÷erlendirilemeyen kÕsÕmlardan oluúturmaktadÕr. Buna göre yÕllÕk 10 milyon m3 olan tomruk üretiminden yaklaúÕk 5 milyon m3 orman artÕ÷Õ elde edilebilir. Bu artÕ÷Õn bir kÕsmÕ toprak zenginleútirme amacÕyla ormanda bÕrakÕlmaktadÕr. OrmanlarÕmÕzda, Orman Genel Müdürlü÷ü’nün yakacak odun üretimi dÕúÕnda ormanlarÕn iyileútirilmesi, bakÕmÕ ve hasat sonucu oluúan üretim artÕklarÕ, orman yangÕnlarÕ açÕsÕndan tehlike oluúturan odunsu materyaller, bozuk baltalÕk ormanlarÕn belli bir ölçüde iyileútirilerek verimli hale dönüútürülmesiyle elde edilecek emvâl; kÕrsal kesimde yakacak olarak de÷erlendirilen odunlar ve özellikle Karadeniz Bölgesinde yaygÕn olan ùüceyrat odun olmak üzere, yÕllÕk kabaca 8 milyon tonluk bir odunsu biyokütle potansiyeli oldu÷u tahmin edilmektedir. YaklaúÕk 2 MTep enerji de÷erine karúÕlÕk gelen orman artÕklarÕndan sa÷lanan odunsu biyokütle potansiyelimizin, Türkiye’nin toplam enerji tüketiminin kabaca %2 sini karúÕlamaya Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 193 yetecek kapasitede oldu÷unu söylenebilir. 9.3. Türkiye’de TarÕmsal Biyokütle Potansiyeli Türkiye'de de÷erlendirilemeyen birçok tarÕm atÕ÷Õ bulunmaktadÕr. Bunun baúlÕca nedenleri arasÕnda, da÷ÕnÕk úekilde bulunan bu atÕklarÕn taúÕma ve iúçilik maliyetleri gelmektedir. TarÕmsal atÕklar 3 grupta incelenebilir: 1. Bitkisel üretim sonucunda arta kalan atÕklar 2. Hayvansal üretim sonucunda arta kalan atÕklar 3. TarÕm ürünlerinin iúlenmesi sonucunda çÕ÷a çÕkan atÕklar Türkiye’nin toplam tarÕmsal alanÕ yaklaúÕk 26 350 milyon hektardÕr. Bunun %38.4’ü ekili alan, %44.1’i orman, %10.4’ü nadas alanÕ, %7.1 meyve ve sebze ekili alandÕr. TahÕllar, ya÷lÕ tohumlar ve yumrulu ürünler Türkiye’de en yaygÕn ürünlerdir. Türkiye’de yÕllÕk toplam tarÕmsal atÕk miktarÕ yaklaúÕk olarak 50-65 milyon tondur. AtÕklar tarÕmsal üretimden sonra tarlada bÕrakÕlÕr. TahÕl samanÕ çeúitli amaçlar için kullanÕlÕr. Örne÷in hayvan yemi ve hayvan altlÕ÷Õ olarak kullanÕlÕr. Endüstriyel tarÕmsal ürünlerin üretiminden kalan baúlÕca atÕklar tarlaya bÕrakÕlÕr. Bunlar; pamuk sapÕ, mÕsÕr sapÕ, ayçiçe÷i sapÕ, saman ve tütün sapÕ vb atÕklardÕr. Türkiye’deki tarla ürünlerinin yÕllÕk toplam üretimi ve atÕk miktarlarÕ Tablo 9.2.’de verilmiútir. Toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk olarak 228 PJ’dur. Toplam ÕsÕl de÷er içerisinde payÕ en fazla olan temel ürünler sÕrasÕyla mÕsÕr %33.4, bu÷day %27.6 ve pamuk %18.1’dir. Türkiye’de TarÕmsal Biyokütle Potansiyelinin Bölgesel Da÷ÕlÕmÕ Türkiye’de tarla bitkileri yÕllÕk atÕk miktarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk olarak 228 PJ’dür. Bunun içinde en büyük payÕ %33.4 ile mÕsÕr, %27.6 ile bu÷day ve %18.1 ile pamuk almaktadÕr. Bahçe bitkileri yÕllÕk atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk 75 PJ’dür. Bunlar içerisinde ise en büyük payÕ %55.8 ile fÕndÕk ve %25.9 ile zeytin almaktadÕr. Türkiye’de tarla bitkileri atÕklarÕnÕn ÕsÕl de÷erlerinin bölgelere göre da÷ÕlÕmÕ sÕrasÕyla; Akdeniz %24.8, Marmara %18, Güneydo÷u Anadolu %16.3, øç Anadolu %13.7, Karadeniz %13, Ege %10.6 ve Do÷u Anadolu %3.6’dÕr. Bahçe bitkileri atÕklarÕnÕn ÕsÕl de÷erlerinin bölgeler göre da÷ÕlÕmÕ ise sÕrasÕyla; Karadeniz %48.2, Ege %20.4, Marmara %12.7, Akdeniz %10.8, Güneydo÷u Anadolu %5.3, øç Anadolu %1.34 ve Do÷u Anadolu %1.25’dir. Türkiye’de inek, koyun ve kümes hayvanlarÕ atÕklarÕnÕn ÕsÕl de÷erleri sÕrasÕyla yaklaúÕk 47.8, 3.6, ve 8.7 milyon GJ/yÕl olarak bulunmuútur. Hayvansal atÕklarÕn toplam ÕsÕl de÷erlerinin bölgelere göre da÷ÕlÕmÕ sÕrasÕyla; Karadeniz %23.8, Akdeniz %19.1, Ege %15.6, Marmara %12.4, Güneydo÷u Anadolu %12.2, øç Anadolu %11.4 ve Do÷u Anadolu %5.5’dir. Akdeniz bölgesinde tarla ürünleri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk 57 PJ’dür. Bu toplamda en büyük payÕ %63.9 ile mÕsÕr, %19.5 ile pamuk ve %12.5 ile bu÷day almaktadÕr. Akdeniz bölgesinde bahçe bitkileri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri ise 8 PJ’dür. Bu grupta ise toplam ÕsÕl de÷er içerisinde en büyük payÕ %61 ile turunçgiller ve %30.8 ile zeytin almaktadÕr. Bölgedeki inek, koyun ve kümes hayvanlarÕnÕn yÕllÕk atÕk miktarlarÕ 8.5, 1.52 ve 0.86 milyon tondur. Bölgede inek, koyun ve kümes hayvanlarÕ atÕklarÕnÕn ÕsÕl de÷erleri sÕrasÕyla 3.32, 0.23 ve 0.96 milyon GJ/yÕl olarak belirlenmiútir. 194 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Ege bölgesinde tarla ürünleri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk 24.2 PJ’dür. Bunun içinde en büyük payÕ %29.2 ile pamuk, %25.4 ile bu÷day ve %20.4 ile mÕsÕr almaktadÕr. Ege bölgesinde bahçe bitkileri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri ise 15.3 PJ’dür. Bahçe bitkileri atÕklarÕ içinde en büyük payÕ %86.5 ile zeytin ve %7.6 ile turunçgiller almaktadÕr. Bölgedeki inek, koyun ve kümes hayvanlarÕnÕn yÕllÕk atÕk miktarlarÕ 12.6, 2.38 ve 0.84 milyon tondur. Ege bölgesinde hayvan atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷erleri sÕrasÕyla yaklaúÕk olarak 4.74, 0.35 ve 0.95 milyon GJ/yÕl olarak belirlenmiútir (Baúçetinçelik vça, 2003). Tablo 9.2. Türkiye’deki Toplam Tarla Ürünleri Üretimi ve AtÕk MiktarlarÕ Kaynak: (Baúçetinçelik vça, 2003). Marmara bölgesinde tarla ürünleri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk 41 PJ’dür. Bunun içinde en büyük payÕ %36.7 ile mÕsÕr, %36.5 ile ayçiçe÷i ve %18.2 ile bu÷day almaktadÕr. Marmara bölgesinde bahçe bitkileri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri ise 9.5 PJ’dür. Bunlar içerisinde ise en büyük payÕ %65 ile fÕndÕk ve %28.5 ile zeytin almaktadÕr. Marmara bölgesindeki inek, koyun ve kümes hayvanlarÕ atÕklarÕnÕn yÕllÕk toplam ÕsÕl de÷erleri sÕrasÕyla yaklaúÕk olarak 4.01, 0.27 ve 1.89 milyon GJ/yÕl de÷erindedir. øç Anadolu bölgesindeki tarla ürünleri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk 31.3 PJ’dür. Bunun içinde en büyük payÕ %58.5 ile bu÷day, %32.1 ile arpa ve %5.2 ile ayçiçe÷i almaktadÕr. øç Anadolu bölgesinin bahçe bitkileri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk 1 PJ’dür. Bunlar içerisinde ise en büyük payÕ %47.7 ile kaysÕ ve %20.6 ile ceviz almaktadÕr. øç Anadolu Bölgesindeki inek, koyun ve kümes hayvanlarÕ atÕklarÕnÕn yÕllÕk toplam ÕsÕl de÷erleri sÕrasÕyla yaklaúÕk olarak 6.85, 0.77 ve 1.23 milyon GJ/yÕl de÷erindedir. Do÷u Anadolu bölgesinde tarla ürünleri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk 8.2 PJ’dür. Bunun içinde en büyük payÕ %68.6 ile bu÷day, %24.8 ile arpa ve %2.1 ile tütün almaktadÕr. Do÷u Anadolu bölgesinde bahçe bitkileri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk 0.94 PJ’dür. En büyük payÕ %61.3 ile kayÕsÕ ve Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 195 %28 ile ceviz almaktadÕr. Do÷u Anadolu Bölgesindeki inek, koyun ve kümes hayvanlarÕ atÕklarÕnÕn yÕllÕk toplam ÕsÕl de÷erlerinin sÕrasÕyla 9.21, 1.25 ve 0.46 milyon GJ/yÕl de÷erindedir. Güneydo÷u Anadolu bölgesindeki tarla ürünleri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk 37.1 PJ’dür. Bunun içinde en büyük payÕ %49.5 ile pamuk, %28.3 ile bu÷day ve %13.3 ile arpa almaktadÕr. Güneydo÷u Anadolu bölgesindeki bahçe bitkileri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk 4 PJ’dür. En büyük payÕ %72.9 ile antepfÕstÕ÷Õ ve %28 ile zeytin almaktadÕr. Güneydo÷u Anadolu Bölgesindeki inek, koyun ve kümes hayvanlarÕ atÕklarÕnÕn yÕllÕk toplam ÕsÕl de÷erleri sÕrasÕyla yaklaúÕk olarak 2.47, 0.48 ve 0.17 milyon GJ/yÕl de÷erindedir. Karadeniz bölgesinde tarla ürünleri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk 29.6 PJ’dür. Bunun içinde en büyük payÕ %56.9 ile mÕsÕr, %26.5 ile bu÷day ve %7 ile arpa almaktadÕr. Karadeniz bölgesinde bahçe bitkileri atÕklarÕnÕn toplam ÕsÕl de÷eri yaklaúÕk 36.1 PJ’dür. Bunlar içerisinde ise en büyük payÕ %98.3 ile fÕndÕk ve %1.2 ile ceviz almaktadÕr. Karadeniz bölgesindeki inek, koyun ve kümes hayvanlarÕ atÕklarÕnÕn yÕllÕk toplam ÕsÕl de÷erleri sÕrasÕyla yaklaúÕk olarak 17.22, 0.27 ve 3.02 milyon GJ/yÕl de÷erindedir (Baúçetinçelik vça, 2003). Kaynaklar 1. Bascetincelik A. Ozturk, H.H., Karaca, C., Kacira M., Ekinci K., 2003, “Exploitation of Agricultural Residues in Turkey”, LIFE-03.TCY/TR/000061. 2. Gärtner, S. , 2008, “Final Report on Technical Data, Costs and Life Cycle Inventories of Biomass CHP Plants”, IFEU, IER-RS 1a D13.2, New Energy Externalities Developments for Sustainability; Project no: 502687, 9 April 2008. 3. Güler, C., Akgül, M., 2001, "Enerji Üretiminde TarÕmsal ArtÕklarÕn De÷erlendirilmesi", Yenilenebilir Enerji KaynaklarÕ Sempozyumu Bildiriler KitabÕ, TMMOB YayÕn No: E/2001/275, s. 265-272, Kayseri. 4. International Energy Agency. (2007). Bioenergy Project Development and Biomass Supply. IEA. Paris: Head of Publications Service. 5. International Energy Agency. (2006). Renewable Energy. Paris: Actis. 6. Orman Genel Müdürlü÷ü Rapor ve YayÕnlarÕ, 1991, 1992, 1996, 1998, 2005, 2007 7. Orman Genel Müdürlü÷ü, ‘Türkiye’de Odunsu Biyokütle’den Temiz Enerji Üretimi’, ùubat 2009, Ankara. 8. Öztürk, M., ‘Hayvan Gübresinden Biyogaz Üretimi’, T.C. Çevre ve Orman BakanlÕ÷Õ MüsteúarlÕ÷Õ, 2005, Ankara., 9. Öztürk,ø., Çiftçi, T., Tolay,M., "Application of Anaerobic Waste Treatment Technology to Food Industry Effluents", 5. International Congress of Food Industries, 23-28. April.1995, KuúadasÕ, øzmir. 10. Türkiye østatistik Kurumu (TÜøK), 2010, Bitkisel Üretim østatistikleri 2009. www.tüik.gov.tr. 196 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 11. Tolay, M., 2007, “An Agricultural and Forest Waste’s Recycling Methods: Gasification of Solid Waste’, Recycling Magazine , Issue 3, July 2007, Istanbul. (in Turkish). 12. US-EPA, 2007, “Biomass Combined Heat and Power Catalog Technologies”, USAEPA CHP, Sept. 2007, USA, www.epa.org/chp. 13. www.cevreorman.gov.tr 14. www.enerji.gov.tr 15. www.agrowaste-tr.org 16. www.prmenergy.com 17. -www.aev-biogas.de Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 197 198 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 10. ENERJİ VE ÇEVRE 200 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 10. ENERJø VE ÇEVRE 10.1. Enerji-Çevre Etkileúimi ve Çevre Bilincinin Geliúimi Ülkelerin kalkÕnmasÕnda ve sanayileúmesinde önemli ve vazgeçilemez bir faktör olan enerji aynÕ zamanda çevresel riskler ve sorunlar yaratmaktadÕr. Bu nedenle, enerjiye iliúkin faaliyetlerin oluúturdu÷u olumsuz etkilerin en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alÕnmasÕ ve çevre yatÕrÕmlarÕnÕn yapÕlmasÕ önem kazanmaktadÕr. Enerji faaliyetlerinde çevrenin korunmasÕ konusunda en önemli husus sürdürülebilir kalkÕnmanÕn sa÷lanmasÕdÕr. Sürdürülebilir kalkÕnma ile kaynaklar tüketilmeden, çevreye zarar vermeden, toplumlarÕn, ülkelerin kalkÕnma ve sanayileúme süreçlerinin devamÕnÕn sa÷lanmasÕ ve gelecek nesillere yaúanabilir bir dünyanÕn miras olarak bÕrakÕlmasÕ hedeflenmektedir. Böylece, sürdürülebilir kalkÕnmanÕn üç ana unsuru olan ekonomi, enerji ve çevre arasÕnda bir denge sa÷lanabilmektedir. Dünyada çevresel konularÕn öneminin anlaúÕlmasÕ oldukça uzun bir süreç almÕútÕr. øngiltere’de baúlayarak daha sonra tüm Avrupa’ya yayÕlan sanayi devrimi (18. ve 19. YY) süreci içinde kömürün kullanÕlmaya baúlanmasÕ ve özellikle de buharlÕ makinalarÕn geliúmesi ile hava kirlili÷inin ilk belirtileri de baú göstermiútir. Buna karúÕlÕk, çevre bilincine varÕlmasÕ, önlemlerin ve çözümlerin araútÕrÕlmasÕ uzun bir süre almÕú ve ancak 20. yüzyÕlÕn sonlarÕna do÷ru çevre konularÕna önem verilerek çalÕúmalara baúlanmÕú ve ilk adÕmlar atÕlmÕútÕr. Bu ilk çalÕúmalar yerel ve bölgesel düzeyde kalmÕú, ama daha sonra çevre kirlili÷inin sÕnÕrlar ötesine taúÕnabilen karaktere sahip olmasÕ nedeniyle, uluslararasÕ boyutta iúbirli÷i yapÕlmasÕnÕn gerekli oldu÷u görülmüútür. Çevrenin korunmasÕna yönelik uluslararasÕ çabalarda Birleúmiú Milletler (BM) öncü olmuútur. Bu konuya iliúkin olarak, ilk önemli zirve olan “Dünya ønsan Çevresi KonferansÕ” BM tarafÕndan 1972 yÕlÕnda, Stockholm’de düzenlenmiútir. Söz konusu konferansta çevre dünya gündeminde yerini almÕú olup, çevre sorunlarÕ tanÕmlanmÕú, çevre yönetimi için ilkeler getirilmiú, çevre ile uyumlu ekonomik kalkÕnma konusu tartÕúÕlmÕútÕr. Böylece, çevre konusunda ilk somut adÕm atÕlmÕútÕr. 1979 yÕlÕnda, Birleúmiú Milletler tarafÕndan düzenlenen “Uzun Menzilli Hava Kirlili÷inin SÕnÕrlar Ötesine TaúÕnmasÕ” konusunda uluslararasÕ Sözleúme Türkiye dahil olmak üzere birçok ülke tarafÕndan imzalanmÕútÕr. Daha sonra da bu Sözleúme çerçevesinde protokoller oluúturulmuú ve Sözleúme hava kirlili÷i konusunda bir mevzuat oluúmasÕna vesile olmuútur. øklim de÷iúikli÷i ile ilgili çabalar ise 1979 ve 1990 yÕllarÕnda düzenlenen Dünya øklim KonferanslarÕ ile baúlamÕútÕr. 1972 yÕlÕnda düzenlenen Stockholm Sözleúmesi sonrasÕnda, uzun bir aradan sonra, 1992 yÕlÕnda, Rio de Janeiro’da, “Birleúmiú Milletler Çevre ve KalkÕnma KonferansÕ (United Nations Conference on Environment and Development - UNCED)” düzenlenmiútir. ønsan ve çevrenin ön plana çÕkarÕldÕ÷Õ ve bazÕ ilkelerin belirlendi÷i bu konferansta, ilk defa “Sürdürülebilir kalkÕnma” kavramÕ ortaya atÕlmÕútÕr. øklim De÷iúikli÷i Çerçeve Sözleúmesi de bu Konferansta imzaya açÕlmÕútÕr. Rio KonferansÕ Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 201 sonrasÕnda, Rio+10 olarak da tanÕmlanan ve BM tarafÕndan düzenlenen Johannesburg Dünya Sürdürülebilir KalkÕnma Zirvesi di÷er önemli bir Zirvedir. Birleúmiú Milletler bu süreç içinde çevre konusunda birçok önemli uluslararasÕ sözleúme, protokol vb. düzenlemeleri de hazÕrlayarak yürürlü÷e girmesi sa÷lanmÕútÕr. Bu düzenlemelerden bazÕlarÕ aúa÷Õda verilmektedir. ƒ ƒ ƒ ƒ Uzun Menzilli Hava Kirlili÷inin SÕnÕrlar Ötesine TaúÕnmasÕ Sözleúmesi Akdeniz’in Kirlili÷e KarúÕ KorunmasÕ (Barselona) Sözleúmesi Karadeniz’in Kirlili÷e KarúÕ KorunmasÕ (Bükreú) Sözleúmesi Tehlikeli AtÕklarÕn SÕnÕr Ötesi TaúÕnÕmÕnÕn ve BertarafÕnÕn Kontrolüne øliúkin Basel Sözleúmesi ƒ Ozon TabakasÕnÕn KorunmasÕna øliúkin Sözleúme (Viyana Sözleúmesi) ƒ BM øklim De÷iúikli÷i Çerçeve Sözleúmesi ƒ Kyoto Protokolü Birleúmiú Milletler tarafÕndan yürütülen bu önemli çalÕúmalarÕn uygulanmasÕnda Avrupa Birli÷i-AB (eski adÕyla Avrupa Toplulu÷u-AT) liderlik etmiútir. Çevre konusuna iliúkin olarak peú peúe, belli periyotlarla, eylem planlarÕ hazÕrlamÕú ve kapsamlÕ bir çevre mevzuatÕnÕn oluúmasÕna önayak olmuútur. AyrÕca, bu çalÕúmalarla, çevresel hususlarÕn ve sürdürülebilir kalkÕnmanÕn enerji politikalarÕna entegrasyonunun sa÷lanmasÕ için "enerji arzÕ güvenli÷i", "rekabetin sa÷lanmasÕ" ve "çevrenin korunmasÕ" enerji politikalarÕnÕn üç ana hedefi olarak belirlenmiútir. Çevre’nin Türkiye’nin gündemine girmesi Birleúmiú Milletler’in 1972 Stockholm KonferansÕ süreci kapsamÕnda, di÷er dünya ülkeleri ve Avrupa Toplulu÷u (AT) ile eú zamanlÕ olmuútur. DolayÕsÕyla ülkemizde çevre politikalarÕnÕn geliútirilmesi, çevre sorunlarÕnÕn saptanmasÕ ve bu alandaki kurumsallaúma süreçleri, iç dinamiklerin etkisinden daha çok, BM’nin bu ça÷rÕsÕna karúÕlÕk vermek amacÕ ile baúlatÕlmÕútÕr. Bu sürecin, idari yapÕlanma düzeyinde ise atÕlan ilk önemli adÕm ise Devlet Planlama TeúkilâtÕ Çevre SorunlarÕ Özel øhtisas Komisyonu, Daimî DanÕúma Kurulu kurulmasÕdÕr. 1984 yÕlÕnda Devlet BakanlÕ÷Õ’na ba÷lÕ Çevre Genel Müdürlü÷ü oluúturulmuú, daha sonra, 1989 yÕlÕnda Çevre MüsteúarlÕ÷Õ, 1991 yÕlÕnda ise Çevre BakanlÕ÷Õ oluúturulmuútur. Çevre BakanlÕ÷Õ günümüze kadar çeúitli yapÕsal de÷iúikliklere u÷ramÕútÕr. Orman BakanlÕ÷Õ ile birleútirilerek Çevre ve Orman BakanlÕ÷Õ olmuú, daha sonra bu BakanlÕ÷a Devlet Su øúleri Ba÷lanmÕútÕr. ùimdiki durumda ise Orman BakanlÕ÷Õ ayrÕlmÕú olup, adÕ Çevre ve ùehircilik BakanlÕ÷Õ’dÕr. 10.2. Enerji KaynaklarÕ ve Çevresel Etkileri Enerji kaynaklarÕnÕn üretilmesinden (BazÕ kaynaklar için araútÕrÕlmasÕ ve çÕkarÕlmasÕ dahil) baúlayarak, taúÕnmasÕ, iletilmesi ve tüketilmesine kadar tüm enerji faaliyetleri ve tüm enerji kaynaklarÕ çevreyi olumsuz yönde etkilemektedir. Ancak, enerji kayna÷ÕnÕn cinsine ve faaliyetin çeúidine göre, gerekli önlemin alÕnÕp alÕnmamasÕna ba÷lÕ olarak çevresel etkilerin boyutu de÷iúmektedir. 202 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Kömür, linyit, do÷al gaz, sÕvÕ yakÕtlar vb. fosil yakÕtlar çevre açÕsÕndan oldukça sorunlu kaynaklardÕr. Bu kaynaklarÕn kimyasal ve fiziksel yapÕlarÕ nedeniyle, katÕ sÕvÕ ve gaz atÕklarÕyla hava, su ve toprak kirlili÷i oluúturabilmektedir. AyrÕca, ça÷ÕmÕzÕn büyük çevre sorunu olarak nitelendirilen iklim de÷iúikli÷i sorununda en önemli sorumluluk payÕna sahip olan karbon dioksit (CO2) miktarÕnÕn çok büyük bir bölümü fosil yakÕtlarÕn yanmasÕndan kaynaklanmaktadÕr. Kömür, linyit vb. katÕ yakÕtlarda, yakÕtÕn kükürt ve kül içeri÷ine, ÕsÕl de÷erine ba÷lÕ olarak yanma sonrasÕ oluúan baca gazlarÕ ile kükürt dioksit (SO2), azot oksitler (NOX) ve toz emisyonlarÕ atmosfere verilmektedir. AyrÕca, küller katÕ atÕk oluúturmakta ve depolandÕ÷Õ yerde e÷er önlem alÕnmaz ise içeri÷indeki a÷Õr metaller yer altÕ sularÕna karÕúabilmektedir. AyrÕca, katÕ yakÕtlarda üretilen birim enerji baúÕna düúen CO2 miktarÕ da, di÷er yakÕtlara göre, oldukça yüksektir. SÕvÕ yakÕtlar katÕ yakÕtlara göre daha az sorunlu olmakla birlikte kükürt içeri÷ine ve kalitesine ba÷lÕ olarak çevresel etkiler de÷iúebilmektedir. Oluúan CO2 miktarÕ katÕ yakÕtlara göre daha düúüktür. Do÷al gaz ise temiz yakÕt olarak bilinmektedir. Toz ve kül içeri÷inin çok düúük olmasÕ nedeniyle baca gazÕnda (SO2) ve toz emisyonlarÕ sorun yaratmamaktadÕr. Ancak, do÷al gaz kullanÕmÕnda, yanma sÕcaklÕ÷ÕnÕn yüksek olmasÕ nedeniyle, NOX oluúumu yüksek olmaktadÕr. Do÷al gaz CO2 miktarÕ en düúük seviyede olan bir yakÕttÕr. Fosil yakÕtlarÕn çevresel etkilerinin en aza indirilmesi için gerekli önlemler Bölüm 10.3.5 de (Çevre Kontrol Teknolojileri), iklim de÷iúikli÷ine karúÕ alÕnacak önlemler ise 10.4.4.’de (Sera GazlarÕ AzaltÕlmasÕna Yönelik Yöntemler ve Teknolojiler) verilmektedir. Hidrolik enerji gerek çevre kirlili÷i gerekse iklim de÷iúikli÷i sorunu açÕsÕndan temiz bir enerji kayna÷Õ olarak kabul edilmektedir. Ancak, her enerji kayna÷Õnda ve faaliyetlerinde oldu÷u gibi hidrolik enerjinin de çevre üzerinde bazÕ etkileri bulunmaktadÕr. Hidrolik enerjinin, özellikle büyük hidrolik santrallarÕn, önemli etkilerinden birisi arazi kullanÕmÕnda olmaktadÕr. Baraj gölünün oluúmasÕ bitkilerin, kaçamayan bazÕ hayvanlarÕn, tarlalarÕn, tarihi eserlerin, yerleúim yerlerinin su altÕnda kalmasÕna ve çevresel, sosyal, iklimsel etkilere neden olmaktadÕr. Su altÕnda kalan bitki ve hayvanlardan dolayÕ üreyen bazÕ organizmalardan dolayÕ su kalitesinde de de÷iúiklikler olabilmektedir. AyrÕca, zaman içinde çürüyen ve bozunan bu kalÕntÕlar iklim de÷iúikli÷i yaratan sera gazlarÕndan biri olan metan (CH4) üremesine de neden olmaktadÕr. Bir baúka husus da, barajÕn inúasÕnda çok miktarda kullanÕlan beton için gerekli olan çimentonun üretilmesinden kaynaklanan CO2 gazÕ olup, dolaylÕ da olsa iklim de÷iúikli÷ine bir etki yapmasÕdÕr. Bu etkilerden dolayÕ dünya artÕk büyük baraj gölü oluúturan hidrolik santrallardan kaçÕnmaktadÕr. Nehir tipi santrallarÕn çevresel sorunlarÕ ise minimum seviyededir. Ancak, aynÕ kaynak üzerinde kayna÷Õn kaldÕrmayaca÷Õ sayÕda santral kurulmamalÕdÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 203 Hidrolik enerjinin bazÕ olumsuz etkilerinin olmasÕna karúÕlÕk olumlu yönde de etki yapmaktadÕr. Oluúan baraj gölü ile olumlu yönde bölgesel bir iklim de÷iúikli÷i yaratarak göl civarÕ tarÕma ve a÷açlandÕrmaya elveriúli hale gelmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarÕ son on yÕllarda, özellikle iklim de÷iúikli÷i sorununun gittikçe daha fazla önem kazanmasÕyla temiz enerji olarak nitelenen yenilenebilir enerji kaynaklarÕnÕn kullanÕmÕ ön plana çÕkmaktadÕr. Bu kaynaklar arasÕnda rüzgar enerjisi önemli bir yer tutmaktadÕr. Rüzgar enerjisi çevre üzerinde minimum düzeyde etki yapmaktadÕr. Arazi kullanÕmÕ sorun olabilmekte kuúlar için ölümcül olabilmektedir. AyrÕca, gürültü kirlili÷i de yaratmaktadÕr. Nükleer enerji ise bir bakÕúa göre çevresel açÕdan temiz enerji sayÕlmaktadÕr. øklim de÷iúikli÷i sorununa yönelik sera gazÕ emisyonu vermemektedir. Çevreye herhangi bir radyoaktif maddenin sÕzmamasÕ için gerekli önlemler alÕnmaktadÕr. Ancak, nükleer enerjinin en önemli sorunu yüksek radyoaktiviteye sahip katÕ atÕklardÕr. Di÷er taraftan, normal koúullarda çok temiz bir úekilde çalÕúan bir nükleer santral herhangi bir kaza olmasÕ durumunda etkisi yÕllar boyu sürecek ve geniú bir alana yayÕlabilecek bir felakete neden olabilmektedir. 10.3. Elektrik Üretimi ve Çevre MevzuatÕ 10.3.1.Türkiye Çevre MevzuatÕ Türkiye’de Çevre MevzuatÕ 1983 yÕlÕnda Çevre Kanununu yayÕmlanmasÕ ile baúlamÕú ve daha sonra Çevre Kanunu çerçevesinde ilgili Yönetmelikler yürürlü÷e konulmaya baúlamÕútÕr. Zaman içinde Kanunda ve yönetmeliklerde gerekli de÷iúiklikler ve ilaveler yapÕlmÕú, yeni yasal düzenlemeler yayÕmlanmÕútÕr. Ülkemizde yürürlükte olan Çevre MevzuatÕ enerji konusundaki birçok faaliyeti ilgilendirmektedir. Bu nedenle, mevzuat çerçevesinde, enerji projelerinde çevresel sorunlar ve gerekli önlemler planlama ve tasarÕm aúamasÕnda dikkate alÕnmaktadÕr. Baúta termik santrallar olmak üzere, enerji faaliyetlerini kapsayan çok sayÕda yasal düzenleme bulunmaktadÕr. Termik Santrallar için önemli olan ve yürürlükte olan Kanun ve Yönetmelikler Tablo 10.1.’de verilmektedir. Tablo . 10.1. Çevre ile ølgili Önemli Kanun ve Yönetmelikler KANUN /YÖNETMELøK - Çevre Kanunu - Çevre Kanununda De÷iúiklik YapÕlmasÕna Dair Kanun - Sanayi KaynaklÕ Hava Kirlili÷inin Kontrolü Yönetmeli÷i Sanayi KaynaklÕ Hava Kirlili÷inin Kontrolü Yönetmeli÷inde De÷iúiklik YapÕlmasÕna Dair Yönetmelik - Çevresel Etki De÷erlendirmesi (ÇED) Yönetmeli÷i - ÇED Yönetmeli÷inde De÷iúiklik YapÕlmasÕna Dair Yönetmelik - Su Kirlili÷inin Kontrolü Yönetmeli÷i - KatÕ AtÕklarÕn Kontrolü Yönetmeli÷i - Tehlikeli AtÕklarÕn Kontrolü Yönetmeli÷i Çevre Kanununca AlÕnmasÕ Gereken øzin ve Lisanslar HakkÕnda Yönetmelik - Büyük Yakma Tesisleri Yönetmeli÷i YAYIN TARøHø 11.08.1983 13.05.2006 03.07.2009 10.10.2011 17.07.2008 30.06.2011 13.02.2008 05.04.2005 14.03.2005 29.04.2009 08.06.2010 RESMø GAZETE 2872 5491 27277 28080 26939 27980 25687 20814 25755 27214 27605 Kaynak: Çevre ve ùehircilik BakanlÕ÷Õ 204 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Termik Santrallar açÕsÕndan en önemli yönetmelik “Sanayi KaynaklÕ Hava Kirlili÷inin Kontrolü Yönetmeli÷i”dir. Yönetmeli÷e göre Termik Santrallar Kirletici VasfÕ Yüksek Tesisler olarak nitelendirilmekte olup, emisyon izni almak durumunda olan tesislerdir (Yönetmelik Ek-8 øzne tabii tesisler, Liste A). Yönetmelik emisyon izni baúvurusu için esaslarÕ ve yapÕlmasÕ gerekli iúlemleri belirlemiútir. Baúta SO2, NOX, toz, CO olmak üzere, baca gazÕ emisyonlarÕ limit de÷erleri farklÕ yakÕtlar ve farklÕ ÕsÕl kapasiteler için Yönetmeli÷in Ek-5’inde (Kirletici VasfÕ Yüksek Tesisler için Özel Emisyon SÕnÕrlarÕ) verilmektedir. Hava kalitesi de÷erleri için de limit de÷erler belirlenmiú olup, Yönetmelikte yer almaktadÕr. Sanayi KaynaklÕ Hava Kirlili÷inin Kontrolü Yönetmeli÷i yayÕnlandÕktan sonra iki kere de÷iúiklik yapÕlmÕútÕr. økinci de÷iúiklik eski mevcut termik santrallar önemli bir de÷iúiklik olup, 10.10.2011 tarihinde yayÕnlanmÕú olup, Yönetmeli÷in Geçici 3. Maddesine iliúkindir. Söz konusu Maddede çevresel açÕdan iyi durumda olmayan ve emisyon izni olmayan eski santrallara çevresel yatÕrÕmlarÕn yapÕlabilmesi için 31.12.2011 tarihine kadar bir geçiú süreci tanÕmakta ve bu süre içinde de emisyon limit de÷erlerine uyum zorunlulu÷undan muaf tutmaktadÕr. Bu sürenin bitmesine yakÕn, eski termik santrallarÕn özelleútirme kapsamÕnda olmasÕ ve bu santralarÕn mevcut haliyle özelleútirmenin gerçekleúmesinde zorluklar yaratabilecek olmasÕ nedenleriyle, Yönetmelikte de÷iúiklik yapÕlarak Geçici 3. Maddeye aúa÷Õda verilen fÕkra (2) eklenmiú ve bu süre 31.12.2017’ye kadar uzatÕlmÕútÕr. “Özelleútirme sürecindeki termik santrallerden 31/12/2011 tarihine kadar birinci fÕkra hükümlerinin gereklerine uygun hâle getirilmemiú olanlarÕn özelleútirme sürecine iliúkin planlamanÕn BaúbakanlÕk Özelleútirme ødaresi BaúkanlÕ÷Õnca BakanlÕ÷a bildirilmesi ve özelleútirilmesi öncesinde, iúletmelerin bu Yönetmelik hükümlerine uygunlu÷unun sa÷lanmasÕ ve iúletmecilerinin bu çerçevede alacaklarÕ tedbirlere iliúkin planlamalarÕnÕ BakanlÕ÷a sunmalarÕ gerekir. Bu fÕkra kapsamÕndaki tesislerin iúletmecileri, özelleútirme sürecinin tamamlandÕ÷Õ tarihten itibaren üç ay içerisinde iú termin planlarÕnÕ sunmak ve en geç iki yÕl içerisinde çevre izni almak zorundadÕrlar. Özelleútirme sürecinin tamamlanÕp tamamlanmadÕ÷Õna bakÕlmaksÕzÕn, bu tesisler için çevre iznini alma süresi 31/12/2017 tarihini geçemez.” Di÷er taraftan, termik santrallarÕ yakÕndan ilgilendiren ve Avrupa Birli÷i (AB) LCP (Large Combustion Plants) Direktifi olarak anÕlan Direktif uyumlaútÕrÕlarak hazÕrlanan Büyük Yakma Tesisleri (BYT) Yönetmeli÷i 8 Haziran 2010 tarihinde yayÕnlanmÕútÕr. Ancak, BYT Yönetmeli÷i AB LCP Direktifi ile uyumlaútÕrma çerçevesinde hazÕrlanmasÕna karúÕlÕk, önemli farklÕlÕklar göstermektedir. 10.3.2. AB Çevre MevzuatÕ Uyum ÇalÕúmalarÕ Avrupa Birli÷i (AB) üyelik süreci çerçevesinde, çevre mevzuatÕnÕn uyumlaútÕrÕlmasÕ ve uygulanmasÕ en zorlu çalÕúmalardan biridir. AB çevre mevzuatÕ oldukça kapsamlÕ bir mevzuat olup, Türk çevre mevzuatÕna göreceli olarak çok daha sÕkÕ standartlar ve kriterler içermektedir. Sözkonusu bu standart ve kritelere uyulmasÕ için ise yüksek maliyetli yatÕrÕmlar gerektirmektedir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 205 AB adaylÕk süreci içinde önemli olan fasÕllardan biri Çevre FaslÕdÕr (27 No’lu FasÕl). Çevre FaslÕ tarama toplantÕlarÕ 2006 yÕlÕnda tamamlanmÕú olup, üye ülkelerin görüúü alÕnmÕú ve 03.10.2007 tarihinde nihai úeklini almÕútÕr. 21 AralÕk 2009 tarihinde açÕlan Çevre FaslÕ Müzakereleri’nin, Çevre ve ùehircilik BakanlÕ÷Õ’nÕn öngörülerine göre, 2019 yÕlÕnda tamamlanmasÕ beklenmektedir. Mevzuat tarama toplantÕlarÕnÕn tamamlanmasÕndan sonra müzakerelerin açÕlmasÕ süreci baúlamÕútÕr. Müzakerelerin baúlamasÕ ile yapÕlan çalÕúmalar da hÕz kazanmÕútÕr. Çevre mevzuatÕnÕn uyumlaútÕrÕlmasÕ çalÕúmalarÕ devam etmektedir. Bu çerçevede, yukarÕda da belirtildi÷i gibi, AB LCP Direktifi uyumlaútÕrÕlarak termik santrallarÕ çok yakÕndan ilgilendiren Büyük Yakma Tesisleri (BYT) Yönetmeli÷i yürürlü÷e girmiútir. (Bkz. Böl.10.1.2) AyrÕca, bir di÷er önemli AB Direktifi olan Kirlili÷in Entegre olarak Önlenmesi ve Kontrolü (Integrated Pollution Prevention and Control – IPPC) direktifinin de uyumlaútÕrÕlmasÕ çalÕúmalarÕ bulunmaktadÕr. Söz konusu direktifte tesislere izinlerin verilmesinde dikkate alÕnacak emisyon limit de÷erleri yer almakta olup, kirlili÷in entegre bir úekilde ele alÕnmasÕ ve mevcut en iyi tekniklerin (Best Available Techniques-BAT) uygulanmasÕ öngörülmektedir. Di÷er taraftan, AB’de geçti÷imiz yÕl bu iki önemli direktif birleútirilmiú ve 24 KasÕm 2010 tarihli olarak endüstriyel emisyonlar (Industrial Emissions – 2010/75/EU) adÕ altÕnda yeniden yayÕnlanmÕútÕr. Böylece söz konusu yeni direktifle kapsam geniúlemiú ve daha sÕkÕ hükümler getirilmiútir. 10.3.3. Mevcut Termik SantrallarÕn Çevre MevzuatÕ KarúÕsÕndaki Durumu Mevcut eski termik santrallarÕn ço÷u çevre mevzuatÕnÕn oluúmasÕ öncesinde planlanmÕú/kurulmuú olmasÕ nedeniyle önemli çevre yatÕrÕmlarÕ gerektirecek úekilde çevresel açÕdan sorunlarÕ bulunmaktadÕr. Bu tür santrallar özelleútirme kapsamÕna alÕnmÕú olmakla birlikte henüz hiçbir santral için özelleútirme gerçekleútirilememiú olup, halen EÜAù bünyesinde bulunmaktadÕr. Yerli linyitler düúük kalorifik de÷ere sahip, kül ve kükürt içerikleri yüksek düúük kaliteli kömürler olup, linyite dayalÕ santrallarda kükürt dioksit (SO2) emisyonlarÕnÕn yüksek olmasÕ en önemli sorunlardan biri olarak karúÕmÕza çÕkmaktadÕr. SO2 emisyonlarÕnÕn limit de÷erlerin altÕna düúürülmesi için, çevre mevzuatÕnda da öngörüldü÷ü gibi, baca gazÕ desülfürizasyon (BGD) tesislerinin kurulmasÕ gerekmektedir. Tablo 10.2’de EÜAù bünyesindeki linyite dayalÕ santrallarÕn BGD tesisi açÕsÕndan durumlarÕ verilmektedir. 206 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Tablo 10.2: EÜAù Bünyesindeki Linyitli Santrallar BGD Tesisi Olan Santrallar Santral AdÕ Kurulu AçÕklama Güç MW ÇayÕrhan 1,2x 2x150 Retrofit olarak kuruldu Orhaneli Yata÷an Kemerköy Yeniköy ÇayÕrhan 3,4x Kangal 3 Afúin Elbistan B x 1x210 3x210 3x210 2x210 2x160 1x157 4x360 Retrofit olarak kuruldu Retrofit olarak kuruldu Retrofit olarak kuruldu Retrofit olarak kuruldu Santralla birlikte kuruldu Santralla birlikte kuruldu Santralla birlikte kuruldu BGD Tesisi Olmayan Santrallar Santral AdÕ Kurulu Güç MW Soma 2x22+6x1 65 Seyitömer 4x150 Tunçbilek 65+2x150 Afúin Elbistan A 4x350 Kangal 1-2 2x150 18 Mart Çan T.S (2x160 MW) AkÕúkan Yatakta Yakma Teknolojisine sahip olup, SO2 yanma sÕrasÕnda azaltÕlÕr øúletme hakkÕ devri nedeniyle Park Termik tarafÕndan iúletilmektedir. Kaynak: DEK-TMK Temiz Kömür Teknolojileri ÇalÕúma Grubu Raporu Tablo 10.2’den da anlaúÕldÕ÷Õ üzere, bazÕ eski santrallara BGD tesisi hala kurulamamÕútÕr. Bu santrallarÕn eski olmasÕ, ömürlerinin az kalmasÕ, uzun ömürlü ve yüksek maliyetli BGD tesisi kurmanÕn ekonomik olmayaca÷Õ ve özelleútirme kapsamÕnda olmasÕ gibi nedenlerle Devlet Planlama TeúkilatÕ (DPT) tarafÕndan BGD için yeterli ödenek ayrÕlmamÕútÕr. Di÷er taraftan, günümüzde yürürlükte olan “Sanayi KaynaklÕ Hava Kirlili÷inin Kontrolü Yönetmeli÷i”ne yer alan 3. Geçici Maddede, emisyon limitlerine uyamayan santrallara gerekli yatÕrÕmlarÕ yapmak üzere 31.12.2011 tarihine kadar bir geçiú süreci tanÕnmÕú olmasÕna karúÕlÕk bu muafiyet süresi içinde de eski mevcut termik santrallara gerekli çevresel yatÕrÕmlar yapÕlamamÕútÕr. Hala kamunun elinde olan bu santrallarÕn özelleútirme kapsamÕnda olmasÕ ve olumsuz çevresel performanslarÕndan dolayÕ özelleútirmeyi zorlaútÕrabilecek olmasÕ nedenleriyle, Bölüm 10.1’de de belirtildi÷i gibi, adÕ geçen Yönetmelikte özelleútirmeye yönelik bir de÷iúiklik yapÕlmÕú ve Yönetmeli÷e uyma süreci 2017 yÕlÕna kadar uzatÕlmÕútÕr. 10.3.4. Çevre MevzuatÕnÕn Termik Üretime Etkileri Linyite dayalÕ termik Santrallarda, baúta emisyonlar olmak üzere, çevresel yatÕrÕmlarÕn yapÕlmasÕnÕ gerektirmesi nedeniyle, özel sektör termik üretim açÕsÕndan genellikle do÷al gaza veya ithal kömüre yönelmektedir. Ancak, linyit ülkemizin öz kayna÷Õ olup, yakÕt maliyeti di÷er yakÕtlara göre önemli ölçüde düúüktür. Özellikle, do÷al gaz çevre açÕsÕndan çevre uyumlu sayÕlmakla birlikte, elektrik üretim maliyeti çok yüksektir. øthal kömür açÕsÕndan bakÕldÕ÷Õnda ise, yakÕtÕn kömür olmasÕ nedeniyle, emisyonlarÕn azaltÕlmasÕ için çevresel yatÕrÕmlar gene gerekecektir. Ülkemiz linyitlerinin sadece kamu sektörü tarafÕndan de÷il, özel sektör tarafÕndan da de÷erlendirilmesi önem arz etmektedir. Aksi takdirde, enerjide dÕúa ba÷ÕmlÕlÕk daha Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 207 da artacaktÕr. Bu açÕdan, yerli linyitlere uygun geliúmiú temiz kömür teknolojilerinin uygulanabilirli÷inin araútÕrÕlmasÕnda yarar bulunmaktadÕr. 10.3.5. Çevre Kontrol Teknolojileri Termik santrallarÕn, baúta hava kirlili÷i olmak üzere, önemli ölçüde çevresel sorun yaratmasÕ nedeniyle çevresel etkilerin en aza indirilmesi açÕsÕndan gerekli önlemlerin alÕnmasÕ ve yatÕrÕmlarÕn yapÕlmasÕ önem arz etmektedir. Çevre kontrol teknolojileri hava kirlili÷ine neden olan baca gazÕndaki kirletici emisyonlarÕn azaltÕlmasÕ için geliútirilen ve uygulanan teknolojilerdir. Bu teknolojiler genel olarak aúa÷Õda yer alan teknolojilerdir. ƒ Baca gazÕ desülfürizasyon (BGD) teknolojileri YakÕtÕn kükürt içeri÷inden dolayÕ yanma sonrasÕnda oluúan SO2 gazÕnÕn tutulmasÕ amacÕyla geliútirilen teknolojilerdir. Gereken arÕtma verimine ba÷lÕ olarak, kireçtaúÕ kullanÕlan Õslak veya kuru prosesler, kalsiyum veya sodyum içeren alkali enjeksiyon prosesleri vb. çeúitli teknolojiler bulunmaktadÕr. Bu teknolojilerin içinde en önemli proses Õslak kireçtaúÕ yöntemidir. Ülkemizdeki linyite dayalÕ termik santrallar için SO2 azaltÕcÕ sistemler (BGD tesisleri) en önemli çevresel yatÕrÕmlardÕr. Genellikle, SO2 emisyonlarÕnÕn oldukça yüksek de÷erlerde olmasÕ nedeniyle uygulanacak BGD tesisinin arÕtma veriminin yüksek olmasÕ gerekir. Bu nedenle, genellikle en az %95 verime sahip olan Õslak kireçtaúÕ (CaCO3) yöntemi uygulanmaktadÕr. Bu yöntem ticarileúmiú, kendini ispatlamÕú ve yaygÕn olarak uygulanmakta olan bir teknolojidir. ƒ Azot oksitleri arÕtma teknolojileri YakÕtÕn içeri÷indeki azot ve yanma havasÕnda bulunan azot yanma sonrasÕnda, yanma sÕcaklÕ÷Õna ba÷lÕ olarak, azot oksitleri (NOX) oluúturmaktadÕr. Baca gazÕndaki NOX konsantrasyonun azaltÕlmasÕ için düúük NOX yakÕcÕlarÕ, yeniden yakma, baca gazÕ resirkülasyonu vb. yanma sÕrasÕ NOX kontrol prosesleri ve katalitik selektif indirgeme (Selective catalytic reduction, SCR) ve katalitik olmayan selektif indirgeme (Selective non-catalytic reduction, SNCR) vb. yanma sonrasÕ azaltma teknolojileri, geliútirilmiútir. Linyite dayalÕ mevcut konvansiyonel santrallarÕmÕzda genellikle, yanma sÕcaklÕ÷ÕnÕn düúük olmasÕ nedeniyle, NOx oluúumu düúük olmakta ve herhangi bir NOx azaltÕcÕ sistem gerektirmemektedir. Ancak, yeni yatÕrÕmlarda yanma sÕcaklÕ÷ÕnÕn yüksek oldu÷u bazÕ temiz kömür teknolojilerinin uygulanmasÕnda NOx azaltÕcÕ sistem gerekebilecektir. Di÷er taraftan, NOx emisyonlarÕ, yanma havasÕnÕn fazla olmasÕ ve yanma sÕcaklÕ÷ÕnÕn yüksek olmasÕ nedeniyle do÷al gaz kombine çevrim santrallarÕnda çok daha önemlidir. Ancak, günümüzde yeni nesil gaz türbinleri NOX azaltÕcÕ sistemler ile donatÕlmÕú olup, ilave bir önlem gerektirmemektedir. 208 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ƒ Toz emisyonlarÕnÕn tutulmasÕ Kömüre dayalÕ santrallarda yakÕtÕn içindeki kül miktarÕna ba÷lÕ olarak toz emisyonlarÕ oluúmaktadÕr. Toz emisyonlarÕnÕ azaltmak için torba filtre veya elektrofiltre teknolojileri bulunmaktadÕr. Ülkemiz santrallarÕnda toz emisyonlarÕnÕ tutmak için elektrofiltreler kullanÕlmaktadÕr. Elektrik üretiminde “Temiz Kömür Teknolojileri” kömürün yanma verimini ve santral verimini artÕrmak ve çevre teknolojilerini de kapsayarak olumsuz çevresel etkileri en aza ve kabul edilebilir seviyelere indirmek amacÕyla geliútirilmiú/tasarlanmÕú teknolojiler olarak tanÕmlanabilir. Temiz kömür teknolojileri, konvansiyonel teknolojilere göre, üstün nitelikli teknolojiler olup, sürekli geliúim göstermektedir. BazÕ önemli temiz kömür teknolojileri aúa÷Õda verilmektedir. x Süperkritik (Kritik üstü) x AkÕúkan Yatakta Yakma Teknolojisi: - Atmosferik dolaúÕmlÕ - Atmosferik kabarcÕklÕ - BasÕnçlÕ dolaúÕmlÕ - BasÕnçlÕ kabarcÕklÕ x Kömür GazlaútÕrma (Integrated Gasification Combined Cycle-IGCC) x Kömür SÕvÕlaútÕrma x Karbon Tutma ve Depolama (CCS) YukarÕda belirtilen teknolojilerden atmosferik dolaúÕmlÕ akÕúkan yatak teknolojisi, süperkritik santral teknolojisi yaygÕnlaúmÕú, kendini ispat etmiú ve maliyeti düúmüú teknolojilerdir. Di÷erleri ise, dünyada bazÕ uygulamalar olmakla birlikte hala yüksek maliyete sahiptir. Karbon tutma ve depolama ise henüz geliútirilme ve deneme aúamasÕndadÕr. Ülkemizin en önemli yerli enerji kayna÷Õ olan linyitin temiz bir úekilde de÷erlendirilmesi açÕsÕndan temiz kömür teknolojileri büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle, yerli linyitlerimiz temiz kömür teknolojilerine uygunluk açÕsÕndan incelenmeli ve bu konuda projeler geliútirilmelidir. AkÕúkan yatakta yakma teknolojisi (Atmosferik, dolaúÕmlÕ) 18 Mart Çan Termik SantralÕ ile birlikte Türkiye’de uygulanmaya baúlamÕú olup, söz konusu teknoloji özel sektör tarafÕndan da uygulanmakta ve bu tip santrallar artmaya baúlamÕútÕr. Bu teknolojide, kazana kireçtaúÕ verilerek SO2, emisyonlarÕ yanma sÕrasÕnda azaltÕlabilmekte olup, yanma sÕcaklÕ÷ÕnÕn düúük olmasÕ nedeniyle de NOx emisyonlarÕ düúük olmaktadÕr. Bu nedenle hem santral verimlili÷i yüksek hem de çevre dostu bir teknolojidir. Süperkritik teknolojide, santral verimlili÷i %45’lere kadar çÕkabilmektedir. Ancak, bu verimlilikte kömür kalitesi (kül ve nem oranÕ, ÕsÕl de÷er) de önemli bir rol oynamaktadÕr. AdÕ geçen bu teknolojide, buhar basÕncÕ ve buhar sÕcaklÕ÷Õ konvansiyonel termik santrala göre yüksektir. Süperkritik santral verimlili÷inin yüksek olmasÕ nedeniyle, üretilen enerji baúÕna daha az kirlilik oluúmasÕna karúÕlÕk, SO2 ve NOX arÕtmak için ilave önlemler alÕnmalÕdÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 209 Kömür gazlaútÕrma teknolojileri ise, adÕndan da anlaúÕlaca÷Õ üzere, kömürü gazlaútÕrÕlarak sentez gazÕ (CO+H2) oluúturulmasÕ esasÕna dayanmaktadÕr. Daha sonra bu gazdan elektrik üretimi gerçekleútirilir. Sentez gazÕ, yanma öncesinde içinde bulunan kirleticilerden (SO2, NOX, toz) gaz temizleme yöntemleri ile arÕtÕlmaktadÕr. Bu nedenle, çevresel önlemlerin yanma öncesinde alÕndÕ÷Õ bir teknoloji olarak de÷erlendirilmektedir. 10.4. øklim De÷iúikli÷i 10.4.1. øklim De÷iúikli÷i nedir? DünyanÕn oluúumundan bu yana, iklim de÷iúikliklere u÷ramÕú, ÕsÕnma ve so÷uma dönemleri birbirini takip etmiútir. Ancak, son on yÕllarda atmosferde hÕzlÕ bir ÕsÕnma gözlenmekte ve bu küresel ÕsÕnmanÕn (global warming) do÷al iklim süreci çerçevesinde olmaktan çok insan faaliyetlerinden kaynaklandÕ÷Õna iúaret etmektedir. Güneúten yer yüzeyine ulaúan ÕúÕnlarÕn (ultraviyole v.b. kÕsa dalga ÕúÕnÕm) yaklaúÕk 1/3’ü tekrar uzaya geri döner. Güneú ÕúÕnlarÕnÕn kalan 2/3’ü ise, büyük bir kÕsmÕ yer yüzeyi tarafÕndan olmak üzere, yer yüzeyi ve atmosfer tarafÕndan so÷urulur. So÷urulan bu enerjinin dengelenmesi için, enerjinin bir kÕsmÕ kÕzÕlötesi ÕúÕnlar olarak atmosfere yansÕr. Ancak, do÷al bir sera etkisinden dolayÕ enerjinin bir kÕsmÕ atmosfer tarafÕndan tutulur ve yüzey ÕsÕnÕr. KÕzÕlötesi ÕúÕnlarÕn su buharÕ, ozon, karbondioksit (CO2), metan (CH4), diazot monoksit (N2O), kükürt hekzaflorür (SF6), florokarbonlar v.b. sera gazlarÕ tarafÕndan tutulmasÕ / geciktirilmesi ile canlÕlar için yaúanabilir bir ortam sa÷lanmaktadÕr. Ancak, sera etkisinin do÷al bir olgu olmasÕna karúÕlÕk, baúta CO2, CH4, N2O olmak üzere, insan kaynaklÕ sera gazlarÕnÕn atmosferdeki birikimlerinin artmasÕ sera etkisini do÷al düzeyinin üstünde artÕrmÕútÕr (kuvvetlendirilmiú sera etkisienhanced greenhouse effect). Sera etkisinin artmasÕ yerkürenin ortalama sÕcaklÕ÷ÕnÕn yükselmesine ve dolayÕsÕyla iklim de÷iúikli÷ine (climate change) neden olmaktadÕr. “øklim De÷iúikli÷i HükümetlerarasÕ Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change-IPCC)” birçok bilim adamÕ ile iklim de÷iúikli÷i konusunda çok önemli çalÕúmalar yapmaktadÕr. IPCC verileri ve de÷erlendirmeleri son yÕllarda küresel ÕsÕnma trendinin önemli ölçüde arttÕ÷Õna, iklim sistemindeki ÕsÕnmanÕn kuvvetlendi÷ine iúaret etmektedir. Örne÷in, son 50 yÕldaki ÕsÕnma trendi son 100 yÕl trendinin yaklaúÕk 2 katÕdÕr. Son yüzyÕlda küresel sÕcaklÕk artÕúÕ 0,74 °C’a ulaúmÕútÕr. AyrÕca, sera gazlarÕnÕn atmosferdeki konsantrasyonu 400 ppm’e yaklaúmÕútÕr. IPCC tarafÕndan, atmosferdeki kritik sera gazÕ konsantrasyonu 450 ppm olarak, kritik sÕcaklÕk artÕúÕ ise 2 °C olarak kabul edilmektedir. SÕcaklÕ÷Õn 2 °C’nin üzerinde artmasÕ durumunda ise iklim de÷iúikli÷inin hÕzlanaca÷Õ ve çok büyük sorunlar yarataca÷Õ endiúesi de dile getirilmektedir. Küresel ÕsÕnma ve iklim de÷iúikli÷i; ƒ ƒ ƒ ƒ kurak ve yarÕ kurak alanlarda ya÷ÕúlarÕn azalmasÕ ve kuraklÕ÷Õn artmasÕ, bol ya÷Õú alan yerlerde ise sel olaylarÕnÕn artmasÕ, buzullarÕn erimesi, buzullarÕn erimesi ile deniz seviyesinin yükselmesi, alçak kÕyÕlarÕn ve bazÕ adalarÕn sular altÕnda kalmasÕ, 210 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ƒ ormanlarÕn ve bitki çeúitlili÷inin azalmasÕ, gibi önemli sorunlara neden olabilmektedir. 10.4.2. Dünya ve Türkiye Sera GazÕ Emisyon Verileri øklim De÷iúikli÷i Çerçeve Sözleúmesi’nde öngörüldü÷ü üzere, sera gazlarÕnÕn azaltÕlmasÕnda 1990 yÕlÕ referans kabul edilmektedir. Bilindi÷i üzere, gerek dünyada, gerekse ülkemizde sera gazlarÕ arasÕnda enerji kaynaklÕ CO2 emisyonlarÕ çok büyük bir paya sahiptir. Fosil yakÕtlarÕn yanmasÕ ile oluúan CO2 emisyonlarÕ dünyada enerji kullanÕmÕnÕn artmasÕna ba÷lÕ olarak bir artÕú göstermektedir. 1990-2009 yÕllarÕ arasÕnda, Dünya, OECD ve AB için enerji kaynaklÕ CO2 emisyonlarÕnÕn geliúimi Tablo 10.3’de verilmektedir. Tablo 10.3. 1990-2009 YÕllarÕ ArasÕnda CO2 EmisyonlarÕ (Mton CO2) 1990 1995 2000 2005 2007 2008 2009 19902009 De÷iúim % 38,3 Dünya 20 966 21 792 23493 27188 29 048 29 454 28 999 % 8,0 OECD 11 158 11679 12 634 13 056 13 142 12 799 12 045 4 052 3 847 3 831 3 979 3 942 3 868 3 577 % -11,7 AB Kaynak: IEA, CO2 Emissions from Fuel Combustion, Highlights, (2011 Edition) Tablo 10.3.’den de görüldü÷ü gibi, IEA verilerine göre, 1990 yÕlÕndan 2009 yÕlÕna kadar, DünyanÕn toplam CO2 emisyonlarÕ % 38,3 oranÕnda artÕú göstermiútir. DünyanÕn toplam birincil enerji arzÕna da bakÕldÕ÷Õnda bu yÕllar arasÕnda aynÕ oranda arttÕ÷Õ görülmektedir (IEA, CO2 Emissions from Fuel Combustion, Highlights, 2011). OECD emisyonlarÕ açÕsÕndan da benzer durum söz konusudur. Ancak, OECD’de Toplam birincil enerji arzÕ %15,8 artarken CO2 emisyonlarÕ, daha az bir oranda, %8,0 oranÕnda bir artÕú göstermektedir. Dünyada enerjiye ba÷lÕ olarak artan CO2 emisyonlarÕna karúÕlÕk, AB ülkelerinde emisyon azaltÕcÕ tedbirlerin önemli ölçüde ele alÕnmasÕ sonucu 1990-2009 yÕllarÕ arasÕnda % 11,7 oranÕnda azalma sa÷lanmÕútÕr. Tablo 10.3’de, 2009 yÕlÕ CO2 de÷erlerinin 2008 yÕlÕna göre azaldÕ÷Õ görülmektedir. Ancak bu azalÕú ekonomik krizden, dolayÕsÕyla daha az enerji kullanÕmÕndan kaynaklanmaktadÕr. Di÷er ilginç bir husus da Sözleúmenin Ek-I ülkelerinde 2009 yÕlÕnda emisyonlar %6,5 azalÕrken Ek-I dÕúÕ ülkelerde (geliúmekte olan ülkelerde) %3,3 artÕú göstermiútir (IEA, CO2 Emissions from Fuel Combustion, Highlights, 2011). IEA verilerine göre, dünyada en yüksek CO2 de÷erlerine sahip olan ilk 10 ülke (Top 10) Çin, ABD, Hindistan, Rusya Federasyonu, Japonya, Almanya, øran, Kanada, Kore ve øngiltere olarak sÕralanmaktadÕr. Bu ülkelerin toplam CO2 emisyonlarÕ 19 Milyar ton civarÕnda olup, yaklaúÕk 29 Milyar ton olan dünya toplamÕnÕn %65,5’ini oluúturmaktadÕr. 10 ülke arasÕnda birinci sÕrayÕ alan Çin’in CO2 emisyonlarÕ 2009 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 211 yÕlÕnda 6,9 Milyar ton civarÕna ulaúmÕútÕr. Özellikle, 2002 yÕlÕndan itibaren 2009 yÕlÕna kadar keskin bir artÕú göstermiútir. Bu keskin artÕúta en etkin sektör elektrik enerjisi sektörüdür. 2009 yÕlÕnda bir çok ülkede ekonomik kriz nedeniyle emisyonlarda düúüú yaúanmasÕna karúÕlÕk Çin’de emisyonlar artmaya devam etmiú ve 2009 yÕlÕnda 2008 yÕlÕna göre bu artÕú yaklaúÕk %5 olmuútur. Son yÕllarda, Çin de çok sayÕda kömüre dayalÕ termik santral inúa edilerek birbiri ardÕna iúletmeye alÕnmaktadÕr. Çin 6,9 Milyar ton emisyonla dünya emisyonlarÕnÕn yaklaúÕk %23,8’inden sorumludur. Tablo 10.4.’de IEA verilerine göre, 2009 yÕlÕ için Dünya, OECD, bazÕ bölgeler ve Türkiye için enerji kaynaklÕ CO2 emisyonlarÕ bazÕ göstergeler ile birlikte verilmektedir. Dünyada oldu÷u gibi, 2009 yÕlÕnda ekonomik krize ba÷lÕ olarak Türkiye emisyonlarÕnda da düúüú yaúanmÕútÕr. 2008 yÕlÕnda 264 Milyon ton olan CO2 emisyonlarÕ 2009 yÕlÕnda 256 Milyon ton’a inmiútir. Tablo 10.4. 2009 YÕlÕ Enerji KaynaklÕ CO2 EmisyonlarÕ, Dünya ve Türkiye CO2 (Milyon Ton) 28 999 12 045 1 509 6 877 3 153 1 068 975 256 CO2/Nüfus (Ton/Kiúi) 4,29 9,83 7,76 5,14 1,43 2,16 0,92 3,57 CO2/Toplam Birincil Enerji ArzÕ (Ton/TEP) 2,39 2,30 2,56 3,03 2,16 1,80 1,38 2,62 CO2/GDP (Kg CO2/2000 USD) 0,73 0,41 1,93 2,17 1,27 0,50 1,04 0,72 Dünya OECD Orta Do÷u Çin Asya Latin Amerika Afrika Türkiye Kaynak: IEA Key World Energy Statistics, 2011 Türkiye emisyonlarÕ dünya verileri ve bazÕ ülkeler ile karúÕlaútÕrÕldÕ÷Õnda çok küçük bir paya sahip oldu÷u görülmektedir. 2009 yÕlÕ dikkate alÕndÕ÷Õnda, Türkiye enerji kaynaklÕ CO2 emisyonlarÕ dünya de÷erlerinin %1’inden daha düúük olup, OECD toplam emisyonlarÕ içindeki payÕ ise %2,1 civarÕndadÕr. En yüksek emisyon de÷erine sahip olan Çin’in emisyonlarÕnÕn yaklaúÕk 3;7’si kadardÕr. Türkiye østatistik Kurumu (TÜøK) 2009 yÕlÕ verilerine göre, Tablo 10.5.’de Türkiye’nin sera gazlarÕnÕn 1990-2009 yÕllarÕ arasÕndaki geliúimi verilmektedir. Tablo 10.5.Türkiye’nin Toplam Sera GazÕ EmisyonlarÕ (Milyon Ton CO2 Eúde÷eri) 1990 1995 2000 2005 2009 141,36 173,90 225,43 259,61 299,11 CO2 33,50 46,87 53,30 52,38 54,37 CH4 11,57 16,22 16,62 14,18 12,53 N2O 0,60 0,52 1,66 3,73 3,64 F-GazlarÕ 187,03 237,51 297,01 329,90 369,65 Toplam Kaynak: Sera GazÕ Emisyon Envanteri, TÜøK 212 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Sera gazlarÕnÕn küresel ÕsÕnma potansiyelleri (küresel ÕsÕnmaya yaptÕklarÕ katkÕlarÕ) farklÕdÕr. Örne÷in, CO2’in küresel ÕsÕnma potansiyeli 1 kabul edilirse CH4 ve N2O için bu de÷er sÕrasÕyla 21 ve 310’dur. CO2’e göre bu sera gazlarÕnÕn küresel ÕsÕnma potansiyellerinin daha yüksek olmasÕna karúÕlÕk, CO2 çok yüksek miktarlarda atmosfere verilmesi nedeniyle küresel ÕsÕnma açÕsÕndan çok daha etkili olmaktadÕr. Bu nedenle, sera gazÕ emisyonlarÕ, Tabloda da verildi÷i gibi, “CO2 Eúde÷eri” olarak CO2 cinsinden ifade edilmektedir. Tablo 10.5.’den görüldü÷ü üzere, sera gazlarÕ arasÕnda en önemli yeri CO2 almakta olup, di÷er sera gazlarÕnÕn payÕ oldukça düúük seviyededir. Türkiye’de CO2 emisyonlarÕnÕn toplam sera gazlarÕ içindeki payÕ yaklaúÕk %81 düzeyindedir. Sera gazlarÕnÕn sektörel da÷ÕlÕmÕ ise Tablo 10.6.’de verilmektedir. Enerji faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazlarÕ toplam sera gazlarÕnÕn %75’i kadardÕr (Bkz. ùekil 10.1). Tablo 10.6.: Sektörlere Göre Toplam Sera GazÕ EmisyonlarÕ (Milyon Ton CO2 Eúde÷eri) 1990 1995 2000 2005 2009 132,13 160,79 212,55 241,75 278,33 Enerji 24,21 24,37 28,78 31,69 Endüstriyel øúlemler 15,44 28,68 27,37 25,84 25,70 TarÕmsal Faaliyetler 29,78 9,68 23,83 32,72 33,52 33,93 AtÕk 187,03 237,51 297,01 329,90 369,65 Toplam Kaynak: Sera GazÕ Emisyon Envanteri, 2011 TÜøK 7% 9% 9% 75% Enerji Endüstriyel 7Ɣlemler TarŦmsal Faaliyetler AtŦk ùekil 10.1.: 2009 YÕlÕ Toplam Sera GazlarÕnÕn Sektörlere Göre Da÷ÕlÕmÕ Kaynak: Sera GazÕ Emisyon Envanteri, 2011 TÜøK Türkiye østatistik Kurumu (TÜøK) tarafÕndan 2011 yÕlÕnda yayÕnlanan 2009 yÕlÕ verilerine göre, ülkemizin toplam CO2 emisyonlarÕndaki enerji kaynaklÕ faaliyetlerin sorumluluk payÕ %91’dir. Kalan %9’luk pay ise endüstriyel iúlemlerden, kimyasal reaksiyonlardan oluúmaktadÕr. Enerji alanÕnda ise en önemli sektörler elektrik enerjisi, sanayi ve ulaúÕm sektörleridir. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 213 Enerjiden Kaynaklanan CO2 emisyonlarÕnÕn 1990 ve 2009 yÕllarÕ için sektörel da÷ÕlÕmÕ ùekil 10.2’de verilmektedir. 2009 yÕlÕnda elektrik enerjisi bu sektörler arasÕnda en yüksek sorumluluk payÕyla birinci sÕrayÕ almaktadÕr. Elektrik sektörünün CO2 emisyonlarÕndaki payÕ 1990 yÕlÕnda %27 iken 2009 yÕlÕnda bu pay %38 olmuútur. Sanayi sektörü ise 1990 yÕlÕnda %30’luk payla birinci sÕradayken yÕllar içinde düúüú göstererek 2009 yÕlÕnda bu pay %20’ye inmiútir. 1990 23% 27% 2009 25% Elektrik Sanayi UlaúÕm Elektrik 38% Sanayi UlaúÕm 20% 30% Di÷er 17% 20% Di÷er ùekil 10.2: Enerjiden Kaynaklanan CO2 EmisyonlarÕnÕn Sektörel Da÷ÕlÕmÕ (1990 ve 2009) Kaynak: Turkey Greenhouse Gas Inventory, 1990 to 2009-Annual Report for submission under the Framework Convention on Climate Change, National Inventory Report, 2011 10.4.3. øklim De÷iúikli÷i ve Enerji Etkileúimi Küresel ÕsÕnmaya neden olan sera gazlarÕ; enerji, sanayi, tarÕm, hayvancÕlÕk, ulaúÕm, ÕsÕnma, atÕklar v.b. çeúitli sektörlerden kaynaklanmaktadÕr. Sera gazlarÕnÕn arasÕnda en önemli yeri fosil yakÕtlarÕn yanmasÕ ile oluúan ve büyük miktarlarda atmosfere verilen karbondioksit (CO2) almaktadÕr. Bu nedenle, enerjiye iliúkin faaliyetler ön plana çÕkmaktadÕr. Enerji kullanan/tüketen enerjiye iliúkin sektörler ve faaliyetler, küresel ÕsÕnma ve iklim de÷iúikli÷i sorunu açÕsÕndan, en yüksek sorumlulu÷a sahip insan kaynaklÕ ekonomik faaliyetlerdir. Elektrik enerjisi sektörü ise, 2009 de÷erleri çerçevesinde, enerji kaynaklÕ sera gazÕ emisyonlarÕndaki %38’lik payÕ ile birinci sÕrayÕ almaktadÕr. Elektrik sektörünün yüksek CO2 emisyonlarÕ ile küresel ÕsÕnmadaki sorumlulu÷unun fazla olmasÕna karúÕlÕk, bu sektör aynÕ zamanda iklim de÷iúikli÷inden de önemli ölçüde etkilenebilecek bir sektördür. øklim de÷iúikli÷i sonuçlarÕnÕn enerji arzÕnÕ ve talebini etkilemesi söz konusudur. Dünyada yapÕlan çalÕúmalara göre, Türkiye, kuraklÕk açÕsÕndan duyarlÕ ülkeler arasÕnda yer almakta olup, Ege kÕyÕlarÕ, Do÷u Akdeniz ve øç Anadolu Bölgelerinde kuraklÕ÷Õn yo÷un bir úekilde yaúanaca÷Õ tahmin edilmektedir. Ya÷Õú úekli ve ya÷Õú karakteristiklerindeki de÷iúiklikler, ya÷mur ve kar ya÷ÕúÕndaki azalma, buna ilaveten, sÕcaklÕk artÕúÕndan dolayÕ su yüzeyinden buharlaúmanÕn artmasÕ su kaynaklarÕ üzerinde olumsuz etki yapabilecektir. Su kaynaklarÕnÕn olumsuz yönde etkilenmesi hidrolik santrallarda su gelirlerindeki düúüúe, dolayÕsÕyla hidrolik enerji üretiminde 214 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 azalmaya ve zaman içinde hidrolik potansiyelde de azalmaya neden olabilecektir. Fazla ya÷Õú alan bölgelerde, örne÷in Karadeniz Bölgesi’nde ise ola÷an dÕúÕ yo÷un ya÷Õúlardan dolayÕ seller oluúabilecek ve bu su taúkÕnlarÕ da hidrolik santrallar açÕsÕndan bir baúka sorun, bir baúka risk yaratabilecektir. Di÷er taraftan, zaman içinde hidrolik potansiyelde olabilecek de÷iúikliklerin belirlenmesi için iklim de÷iúikli÷i senaryolarÕna paralel olarak çalÕúmalarÕnÕn yapÕlmasÕ önem arz etmektedir. Elektrik enerjisi sektöründe, risk yaratabilecek di÷er bir husus da yaz aylarÕnda ortalama sÕcaklÕ÷Õn artmasÕ nedeniyle, termik santrallarÕn so÷utma suyu sÕcaklÕ÷Õnda olabilecek artÕúlardÕr. Bu artÕúlar nedeniyle, sÕcak bölgelerde bulunan termik santrallarÕn üretim kapasitelerinde düúme görülebilecektir. Bu nedenle, yeni kurulacak termik santrallarda kuru / hava so÷utmalÕ sistemlere gidilmesi uygun olacak ve ilaveten de÷erli olan su kaynaklarÕ da korunmuú olabilecektir. AyrÕca, iklim de÷iúikli÷i rüzgar ve güneú enerjisi üzerinde de etkiler yaratabilecektir. Örne÷in, rüzgar hÕzÕnda yaúanabilecek olasÕ hÕz de÷iúikliklerinde elektrik üretimi için teknolojik olarak kabul edilebilir de÷erlerin dÕúÕna çÕkÕlmasÕ durumunda üretim kaybÕna neden olabilecektir. Di÷er taraftan, iklim de÷iúikli÷i, enerji sektöründe enerji arzÕ yönünden risk oluúturan olumsuz etkiler yaratÕrken, talep tarafÕnda da bazÕ etkiler yaratmaktadÕr. SÕcaklÕ÷Õn artmasÕ, yaz döneminde klima ve so÷utma sistemlerinin daha fazla çalÕúmasÕna ve elektrik tüketiminin artmasÕna neden olacaktÕr. Talepte oluúan bu artÕú zaman zaman enerji arzÕnda yaúanan darbo÷azlar açÕsÕndan önem arz etmekte olup, yaz aylarÕnda da sorunlar yaúanabilecektir. 10.4.4. Sera GazlarÕ AzaltÕlmasÕna Yönelik Yöntemler ve Teknolojiler Enerji alanÕnda sera gazlarÕnÕn azaltÕlmasÕ için enerji politikalarÕnda bazÕ de÷iúikliklerin yapÕlmasÕ, teknolojik geliúmelerin takip edilmesi ve uygulanabilmesi amacÕyla gerekli adÕmlarÕn atÕlmasÕ gerekmektedir. 10.4.4.1. Genel Yöntemler ve Teknolojiler Enerji kaynaklÕ sera gazlarÕnÕn, özellikle CO2 emisyonlarÕnÕn azaltÕlmasÕnda en önemli ve en etkin yöntem enerji üreten ve tüketen sektörlerde enerji verimlili÷inin artÕrÕlmasÕdÕr. Özellikle, enerji tüketiminde talep taraflÕ enerji verimlili÷inin artÕrÕlmasÕ en maliyet-etkin (cost-effective) yöntemdir. Verimlili÷in artÕrÕlmasÕ kazankazan yöntemi olup, dünyada da sera gazlarÕ azatlÕmÕ yöntemleri için birinci sÕrayÕ almaktadÕr (IEA Energy Technology Perspectives). Baúta CO2 olmak üzere, sera gazlarÕnÕn azaltÕlmasÕ için fosil yakÕtlarÕn kullanÕmÕnÕn azaltÕlmasÕ, buna karúÕlÕk, rüzgar, güneú, jeotermal, biyokütle/biyoyakÕt vb. yenilenebilir enerji kaynaklarÕnÕn kullanÕmÕnÕn artÕrÕlmasÕ di÷er bir yöntemdir. Termik elektrik üretiminde, özellikle kömüre dayalÕ santrallarda, yüksek verimli ve geliúmiú teknolojilerin uygulanmasÕ elektrik sektöründen kaynaklanan CO2 emisyonlarÕnÕn azaltÕlmasÕna önemli katkÕ yapabilmektedir. Son yÕllarda geliútirilen karbon tutma ve depolama gelece÷in teknolojisi olarak düúünülmektedir. Bu teknoloji bir sonraki bölümde (10.4.4.2) ele alÕnmaktadÕr. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 215 10.4.4.2 Karbon Tutma ve Depolama (KTD) (Carbon Capture and Storage-CCS) Termik santralarda, geliúmiú ve yüksek verimli teknolojilerin uygulanmasÕ ile, santral verimlili÷ine ba÷lÕ olarak, ancak sÕnÕrlÕ ölçüde emisyon azaltÕmÕ sa÷lanabilmektedir. CO2’in atmosferdeki birikiminin stabilize edilebilmesi için mevcut CO2 azaltÕm yöntemlerinin yeterli olmadÕ÷Õ ve daha etkin teknolojilerin geliútirilmesi gerekli olmuútur. Bu çerçevede, son on yÕllarda karbon tutma ve depolama (KTD) teknolojisi üzerinde çalÕúmalar yapÕlmÕútÕr. Bu yöntem, fosil yakÕtlara dayalÕ termik santrallerde oluúan CO2 gazÕnÕn ayrÕlmasÕ ve uygun bir jeolojik formasyona depolanmasÕdÕr. KTD teknolojisi; ƒ tesiste oluúan CO2’in tutulmasÕ (karbon tutma), ƒ depolanacak alana taúÕnmasÕ (taúÕma), ƒ güvenli bir úekilde depolanmasÕ (depolama), bileúenlerinden oluúan bir teknolojiler bütünüdür. Her bileúen de kendi içinde bazÕ prosesleri, iúlemleri kapsamakta olup, KTD karmaúÕk bir yapÕya sahiptir. Karbon Tutma: Karbonun tutulmasÕ baca gazÕndan CO2’in ayrÕlmasÕ, sÕkÕútÕrÕlmasÕ, kurutulmasÕ, taúÕnmaya ve depolanmaya hazÕr hale getirilmesi iúlemlerini kapsar. Elektrik sektöründe, karbon tutuma için aúa÷Õdaki yöntemler geliútirilmiútir. ƒ Yanma sonrasÕ (Post-combustion) Santralda (konvansiyonel, süperkritik, v.b. santrallar) baca gazÕnda kirletici emisyonlar (SO2, NOX, PM) en aza indirildikten sonra CO2 tutma prosesine geçilir. Tutma prosesi solvent ile, sorbent ile veya membran ile yapÕlmaktadÕr. Bu yöntemde SO2, NOX, PM gibi kirletici emisyonlar için ilave önlem/tesis gerekmez. ƒ Yanma öncesi (Pre-combustion) Söz konusu bu proses entegre gazlaútÕrma kombine çevrim (Integrated gasification combined cycle-IGCC) santrallarÕnda kullanÕlmaya uygundur. Birinci aúamada kömürün gazlaútÕrÕlmasÕ ile sentez gazÕ (synthesis gas) oluúur. Sentez gazÕ içindeki kirletici emisyonlardan temizlenir. Temizlenen sentez gazÕ çevrim reaktöründe, CO2 + H2 karÕúÕmÕna dönüútürülür. Oluúan CO2 sÕkÕútÕrÕlÕr, kurutulur ve taúÕnmaya depolanmaya hazÕr hale getirilir. H2 ise elektrik üretmek üzere kombine çevrime gönderilir. Bu yöntemde SO2, NOX, PM gibi kirletici emisyonlarÕn yanma öncesinde temizlenmesi nedeniyle, baca gazÕ arÕtma için ilave önlem/tesis gerekmez. ƒ Oksi-yakÕt yakma (Oxy-fuel combustion) YakÕtÕn yakÕlmasÕnda hava yerine oksijen kullanÕlÕr. Bu nedenle, hava ayrÕútÕrma ünitesi bulunmaktadÕr. Baca gazÕndan su buharÕ ve kirletici emisyonlarayrÕlÕr. Geride kalan CO2 sÕkÕútÕrÕlarak depolanmaya hazÕr hale getirilir. Karbonun TaúÕnmasÕ: SÕkÕútÕrÕlmÕú ve nemi alÕnmÕú CO2 iki türlü taúÕnmaktadÕr. 216 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 ƒ Borularla taúÕma (tercih edilen yöntem) ƒ Tankerler ile taúÕma (LNG taúÕmasÕ gibi) TaúÕnacak mesafe, miktar, taúÕma yöntemi maliyeti etkileyen hususlardÕr. Karbonun DepolanmasÕ: Depolama yöntemleri aúa÷Õda verilmektedir. ƒ Petrol kuyularÕnda üretim verimini artÕrma (Enhanced oil recovery-EOR) (Bu yöntem Türkiye dahil uzun yÕllardÕr petrol üretiminde uygulanmaktadÕr.) ƒ Do÷algaz kuyularÕnda üretim verimini artÕrma (Enhanced gas recovery-EGR) ƒ Tükenmiú petrol ve do÷algaz kuyularÕ ƒ Tuz oluúumlarÕna depolama ƒ Kömür yataklarÕnda metan çÕkÕúÕnÕn artÕrÕlmasÕ (Enhanced Coal Bed Methane Recovery – ECBM) ƒ Okyanuslara depolama KTD günümüzde olgunlaúmÕú bir teknoloji de÷ildir ve hala çözümlenmesi gereken bazÕ sorunlar vardÕr. Bu sorunlardan bazÕlarÕ aúa÷Õda yer almaktadÕr. ƒ øç elektrik tüketiminin artmasÕ ile santral verimlili÷i düúer. ƒ KTD’nin her aúamasÕndan gelen maliyet santral maliyetine eklenmektedir. Bu nedenle maliyet aúÕrÕ yüksek olup, maliyetlerin düúmesi uzun zaman alacaktÕr. ƒ Depolama konusunda sÕzdÕrmazlÕk, ölçüm ve izleme önemlidir. Henüz uzun yÕllar güvenli bir úekilde depolanabilece÷i konusu risk taúÕmaktadÕr. ƒ Karbon tutma, taúÕma, depolama yerlerinin farklÕ olmasÕ mülkiyet haklarÕ açÕsÕndan sorun yaratÕr. ƒ KTD’nin farklÕ aúamalarÕndaki yetki ve sorumluluklar arasÕndaki sÕnÕrlarÕn iyi çizilmesi ve bu konuda hukuki düzenlemelerin yapÕlmasÕ gerekir. Aksi takdirde anlaúmazlÕklarÕn yaúanmasÕ söz konusudur. Gelece÷in teknolojisi olarak görülen KTD, yukarÕda da belirtildi÷i gibi, henüz tam olgunlaúmÕú bir teknoloji de÷ildir ve bazÕ sorunlar (teknolojik, hukuki, idari) belirsizlikler ve riskler bulunmaktadÕr. Dünyada halen sÕnÕrlÕ sayÕda proje bulunmakta olup ço÷u demonstrasyon projeleridir. Bu projelerin hemen hepsi KTD’nin tüm bileúenlerini kapsayan bütünsel projeler de÷ildir. IEA tarafÕndan yapÕlan bazÕ çalÕúmalara göre, KTD projelerinin 2020’lerden sonra artmasÕ ve bu teknolojinin ancak 2050’lerde yaygÕnlaúabilece÷i öngörülmektedir. 10.4.5. øklim De÷iúikli÷i Çerçeve Sözleúmesi ve Kyoto Protokolü (KP) Birleúmiú Milletler tarafÕndan, küresel bir sorun olan iklim de÷iúikli÷i sorununa uluslararasÕ platformlarda çözüm bulmak amacÕyla, øklim De÷iúikli÷i Çerçeve Sözleúmesi hazÕrlanmÕú olup, 1992 yÕlÕnda Rio’da düzenlenen “Çevre ve KalkÕnma KonferansÕ”nda tüm dünya ülkelerinin imzasÕna açÕlmÕútÕr. Sözleúmede, ülkelerin tarihsel sorumluluklarÕ, geliúmiúlik düzeyleri dikkate alarak oluúturulmuú olup, “ortak, fakat farklÕ sorumluluklar ilkesi” benimsenmiútir. Bu çerçevede, Sözleúme kapsamÕnda hazÕrlanan ekli listeler ile ülkelerin yükümlülükleri geliúmiúliklerine göre 3 grupta toplanmÕútÕr. Ek-I ülkeleri geliúmiú ülkeleri kapsamakta olup, emisyon Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 217 azaltma yükümlülükleri vardÕr. EK-II ülkelerinin ise bu yükümlülüklere ilaveten geliúmekte olan ülkelere finansal ve teknolojik yardÕm yapma yükümlülü÷ü de bulunmaktadÕr. Ekler dÕúÕ ülkeler ise emisyon azaltÕmÕnda çaba sarf edeceklerdir. Bu hükümlere karúÕlÕk Sözleúmenin hukuki ba÷layÕcÕlÕ÷Õ ve herhangi bir yaptÕrÕmÕ bulunmamaktadÕr. KP ise, Sözleúmeyi temel alan ve tamamlayan nitelikte hazÕrlanmÕú olup, 1997 yÕlÕnda imzaya açÕlmÕútÕr. Sözleúmenin aksine hukuki ba÷layÕcÕlÕ÷Õ olan hükümler içermektedir. 2008-2012 yÕllarÕ arasÕndaki ilk uygulama dönemi için geliúmiú ülkelere 1990 yÕlÕna göre en az %5 emisyon azaltÕm yükümlülü÷ü getirmektedir. AyrÕca, bazÕ esneklik mekanizmalarÕ da getirmiútir. Bu mekanizmalar aúa÷Õda verilmektedir. ƒ Emisyon ticareti – Emission Trading (ET) Emisyon Ticareti øklim De÷iúikli÷i Sözleúmesinin Ek-I listesinde bulunan geliúmiú ülkelerin kendi aralarÕnda uygulanmaktadÕr. Bu mekanizma ile herhangi bir Ek-I ülkesine kendisine tahsis edilen “belirlenmiú emisyon miktarÕ”nÕn (Assigned Amount units-AAUs) bir bölümünün ticaretini yapma olana÷Õ vermektedir. Ticareti yapÕlan, alÕnÕp satÕlan ve “karbon kredisi” olarak adlandÕrÕlan emisyon azaltÕmÕdÕr. Ek-1 ülkeleri yükümlülüklerini yerine getirmek için ya emisyonlarÕnÕ kendilerinin azaltmasÕ ya da baúka bir yerde yapÕlmÕú “emisyon azaltÕmlarÕnÕ” almasÕ olmak üzere iki seçene÷e sahiptir. Buna göre emisyonlarÕnÕ Protokolde belirlenen kendi hedefinden daha fazla azaltan herhangi bir Taraf Ek-I ülkesine, emisyonlardaki bu ek indirimi baúka bir Taraf Ek-I ülkesine satabilme izni verilmektedir. ƒ Ortak Yürütme - Joint Implementation (JI) Emisyon ticareti gibi, bu mekanizma da EK-I ülkeleri arasÕnda gerçekleútirilmekte olup, bu mekanizmayÕ uygulayan taraflar, emisyon azaltÕm hedeflerine ulaúmak için ortak politika ve ortak projeler geliútirmektedirler. Bu mekanizma EK-I’deki ülkeler arasÕnda yürütülen özel ortak projeler yoluyla baúaran yetkili yasal bir kuruluúa (organa, úirkete, vb.) fazladan yapÕlan emisyon indirimlerini baúka bir ülkeye aktarma olana÷Õ vermektedir. ƒ Temiz KalkÕnma MekanizmasÕ – Clean Development Mechanism (CDM) Sözleúmeye taraf olan ülkelere, ortak projelerden sa÷lanan “onaylanmÕú emisyon indirimi”ni (Certified Emission Reduction - CER) Ek-I TaraflarÕna aktarma olana÷Õ veren bir Temiz KalkÕnma MekanizmasÕ oluúturmaktadÕr. Ek-I ülkesinin, bir Ek-I dÕúÕ ülkede, daha az maliyetle daha fazla azaltÕm sa÷layan bir proje yürütmesine olanak tanÕyan bir mekanizmadÕr. Böylece, Ek-I ülkesi bu proje ile sa÷lanan emisyon azaltma miktarÕnÕ taahhüt etti÷i kendi emisyon azaltma hedeflerinde kullanabilecektir. Gönüllü Karbon Ticareti KP’nün yukarÕda belirtilen mekanizmalarÕ dÕúÕnda, Protokolde yer almayan, KP dÕúÕ ve tamamen gönüllülük esasÕna dayanan ve gönüllü karbon ticareti olarak anÕlan bir baúka mekanizma oluúmuútur. Gönüllü/OnaylÕ Emisyon AzaltÕmÕ (VER – Voluntary/Verified Emission Reductions); Kyoto Protokolü’ne taraf olmayan ülkelerde ve/veya Kyoto Protokolü Ek-A listesi dÕúÕnda kalan sektörlerde 218 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 uygulanmaktadÕr. Baúta yenilenebilir enerji ya da enerji tasarrufu olmak üzere sera gazÕ emisyonlarÕnÕn azaltÕlmasÕna yol açan projelere, karbon emisyonlarÕnÕn etkinlik sahibi kiúi ya da kurumlarca gönüllü olarak dengelenmesi amacÕyla, uluslararasÕ uçuúlara veya konferans ya da spor karúÕlaúmalarÕ gibi büyük uluslararasÕ etkinliklere finansal deste÷in sa÷lanmasÕnÕ içermektedir. Gönüllü karbon ticareti karbon kredilerinin úirketler hatta bireyler tarafÕndan alÕmÕnÕ teúvik eder. Gönüllü/OnaylÕ Emisyon AzaltÕm projeleri arasÕnda yer alan en önemli projeler rüzgar enerjisi projeleri olmaktadÕr. Ülkemizde de bu uygulamalar rüzgar enerjisi ile baúlamÕú olup, gün geçtikçe bu uygulamalar artmaktadÕr. Protokolde yukarÕda belirtilen mekanizmalarÕn iúleyiúi yer almamÕútÕr. Ancak, uygulama döneminin baúlangÕç tarihi olan 2008 yÕlÕna kadar gerekli çalÕúmalar yapÕlarak uygulanmasÕna yönelik tüm esaslar ve detaylar belirlenmiútir. Protokolün ilk uygulama dönemi 2012 yÕlÕnda sona erecektir. Halen 2012 sonrasÕ için çalÕúmalar yapÕlmaktadÕr. Bu çalÕúmalar Bölüm 10.4.7.’de yer almaktadÕr. 10.4.6. Sözleúme ve Kyoto Protokolü KarúÕsÕnda Türkiye’nin Pozisyonu øklim De÷iúikli÷i Çerçeve Sözleúmesi 1992 yÕlÕnda imzaya açÕldÕ÷Õnda Türkiye tarafÕndan imzalanmamÕútÕr. Türkiye’nin geliúmiú ülkelerle birlikte hem EK-I hem de a÷Õr yükümlülükleri olan EK-II listelerinde yer almÕú olmasÕ ve bu durumun geliúmiúlik düzeyi ile ba÷daúmadÕ÷Õ dikkate alÕnarak, ülkemiz tarafÕndan Sözleúmeye taraf olunmamÕú ve. uzun bir süre eklerden çÕkmak için çaba sarf edilmiú ancak, bu talep kabul görmemiútir. Daha sonra, Türkiye Ek-II listesinden çÕkarÕlmasÕ ve “ülkenin özel koúullarÕ” dikkate alÕnarak Ek-I listesinde kalmasÕ konusunda bir öneride bulunmuútur. Bu önerinin 2001 yÕlÕnda Marakeú’te 7. Taraflar KonferansÕnda (COP-7) kabul edilmesi üzerine TBMM’de Sözleúmeye taraf olma tartÕúÕlmÕú ve onaylanmÕútÕr. 24 MayÕs 2004 tarihinde Sözleúmeye resmen taraf olunmuútur. Türkiye’nin bu çabalarÕ sÕrasÕnda Sözleúme çerçevesinde Kyoto Protokolü imzaya açÕlmÕú, ancak Sözleúmeye henüz taraf olmadÕ÷Õ için ülkemizce Protokol de imzalanmamÕútÕr. Daha sonra, Sözleúmenin Ek-II listesinden çÕkarak Sözleúmeye taraf olan Türkiye, bir süre sonra Protokole de sÕcak bakmÕú ve 26 A÷ustos 2009 tarihinde Kyoto Protokolü’ne taraf olmuútur. Kyoto Protokolü imzaya açÕldÕ÷Õnda Türkiye Sözleúemeye taraf olmadÕ÷Õ için Protokolde ülkelerin sayÕsal hedeflerinin bulundu÷u listede yer almamakta ve dolayÕsÕyla 2008-2012 arasÕnda bu tür bir yükümlülü÷ü bulunmamaktadÕr. 10.4.7. Kyoto Protokolü Sürecinde 2012 SonrasÕ için Dünyadaki ÇalÕúmalar Kyoto Protokolü’nün ilk uygulama dönemi 2008 - 2012 yÕllarÕnÕ kapsamaktadÕr. Söz konusu ilk dönem baúlamadan 2012 sonrasÕnÕn úekillenmesi için çalÕúmalara baúlanmÕútÕr. 2006 yÕlÕnda Nairobi’de gerçekleútirilen 12. Taraflar KonferansÕnda (COP-12) Protokol’ün 2012 sonrasÕnda nasÕl ilerleyece÷ine dair tartÕúmalar resmen baúlamÕútÕr. Daha sonra, 2012 sonrasÕnÕn belirlenmesine yönelik gözler 12-14 AralÕk 2007 tarihlerinde Endonezya - Bali’de düzenlenen Birleúmiú Milletler øklim De÷iúikli÷i 13. Taraflar KonferansÕna (COP-13) ve Kyoto Protokolü 3. Taraflar BuluúmasÕna Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 219 (COP/MOP3) çevrilmiútir. Ancak, Bali’de beklenildi÷i kadar önemli ve somut kararlar alÕnamamÕútÕr. Müzakerelerin ana temasÕnÕ 2012 sonrasÕ önlemleri oluúturmuútur. Bali KonferansÕnÕn beklentilere cevap verememesine karúÕlÕk, önemli bir belge ortaya çÕkmÕútÕr. 2012 sonrasÕ için alÕnan bazÕ kararlar çerçevesinde hazÕrlanan bu belge “Bali Eylem PlanÕ”dÕr (Bali Action Plan). Bir sonraki taraflar konferansÕ COP-14 bir sene sonra Poznan’da yapÕlmÕú olup oldukça sönük geçmiútir. 2012 sonrasÕnÕn úekillenmesi 2009 yÕlÕ sonuna kadar tamamlanmasÕ hedeflenmiú ve kararlar Kopenhag’a (COP-15) bÕrakÕlmÕútÕr. Ancak, COP-15 de hayal kÕrÕklÕ÷Õ yaratmÕú ve konferanstan beklenen sonuçlar çÕkmamÕútÕr. øki hafta boyunca süren yo÷un toplantÕlar ve müzakereler sonucunda, 2012 sonrasÕnÕn úekillenmesine, sayÕsal hedeflerin belirlenmesine ve ilgili bir anlaúma metninin ortaya çÕkmasÕna yönelik beklentiler sonuçsuz kalmÕútÕr. Görüúmeler daha çok siyasi zeminde yürümüú olup, sonunda 19 AralÕk’a kalan Genel Kurul Oturumunda Kopenhag MutabakatÕ (Kopenhagen Accord) altÕnda siyasi bir niyet niteli÷indeki hukuki ba÷layÕcÕlÕ÷Õ olmayan bir belge ortaya çÕkmÕútÕr. Oldukça sÕnÕrlÕ bir katÕlÕmla úekillenen bu belgenin hazÕrlanmasÕnda “BASIC Grubu” olarak bilinen Brezilya, ABD, Güney Afrika, Hindistan, Çin’den oluúan grup etkili olmuútur. Ancak, bu belgeye birçok ülke tarafÕndan itiraz gelmiútir ve Kopenhag MutabakatÕ COP-15 tarafÕndan sadece not edilmiú olup, hukuki açÕdan herhangi bir ba÷layÕcÕlÕ÷Õ bulunmamaktadÕr. Meksika-Cancun’da 29.KasÕm-10 AralÕk 2010 tarihlerinde yapÕlan 16. Taraflar KonferansÕnda (COP-16) daha önceki konferanslarda yaúanan anlaúmazlÕklara ve ABD, Çin, Japonya arasÕndaki fikir ayrÕlÕklarÕna karúÕlÕk, birçok ülkenin katÕldÕ÷Õ bir mutabakat metni ortaya çÕkmÕú ve 193 ülke tarafÕndan bu metin imzalanmÕútÕr. AyrÕca, geliúmekte olan ve az geliúmiú ülkelerin sera gazlarÕnÕn azaltÕlmasÕ ve iklim de÷iúikli÷ine adaptasyonu için desteklenmesi amacÕyla “Yeúil øklim Fonu”nun çerçevesi oluúturulmuútur. Fonun ilk üç yÕlÕnÕn Dünya BankasÕ denetiminde çalÕúmasÕ planlanmaktadÕr. 10.4.8. Türkiye’deki ÇalÕúmalar Türkiye iklim de÷iúikli÷i ile ilgili olarak yaklaúÕk 1990 yÕlÕndan bu yana çalÕúmalar yapmaktadÕr. Ancak, Türkiye’nin øklim De÷iúikli÷i Çerçeve Sözleúmesine taraf olmasÕndan bu yana çalÕúmalar hÕzlanmÕú ve uluslararasÕ platformlarda daha etkin olmaya baúlamÕútÕr. Özellikle, Çevre ve ùehircilik BakanlÕ÷Õ (Eski adÕyla Çevre ve Orman BakanlÕ÷Õ) koordinasyonunda ve Birleúmiú Milletler KalkÕnma ProgramÕ (UNDP) deste÷i ile önemli çalÕúmalar yürütülmektedir. Bu çalÕúmalardan bazÕlarÕ tamamlanmÕú, bazÕlarÕ ise devam etmektedir. Bu çalÕúmalardan önemli olan bazÕlarÕ aúa÷Õda verilmektedir. ƒ ƒ ƒ ƒ ƒ Ulusal øklim De÷iúikli÷i Stratejisi (MayÕs 2010 tarihinde tamamlanmÕútÕr.) Ulusal øklim De÷iúikli÷i Eylem PlanÕ (MayÕs 2011 tarihinde tamamlanmÕútÕr.) øklim De÷iúikli÷i ile Mücadele için Kapasitelerin ArtÕrÕlmasÕ Projesi Türkiye’nin øklim De÷iúikli÷ine Uyum Kapasitesinin ArtÕrÕlmasÕ Projesi “Ikinci Ulusal Bildirim”in hazÕrlanmasÕ (øklim De÷iúikli÷i Çerçeve Sözleúme÷i gere÷i Birleúmiú Milletlere sunulmak üzere) 220 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 AyrÕca, Sözleúme gere÷i her yÕl Ulusal Emisyon Envanteri hazÕrlanarak Birleúmiú Milletlere sunulmaktadÕr. Ülkemizde, iklim de÷iúikli÷i çevre mevzuatÕnda pek yer almamakla birlikte, Sözleúmeye taraf olunmasÕndan sonra bazÕ adÕmlar atÕlmaya baúlanmÕútÕr. Bu çerçevede, Sera gazÕ azaltan projelerin ve gönüllü emisyon ticaretine katÕlan projelere yönelik olarak hazÕrlanan “Sera GazÕ Emisyon AzaltÕm Sa÷layan Projelere øliúkin Sicil øúlemleri Tebli÷i” 7 A÷ustos 2010 tarih ve 27665 sayÕlÕ Resmi Gazete’de yayÕmlanarak yürürlü÷e girmiútir. Daha sonra, Tebli÷’de de÷iúiklik yapÕlmÕú ve de÷iúiklik yapÕlmasÕna yönelik tebli÷ de 22 Ekim 2011 28092 sayÕlÕ Resmi Gazete’de yayÕnlanmÕútÕr. Kısaltmalar AB BAT BGD BM BYT CCS CDM CH4 CO CO2 COP ÇED EGR EOR ET EU IEA IGCC IPCC IPPC KP KTD LCP N 2O NOX OECD PM SO2 TÜİK UNDP Avrupa Birliği Best Available Techniques Baca Gazı Desülfürizayon Birleşmiş Milletler Büyük Yakma Tesisleri Carbon Capture and Storage Clean Development Mechanism Metan Karbon monoksit Karbon dioksit Taraflar konferansı Çevresel Etki Değerlendirmesi Enhanced gas recovery Enhanced oil recovery Emission Trading European Union International Energy Agency Integrated Gasification Combined Cycle Intergovernmental Panel on Climate Change Integrated Pollution Prevention and Control Kyoto Protokolü Karbon Tutma ve Depolama Large Combustion Plants Diazot monoksit Azot oksitler Organization for Economic Co-operation and Development Partikül madde Kükürt dioksit Türkiye İstatistik Kurumu Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 221 Kaynaklar 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. www.cevresehircilik.gov.tr DEK-TMK Temiz Kömür Teknolojileri ÇalÕúma Grubu Raporu,2009 www.unfccc.int Caring for Climate-A Guide to the Climate Change Convention and Kyoto Protocol, UNFCCC, 2006 Intergovernmental Panel on Climate Change, IPCC DEK-TMK øklim De÷iúikli÷i ve Enerji Sektörü Raporu, 2008 Sera GazÕ Emisyon Envanteri, 2011, TÜøK Turkey Greenhouse Gas Inventory, 1990 to 2009-Annual Report for submission under the Framework Convention on Climate Change, Turkish Statistical Institute,2011 IEA, Key World Energy Statistics 2010 IEA Key World Energy Statistics 2011 IEA, CO2 Emissions from Fuel Combustion, Highlights, (2011 Edition) IEA Presentation in Workshop on Carbon Capture and Storage, Oslo-Norway, 21-22/06/2007 øklim De÷iúikli÷i Sorununda Teknolojik ArayÕúlar, Karbon Tutma ve Depolama (Carbon Capture and Storage-CCS), S.TÜZÜNER, DEK-TMK 11. Enerji Kongresi 21-23 Ekim 2009, øzmir 9. 10. 11. 12. 13. 222 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 11. ENERJİ VERİMLİLİĞİ 224 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 11. ENERJø VERøMLøLøöø Türkiye gittikçe artan ve ekonomik ve sosyal açÕdan önem arz eden bir enerji talebi ile karúÕ karúÕyadÕr. 1990-2008 yÕllarÕ arasÕnda birincil enerji tüketimi yÕlda ortalama % 4.4 ile sürekli olarak artmÕútÕr. Bu yüksek artÕú hÕzÕ nedeniyle Türkiye’de úimdiye kadar büyük oranda arz cephesinden yaklaúÕlarak, büyümekte olan talebin, yeni tesisler kurularak karúÕlanmasÕna çalÕúÕlmÕú, bu süreçte enerji verimlili÷ine, arz cephesine oranla görece düúük öncelik verilmiútir. 2009 yÕlÕnda yürürlü÷e giren Elektrik Enerjisi PiyasasÕ ve Arz Güvenli÷i Strateji Belgesi’nde enerji verimlili÷i ve tasarrufa iliúkin hususlar da ele alÕnmÕútÕr. Söz konusu belgede enerji verimlili÷ini sa÷layacak tedbirlerin sosyal ve ekonomik geliúme hedeflerini etkilemeden uygulanmasÕ gereklili÷inin altÕ çizilerek, verimlili÷in artÕrÕlmasÕ, israfÕn önlenmesi ve enerji yo÷unlu÷unun gerek sektörler bazÕnda gerekse makro düzeyde azaltÕlmasÕna iliúkin adÕmlarÕn atÕlaca÷Õ ve elektrik üretimi, iletimi ve da÷ÕtÕmÕnda teknik kayÕplarÕn asgariye indirilmesi ve da÷ÕtÕmda kaçak kullanÕmÕn engellenmesi sa÷lanaca÷Õ belirtilmektedir. 15 Nisan 2010 tarihli Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanlÕ÷Õ 2010-2014 Stratejik PlanÕnda da AMAÇ-3 Enerji verimlili÷ini arttÕrmak maddesinde; 2008 yÕlÕnda 282 kg eúde÷eri petrol/1.000 dolar olan enerji yo÷unlu÷unun 2023 yÕlÕna kadar, 2008 yÕlÕna göre %20 oranÕnda düúürülmesi, 2014 yÕlÕnda birincil enerji yo÷unlu÷unda 2008 yÕlÕna göre %10 azalma: 254 kg eúde÷eri petrol/1.000 dolar, mevcut kamu elektrik üretim santrallerinde yeni teknolojiler kullanÕlarak verimi yükseltmek ve üretim kapasitesini artÕrmak için yapÕlan bakÕm, rehabilitasyon ve modernizasyon çalÕúmalarÕnÕn 2014 yÕlÕ sonuna kadar tamamlanmasÕ olarak di÷er bazÕ hedefler belirlenmiútir Politika belgelerinde çeúitli nihai kullanÕm sektörlerinde yapÕlacak potansiyel enerji verimlili÷i iyileútirmelerinin Türkiye’de enerji talep tahminlerini aúa÷Õ çekebilece÷i öngörülmüú olmakla birlikte, enerji sektörü yönetimince son yÕllara kadar bu anlamda kapsamlÕ ve sonuç odaklÕ bir politika izlenememiútir. 2007 yÕlÕ ve sonrasÕnda yasal çerçevede önemli de÷iúiklikler yapÕlmÕú olup, halen bu de÷iúikliklerin uygulamaya dönüúmesi süreci yaúanmaktadÕr. Türkiye, son birkaç yÕlda Enerji Verimlili÷i Kanunu ve 11 adet ikincil mevzuat ile e÷itim ve bilinçlendirme faaliyetleri, belli büyüklüklerde sanayi ve ticari binalara enerji yönetimi zorunlulu÷u, ùirket yetkilendirmeleri ile EV hizmet piyasasÕn geliútirilmesi, KOBø’ler ve endüstriyel kuruluúlar için sÕnÕrlÕ bir hibe programÕ gibi konularda önemli geliúmeler olmasÕna ra÷men, enerji talebinin somut úekilde azaltÕlabilmesi için, enerji verimlili÷i konusunda daha etkin stratejiler geliútirilmesine ve adÕmlar atÕlmasÕna ihtiyaç duymaktadÕr. Halen kurumsal yetersizlikler, mali desteklerin, enerji verimlili÷i potansiyelinin de÷eri ile kÕyaslandÕ÷Õnda çok düúük seviyelerde kalmasÕ, her seviyede eksik bilgi ve farkÕndalÕk ve hatta yeni mevzuattaki uygulanabilirli÷i olmayan bazÕ hususlar; enerji verimlili÷inde istenen sonucun alÕnmasÕnÕ geciktirmektedir. Türkiye’nin kiúi baúÕna toplam birincil enerji tüketimi ve elektrik tüketimi OECD ortalamasÕ olan kiúi baúÕna 4.28 TEP ve 8,012 kWh tüketim ile kÕyaslandÕ÷Õnda 2009 yÕlÕnda 1.36 TEP birincil enerji tüketimi ve 2,296 kWh elektrik tüketimi en düúük Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 225 ülkeler arasÕnda yer almaktadÕr. Bununla beraber, Türkiye ekonomisi geliúmiú ülkelerle karúÕlaútÕrÕldÕ÷Õnda “enerji yo÷un” ve “karbon yo÷un” olarak de÷erlendirilebilir. OECD ortalamasÕ olan 0.18 TEP/dolar 1,000 Gayrisafi Yurtiçi Milli HasÕla ile karúÕlaútÕrÕldÕ÷Õnda 0.27 TEP enerjiyle 1.000 dolar GSYMH üretmek için daha fazla enerji harcanmaktadÕr (2000 yÕlÕ ABD dolarÕ de÷eri ile). Tablo 11.1. Seçilmiú BazÕ Ülkelerde Enerji Göstergeleri, 2009 YÕlÕ De÷erleri Bölge/Ülke Nüfus (Milyon) GSYMH (Milyar Dolar 2000) Birincil Enerji BET / Elektrik Tüketimi(BET) Nüfus Tüketimi/ (mTEP) Nüfus (TEP/kiúi) (kWh/kiúi) 2,730 12,150 1.80 8,012 5,238 4.28 2,296 97,7 1.36 2,631 2, 257 1.70 12,884 2,162 7.03 555 3.89 6,781 472 3.71 7,833 483 3.97 7,494 196 3.18 5,693 18,6 3.37 6,248 165 2.74 6,648 6,004 126 2.75 78 4.73 6,897 30 2.61 5,540 4,815 24 2.27 4,401 17,48 2.30 42 4.00 6,103 2,026 174 1.63 202 0.88 609 Enerji Yo÷unlu÷u (TEP/1000 Dolar 2000) 0.31 0.18 0.27 0.77 0.19 0.16 0.10 0.18 0.12 0.11 0.13 0.18 0.18 0.18 0.20 0.91 0.55 0.24 0.78 Karbondioksit Yo÷unlu÷u (kg CO2/ Dolar2000) 0.73 0.41 0.72 2.33 0.46 0.38 0.22 0.24 0.28 0.28 0.40 0.40 0.41 0,54 0.43 0.56 1.45 0.55 1.46 DÜNYA OECD TÜRKøYE Çin ABD Almanya Japonya Fransa øngiltere Danimarka øtalya øspanya Hollanda Yunanistan Portekiz Bulgaristan Çekoslavakya Meksika Endonezya 6,761 1,225 72 1,331 308 82 127 65 62 6 60 46 17 11 11 8 11 107 230 39,674 29,663 357 2,938 11,357 1,999 4,872 1,473 1,677 167.7 1,111 713 433 168 123 19 76 724 258 2000 yÕlÕ ABD dolar de÷eri bazÕnda GSYMH Kaynak: IEA, Dünya Enerji østatistikleri, 2011 Türkiye’nin enerji yo÷unlu÷u AB’nin ortalama de÷erleriyle de mukayese edildi÷inde oldukça yüksektir; 2007 yÕlÕnda Türkiye’nin enerji yo÷unlu÷u Avro bazÕnda 251 KEP/1,000 Avro iken (2008 yÕlÕ 245 Avro), AB’nin ortalama de÷eri 169 Avro’dur (2008’de 167 Avro) (ùekil 11.1:). 226 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 GSYMH 2000 yÕlÕ sabit döviz kurlarÕ ile ùekil 11.1. 1997-2007 YÕllarÕ ArasÕnda AB 27’de ve Seçili AB Ülkelerinde Enerji Yo÷unlu÷u Kaynak: EUROSTAT AB üyesi ülkelerin ekonomilerinin enerji yo÷unluklarÕ bütün sektörlerin ortak çabalarÕyla azaltÕlmÕútÕr. 1990-2004 yÕllarÕ arasÕnda, bütün AB ekonomisi için enerji verimlili÷i endeksi düúmüú olup, bu durum %14 oranÕnda artan enerji verimlili÷ini göstermektedir. Bütün sektörler de÷iúen enerji yo÷unluklarÕyla bu sonuca katkÕda bulunmuútur; söz konusu iyileútirmeye sunulan katkÕlarda konutlarÕn payÕ %10, ulaúÕmÕn payÕ %11 ve sanayinin payÕ ise %20 düzeyindedir. Enerji yo÷unlu÷u ekonomi ve sanayinin yapÕsÕndan önemli oranda etkilenmektedir. Ancak, Türkiye’nin bazÕ Avrupa ülkelerinin 2.5 katÕ daha fazla enerji yo÷un olma özelli÷i taúÕdÕ÷Õ gerçe÷i unutulmamalÕdÕr (ùekil 11.2). ùekil 11.2. 1996- 2007 YÕllarÕ ArasÕnda BazÕ Ülkelerle ve Türkiye’de Enerji Yo÷unlu÷u, 2008 Kaynak: EURO STAT Energy, transport and environment indicator,2010 edition Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 227 Di÷er taraftan, nihai kullanÕm enerji verimlili÷inin gerçek anlamda karúÕlaútÕrmasÕ için, kÕyaslamanÕn GSMH satÕn alma gücü paritesi bazÕ ile nihai kullanÕm enerji tüketim rakamlarÕ arasÕnda yapÕlmasÕ gerekmektedir. ùekil 11.3’de gösterildi÷i üzere, 2007 yÕlÕ için Türkiye enerji tüketiminin enerji yo÷unlu÷u hâlâ Avrupa Birli÷i’ndekinden % 30 daha yüksektir ve bu durum, enerji verimlili÷i iyileútirmelerinin maliyet etkin bir úekilde yapÕlabilece÷ini göstermektedir. ùekil 11.3. Türkiye’nin SatÕn Alma Gücü BazlÕ Enerji Yo÷unlu÷unun KÕyaslamasÕ 2009 IEA Türkiye raporuna göre, “Enerji verimlili÷inin iyileútirilmesinin, Türkiye’nin enerji arzÕndaki zorluklarÕn giderilmesinde önemli rolü olaca÷ÕnÕ vurgulamaktadÕr. Sanayi üretiminin arttÕ÷Õ, özel araç kullanÕmÕnÕn hÕzla yayÕldÕ÷Õ ve önemli sayÕda yeni inúaatÕn öngörüldü÷ü bir ülkede, ulaúÕm ve binalarÕn; hem mevcut stoklarÕn iyileútirilmesi hem de yenilerin daha verimli úekilde kullanÕma girmesi için kÕsa ve uzun dönemli planlarÕn hazÕrlanmasÕ ve uygulanmasÕ úarttÕr. Enerjiyle ilgili CO2 emisyonlarÕ 1990 yÕlÕndan bu yana iki katÕndan fazla artmÕútÕr ve orta ve uzun vadede enerji talebine paralel olarak bu artÕúÕn hÕzlÕ bir úekilde devam etmesi olasÕdÕr. UluslararasÕ Enerji AjansÕ, Türkiye’nin iklim de÷iúikli÷iyle baú etmek ve emisyonlarÕnÕ sÕnÕrlandÕrmak için “nicel bir genel hedef koyulmasÕnÕ” ve 2012 sonrasÕ rejimiyle ilgili çabalara devam edilmesini tavsiye etmektedir. OlasÕ nicel hedefteki en önemli katkÕyÕ yapacak olan önlem ise, UluslararasÕ Enerji AjansÕnÕn da belirledi÷i üzere enerji verimlili÷inin arttÕrÕlmasÕdÕr. Türkiye enerji tüketimindeki hÕzlÕ büyüme oranÕndan dolayÕ büyük bir tasarruf potansiyeline sahiptir. EøE’nin çalÕúmalarÕ ülkede 2020 yÕlÕnda 222 milyon TEP birincil enerji talebi içinde muhtemelen %15 enerji tasarrufunda (30 MTEP) bulunulabilece÷ini göstermektedir. Di÷er taraftan Dünya BankasÕ tarafÕndan yapÕlan bir çalÕúmada ise %27 enerji tasarrufu potansiyelinin varlÕ÷Õna iúaret edilmektedir. Aúa÷Õdaki Tablo’da belirtilen de÷erlerin kapsamlÕ etüt çalÕúmalarla teyit edilmesine ihtiyaç olmakla birlikte enerji yo÷unlu÷u de÷erleri kÕyaslamalarÕ bu potansiyeli do÷rular niteliktedir. 228 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Tablo 11.2. Türkiye’de Enerji Tasarrufu Potansiyeli 2008 (WB) Tasarruf Tasarruf Potansiyeli, % Potansiyeli, ‘000 TEP/yÕl Elektrik YakÕt Sanayi Demir-Çelik Çimento Cam Ka÷Õt Tekstil GÕda Kimyasal Di÷er Bina Konut Kamu ve Ticari Toplam %25 21 19 25 29 10 34 22 21 57 30 18 32 18 64 yok yok %30 29 46 29 20 %27 Kaynak: Dünya BankasÕ 8,015 1,402 1,124 261 206 1,097 891 2,283 729 7,160 5,655 1,505 15,152 Sanayi ve bina sektörleri EV iyileútirmesi için en fazla imkânÕ sunan sektörlerdir; ayrÕca sektörler arasÕnda potansiyel enerji verimlili÷i kazancÕnda farklÕlÕklar olmasÕna ra÷men, sanayi sektöründeki büyük miktardaki enerji tüketimi bu sektörü EV yatÕrÕmlarÕnÕn teúviki için hedef sektör haline getirmektedir. AyrÕca, bina sektörünün daha yüksek oranda verimlilik kazancÕ sa÷lama potansiyeli mevcuttur, çünkü bu alanda úimdiye dek fazla bir úey yapÕlmamÕútÕr. 2000 öncesinde yapÕlmÕú binalar bugünkü yönetmeliklere göre iki misli enerji harcamaktadÕr. Bina mevzuatÕnda önemli bazÕ revizyonlar yapÕlmÕú ve bir etiketleme yönetmeli÷i (Binalarda Enerji PerformansÕ Yönetmeli÷i) yürürlü÷e konmuú olmasÕna ra÷men, mevcut enerji verimi düúük bina stoku ve buzdolabÕ, klima, kazan gibi kurulu cihazlar henüz elde edilmemiú büyük bir EV potansiyeli sunmaktadÕr. 6-7milyon binanÕn enerji tüketimini yarÕya yarÕya azaltacak kapsamlÕ bir rehabilitasyon hareketine ihtiyaç vardÕr. Bu giriúimin yüz binlerce iú yaratabilme potansiyeline de sahip olabilece÷i yurtdÕúÕndaki birçok uygulamadan çÕkan sonuçlarla de÷erlendirilmektedir. AyrÕca bugün geçerli olan yeni binalarÕn tabii olaca÷Õ úartlarÕ belirleyen yönetmeliklerin öngördü÷ü úartlar Avrupa’da benzer derece-gün úartlarÕna sahip ülkelere kÕyasla %30 daha verimsizdir. 2010 yÕlÕnda EøE koordinasyonunda UNDP GEF destekli 3 proje baúlatÕlarak sanayi, bina ve elektrikli aletlerinde enerji verimlili÷ini arttÕracak çalÕúmalara ilgili tüm kamu kuruluúlarÕ ve özel sektörün de katÕlÕmÕ sa÷lanacaktÕr. Bu projelerin mevcut engellerin giderilmesine önemli katkÕlar sa÷lamasÕ beklenmektedir. AyrÕca Hollanda hükümeti tarafÕndan desteklenen Türkiye’de Enerji Verimlili÷i øzleme ve De÷erlendirmesinin Geliútirilmesi Projesi ile enerji verimlili÷i programlarÕnÕn izlenmesi ve de÷erlendirilmesi konularÕnda bilgi birikimi sa÷lama, enerji tasarrufu potansiyellerinin hesaplanma yöntemleri, enerji verimlili÷i politikalarÕnÕn etkilerinin Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 229 de÷erlendirilmesi yöntemleri gerçekleútirilmiú olacaktÕr. ve öncelikli sektörlerde pilot uygulamalar EÜAù’a ait elektrik üretim tesislerinin emre amadeliklerini arttÕrmak, tesis performansÕnÕ ve verimlili÷ini yükseltmek, insan kaynaklarÕnÕn geliúimine katkÕ sa÷lamak rasyonel iúletme koúullarÕna eriúme hedefiyle “BakÕm Yönetim Sistemi” kurma ön çalÕúmalarÕ büyük oranda tamamlanmÕútÕr. EÜAù tarafÕndan HES ve termik santralarÕnda rehabilitasyon çalÕúmalarÕ sürdürülmektedir. 2004 yÕlÕnda FransÕz EDF firmasÕ tarafÕndan önemli santrallarÕmÕzÕn rehabilitasyonu ile ilgili olarak fizibilite çalÕúmalarÕ baúlatÕlmÕútÕr. En ekonomik bulunan Keban HES’in rehabilitasyon projesinin fizibilite raporu EDF ile birlikte hazÕrlanmÕútÕr. YaklaúÕk 70 milyon dolarlÕk yatÕrÕmla santralÕn verimi, emre amadeli÷i ve güvenirlili÷i artÕrÕlacak ve bu yatÕrÕm yÕlda ilave 18 – 20 milyon dolar getiri sa÷layarak 3,5 – 4 yÕlda kendisini amorti etmesi beklenmektedir. HES türbinlerindeki verim 1960’larda %88, 1990’larda %90 civarÕnda iken bugün %95’leri aúmaktadÕr. YapÕlan bir ön çalÕúmaya dayanarak bazÕ santralarda olabilecek verim artÕúlarÕ aúa÷Õdaki Tablo 11.3’de listelenmiútir. (Muzaffer Baúaran, 2010). Tablo 11.3. Türkiye’de HESlerde Üretimde Enerji Verimlili÷inin ArttÕrÕlmasÕ Potansiyeli Verim Verimlilik Üretim Potansiyeli Ünite artÕsÕ Güç milyon kWh/yÕl % kWh/yÕl sayÕsÕ Santral adÕ (MW) Yaú Keban 1.328 32 6.600 8 3,5 Karakaya 1.800 19 7.500 6 2,4 Hasan U÷urlu 500 27 1.217 4 3,5 AltÕnkaya 702,6 19 1.632 4 2,4 Kesikköprü 76 39 250 2 5,2 Gökçekaya 279 33 400 3 4,3 Do÷ankent 74,5 25 176 1 3,2 Aslantaú 138 22 569 3 2,8 SarÕyar 160 50 300 4 6,7 HirfanlÕ 128 46 300 4 6,2 Suat U÷urlu 69 24 350 3 3,1 økizdere 18,6 45 110 3 6 Almus 27 40 100 3 5,3 Demirköprü 69 46 80 3 6,2 Kapulukaya 54 17 190 3 2,1 Toplam Enerji Kazanç milyon 231,0 180,0 42,6 39,2 13,0 17,2 5,6 15,9 20,1 18,6 10,9 6,6 5,3 5,0 4,0 614,9 Tablodan da görüldü÷ü üzere HES’lerde 615 milyon kWh enerji verimlili÷i potansiyeli mevcuttur. Benzer olarak termik santralarda da (16 adet termik santralde) kÕsÕm kÕsÕm rehabilitasyon çalÕúmalarÕ devam etmektedir. Rehabilitasyon projeleri kapsamÕnda santralarÕn performansÕ, güvenilirli÷i, ömrünün artÕrÕlmasÕ ve çevre mevzuatÕna uygunlu÷un sa÷lanmasÕ da amaçlanmaktadÕr (T.YÕldÕz 2011 Bütçe konuúmasÕ). Bu 230 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 çalÕúmalar kapsamÕnda Afúin Elbistan A, Çatala÷zÕ, Kangal Orhaneli Seyitömer, Tunçbilek, Soma-B, ve Yeniköy santralarÕnda öngörülen çalÕúmalarla 11 milyar kWh civarÕnda bir enerji artÕúÕ beklenmektedir (Muzaffer Baúaran,Nisan 2011). Elektrik da÷ÕtÕm sistemindeki en önemli sorun olan kayÕp-kaçaklardÕr. Kaçak kullanÕm her ne kadar ekonominin içinde üretime dönse veya vatandaú refahÕ için harcansa da parasÕ ödenmeyen elektri÷in çok verimsiz úekilde kullanÕlaca÷Õ açÕktÕr. KayÕp-kaçak kontrolü amacÕyla, 2003-2010 (Ekim) döneminde toplam 39,3 milyon abone taramasÕ yapÕlmÕú olup bu çalÕúmalar sonucunda önemli boyutta kaçak tespit edilmiútir. Elektrikteki kayÕp-kaçak oranlarÕ, yapÕlan çalÕúmalar sonucunda, 2002 yÕlÕnda yüzde 21 seviyesinden 2010 yÕlÕnda yaklaúÕk yüzde 15 seviyesine düúürülmüútür .(T.YÕldÕz 2011 Bütçe konuúmasÕ). Da÷ÕtÕm özelleútirmeleri ile kayÕp kaçak oranlarÕnÕn daha makul seviyelere indirilmesi beklenmektedir. Enerji PiyasasÕ Düzenleme Kurulunun AralÕk 2010 tarihli toplantÕsÕnda; 2011- 2015 uygulama dönemine iliúkin da÷ÕtÕm faaliyeti kayÕp kaçak hedefi (KKH) oranlarÕnÕ aúa÷Õdaki úekilde belirlemiútir. Tablo 11.4. Da÷ÕtÕm Faaliyeti KayÕp Kaçak Hedefleri (EPDK) Ancak özelleúen da÷ÕtÕm bölgelerinde bu kayÕp geri kazanÕm oranlarÕnÕn gerçek yatÕrÕmlarla sa÷lanmasÕ, hesaplarÕn kayÕplarÕn geri kazanÕlmÕú gibi düzenlenmemesi veya kayÕplarÕn baúka harcama kalemlerinde gösterilmemesi için úirketlerin yakÕn denetimi úarttÕr. KayÕplarÕn azaltÕlmasÕnÕn etkisinin üretimde de azalma ile de teyid edilmesi gereklidir. Kaynaklar 1. IAE, Dünya Enerji østatistikleri, 2011. 2. ODYSSEE veri tabanÕ. 3. IEA Ülkeleri Enerji PolitikalarÕ-Türkiye – 2009 Gözden Geçirmesi Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 231 232 Asfaltit (B.Ton) 1 177 173 2 750 11 306 4 960 682 38 038 649 58 38 129 -22 814 -21 471 -51 795 - 668 -51 795 - 668 51 795 668 14 0 2 916 -2 916 -2 916 - 774 172 765 211 208 1 391 1 221 1 221 432 0 51 795 668 14 2 916 1 144 1 918 (B.Ton) (B.Ton) (B.Ton) (B.Ton) Kok P.Kok Briket Petrol Odun 3.000 (B.Ton) H.Bit.Art. 2.300 (B.Ton) Doğalgaz 9.155 (106Sm3) Hidrolik 860 (GWh) Jeotermal 8600 (GWh) Bioyakıt 8.850 (B.Ton) Rüzgar 860 (GWh) Elektrik 860 (GWh) Jeo.Isı Diğer Isı (B.TEP) 1 391 Güneş 10.000 (B.TEP) 432 69 698 - 459 69 239 -55 503 -55 436 4 274 - 467 - 31 - 362 - 925 - 467 4 274 0 0 - 31 - 362 0 -1 832 1 046 179 2 777 0 11 306 4 960 0 - 131 7 28 2 544 35 722 7 089 370 - 439 -2 009 28 359 - 67 13 736 579 579 98 4 410 4 453 4 453 2 777 2 777 0 11 275 4 598 0 26 527 3 651 15 314 7 832 741 166 4 453 2 777 0 11 275 4 598 0 13 736 7 753 134 488 - 922 15 26 527 -1 103 - 241 15 314 0 0 0 0 14 14 0 0 -1 072 -37 370 171 992 171 992 80 306 18 161 5 583 2 612 2 612 1 221 166 432 432 130 2 156 26 98 16 10 611 1 609 93 202 5 227 344 604 1 722 4 26 9 3 938 13 991 145 523 898 14 11 275 11 275 4 598 4 598 1 118 4 134 3 634 35 942 8 140 984 135 458 97 2 180 1 524 98 144 18 174 51 795 15 831 668 94 2 916 1 320 211 207 48 932 6 986 2 70 16 56 557 6 226 494 14 145 5 326 327 2 303 48 461 543 226 1 055 130 5 983 5 983 481 481 12 425 5 251 243 251 6 988 200 117 91 143 85 634 5 509 1 391 1 057 334 302 302 2010 YILI GENEL ENERJİ DENGESİ (Orjinal Birimler) T.Köm. Linyit (B.Ton) (B.Ton) 2 524 21 333 Yerli Üretim (+) İthalat (+) İhracat (-) İhrakiye (-) Stok Değişimi (+/-) İstatistik Hata (+/-) Birincil Enerji Arzı 1 712 25 568 Çevrim ve Enerji Sektörü -12 951 -7 582 Elektrik Santralları Hava Gazı Fab (-) Kok Fabrikaları Briket Petrol Rafinerileri İç Tüketim ve Kayıp Toplam Nihai Enerji Tüketimi -5 322 - 47 12 617 Sektörler Toplamı Sanayi Tüketimi 12 617 5 090 1 528 84 Demir Çelik Kimya-Petrokimya Petrokimya Feedstock Gübre Çimento Şeker Demirdışı Metaller Diğer Sanayi 2 3 027 74 375 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Ulaştırma Demiryolları Denizyolları Havayolları Boru Hatları Karayolları Diğer Sektörler 7 527 Konut ve Hizmetler Tarım 7 524 3 Enerji Dışı Elektrik Enerjisi Üretimi (GWh) Kurulu Güç Kapasitesi (MW) 18 120 3 616 2010 YILI GENEL ENERJİ DENGESİ (Bin Tep) Asfaltit 508 115 2 072 98 165 3 392 1 166 22 081 15 921 625 34 823 594 53 34 907 -20 887 -19 657 -4 454 - 575 -4 454 - 575 0 4 454 575 12 251 - 251 - 251 - 67 14 858 18 164 1 391 1 221 1 221 432 0 4 454 575 12 251 Kok P.kok Briket Odun Hay.ve Bit.Art. Petrol D.Gaz Hidrolik Jeotermal Bioyakıt Rüzgar Elektrik 1 391 Toplam K.Yak. Jeo.Isı Diğer Isı Güneş 432 Toplam T.Köm. 15 505 Linyit 1 511 13 734 Yerli Üretim (+) İthalat (+) İhracat (-) İhrakiye (-) Stok Değişimi (+/-) İstatistik Hata (+/-) Birincil Enerji Arzı - 119 15 385 -9 306 -9 288 2 823 - 970 - 257 -9 - 109 -13 238 - 888 - 257 2 823 0 0 -9 - 109 -14 252 -1 554 460 114 2 093 0 3 392 1 166 38 089 - 48 -1 21 86 234 15 479 2 671 36 566 7 250 387 - 472 -1 908 29 221 32 493 87 409 8 009 387 - 332 -1 908 109 266 -25 894 -19 678 - 970 Çevrim ve Enerji Sektörü -7 393 -3 574 Elektrik Santralları Hava Gazı Fab (-) Kok Fabrikaları Briket Petrol Rafinerileri İç Tüketim ve Kayıp Toplam Nihai Enerji Tüketimi - 18 6 079 203 203 34 2 904 3 977 206 678 152 2 937 2 937 2 093 2 093 0 3 383 1 057 23 837 11 341 27 667 3 860 14 020 7 170 0 2 937 2 093 0 3 383 1 057 0 6 079 3 233 58 151 - 44 23 837 -1 060 395 27 667 -1 010 - 220 14 020 0 0 12 12 -3 793 - 26 8 086 0 0 - 92 -3 214 14 791 14 791 6 906 1 562 480 2 612 2 612 1 221 166 432 432 130 -2 162 -3 083 83 372 83 372 30 628 Sektörler Toplamı Sanayi Tüketimi 8 086 3 043 1 016 55 Demir Çelik Kimya-Petrokimya Petrokimya Feedstock Gübre Çimento Şeker Demirdışı Metaller Diğer Sanayi 1 625 21 34 12 8 461 778 20 44 2 182 14 817 150 541 956 4 130 59 52 2 916 64 15 51 510 5 700 452 1 728 18 227 356 633 1 855 4 26 9 3 975 12 458 28 198 4 168 12 47 19 1 055 130 6 740 1 471 1 855 81 4 629 147 763 14 943 15 328 Ulaştırma Demiryolları Denizyolları Havayolları Boru Hatları Karayolları Diğer Sektörler 2 846 2 846 168 3 383 168 3 383 1 057 1 057 12 12 497 12 496 1 1 252 4 278 3 459 6 396 2 5 042 13 169 5 530 223 230 6 397 17 10 7 838 7 364 474 1 391 1 057 334 302 302 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 35 942 8 140 Fert Başına Enerji Tüketimi kep/k. 984 135 458 97 1 482 Fert Başına Elk. Tüketimi kwh/k. 2 180 1 524 98 144 18 174 Net: Brüt: 51 795 15 831 2 347 2 865 668 94 2 916 1 320 170 541 956 240 13 421 33 956 28 868 5 089 3 459 211 207 48 932 Konut ve Hizmetler Tarım 5 042 1 Enerji Dışı Elektrik Enerjisi Üretimi (GWh) Kurulu Güç Kapasitesi (MW) 18 120 3 616 Nüfus (Milyon kişi) 74 233 234 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 235 236 SøLOPø ELEKTRøK ÜRETøM A.ù. TESøS YER KAPASøTE TEKNOLOJø VERøM ANA YAKIT ELEKTRøK ÜRETøMø : SøLOPø TERMøK SANTRALø : SøLOPø / ùIRNAK : 1 x 135 MWe FAAL, 2 x 135 MWe TESøS AùAMASINDA : DOLAùIMLI AKIùKAN YATAK : % 39 : ASFALTøT : FAAL ÜNøTE øÇøN 972.000.000 kwh / yÕl Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 CøNER GRUBU KURULUùUDUR    DÜNYA’DAVETÜRK7YE’DEGÜNEbENERJ7S7 YayŦnNo:0011/2009 ISBNNo:978Ͳ605Ͳ89548Ͳ2Ͳ3 ÇalŦƔmaGrubuÜyeleri:MehmetAteƔ,Hakan Demir,ErsinÜresin,benolTunç,HaticeErdi YayŦnYeriveTarihi:Ankara,Haziran2009 SayfaSayŦsŦ:222     TEM7ZKÖMÜRTEKNOLOJ7LER7 YayŦnNo:0015/2009 ISBNNo:978Ͳ605Ͳ89548Ͳ4Ͳ7 ÇalŦƔmaGrubuÜyeleri:ÖmerÜnver,Muzaffer BaƔaran,MücellaErsoy,NilgünErcan,Metin Gürkan,SevilGürkan,SelvaTüzüner YayŦnYeriveTarihi:Ankara,Mart2010 SayfaSayŦsŦ:160   B7YOYAKITLAR YayŦnNo:0016/2009 ISBNNo:978Ͳ605Ͳ89548Ͳ5Ͳ4 ÇalŦƔmaGrubuÜyeleri:Dr.F.FigenAr,Berrak D.S.TaƔdemir,Prof.Dr.FilizKaraosmanoŒlu, Prof.Dr.A.AliKoç,Prof.Dr.MustafaAcaroŒlu, Yrd.Doç.Dr.S.FerdaMutlu,Dr.FatmaSarsu, YurdanurÖzsöyler,GülenBölük,AslŦ7Ɣler,Ömer FarukAygün YayŦnYeriveTarihi:Ankara,Mart2010 SayfaSayŦsŦ:180     NÜKLEERSANTRALLAR YayŦnNo:0019/2010 ISBNNo:978Ͳ605Ͳ89548Ͳ6Ͳ1 ÇalŦƔmaGrubuÜyeleri:ÖmerÜnver,Muzaffer BaƔaran,BenanBaƔoŒlu,B.NazŦmBayraktar, Dr.UtkuSaŒdŦk,GültekinTürkoŒlu, Prof.Dr.A.OrhanYeƔin YayŦnYeriveTarihi:Ankara,AralŦk2010 SayfaSayŦsŦ:103     YukarŦdakikitaplarDünyaEnerjiKonseyiTürkMilliKomitesi’ndenteminedilebilir. Adres:CinnahCad.No:67/1506680ÇankayaͲAnkara Tel:(312)4428278–79 Faks:(312)4419610  EͲmail:[email protected] Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 237 238 Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi • Enerji Raporu 2011 DÜNYA ENERJİ KONSEYİ TÜRK MİLLİ KOMİTESİ Cinnah Cad. No. 67/15 06680 Çankaya/ANKARA Tel : (0312) 442 82 78 (pbx) Fax : (0312) 441 96 10 e-mail: [email protected] web-site: www.dektmk.org.tr


Comments

Copyright © 2025 UPDOCS Inc.